28.02.2014 Cuma 07:16
Türkiye'de üretilen ve üst düzey devlet yetkilileri tarafından yapılan konuşmaları şifreleyen MİLCEP adlı telefonun anahtar yazılımı, TÜBİTAK'taki paralel yapıya mensup kişiler tarafından sızdırıldı. Sabah'ın haberine göre, master key (ana anahtar) adı verilen şifre çözücü anahtarın sızdırıldığının tespit edilmesi üzerine Genelkurmay Başkanlığı ve MİT'ten başlayarak tüm güvenlik ve istihbarat kurumları kırmızı alarma geçti. Sızdırma yüzde yüz ihanet Türkiye tarihinde eşi görülmemiş kripto anahtarının casusluk maksadıyla sızdırılması olayı, paralel yapı tarafından 2006'da tasfiye edilen Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun'un TBMM Komisyonu'na verdiği ifadede söylediği "Hırsız içerideyse kilit işe yaramaz" sözünü akıllara getirdi. SABAH Özel İstihbarat Bölümü'nün edindiği bilgilere göre Türkiye'yi GSM kripto cihazı üreten 6 NATO ülkesinden biri yapan MİLCEP yazılımının anahtarı, ABD ve İsrail'de paralel yapı ile bağlantılı çevrelere ulaştırıldı. En kozmik askeri ve istihbari bilgilerin güvenliğini tehlikeye sokan bu sızdırma, paralel yapının önceki gün yapılan MGK toplantısında bir ulusal güvenlik tehdidi olarak algılanmasında etkili oldu. Genelkurmay Başkanlığı ve MİT personeli, devlete ait sırların yabancı gizli servislerin eline geçme ihtimaline karşı gerekli teknik önlemleri aldı. Genelkurmay ile MİT'in yazılım ve teknik istihbarat birimlerinde çalışan personel, olay ortaya çıkınca sızdırma olayının vahameti konusunda amirlerini bilgilendirdi. Amirler de durumu MGK'ya katılacak üst amirlerine 'sızdırmanın yüzde yüz ihanet' olduğu kanaatini ekleyerek iletti. Böylece 2 gün önce yapılan MGK toplantısında Fethullah Gülen grubunun bürokrasideki uzantıları ile özdeşleştirilen paralel yapı, bir ulusal güvenlik tehdidi olarak nitelendirildi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar ve istihbarat yetkilileri tarafından kullanılan MİLCEP sayesinde milli gizlilik dereceli bilgiler şifreli biçimde paylaşılabiliyordu. Devlet yetkililerinin kullandığı telefonların kripto yazılımının sızdırılması güvenlik ve istihbarat çevrelerinde 'Türkiye tarihinde görülmemiş bir ihanet' olarak nitelendirildi. Paralel sızdırma vakasının, 7 Şubat krizinden sonra MİT personelini ikinci kez bütünleştiren bir kriz olduğu belirtildi. Genelkurmay Başkanlığı da kozmik askeri sırların korunması için ilgili birimlerde kırmızı alarm verdi. 6 NATO ülkesinden biri Tüm kodları içeren master key şifre anahtarı ile kilitlenen MİLCEP, Türkiye'nin savunma sanayi ve istihbarat alanındaki yerli projeleri kapsamında üretildi. Bu yazılımı üreten TÜBİTAK BİLGEM Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE), devlet kurumlarının haberleşme ve bilgi güvenliğini sağlamak amacıyla faaliyet gösteriyor. MİLCEP, Türkiye tarihinin ilk milli kriptolu mobil telefonuydu. Türkiye dışında NATO üyesi ABD, Almanya, İspanya, Fransa ve Norveç'te de benzer kriptolu cihazlar üretiliyor. Türkiye'de üretilen cihazın ilk modeli MİLCEP-K1 idi. Bir üst model olan MİLCEP-K2'yi daha ergonomik hale getiren TÜBİTAK mühendisleri, kriptolu chat yazılımı da üretmişti. MİLCEP'le yapılan konuşmalar dinlense bile dinleyen kişi konuşmanın içeriğine master key olmadan ulaşamıyor, sadece gürültüler işitiyor. Nasıl ki 3 boyutlu bir filmi, 3D gözlük olmadan izlemek mümkün değilse çözücü yazılım olmadan da kriptolu telefonlarla yapılan görüşmelerin içeriğini anlamak mümkün değil. Algoritmalarla şifreleniyor Görüşmenin başında 2 cihaz karşılıklı olarak birbirlerinin sertifikalarını güvenlik için kontrol edip tek kullanımlık kripto anahtarını oluşturuyor. Anahtar oluştuktan sonra, cihazın mikrofonundan alınan ses, matematiksel fonksiyonlardan oluşan kripto algoritmalarıyla verilere dönüştürülüyor. Matematiksel bilgiler ses kanalından değil, GSM şebekesinin veri kanalından diğer cihaza aktarılıyor. Aktarılan cihazdaki kripto anahtarı, bu matematiksel verileri tekrar sese dönüştürüyor. Görüşme sonlandıktan sonra 2 tarafta da kullanılan kripto anahtarı siliniyor. Ancak master key ele geçirilirse tüm görüşmelerin içeriğine ulaşılabiliyor. İngiliz uzman: Ses kaydı gerçek değil Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen görüşmelerin kayıtlarıyla ilgili bir yorum da Almanya'nın en çok satan gazetelerinden biri olan Die Welt'ten geldi. Haberde, Türkiye'yi yakından tanıyan İngiliz uzman Prof. Dr. Gareth Jenkins'in görüşlerine de yer verildi. Kayıtların "montaj" olduğunu söyleyen Jenkins, "Konuşmanın akışı insicamsız. Arka plandan gelen sesler de şüphe verici, birçok kelime kısmen duyulabiliyor. Konuşmalar, kâğıttan okunuyor izlenimi veriyor. Bilal Erdoğan'ın böylesine kritik bir dönemde telefonda bu meseleleri açıkça konuşması da mantıksız" diye konuştu.