"Terör örgütlerinin kullandığı malzeme çarşamba pazarında satılmıyor"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, İstanbul'daki terör saldırısı sonrası dünyadan gelen destek mesajlarının olumlu olduğunu ancak yeterli olmadığını kaydetti.

13.12.2016 Salı 00:07

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, dünyadan gelen destek mesajlarıyla ilgili, "Ortaya konan bu destekleri olumlu bulduğumuzuifade ediyoruz ancak yeterli bulmadığımızın da altını çiziyoruz. Bundan sonra destek mesajları veren ülkelerdeki dostlarımızın, samimiyetle, teröre karşı mücadelede Türkiye ile açık ortak bir paydaşlığı sürdürmeleri gerekir."  dedi. Kurtulmuş, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü'nde yapılanBakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamada bulundu, soruları cevapladı. Kurtulmuş, toplantıda, İstanbul'daki terör saldırılarının ardından yapılan faaliyetlerin gözden geçirildiğini, bundan sonra terörle mücadele konusunda yapılacakların ele alındığını belirtti. Kurtulmuş, "Bu hain saldırı karşısında kaybettiğimiz 37'si polis, 7'si sivil olmak üzere 44 vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Allah makamlarını yüce eylesin, yüksek eylesin. Ailelerine, sevdiklerine, çevrelerine ve bütün milletimize başsağlığı diliyoruz. Yaralılarımıza da geçmiş olsun diyor, acil şifalar temenni ediyoruz." ifadesini kullandı. Bu terör saldırısının Türkiye'nin, uluslararası terör siyasetinin muhatabı bir ülke olduğunu bir kere daha gösterdiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:  "Türkiye, geçtiğimiz yıl temmuz ayından bu yana özellikle çok taraflı, çok yönlü saldırı altındadır. Cumartesi akşamı saat 22.29'da yapılan bu saldırının da PKK'lı örgüt militanları tarafından yapıldığı anlaşılıyor. Sonuç itibarıyla bir terör örgütü tarafından yapılmış olan bir saldırı.  Türkiye, daha önce de hem PKK'nın hem DEAŞ'ın hem başka terör örgütlerinin bu tür saldırılarına maalesef muhatap olmuş bir ülke. Bu anlamda terör örgütleriyle boğuşuyoruz, hatta tabiri caizse terör örgütleriyle savaşıyoruz. Bu savaş sırasında karşımızda olanlar, sadece terör örgütlerinden ibaret değildir, bu terör örgütlerinin artık vekalet savaşlarının bir maşası olarak kullanıldığı, cümlenin malumudur. Dolayısıyla cumartesi akşamı orada bombayı patlatanlar belki bir terör örgütünün içerisindeki elemanlardı ama oradaki olayın bütününe baktığımız zaman bunun, vekalet savaşlarının bir parçası olarak kullanılan bir maşanın icra etmiş olduğu operasyon olduğu aşikardır. Dolayısıyla bu tür terör saldırılarının karşısında milletimizin, Türkiye'nin milli menfaatlerini korumak istikametinde ortak bir duruş sergilemesi, her şeyden önemlidir. Bir kere daha milli duruş, ortak duruş sergileyen milletimizin çok büyük bir kısmına teşekkürlerimizi ifade etmek istiyorum." "Asla diz çökmeyeceğiz" Numan Kurtulmuş, bu terör saldırıların hesabının sorulacağını belirterek, şunları ifade etti: "Örgütlerin amacı korku, panik ve yılgınlık oluşturmaktır. Bu anlamda da halkı bu atmosfer içerisinde çaresiz, hareketsiz bırakmaktır. Öncelikle biz bu milli ortak duruşumuzu sergilemeyi sürdüğümüz sürece, herkes bilsin ki asla biz bu yılgınlık, korku siyasetine teslim olmayacağız. Millet olarak terör örgütlerinin istediği bu istikamette oluşturacakları psikolojinin içerisine hapsolmayacağız. Ayrıca, asla teröre alışmayacağız, bunu da herkesin bir kere daha bilmesini ifade etmek isteriz. Hesap soracağız. Bunların hepsinden, kimler varsa arkalarında onlar da ortaya çıkarılarak hesap soracağız. Asla millet olarak diz çökmeyeceğiz. Önünde sonunda bu mücadeleyi, teröre karşı bu savaşı, milletimiz kazanacaktır. Terör örgütlerinin tamamını bu ülkeden bertaraf ederek onları etkisiz hale getirecek, bu maşaların kullanılamaz, fonksiyon göremez hale getirecektir." "PKK'nın Avrupa'daki faaliyetlerini kısıtlandıracak yaklaşım istiyoruz" Kurtulmuş, terör saldırılarından sonra, ilk andan itibaren kim dost kim düşman onu görmek istediklerini bildirdi.  Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:  "Dostlarımızı da sadece böyle bir kaç tane kınama cümlesiyle değil, gerçekten samimi olarak bu teröre karşı, insanlık cephesinde ortak paydaşlarımız olarak görmek isteriz diye defaatle ifade ettik. Terör saldırısından sonra çeşitli ülkelerden gelen destek mesajlarını olumlu buluyoruz. Bazı ülkelerin devlet ve hükümet başkanları Sayın Cumhurbaşkanımızı, Sayın Başbakanımızı bizzat arayarak taziyelerini ve olaydan duydukları teessürleri paylaştılar. Ayrıca birçok ülkeden de bakan düzeyinde taziye ve teessürlerini bildiren açıklamalar gelmiş oldu.  Hatta Avrupa Parlamentosunun içinde bile bir miktar eleştirel yaklaşımlar, 'Artık teröre karşı Türkiye'nin yanında olmak mecburiyetindeyiz' şeklinde görüşler ifade edildi. Dolayısıyla ortaya konulan bu destekleri olumlu bulduğumuzu ifade ediyoruz ancak yeterli bulmadığımızın da altını çiziyoruz. Bundan sonra bu destek mesajlarını veren ülkelerdeki dostlarımızın, samimiyetle teröre karşı mücadelede Türkiye ile açık ortak bir paydaşlığı sürdürmeleri gerekir.  Örnek olsun diye ifade ediyorum, Avrupa Birliği'nden çok sayıda ülkeden, teröre karşı taziye ve bu anlamda teessür ifade eden açıklamalar yapılmış, kaygılarımız dolayısıyla, bu doğru... Ama şu anda bile hala Avrupa'da PKK'nın açıkça, birçok ülkede elini kollunu sallayarak faaliyette bulunduğu da yine herkesin malumudur. Zorla para toplamalardan tutunuz, orada PKK'ya karşı olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına karşı birtakım tacizlere, baskılara kadar her türlü eylemi, Avrupa ülkelerinde yapmaktadırlar. Dolayısıyla bu konuda da PKK'nın, Avrupa'daki faaliyetlerini kısıtlandıracak, onların bu kadar rahat bir şekilde faaliyet göstermelerini, tırnak içinde söylüyorum, siyasi faaliyet olarak algılamayacak olan bir yaklaşımı görmek istiyoruz. Dolayısıyla bu teessürlerini ifade eden ülkelerden bir adım daha atarak PKK'yı Avrupa içerisinde, zaten AB'nin terör örgütleri listesinde olan bir örgüttür, PKK'nın Avrupa uzantılarının da birtakım legal şemsiyeler altında faaliyet gösteriyor iddialarıyla görmezden gelinmemesini, onların da terör örgütleri içerisinde değerlendirilmesini temenni ediyoruz." "Oralardan verilen silahların PKK'nın eline geçmesi..." Kurtulmuş, PYD ve YPG'nin birer terör örgütünü olduğunu ancak ısrarla onların, Suriye ve Irak'ta DEAŞ'a karşı mücadele eden unsurların, koalisyonun içinde yer aldığını söyleyenler bulunduğunu anımsattı. İstanbul'daki saldırının PYD, YPG ve PKK arasında fark olmadığını bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:  "Bu çerçevede belki oralardan verilen silah ve mühimmatın ciddi bir şekilde PKK'nın eline geçmesi, hatta zaman zaman bunlar yakalanıyor, bunlar seri numaralarıyla da ortaya konuluyor, herkesin malumudur. Artık yeter. Bundan sonra dostlarımızın, müttefiklerimizin teröre karşı sadece söz olarak, sadece böylesine hain terör saldırıları sonrasında birtakım kınama cümleleriyle değil, uygulamada da açıkça Türkiye'nin yanında olduklarını göstermeleri lazım. Evet, bunlar için teşekkür ederiz ama yeterli bulmayız.  "Kazayla ilgili çok detaylı araştırmalar yapılacak" Bir F-16 uçağının, saat 19.31'de Mardin yolundan Diyarbakır'a yaklaşırken, üsse 5 kilometre kala düştüğünü hatırlatan Kurtulmuş, pilotun uçak düşmeden kendisini uçağın dışına attığını ve sağ salim üssüne döndüğünü söyledi. Konunun bütün detaylarıyla incelendiğini ifade eden Kurtulmuş, "Uçak uçuşunu bir eğitim uçuşu olarak sürdürmekteydi. Üzerinde mühimmat yoktu ve uçuşunu tamamlamak üzereyken düştü. İlk değerlendirmeler kuvvetle muhtemel bir teknik arıza dolayısıyla bu kazanın meydana geldiği şeklindedir ancak çok detaylı araştırmalar yapılacak. Önümüzdeki saatlerde kaza kırım ekipleri de olay yerine intikal ederek bütün bu detaylar teferruatıyla incelenecek ve sonuç ortaya konulacaktır. Pilotumuza ve ülkemize geçmiş olsun." diye konuştu. EKK kararları için torba yasa  Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu'nun bugünkü toplantısında sigorta sektöründeki gelişmeleri değerlendirdiklerini, primlerin düşürülmesine yönelik alınması gereken tedbirler konusunda çalışma ve müzakereler yaptıklarını, bu konuda Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in Kurulu bilgilendirdiğini aktardı.  