Kategoriler

Yenile

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Merkez Bankası açıklaması

Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, ATO Congresium'da gerçekleÅŸtirilen Hak-Ä°ÅŸ 14. OlaÄŸan Genel Kuruluna iÅŸtirak ederek, katılımcılara hitap etti. 

Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, salondakilerin "Dik dur eğilme işçiler seninle" şeklindeki tezahüratlarına "Hiç endişeniz olmasın, dik duracağız, dikleşmeyeceğiz, yolumuza aynen devam edeceğiz." karşılığını verdi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Bu vesileyle Bolu Belediyesinde, Genel BaÅŸkanlarının 'Hiç kimse dışarıya atılmayacak' dediÄŸi halde Hak-Ä°ÅŸ mensubu işçi kardeÅŸlerimin seçimden hemen sonra kapıya konmasını kınıyorum ve bu akÅŸam baÅŸka, sabah baÅŸka yalan söyleyenleri de tüm milletime ÅŸikayet ediyorum. Unutmayın ki Rezzak-u Alem olan Allah'tır, CHP deÄŸil. Bir kapı kapanır binlerce kapı açılır, hukuk yoluyla haklarımızı sonuna kadar savunacağız. Ä°nÅŸallah Hak-Ä°ÅŸ Konfederasyon olarak bu iÅŸin arkasındadır, bizler de yanındayız." diye konuÅŸtu. 

Hak-Ä°ÅŸ'in 43. kuruluÅŸ yıl dönümünü geride bıraktığını hatırlatarak, ilk günden bu yana sürdürdüğü emek, demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelesi için teÅŸekkürlerini ileten ErdoÄŸan, Hak-Ä°ÅŸ'in çalışmalarında emeÄŸi geçen ve katkısı olanları tebrik etti, toplantının hayırlara vesile olmasını diledi. 

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Ä°nancımızda ve kültürümüzde çalışmak, alın teriyle üretmek, hakkını aramak ve almak gerçekten çok deÄŸerli görülmüş, övgüyle karşılanmıştır. Rabbimizin 'Ä°nsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır' emri bize hem ahiretimizi hem dünyamızı kurtarmamız için yönelmemiz gereken istikameti göstermektedir. BaÅŸkası için çalışan insanın bunun karşılığında hak ettiÄŸi ücreti veya bedeli alma mücadelesi neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. DiÄŸer dinler gibi Ä°slam'da da emeÄŸin karşılığının tam ve zamanında ödenmesi konusuna çok büyük önem verilmiÅŸtir." deÄŸerlendirmesinde bulundu. 

Sendikaların bu mücadeleye öncülük eden kuruluşlar olarak takdire şayan bir konumda bulunduklarını söyleyen Erdoğan, "Hak-İş kurulduğu günden beri sadece işçinin, emekçinin hakkını aramakla kalmamış, aynı zamanda bağrından çıktığı toplumun tüm meseleleriyle de yakından ilgilenmiş bir sendikadır. Aynı alanda faaliyet gösteren, kendi milletinin değerlerine ve ülkesinin çıkarlarına duyarsız kimi yapıların tersine Hak-İş hep yerli ve milli bir anlayışla çalışmalarını yürütmüştür. 1980 darbesinden 28 Şubat müdahalesine ve 15 Temmuz'a kadar bu ülkenin zor zamanlarında hep hakkın ve hakikatin yanında yer alan Hak-İş Konfederasyonumuza bu onurlu duruşu için şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum." dedi.

VatandaÅŸların "Hak-Ä°ÅŸ seninle gurur duyuyor" ÅŸeklindeki tezahüratlarına "Biz sizlerle gurur duyuyoruz" karşılığını veren ErdoÄŸan, "Her mücadelesinde yanında olduÄŸum, her mücadelemizde yanımızda bulduÄŸum Hak-Ä°ÅŸ'in gelecekte de aynı ilkeli ve kararlı tavrını sürdüreceÄŸine yürekten inanıyorum. Türkiye'yi birlikte bugünlere getirdik, inÅŸallah yine birlikte geleceÄŸe taşıyacağız. 2023 hedeflerimize beraberce ulaÅŸacağız, bizden sonraki nesillere 2053 ve 2071 vizyonlarımızı beraberce emanet edeceÄŸiz. Çünkü biz bu milletin baÄŸrından doÄŸmuÅŸ kadrolarız, çünkü biz her ÅŸeyimizi borçlu olduÄŸumuz bu ülkeye aÅŸkla baÄŸlı, bu millete hizmet etmeyi ibadet sayan, yüreÄŸini ve bedenini bu yola adamış gönül erleriyiz, çünkü biz Türkiye'yiz." diye konuÅŸtu. 

Milletin ve özellikle de emekçinin yanında olmanın lafla olmayacağını belirten ErdoÄŸan, kendilerinin belediye baÅŸkanlığı, baÅŸbakanlık ve cumhurbaÅŸkanlığı süresince bu mücadeleyi verdiklerini ifade etti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Büyük büyük laflarla, yalanlarla, sloganlarla, ideolojik illüzyonlarla, hele hele içi boş vaatlerle milletimizi ve emekçilerimizi kandırmaya asla çalışmadık, bunun yerine bu ülkenin 82 milyon vatandaşının her birinin hayat seviyesini yükseltecek icraatlar ortaya koyduk. Zenginliği mevcut pastanın dağıtımını yaparak değil, pastayı büyüterek ve herkesin buradan hakkı olanı almasını sağlayarak milletimizin tamamına mal ettik. Her ne kadar son dönemdeki döviz dalgalanmaları sebebiyle uluslararası hesaplarda bir miktar gerileme yaşanmış olsa da fiilen milletimizin 17 yıl öncesinin çok üzerinde bir refah seviyesinde bulunduğunu vicdan sahibi herkes kabul edecektir." dedi.

Türkiye'yi yıllık bazda 2009 yılı hariç hep büyüttüklerini, milli geliri 3 kattan fazla artırdıklarını belirten ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti: 

"Ãœcretlilerin gayrisafi katma deÄŸerden aldıkları payı yüzde 28'den yüzde 39'a çıkartarak zenginliÄŸin tabanını geniÅŸlettik. Satın alma gücü paritesine göre ülkemizi dünyanın 13'üncü büyük ekonomisi haline getirdik. Otomotivden beyaz eÅŸyaya ve inÅŸaata kadar her alanda üretim ve satış rekorları kıran bir ekonomik hareketlilik ortaya çıkardık. Ä°hracatımız her ay tüm zamanların rekorunu kırarak artmaya devam ediyor. Åžu anda 170 milyar dolar civarındayız, göreve geldiÄŸimizde 36 milyar dolar ihracatımız vardı, ÅŸu anda 170 milyar ve yıl sonu itibarıyla bunun üzerine çıkacağız, en kısa zamanda da bu rakamı 200 milyar doların üzerine çıkaracağız. Cari açığı hem yıllık bazda hem dönemsel olarak hedeflerimize yakın bir seviyeye çekmeyi baÅŸardık. Ä°ÅŸ gücü arzımız, yani iÅŸ gücüne katılım oranı geçmiÅŸte hiç olmadığı kadar yüksek bir seviyeye çıktı. Buna raÄŸmen biz 9 milyon kiÅŸiye ilave istihdam saÄŸlayarak kırılması güç bir baÅŸarıya imza attık." 

Erdoğan, "İş dünyamızla birlikte 2,5 milyon yeni istihdam hedefimize ulaştığımızda işsizliği yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğimize inanıyorum." dedi.

'IMF diye bir ÅŸey yok'

Son dönemdeki dalgalanmalar sebebiyle iÅŸsiz oranının bir parça yükseldiÄŸinin farkında olduklarını dile getiren ErdoÄŸan, "Ä°ÅŸ dünyamızla birlikte 2,5 milyon yeni istihdam hedefimize ulaÅŸtığımızda, iÅŸsizliÄŸi yeniden tek haneli rakamlara düşüreceÄŸimize inanıyorum." diye konuÅŸtu. 

Dövizdeki dalgalanma ve faizlerdeki yükseliş sebebiyle borçlanma oranının, bir parça yukarıya çıkmış olsa da dünyada, özellikle Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri arasında çok iyi bir yerde bulunulduğuna işaret eden Erdoğan, "Göreve geldiğimizde IMF'ye olan borcumuz 23,5 milyar dolar. 2013 Mayıs IMF'ye olan borcu ne yaptık? Kapadık, sıfırladık, hatırlayın. Şimdi bize IMF'yi tavsiye edenler var, o kapı kapanmıştır. Bizim için IMF diye bir şey söz konusu değildir." ifadelerini kullandı.

