10.03.2017 Cuma 16:24
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "82 model darbe anayasası ile artık bu büyük ülke yönünü belirleyemiyor. Niye belirleyemiyor? Çünkü anayasa bir ülkenin pusulasıdır, pusula bozulmuş, iş görmüyor. Allah korusun, bozuk pusulayla gemi ya batar ya da karaya oturur." dedi. Yıldırım, anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde partisince Anıtpark Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, meydanı milli iradenin gür sesiyle inleten Düzce'nin Türkiye'yi selamladığını söyledi. Düzce'nin bütün güzelliğiyle memleket sevdasını gösterdiğini belirten Yıldırım, akın edilen meydanın büyük, aydınlık Türkiye'nin habercisi olduğunu kaydetti. Yıldırım, Düzce'nin ilçelerini tek tek sayarak, bu ilçelerde ikamet eden vatandaşları selamlayan Yıldırım, meydandaki coşku üzerine, "Düzce bitirmiş işi." ifadesini kullandı. Yıldırım, ülkeyi karış karış gezdiğini, bu ülke için sevdalarının, dertlerinin, vatandaşa sözlerinin olduğunu dile getirdi. Ülkenin tüm vatandaşlarını kucaklayacak çoğulcu demokrasiye dayalı anayasa sözü verdiklerini, anayasayı değiştireceklerini söylediklerini, vekiller olarak sözlerini tuttuklarını ve görevlerini tamamladıklarını anlatan Yıldırım, şunları kaydetti: "Şimdi artık söz de karar da sizin. AK Parti olarak milletin yolundan başka bir yola asla girmedik. 82 model darbe anayasası ile artık bu büyük ülke yönünü belirleyemiyor. Niye belirleyemiyor? Çünkü anayasa bir ülkenin pusulasıdır, pusula bozulmuş, iş görmüyor. Allah korusun, bozuk pusulayla gemi ya batar ya da karaya oturur. İki başlı yönetimler pusulayı ele aldı, zannettiler ki bu işi yapacağız. Yapamazsınız kardeşim. Zaten yapamadınız. Kavga kavgayı, o da kara günleri getirdi. Mevcut anayasada cumhurbaşkanı da başbakan da güçlü. Bu yüzden çoğu zaman bu iki makam arasında anlaşmazlık oluyor. Bu, bazen o kadar ileri gidiyor ki iki makam birbiriyle kavga ediyor. 2001 krizi neden oldu hatırlayın." - "Bu kavga yeni değil" Yıldırım, 2001 krizinin anayasa kitapçığını cumhurbaşkanının başbakana fırlatması ve birbirlerine hakaret etmeleri üzerine çıktığını, bunun bedelini de milletin ödediğini anımsattı. O dönemde ülkenin muz cumhuriyetine döndüğünü, acı tecrübeleri birlikte yaşadıklarına dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti: "Bu kavga yeni değil. 1950'de tek parti dönemi, rahmetli Bayar, Adnan Menderes ve arkadaşlarının kurduğu siyasi hareketle sona erdi. Türkiye'de her 5 yılda bir seçim olsaydı şu anda 19. hükümet iş başında olacaktı. Şimdi 65. Hükümet var. İsrafa bak, bu, Türkiye'ye yakışmıyor. 1950'den bu yana 48 hükümet kurulmuş. Her bir hükümetin süresi bir yıl 3 ay. Bu süre zarfında, 50 yılda, bugüne kadar İngiltere sadece 15 hükümet kurmuş. Amerika sadece 17 başkan seçmiş, biz 48 hükümet kurmuşuz. Bu kalsa neyse. Bir de darbeler, muhtıralar, milli iradeyi tehdit, kumpaslar almış başını, gitmiş. Neyse ki yıllar sonra milletin sinesinden AK Parti çıktı. Onun kurucu genel başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı." Yıldırım, alandakilerin "Recep Tayyip Erdoğan" sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın selamını vatandaşlara iletti. AK Parti ile de uzun süre uğraştıklarını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın milletvekilliği yapmasını yasakladıklarını belirten Yıldırım, bunun da yetmediğini, 2007'de muhtıra verdiklerini ifade etti. Vesayet odaklarının o dönemde "Siz cumhurbaşkanı seçemezsiniz." dediğini hatırlatan Yıldırım, "Biz ancak muhtırayı milletten alırız. Milletten başka kimse bize muhtıra veremez. O muhtırayı aynen iade ettik ve 'Siz misiniz bize cumhurbaşkanı seçtirmeyen?' dedik. O zaman millete gittik ve millet referandumda 'Evet' verdi. Düzce, yüzde 79 'Evet' verdi. Düzce, şimdi en az plakanız kadar 'Evet' istiyoruz." şeklinde konuştu.