Ayrıca Ekonomi Koordinasyon Kurulunda alınan son kararların uygulanmasına ilişkin değerlendirmeler yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, bu kararlardan yasal mevzuat gerektiren konularla ilgili torba yasa çalışması yapılması yönünde prensip kararına varıldığını söyledi. "Terör örgütlerinin kullandığı malzeme çarşamba pazarında satılmıyor" Kurtulmuş, İstanbul'daki terör saldırısında kullanılan patlayıcının türünü ilişkin soru üzerine, olay yerine gittiklerinde enteresan bir şekilde hem derin hem de geniş bir çukurun açıldığını gördüklerini ifade etti. Saldırıyla ilgili en ufak bir detay atlanmadan her türlü teknik çalışmanın yapıldığının altını çizen Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Herhalde sıradan bir mühimmatla karşı karşıya olmadığımız anlaşılıyor. Genel olarak inceleme sona ermeden 'şöyledir' diye bir açıklama yapabilecek durumda değiliz. Araştırmalar nihayete erince açıklama yapılır. Terör örgütlerinin kullandığı hiçbir malzeme süper marketlerde ya da çarşamba pazarında satılmıyor. İster bomba düzenekleri ister kullandıkları silahlar olsun, ağır silahlara kadar birçok silah kullanıyorlar. Bu silahlar herhalde birileri tarafından bunların eline veriliyor. Bunlar gidip alışveriş merkezi ve çarşamba pazarından almıyorlar.  Çok net bir şey söyleyeyim, sadece PKK için değil dünyadaki bütün terör örgütler için söylüyorum, bütün bu terör örgütlerinin arkasında lojistik, istihbari ve askeri destekler olmasın hiçbir örgüt 1-2 haftadan fazla dayanamaz. Böyle baktığınız zaman hiç kuşkusuz cumartesi günkü yaşanan patlamanın arkasındaki mühimmat, herhangi bir şekilde tesadüfen elde edilen bir malzeme değildir. Bu malzemenin niteliği, önceki patlamalardaki malzemelerden farklılıkları ve bunların olası menşeinin ne olduğu konusunda detaylı çalışma yapıldıktan sonra resim netleşir, bu kamuoyuyla paylaşılır." "El bab konusunda son noktaya doğru gelinmiştir" Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "El Bab konusunda son noktaya doğru gelinmiştir. Bu anlamda şehir çevrelenmiş, son bitirici operasyonların hazırlıkları yapılmaktadır. Ümit ederim ki en kısa süre içerisinde El-Bab ile ilgili harekatın o kısmı bitirilmiş olacak." dedi. "Yardım konvoyunu bir an evvel Halep'teki ihtiyaç sahibi insanlara ulaştıralım" Halep'e bir an önce insani yardımların ulaştırılmasını isteyen Kurtulmuş, şöyle devam etti: "İnsani yardımın mutlaka ateşkes şartına da bağlanmasının doğru olmadığı kanaatindeyiz. Gönlümüz arzu eder ki, şu an ateşkes sağlansın. Ateşkesin sağlanması maalesef çok taraflı siyasi bir süreci gerektirdiği için, burada Suriyeli muhalifler de ateşkese hazır durumdadır, Rusya'nın da bu konuda bir takım olumlu yaklaşımları da söz konusudur. Suriye'de ateşkesin sağlanmasında geç kalınıyorsa Türkiye'nin teklifi şudur, uluslararası camia, Avrupa ülkeleri, bölge ülkeleri, Türkiye, herkes kendi bayraklarıyla gelsin, bir uluslararası yardım konvoyu düzenleyelim, bu yardım konvoyunu bir an evvel Halep'teki o ihtiyaç sahibi yüz binlerce insana ulaştıralım." "Merkez bankası bütün gelişmeleri yakından takip ediyor" Türkiye'nin özellikle son iki haftadır çok önemli bir gelişme yaşadığını belirten Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla hem bireysel hem de kamu kuruluşlarının yaptığı işlemlerde Türk parasına dönme eğiliminin, Türk parasının üzerindeki baskıyı kısmen hafiflettiğini bildirdi.  Bu süreçte başka ülkelerle yapılan alışverişlerde de yerli paraların kullanılmaya başlanmasıyla Türk lirası üzerindeki baskının ortadan kalkacağını ümit ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, Merkez Bankasının bütün bu gelişmeleri yakından takip ettiğini belirtti. Kurtulmuş, "Türk parası üzerindeki bu baskı, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarından kaynaklanan bir sonuç olmadığı için inşallah çok kısa süre içerisinde normale döneceğini ümit ediyoruz. Küresel piyasalardaki gelişmelerden ve Amerikan seçimleri vesaire diğer bütün meseleleri koyduğunuz zaman Türkiye'nin içindeki şartlardan değil ağırlıklı olarak Türkiye'nin dışındaki ve küresel piyasalardaki şartlardan kaynaklanan bir sonuçtur." dedi.