Seksenler dizisi tez konusu oldu

11.11.2013 Pazartesi 13:24

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Araştırma Görevlisi Şeyma Bilginer, yüksek lisans tez çalışması için TRT’de ekranlara gelen ve 80’li yılları anlatan ‘Seksenler’ dizisini seçti. Bilginer, dönemin yaşam koşullarını, darbeyi ve önemli şahsiyetlerini yazdığı tezde, 1980'li yılların Türkiye’sini nesnel bir bakış açısıyla dile getirmek istediğini söyledi. Araştırma Görevlisi Şeyma Bilginer, “Seksenler dizisi, geçmişi günümüze taşıması açısından bir bakıma zaman makinesi tabiriyle ilgi odağı haline geldi. TRT ekranlarında izleyicisiyle buluşan ‘Seksenler’, geçmişe özlem duyanların ve 80’li yıllar Türkiye'sine dair bilgi sahibi olmak isteyenlerin meraklı bakışlarının hedefi oldu. Türkiye’nin 32 yıllık geçmişinin ve değişiminin, klasik bir Türk ailesi üzerindeki etkilerini anlatan eğlenceli bir dönem dizisi olan Seksenler, sosyal hayattaki değişimin, hayatımıza giren yeniliklerin bizleri nasıl etkilediğini, geleneklerimizi nasıl çürüttüğünü ve Türkiye’nin nasıl globalleştiğini gözler önüne seriyor.” dedi. "SEKSENLER DENİNCE BİR DARBE ALGISI OLUŞUYOR" Konu olarak toplumsal bellek ve medya üzerinde durmayı amaçlayan Bilginer, son 10 yıl içinde çekilen diziler arasında Seksenler'in farklı geldiğini ifade etti. Bilginer, “80’ler deyince herkesin zihninde bir darbe yankısı oluşuyor. Ancak Türkiye’nin belleğinde silinmeyecek izler bırakan 80’lerin sadece tatlı hatıralarını ele almak toplumsal belleğin oluşturulması bakımından eksik anlatı sayılır. Dizi ilk bölümlerinde darbe yanlısı olarak eleştiri aldıktan sonra sonraki bölümlerde bazen Kenan Evren portresinin her eve ya da dükkana asılması, belediye başkanının ve muhtarın asker kökeni olması, bıyıkların biçimine bile müdahale edilmesi gibi göndermeler yapılmıştır. Nihayetinde, dizi toplumsal belleği yaşatırken, eksik tarafların olduğunu vurgulamak daha yerinde olur.” diye konuştu. "MODERN İNSAN, GEÇMİŞLE BAĞLARI YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİYOR" Toplumsal bellekle ilgili olan bölümde, Türkçe kaynakların yetersiz olması konusunda sıkıntı çektiğini kaydeden Bilginer, şunları aktardı: “Tabii ki döneme ait gazetelerden, dergilerden yararlandım ancak daha çok dizi üzerinden konuyu ele almaya çalıştım. Tezimi aşağı yukarı 1 yıllık sürede tamamladım. Modern insan, çıkmazlarının birey olarak yalnız kalmasının telafisini, geçmişle olan bağları yeniden gözden geçirmesinde arar. Geçmişle bağları koparmayı amaçlayan modern yaşama karşı panzehir olarak görülen toplumsal bellekte, insanların hayatlarında çok önemli yeri olan medya sayesinde tüketilir hale gelerek kültür endüstrisinde yeniden üretilen bir kültür ürünü olmuştur.”