23.06.2013 Pazar 13:45
Romantik şarkıların prensi olarak bilinen şarkıcı ve oyuncu Kutsi, BUGÜN’den Şebnem Özcan'a çok özel açıklamalar yaptı. Ünlü sanatçı, “Her şeyin kıymeti, zorluklardan sonra biliniyor” dedi. Şarkıcı, besteci, söz yazarı ve oyuncu Kutsi'ye hayranlarının taktığı isim 'Romantik Şarkıların Prensi' 13 yılda 7 albüm çıkartan ve 3 dizide rol alan başarılı şarkıcı, oyuncu olarak da önemli bir hayran kitlesine sahip. 40 yaşındaki Kutsi'yle geçmişini, bugününü, mesleğini ve hayatı konuştuk -İlk gitarınızı alma hikayenizin çok ilginç olduğunu duydum, anlatır mısınız? 3 aydır gidip baktığım bir gitar vardı. Dükkandan içeriye girince oradaki ağabey bana, "çal" diyor, gidip gitarı bana veriyor, bende büyük bir zevkle çalıyordum. O gün cebimde 2 liram vardı. Gidip 1 lirasıyla kazı kazan aldım. 1000 lira para çıktı. Mutluluktan uçuyordum. Gitar 300 liraydı, üstelik bir de pazarlık yaptım. -Yokluğun ne demek olduğunu bilir misiniz, hiç para sıkıntısı çektiniz mi? Tabii ki yaşadım. İstanbul'a geldiğim zamanlar içersinde bir albüm çıkarmıştım ama ondan sonrasında 2005 yılına kadar 'Sana Ne' albümüne kadarki dönemde benimle birlikte maddi zorluklar çeken müzisyen arkadaşlarım da vardı. Ben o maddi sıkıntı çektiğim günleri de çok arıyorum. O zorluklar olmadan da olmuyor. Bazı şeylerin kıymetini biliyorsun. Çok şükür karnımız aç değildi ama kirayı ödeyemediğimiz, elektriği yatıramadığımız zamanlar oldu. Güzel günlerdi. -Babanız ünlü şair Ahmet Kutsi Tecer'in hayranı mıydı, neden isminizi Ahmet Kutsi koydu? Yok; dedemin edebiyat öğretmeniymiş Ahmet Kutsi Tecer. Ve ondan esinlenerek benim ismimi koymuşlar zaten. -Babanız ne iş yapar? Babam, Türkiye Petrolleri'nden emekli. İşçi emeklisi. İktisat fakültesi mezunu. Sanatsal bir faaliyeti yoktur babamın. Ama resme yatkındır. O da benim gibi balık burcudur. Babam çok iyi bir eleştirmendir. Beni her zaman eleştirir -Sesinizin güzel olduğu nasıl keşfedildi? Çocukken marşlar söylüyordum, okul şarkıları söylüyordum. Evde aile toplantıları olduğunda hazır ola geçip onların karşısına şarkılar söylerdim. Sesimin güzel olduğunu gitar çalmaya başladığımda anladım. Tek telli mandolinle başladım çalgı çalmaya. Balkonda o tek telli mandolini çalıp şarkılar söylerdim. Bir gün bir komşu kafama karpuz kabuğu fırlatmıştı hiç unutmam. İLK YEVMİYEN 20 LİRA İKİ PİZZA VE KOLAYDI -Hayatla mücadele etmeye kaç yaşında başladınız? 17 yaşında, Ankara'da Hollywood Pizza'da çalmaya başladım. İlk yevmiyem 20 lira, iki pizza ve bir de kolaydı. Ailem çalıştığımı bilmiyordu. Hafta sonları babama "Bir arkadaşımın doğum günü var" diyerek evden çıkıyordum. Bir gün babam beni kenara çekip, "Her hafta biri mi doğuyor oğlum. Beni de götür nereye gidiyorsan. Açıkla bakayım ne yapıyorsun" dedi. Bende "Bir yerde gitar çalıyorum. 20 lira yevmiyem var" dedim. O gün bugündür sahne tozu yutuyorum. Hayat mücadelesi güzel bir şey. HAYIRLI EVLAT OLABİLMEK ÖNEMLİ -Anne ve babanızla ilişkinizi nasıl tarif edersiniz? Valla muhteşem bir üçlüydük. Tabii kız kardeşim de vardı. Annem ve babam çok şükür istediğimiz her şeyi yapabilmemiz için ellerinden geleni yaptı. İlkokul dönemimi çok net hatırlıyorum. Ondan sonra zaman nasıl akıp geçmiş anlamadım. Beni 33 yıl geriye götürdünüz. Önemli olan anne babanıza karşı hayırlı bir evlat olabilmek. Onları sevip sayabilmek. Başları sıkıştığında yanlarında olabilmek. Onlar bizim atalarımız. Babam da babasına çok hayırlı bir evlatmış. Bende babamdan öyle gördüğüm için kendi evladımın da öyle hayırlı bir evlat olmasını isterim. İLAÇ ALERJİSİN YÜZÜNDEN 10 GÜN KOMADA KALDIM -Hiç ölümle burun buruna geldiniz mi? 14 yaşındayken ilaç alerjisinden 10 gün komada kaldım, 40 gün hastanede yattım. alerji beni neredeyse ölüme kadar götürecekti. Göz zarlarım yırtıldı, göz kapaklarım birbirine kaynadı, ellerim ayaklarım su tuttu. Organlarım su tuttu. 10 gün hayat mücedelesi verdim. Sporcu olduğum, dengeli ve iyi beslendiğim için vücudum kaldırdı. Allah o günleri bir daha göstermesin. Aileme büyük üzüntü yaşattım. Hastaneye yattığımda doktorlar, "Allah'tan ümit kesilmez ama biz ne yapacağımızı bilmiyoruz" demişler. Çok derin bir uykuya daldığımı hatırlıyorum. 5 gün uyumuşum. 3 yıl üst üste tekrarladı bu sendrom. 19 günde 380 penisilin yedim ve yaklaşık 27 kilo kaybettim. . ŞÖHRET BENİ DEĞİŞTİRMEDİ -Şöhret hayatınızı değiştirdi mi? Şöhret beni değiştirmedi. İstanbul'a geldiğim ilk gün nasılsam bugün de aynıyım. Hayatımda değişenler şunlar: konserlerim çoğaldı, dizi teklifleri gelmeye başladı. -Doktorlar dizisinde oynarken sizi doktor sananlar oluyor muydu? Evet. Ameliyata bir amca geldi hastaneye. Parkinson hastası biriydi doktor olarak beni istemiş, hastaneyi ayağa kaldırmış. Fotoğraf sergisi açmak istiyorum -Metroseksüel misiniz? Bakımlı bir erkek misiniz? Manikür yaptırırım. Ayak tırnaklarımın kendim kestiğim de oluyor zamanım varsa pedikürde yaptırıyorum. Cilt bakımımı kendim yapıyorum. Güzel sabunlarım var, kremlerim var. Cildimi temiz tutup bol suyla yıkayıp nemlendiriyorum. -Hobileriniz var mı? Yağlı boya resim yapıyorum. Bir resmim var çok ilginç. Düz bakınca gülüyor, ters çevirince ağlıyor.. Fotoğrafçılıkla da uğraşıyorum. Av ve durum fotoğrafları çekiyorum. 'İstanbul'da gün batımı' diye bir çalışma yaptım. Çok güzel bir iş oldu. Sergi açmak istiyorum.