06.04.2017 Perşembe 14:35
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT'a giderek yayınları kesmeye çalışan 5'i sivil, 16 sanığın yargılandığı davada, olay gecesi şehit edilen TÜRKSAT AŞ Tesisler İşletme Direktörü Ahmet Özsoy'un eşi Yasemin Özsoy, sanıklara, "Hepinizi Allah'a havale ediyorum. Bu insanlar size ne yaptılar? Şurada nasıl konuşuyorsunuz bilmiyorum. Siz nasıl askersiniz, ülkeyi nasıl koruyorsunuz? Bana Silopi, Karayılan bilmem ne diyorsunuz? Biz sizler için dua ediyoruz, sizin yaptığınıza bak. Gurur duyun kendinizle. Burada kendinizi savunurken hepiniz masum olduğunuzu iddia ederken, üstlerinizi şikayet etmek içinizden geçiyor mu? Aranızda bir yiğit yok mu?" diye seslendi. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan tutuklu sanıklar, avukatları ile müştekiler yer aldı. Duruşmada, Mustafa Altunay dışındaki tutuklu sanıkların savunmaları tamamlandı. Altunay, avukat tutacağını belirterek, süre istedi. Başkan İsmail Ademoğlu, "3 aydır içeridesin, barodan sana zorunlu müdafi atanmış ama onu kabul etmiyorsan, en kısa zamanda avukat tut. Sana bir kez süre vereceğim." dedi. Sanıklardan Eray Uçkun, Tayfun Karaöz, Mesut Sancak ile tesisin diğer bölgelerindeki çalışanları toparlamaya, tesisin tamamını kontrol altına almaya ve yayınları kesmeye çalıştığı iddia edilen sanık Melih Varol'un avukatı, sanıklara müvekkilini TÜRKSAT'ta görüp görmediklerini sordu. Sanıklar, Varol'u TÜRKSAT'ta görmediklerini söyledi. Duruşmada daha sonra müştekilerin beyanları alındı. - Müşteki beyanları Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu, müşteki beyanlarının alınmasına şehit ailelerinden başlanmasını istedi. Olay günü şehit edilen, darbecilerin TÜRKSAT'a gelmesinden önce tedbir amacıyla kuruma gelen ve personeli yönlendiren TÜRKSAT AŞ Tesisler İşletme Direktörü Ahmet Özsoy'un eşi Yasemin Özsoy'a ilk söz verildi. Eşi Ahmet Özsoy'un şehit edilmesinin ardından darbecilerin şehidin başında üç yudumda su içtiğini, nedeninin sorulması üzerine bu kişinin, "Ona şehitlik mertebesi ikram ettik." dediğini belirten Yasemin Özsoy, sanıklara dönerek, şunları söyledi: "Şu an konuşacak halde değilim, hepinizi Allah'a havale ediyorum. Bu insanlar size ne yaptılar? Şurada nasıl konuşuyorsunuz bilmiyorum. Siz nasıl askersiniz, ülkeyi nasıl koruyorsunuz? Bana Silopi, Karayılan bilmem ne diyorsunuz? Biz sizler için dua ediyoruz, sizin yaptığınıza bak. Gurur duyun kendinizle. Burada kendinizi savunurken hepiniz masum olduğunuzu iddia ederken, üstlerinizi şikayet etmek içinizden geçiyor mu? Aranızda bir yiğit yok mu? 'Emir aldık.' diyorsunuz, bunu veren kimlerse, bunları yaptıranları şikayet edebiliyor musunuz? Oturun Kurtlar Vadisi seyredin. Burada teknoloji devinin davası görülüyor, bu nasıl bir aymazlıktır?" Sanıkların yaptığı savunmaları eleştiren Özsoy, "Müslüman Türk kadını olarak, olayların başlaması üzerine, lojman bahçesindeki çardağa komşularıyla inerek dua etmeye başladıklarını" anlattı. Özsoy, burada helikopterle tarandıklarını, yanlarında çocukların da bulunduğunu ifade ederek, "Esed'in son yaptığını duydunuz, orada sizin yaptığınızın ondan ne farkı var? Bunları yapıp hala Müslümanız diyebilecek misiniz? Evlere kaçtık, kapılarımız yumruklandı, 'Tahliye olacaksınız, buralar bombalanacak.' dediler. Ben giderken arkamda şehit etmişsiniz Ahmet'i, orada yatıyordu. Hepiniz bu acıyı yaşayın, hepiniz mahvolun, kahrolun. Allah'ın gazabı hepinizin üstüne olsun istiyorum." diyerek duygularını dile getirdi. Konuşması sırasında gözyaşlarını tutamayan Yasemin Özsoy, sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılma talebinde bulunduğunu söyledi. - "Annemlerin üzerine helikopter hedef gözetmeden ateş etmeye başladı" Ahmet Özsoy'un oğlu Abdullah Enes Özsoy da olay gecesi yaşadıklarını şöyle anlattı: "Annemle evdeydik. Annemler komşularla dua etmek için dışarı çıktılar. Annemlerin üzerine helikopter hedef gözetmeden ateş etmeye başladı. Orada camekanlı kafeterya, çocukların oynadığı park da vardı. Ateş sonucu evlere dağıldılar, ışıkları kapattık. Annem Kur'an-ı Kerim okudu. Sonra kapı sert şekilde yumruklandı. Sonra bizi almaya geldiler, bizi almaya geldiler diye düşündüm. 'TÜRKSAT lojmanlar dahil bombalanacak, herkes çıksın.' dendi. Evden çıktık, alt komşumuzun 1 aylık bebeği vardı, araca onları da aldık. Farlar kapalı ilerlerken, durdurulduk. 'Erkekler aşağı insin.' dediler. Bizi kurşuna dizecekler zannettim. Sonra bizi bıraktılar yola devam ettik. Sabaha karşı babamın şehit haberi geldi. Babamı ben teşhis ettim. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum."