09.09.2019 Pazartesi 11:49
Yaz tatilinin ardından 18 milyonun üzerinde öğrenci ve 1 milyonu aşkın öğretmen için yeni eğitim öğretim yılının ilk ders zili çaldı. 2019-2020 eğitim öğretim yılının ilk gününde ögrenciler, ücretsiz ders kitaplarını sıralarında hazır buldu. Öğrencilere 2003-2004 eğitim öğretim döneminden itibaren ücretsiz verilmeye başlanan ders kitaplarının dağıtımında bu yıl "sıfır atık" farkındalığını artırmak için plastik poşetler kullanılmadı. Bu yıl uygulama kapsamında 146 milyon ders kitabı ücretsiz dağıtıldı. Öğrenci ve öğretmenlerin, kitapların dijital halinin bulunduğu Eğitim Bilişim Ağı'ndaki (EBA) ders alanına kolay erişim sağlaması için, ders kitaplarının arka kapaklarına kare kod eklendi. Öğrenci ve öğretmenler, mobil cihazlarındaki okuyuculara bu kodu okuttuklarında EBA mobil uygulamasına yönlendirilerek, ilgili ders alanına doğrudan erişecek. Birinci dönem 17 Ocak 2020'de sona erecek Yeni eğitim ve öğretim yılının birinci dönemi 17 Ocak 2020 Cuma günü sona erecek. 20-31 Ocak 2020'deki yarı yıl tatilinin ardından ikinci dönem 3 Şubat 2020 Pazartesi başlayacak ve 19 Haziran 2020 Cuma tamamlanacak. Birinci dönem ara tatili 18-22 Kasım 2019'da, ikinci dönem ara tatili ise 6-10 Nisan 2020'de yapılacak. Destekleme ve yetiştirme kursları başvuruları Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), öğrenci ve mezunlar için ücretsiz olarak düzenlenecek destekleme ve yetiştirme kurslarına öğrenci başvuruları 19-23 Eylül 2019 döneminde alınacak. Kurs sınıfları 24-29 Eylül 2019'da oluşturulacak. Yıllık açılacak kurslar 30 Eylül 2019'da başlayacak ve 7 Haziran 2020'de tamamlanacak Bakan Selçuk'tan yeni eğitim öğretim yılı mesajı Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2019-2020 eğitim öğretim yılı dolayısıyla yayımladığı mesajında, tek bir çocuğun eğitiminin bütün ülkenin meselesi olduğunu vurguladı. Öğretmeninden öğrencisine, çocuğun sağlığını kontrol eden doktordan okulu yapan mühendisine, çocuğu okula taşıyan sürücüden okul taşıtının yanından geçen taksiciye, çocuk için kitap yazan yazardan-yayıncıdan, çocuğun defterinin dikişini diken matbaacıya, çocuğun anne babasından kapısının önünden geçtiği komşuya kadar herkesin eğitimin bir parçası olduğuna dikkati çeken Selçuk, okulların açıldığı bu günü eğitim odaklı düşünmek ve yaşamak için bir başlangıç kabul etiğini belirtti. Bugün okullarda 18 milyondan fazla çocuğun ders başı yaptığını anımsatan Selçuk, şu değerlendirmelerde bulundu: "18 milyon diyerek bir sayıya indirgediğimiz mevcudumuz, çok değil, 20 sene sonra bugün bizim yerimizde kararlar alıp veren, ülke istikbali için kafa yoran, çalışan, hatta ebeveyn olan, sorumluluk sahibi yetişkinler olacak. Ve onları bugünden bambaşka bir dünya bekliyor. Biz, Türkiye'nin eğitim sisteminin tamamını, tüm alt sistemleriyle birlikte geleceğe hazırlıyoruz. Ancak şu var ki oraya da bugün kalkıp gidemiyorsunuz. Geleceğe adım adım ve stratejilerle, gerekli tedbirleri alarak, donanarak ve inanarak yürünüyor. Ben her yeni güne bu gözle bakıyorum. Yolumuz, hedefimiz, niyetimiz, gideceğimiz yer ve rotamız belli. Bütün samimiyetimle söylüyorum, bu süreçte en çok ihtiyacımız olan şey toplumun her bireyinin, eğitimi bir millet ödevi olarak kabul edip umut ve hevesle, bütün yapabildikleri ve katkı sağlayabildikleriyle yanımızda olmasıdır." "Eğitim herkes için dört elle sarılacak bir iştir" Selçuk, çok geniş bir kitlede eğitime dair, birbirini tetikleyen, katlayarak büyüyen bir umut, hareketlilik ve iyi niyet olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Ben bunu, bir yıllık süreçte büyük bir kırılma olarak gözlemledim ve deneyimledim. Öğretmenlerimiz değişim için, ilerlemek ve daha fazlasını yapabilmek için inanılmaz çaba sarf ediyor. Yaz tatili döneminde açtığımız eğitim ve sertifika programlarına gösterdikleri katılım, eğitim vizyonu çalışmalarımıza sağladıkları katkı azımsanmayacak ölçüde. Okul yöneticilerimizden sürekli 'Ne yapabiliriz?' şeklinde sorular ve yaptıkları çalışmalara dair sunumlar geliyor. Velilerimiz istekliler; eğitimle, okulla, çocuklarıyla ve en önemlisi başka çocukların eğitim süreçleriyle, ülkenin geleceğiyle inanılmaz ilgili ve hevesliler. Üniversite öğrencileri daha dün mezun oldukları okullar için projeler üretiyor, lise öğrencilerimiz anaokulundaki öğrencilerimiz için çalışmalar yapıyorlar. İş dünyası, eğitimi ekonominin lokomotifi olarak görüyor ve sosyal sorumluluk çalışmaları ve finansman destekleriyle yeni projelerimize can suyu oluyorlar. Bu müthiş birliktelik, yeni bir ruh halinin yansıması olarak çıkıyor karşımıza." Eğitimin katkı sağlamak isteyen herkes için ucundan tutacak veya dört elle sarılacak bir iş olduğuna işaret eden Selçuk, bunun bilincinde olan ve sürecin bir parçası olmak isteyen herkesin bugün ders başı yapan 18 milyon öğrenci için bir çalışan, bir eğitim gönüllüsü olduğunu bildirdi. Selçuk, şu ifadeleri kullandı: "Evet, çok zorlu bir yol, çok meşakkatli... Ama bir tek çocuğun göz pırıltısı, bir tek öğretmenin heyecanı, bir tek velinin teşekkür eden bakışı, bütün meselemizin eğitim olması için yeterli. Olmayacağını düşünenler bu işin nasıl yapılamayacağına odaklananlardır. Gelin, biz nasıl başarılacağına kafa yoralım. Yeni eğitim öğretim yılında öğretmenlerimizin şefkati, heyecanı, özeni en büyük güvencemiz olacak. Öğrencilerimizin bir şey öğrenip keşfettiklerinde gözlerinde oluşan kıvılcımlar, geleceğimizi aydınlatan enerjimiz olacak. Velilerimizin, çocuklarının her şeyden önce sınava hazırlanmasına değil; insanlığa ve topluma yararlı, vatanına ve milletine hayırlı olmasına değer vermesi, bizleri daha da güçlü kılacak. Çocuklar bize 'emanet'. Sağlıkla, huzurla güzel bir yıl yaşamak temennisiyle."