Türk dünyası, Eskişehir'de Yazıcıoğlu’nu anlattı

31.03.2013 Pazar 13:26

Şaibeli bir helikopter kazası sonucu hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi (BBP) eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir’de sempozyumla anıldı. Türk dünyasının 8 farklı ülkesinden gelecek olan siyasetçi, devlet adamı ve sivil toplum kuruluşu liderleri, 'Muhsin Yazıcıoğlu Sempozyumu'nda rahmetli Yazıcıoğlu’nu anlattı. Yazıcıoğlu’nun, Türk dünyasına yaptığı katkılara yer verilen sempozyumda, onun dünya görüşünün bugün halen yaşatıldığı belirtildi. Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, oğlu Furkan ve kızı Firuze Yazıcıoğlu'nun da hazır bulunduğu sempozyum, iki oturum şeklinde gerçekleştirildi. Osmangazi Üniversitesi Kongre Merkezi'nde yapılan sempozyumun birinci oturumuna; Osmangazi Üniveristesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, ikinci oturuma ise Bilecik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan başkanlık yaptı. Muhsin Yazıcıoğlu adına düzenlenen sempozyuma; Türk dünyasından Kosova Demokratik Türk Partisi Genel Başkanı ve Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar, Kırgızistan Milletvekili Dastan Cumabekov, Irak Kerkük Milletvekili Jale Yunus, Azerbaycan Milletvekili Ganila Paşayeva, Bosna Hersek Ankara Büyükelçisi Damir Dzanko, Yunanistan Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, Azerbaycan Musavvat Partisi Genel Başkanı İsa Gamber, Kosova Mamuşa Belediye Başkanı Arif Bütüç, Kırgızistan Arabayev Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tulubay Abdirrahmanov, Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar katıldı. Duygulu anların yaşandığı sempozyumda Yazıcıoğlu’nun hayatı ve Türk dünyasına katkıları ele alındı. Yazıcıoğlu'nun hayatını anlatan sinevizyon gösterimi ardından kürsüye çıkan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, merhumun Türk dünyası ile olan ilişkilerini anlattı. Destici, “Yazıcıoğlu, ‘Adriyatikten Çin Seddi’ne birileşmiş ve kaynaşmış büyük bir Türk dünyası hayal ediyorum.’ diyordu. Bu hayal, belki tek bir bayrak idealini görmüyordu. Ama bu hayal, İsmail Gaspıralı’nın dediği gibi, ‘Dilde, Fikirde, İşte Büyük Türk Dünyası’nın ortak mücadele sergilemesini hedefliyordu.” ifadelerini kullandı. "MAZLUMUN OLDUĞU YERDE YAZICIOĞLU VARDI" Başta Türk-İslam coğrafyasındaki mazlumlar olmak üzere, yeryüzündeki bütün mazlumların sesi olma gayreti içerisinde olduklarını ifade eden Destici, şöyle dedi: “Bu anlayışı, Muhsin Yazıcıoğlu’nun anlayışından aldık. Böylece, kalplerimizin içine yerleştirdik. İslam coğrafyasında ve Filistin davasında mazlumların olduğu her yerde Muhsin Yazıcıoğlu vardı. Türk-İslam cumhuriyetleri arasında birliği sağlayabilir miyiz? Bunun içinde olduk. Biz inşallah bu hayalimizi hep birlikte gerçekleştirmek için Türk dünyasındaki kardeşlerimizle olmaya ve onlarla birlikte çalışmaya devam etmiş olacağız.” Batı Trakya Dostluk Eşitlik ve Barış Partisi Genel Başkanı Mustaf Ali Çavuş da Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi’nin kurucusu Sadık Ahmet ile Yazıcıoğlu arasındaki sıkı dostluğa dikkat çekti. Çavuş, “Ne yazık ki her ikisini de genç yaşta kaybettik. Ama onların arzularına ve istekleri doğrultusunda yılmadan korkmadan devam etmek istiyoruz. Batı Trakya Müslüman azınlığı bu iki liderin yolunda ilerlemektedir.” dedi. "ÇİN SEDDİN'DEN ADRİYATİK'E KADAR BİR KÖPRÜYDÜ" “Şehitler ölmez, Muhsinler ölmez, Muhsinler yaşıyor ve yaşayacak.” diyerek sözlerine başlayan Kosova Mamuşa Belediye Başkanı Arif Bütüç ise Muhsin Yazıcıoğlu'nun Çin Seddin'den Adriyatik'e kadar bir köprü olduğunu kaydetti. "O, Kosova'yı da seviyordu. Rahmetli ile gurur duyuyoruz.” diyen Bütüç, Kosova'nın bağımsızlığı ve tanınmasında Yazıcıoğlu’nun çok büyük katkısı olduğunu anlattı. Bütüç, "Özellikle 1998'de o zor yıllarda rahmetli liderimiz Kosova’daydı. Bağımsızlık ve mücadele konusunda ilk tanıyan ülkeye ne kadar teşekkür etsem azdır. Kosova, yeni savaştan çıktıktan sonra yaralıların iyileşmesi için rahmetlinin desteği büyüktü." diye konuştu. Muhsin Yazıcıoğlu'nun, kendilerine, 'Burada Türkçe'nin nöbetine devam edin.' dediğini hatırlatan Bütüç, "Bizim dinimiz, dilimiz ve kıblemiz bir. Bir büyük çınarın dallarıyız. Orada var olmaya devam edeceğiz. Kosova, bizim varlığımız ama bizim ana ülkemiz Türkiyemiz. Biz rahmetli şehidimizin çizmiş olduğu yolda Çin Seddi’nden Adriyatik Denizi'ne kadar var olacağız." şeklinde konuştu. "YAZICIOĞLU’NUN ÖLÜMÜYLE KERKÜK'TE HOYRATLAR ÖKSÜZ KALDI" “Türkmen halkı için ‘Muhsin Yazıcıoğlu’ diyerek geçmek olmaz.” diyerek sözlerine başlayan Kerkük Milletvekili Jale Younis de “O, Türkmenlerin iyi bir dostuydu. Biz Türkmenlerle aynı kaderi paylaştı zaman zaman. Başkaları gibi mazlumken zalim olmadı. Biz Yazıcıoğlu’nun ölümüyle adeta öksüz, yetim kaldık. Türkmeneli’nin duası her zaman Yazıcıoğlu ile olacaktır. Kerkük’te hoyratlar öksüz kaldı.” dedi. Azerbaycan Milletvekili Ganiye Paşayeva ise Yazıcoğlu’nun, Ermenistan işgalindeki Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı konusundaki mücadelesini anlattı. Paşayeva, şöyle dedi: “O, Türklerin derdini kendi derdi olarak gördü. Karabağ’ın acısını içinde, yüreğinde hissetti, Türkiye’nin bir davası gibi gördü, dertlendi. Yazıcıoğlu’nu unutmadık, unutturmayız ve unutmayacağız. Yazıcıoğlu’nu unutmak çok bedeller ödetir. Yazıcıoğlu’nu unutmak demek benliğini, geçmişini unutmak demektir. Azerbaycan'da Yazıcıoğlu dendiğinde adam gibi adam akla gelir. O'nun bir Karabağ acısı, ağrısı vardı. Oradaki yaşananlar onu çok rahatsız ederdi. O, burayla çok dertlendi, mücadele verdi. İnşaallah o büyük mücadelesini verdiği Karabağ azatlığına kavuşur. Biz de 5. Muhsin Yazıcıoğlu’nu anma programını Karabağ'da yaparız. Bunu çok arzu ediyoruz."