Yeni anayasa çalışmaları Ankara Düşünce ve Araştırma Merkezi (ADAM), yeni anayasa sürecine yöneli

14.01.2012 Cumartesi 13:49

"AA R YYS -Yeni anayasa çalışmaları -Ankara Düşünce ve Araştırma Merkezi (ADAM), yeni anayasa sürecine yönelik önerilerini TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sundu ANKARA (A.A) - 14.01.2012 - Ankara Düşünce ve Araştırma Merkezi (ADAM), yeni anayasa sürecine yönelik önerilerini TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sundu. Çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin görev aldığı ADAM tarafından yapılan yazılı açıklamada, yeni anayasa için Meclis'te yürütülen çalışmaların önemine değinilerek, sürece tam destek verilmesi çağrısında bulunuldu. Söz konusu çalışmaların mutlaka sonuca ulaşması gerektiği ifade edilen açıklamada, ADAM Bilim Kurulu olarak topluma ve gelecek nesillere karşı sorumluluk bilinciyle yeni anayasaya yönelik çeşitli çalışmalar yürütüldüğü belirtildi. Bu çalışmalar çerçevesinde ele alınan önerilerin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sunulduğu aktarılan açıklamada, yeni anayasanın olabildiğince kısa, özlü ve anlaşılır bir şekilde kaleme alınması gerektiği dile getirilirken, yapıcı iradesinin daha iyi anlaşılması için gerekçe kısmının ayrıntılı bir şekilde düzenlenmesi gerektiği aktarıldı. Yeni anayasa sürecinde katılımcı ve şeffaf bir usul benimsenmesi, devlet yerine insanın merkeze alması, çok kültürlü ve çoğulcu bir toplum yapısının benimsenerek güvence altında bulunması gerektiği kaydedilen açıklamada, hukukun evrensel ilkelerine bağlı, toplumun değerler sistemiyle uyumlu olunması istenildi. Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan hükümlerine yönelik değerlendirmede bulunulan açıklamada, şunlar kaydedildi: 'Yeni anayasada bu tür hükümlere yer verilmemelidir. Bununla birlikte değiştirilemez maddelere yer verilecekse, devletin nitelikleri gibi insan onurunu da koruyucu ve güvence altına alıcı maddelere eşit düzeyde yer verilmelidir. 1982 Anayasası döneminde benimsenmiş olan katı laiklik anlayışı terk edilmeli, din ve vicdan özgürlüğü esasına dayanan, devletle toplum dayanışmasını sağlayan bir laiklik anlayışı benimsenmelidir. Devletin resmi dili Türkçe olmalı, toplum için zenginlik olan yerel diller öğrenilebilmelidir. Toplumumuzda derin yaralar açmış 'sıkıyönetim' yeni anayasada yer almamalı, yalnızca 'olağanüstü hal' düzenlenmelidir. Vatandaşlık, hiçbir ırk ve etnik kökene değinmeden 'Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı' olarak yer almalıdır. Hükümet sistemi olarak 'parlamenter sistem' muhafaza edilmelidir. Ancak 'devlet başkanı'nın yetkileri sınırlandırılmalı, klasik parlamentarizme daha da yaklaşılmalıdır. Yönetimde istikrar amaçlı konulmuş olan seçim barajı yeni anayasada da muhafaza edilmelidir. Fakat temsilde adalet ve Meclis'te farklılıkların yer alabilmesi için Türkiye milletvekilliği sistemi yer almalıdır. Buna göre Meclis'in 550 milletvekili kontenjanının 450'si mevcut normal seçim sistemi ile yani şehir seçim çevrelerindeki genel oy ve yüzde 10 seçim barajı ile seçilmeli, kalan 100 milletvekili siyasi partilerin seçim barajına bakılmaksızın Türkiye genelinde aldıkları oy oranına göre paylaştırılmalıdır.' -'Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmeli'- Yeni anayasada cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ilkesinin korunması çağrısında bulunulan ADAM Bilim Kurulu, cumhurbaşkanına ait yetkilerin daraltılarak parlamenter sistemle uyumlu hale getirilmesini, Bakanlar Kuruluna ait kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin daraltılmasını, Meclis'in toplanamadığı olağanüstü haller haricinde bu yetkinin kullanılmamasını önerdi. Açıklamada TBMM'ye sunulan diğer öneriler ise şöyle sıralandı: 'Yerel yönetimler güçlendirilmelidir. Yerel yönetimlerin mevcut mali ve idari özerklikleri anayasada yer almalıdır. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığına bağlı olmalıdır. Yargı yönetimi, yargının bağımsız ve tarafsız çalışmasını sağlamalı, HSYK'nın yapısı Meclis'in de üye seçimine imkan verecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Askeri yargı kaldırılmalı, askeri yargının görev alanına giren konular iş bölümü esasına göre adliye ve idare mahkemelerinde uzmanlaşmış mahkemeler tarafından incelenmelidir. Askeri Yüksek yargı ise tamamen kaldırılmalıdır. Anayasa Mahkemesinin anayasa değişikliklerini hiçbir şekilde esastan denetleyemeyeceği hüküm altına alınmalıdır. Değiştirilemez nitelikli maddelerin yeni anayasada yer alması halinde, fiilen bu maddelerin değiştirilmesi sonucunu doğuracak değişiklikler dahi Anayasa Mahkemesince esastan denetlenememelidir. 2010 anayasa değişiklilikleriyle sisteme kazandırılan 'Anayasa Şikayeti' müessesesi yeni anayasada da muhafaza edilmelidir. Temel eğitim dili Türkçe olarak kalmalıdır ancak isteğe bağlı olarak eğitimin bir kısmının yerel dillerde yapılmasının önü açılmalıdır. Zorunlu olan din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri dışındaki din eğitimi ve öğretimi kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine bağlı olmalıdır. Devletin ekonomik görevinin düşük enflasyonda yüksek istikrarı ve ekonomik büyümeyi sağlamak olduğu anayasada yer almalıdır. Merkez Bankasının bağımsızlığı temin edilmeli ancak bankanın asli görevinin ekonomik büyüme ve fiyat istikrarını göz önünde bulundurarak para politikalarını belirlemek olduğuna da işaret edilmelidir. Çifte vergilendirmenin önüne geçilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığının 1982 Anayasası'ndaki mevcut hali yeni anayasada da korunmalı fakat bünyesinde İslam dininin bütün mezhep ve meşreplerinin temsiline imkan verilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı ayrışmanın değil birlik ve beraberliğin çatısı olmalıdır.' (HMD-SA)13:50 14/01/12"