 

"Geçici işçiler için 4 ay süre uzatımı talebi yenilendi" 

Merkez Bankasının döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduÄŸunu, ÅŸimdi brüt olarak 100 milyar dolara yaklaÅŸtığını dile getiren ErdoÄŸan, şöyle devam etti: 

"Hem kendi içimizdeki yapısal reformları hızlandırarak hem de dış şoklara karşı daha güçlü hale gelerek bütün bu süreçleri geride bırakacağız. İşte o zaman borçlanma politikalarımızı daha adil ve sürdürülebilir zeminde yürütme imkanına kavuşacağız. Bu dengeyi kurma yolunda önemli mesafe katettik. İnşallah uzak olmayan bir gelecekte, her alanda yeniden hedeflerimize uygun bir seviyeye çıkacağız. Milletimiz madem bu görevi bize vermiştir, öyleyse gereken her durumda ihtiyaç duyulan adımları atmak, kararları almak, iradeyi ortaya koymak mecburiyetindeyiz.

Bu vesileyle ana ormancılık faaliyetleri ve orman yangınları ile mücadeleden dolayı işçi ihtiyacının had safhada olması gerekçesiyle bütün geçici işçiler için 4 ay süre uzatımı talebi yenilendi. Bu talebi Hazine ve Maliye Bakanımız bana iletti. Bu 4 aylık uzatma sürecini böylece gerçekleştirmiş oluyoruz. Hayırlı olsun."

"Hep faizciler savunuyor"

Merkez Bankası BaÅŸkanlığında yapılan görev deÄŸiÅŸikliÄŸine de deÄŸinen ErdoÄŸan, bu görev deÄŸiÅŸikliÄŸinden dolayı özellikle birilerinin yaklaşım tarzını kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi. 

"Davul birilerinde tokmak birilerinde" diyen ErdoÄŸan, şöyle devam etti: 

"Yanlış bir anlayış, bedelini kim ödeyecek? Siyasetçi ödeyecek. MutluluÄŸunu kim yaÅŸayacak? Banka başındaki yaÅŸayacak. Yok böyle bir ÅŸey. Verilen her türlü, bu noktadaki istiÅŸare neticesindeki karara uyacaksın. Yeni yönetim sisteminde baÅŸkan bu konulara müdahale yetkisini de ne yapmıştır, almıştır. Böylece faiz denilen, her türlü kötülüğün anası olan, hele hele para politikalarında bu konuyla ilgili verilen talimatlara uymayan bu arkadaşımızın bir deÄŸiÅŸikliÄŸe tabi tutulmasının gerektiÄŸine inandık. Åžimdi kimler savunuyor bunu? Dikkat ediyorum hep faizciler savunuyor. Bundan sonraki süreçte faiz politikamızın nasıl, hangi türde ÅŸekillendiÄŸini de en kısa zamanda göreceksiniz." 

Erdoğan, faizin "enflasyonun da anası" olduğunu belirterek, faizi yüzde 63'ten alıp, yüzde 4,6'ya indirdiklerinde yüzde 30 olan enflasyonun yüzde 7 küsüre indiğini anımsatarak, "Bunu gören Batı, süratle bize Gezi olaylarıyla müdahale etmiştir. Gezi olaylarıyla birlikte de hatırlayın, faiz birden yükselmeye başlamış, çift haneli rakamlara çıkmış, enflasyon da onunla beraber çift haneli rakamlara çıkmıştır. Şimdi tekrar bunu tek haneli rakamlara indirmek durumundayız. Bunu da başaracağız. Bunun başka çıkışı, izahı yoktur. Ama Türkiye'deki bazı faizciler, şunlar, bunlar, vesaire bundan rahatsız olabilir. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Kararlıyız ve bu işi de bitireceğiz." diye konuştu.

Yeni yönetim sisteminde, Merkez Bankası BaÅŸkanını atama görevinin, ülkenin diÄŸer politikalarıyla birlikte ekonomi politikasından da sorumlu olan CumhurbaÅŸkanına bırakıldığına vurgu yapan ErdoÄŸan, "EÄŸer ekonomi politikalarında Merkez Bankası, kendisinden beklediÄŸimiz rolü hakkıyla oynayabilmiÅŸ olsaydı böyle bir deÄŸiÅŸikliÄŸe zaten ihtiyaç olmazdı. Ama orada bir tıkanıklık var ve bunun bedelini tüm ülke, tüm millet hep birlikte ödüyoruz. Göz göre göre ülkemizin sırtına böyle bir yükün bindirilmesine rıza göstermek CumhurbaÅŸkanı olarak bizim görevimizi ihmal etmemiz anlamına gelirdi. Bunun için gereken istiÅŸareleri yaptık, kararımızı aldık ve uyguladık. Ä°nÅŸallah bundan sonra Merkez Bankası, ekonomi programımıza çok daha güçlü destek verecektir." ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin demokrasi ve ekonomide gerçekleştirdiği atılımlardaki başarılarıyla geçmişten beri hep dünyayı şaşırttığına dikkati çekerek, önümüzdeki dönemde de herkesi bir kez daha şaşırtmakta kararlı olduklarını aktardı.

Hak-Ä°ÅŸ'in, 31 Mart seçimlerinin ardından özellikle CHP ve HDP'ye mensup belediyelerde sendikalardan istifa ettirilen 17 bine yakın üyesi ve iÅŸten atılan 800'e yakın kiÅŸiyle ilgili verdikleri mücadeleyi desteklediklerini vurgulayan ErdoÄŸan, "Seçimlerden önce hak, hukuk, adalet laflarını ağızlarından eksik etmeyenlerin, seçimlerin ardından haksızlık, hukuksuzluk ve faÅŸizm abideleri haline dönüşmesini üzüntüyle takip ediyoruz. Sendika deÄŸiÅŸtirme baskısı, işçinin hak arama mücadelesine yönelik aleni bir saldırıdır. Hele hele sırf siyasi düşüncesinden dolayı insanları iÅŸten atarak, ekmeÄŸinden, aşından, çoluÄŸunun çocuÄŸunun nafakasından mahrum etmek, ÅŸehit yakınlarını istiskale yeltenmek, partizanlığın en sefil, en aÅŸağılık halidir. Hak-Ä°ÅŸ, iÅŸte bu ideolojik sapkınlıklara, insani duyarsızlıklara, zulmlere karşı mücadele ederek, bu günlere gelmiÅŸti. Ä°nÅŸallah 31 Mart'ın ardından belediyelerde yaÅŸanan tehlikeli gidiÅŸin önünü de hep birlikte mücadele ederek keseceÄŸiz. Mücadelemizi yalan yanlış vaatlerle riyakarlıklarını gizlemek için kullandıkları tatlı sözlerle kandıranların gerçek yüzlerini ortaya dökeceÄŸiz. Siz kendi mecranızda ve kendi yöntemlerinizle biz de kendi yetkilerimizle bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceÄŸiz." deÄŸerlendirmesinde bulundu. 

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Türkiye'nin geçen yıl bu günlerde yeni hükümet sistemine fiilen geçiÅŸin aÅŸamalarını yaÅŸadığını hatırlatarak, önce 24 Haziran seçimlerinin ardından yemin edip görevlerine baÅŸladıklarını, ardından kabineyi kamuoyuyla paylaÅŸtıklarını ve daha sonra da yeni yönetim sistemini adım adım inÅŸa edip, bu günlere geldiklerini anlattı. 

"Sığınmacıların getirdiği ekonomik, siyasi ve insani yükleri omuzladık"

Geriye dönüp, bir yıllık neticelere baktıklarında ülkenin döviz, faiz, enflasyon tuzağı başta olmak üzere pek çok kritik sınamaya maruz kaldığını gördüklerini anlatan Erdoğan, "Suriye ve Irak'tan Doğu Akdeniz'e kadar ülkemiz açısından hayati önem taşıyan nice uluslararası krizle mücadele ettik. Amerika'nın ve Avrupa ülkelerinin ülkemize yönelik, pek çok haksız eleştirisine ve hatta uygulamasına göğüs gerdik. Sayıları, 3, 6 milyonu Suriyeli olmak üzere 4,5 milyonu bulan sığınmacıların getirdiği ekonomik, siyasi ve insani yükleri omuzladık." dedi.

Mahalli İdareler seçimleri öncesi ve sonrasında siyasi iklimi zehirlemeye yönelik nice oyunu bozduklarına da işaret eden Erdoğan, "Tamamını yeniden yapılandırdığımız bakanlıklarımız ve kurumlarımızın bu bir yıllık dönemdeki çalışmaları, bize hem başarılı yönlerimizi hem de eksiklerimizi ve aksaklıklarımızı gösterdi. Yönetim değişikliğinin büyüklüğünü düşündüğümüzde ortaya çıkan sorunların tamamının da üstesinden gelinebilir ve çözülebilir olması sevindiricidir. Reform ve değişim, insanların kendi hayatları gibi, kurumlar içinde kesintisiz bir süreci ifade eder. Bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın güçlü yönlerini destekleyecek, zafiyet ortaya çıkan yönlerini de süratle değiştireceğiz. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bu değerlendirmeyi başlattık."

ErdoÄŸan, bu süre içerisinde kendilerinin de gözlemleri, tespitleri, teÅŸhisleri ve çözüm yöntemlerinin oluÅŸtuÄŸunu anlattı. 

Meclis'e düşen görevleri gruptakilerin, Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki yapılması gerekenleri de Külliye'deki ekibin vasıtasıyla çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, "Türkiye'nin Cumhuriyet tarihindeki en önemli yönetim reformunu baltalama peşinde olanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz." dedi.