RTÜK Üyesi: "Netflix, Blu TV, Puhu TV gibi yayıncıları denetleyeceğiz"

RTÜK Üyesi Doç. Dr. Ersoy: "Netflix, Blu TV, Puhu TV gibi aslında tamamen yayıncı olan ama sadece internet mecrasından yayın yaptıkları için yayıncı değilmiş, herhangi bir internet kullanıcısıymış gibi algılanan yayıncıları denetleyeceğiz. Yani internet ortamında yayıncılık faaliyeti yapanları denetleyeceğiz."

02.03.2018 Cuma 11:07

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Doç. Dr. Hamit Ersoy, RTÜK'e "internet denetimi" gibi bir yetki verilmesinin söz konusu olmadığını vurgulayarak "İnternet ortamında yayıncılık faaliyeti yapanları denetleyeceğiz. Onların dışında YouTube, Twitter, Facebook ve benzeri, görsel içeriği paylaşan ve fakat yayıncı hüviyeti taşımayanlar için RTÜK'ün herhangi bir denetimi söz konusu değildir." dedi. Aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı Yayıncılık Düzenleyici Otoriteleri Forumu (IBRAF) Genel Direktörü olan Ersoy, RTÜK'e internetten yapılan yayıncılık faaliyetleri için de tıpkı geleneksel yayıncılıkta olduğu gibi içerik denetimi, lisans verme ve iptal etme yetkisinin tanındığı, Meclis'te görüşmeleri devam eden düzenlemenin yasalaşması durumunda nasıl uygulanacağına yönelik AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Düzenlemeye yönelik eleştirileri değerlendiren Ersoy, internetin denetiminin söz konusu olmadığını belirterek şöyle devam etti: "Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun böyle bir görevi üstlenmesi hem yasal hem de pratik açıdan mümkün değil. Yapılmak istenen düzenleme öncelikle sadece karasal, uydu ve kablo ortamında yapılan yayıncılığın internet ortamındaki uzantısı şeklinde. Yani internet ortamında yapılacak yayıncılıkla ilgilidir." Düzenlemenin garipsenecek veya yadırganacak bir yönü bulunmadığını vurgulayan Ersoy, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un da teknoloji açısından "nötr" bir yasa olduğuna dikkati çekti. Ersoy, RTÜK'ün farklı mecralarda yapılacak yayıncılık faaliyetlerinden sorumlu olması gerektiğini, yasanın da zaten bunu öngördüğünü aktardı. Ersoy, düzenlemeye ilişkin kafa karışıklığının esas sebebinin internet ortamında yayıncılık dışında yapılan faaliyetlerin ve paylaşımların da yasa kapsamında algılanmasından kaynaklandığını dile getirdi. - "İnternet ortamı için özel içerikler bile yapılıyor" İnternette yazı, resim, video gibi paylaşımların RTÜK'ün yetki alanının dışında kaldığını ifade eden Ersoy, "Radyo ve Televizyon Üst Kurulu internet ortamında yapılan yayıncılıktan sorumludur, denildiğinde insanlarda internetin tamamından sorumlu hale gelecekmiş, atılan bir tweet, Facebook'ta paylaşılan bir resim gibi her şey denetlenecekmiş şeklinde bir endişe oluşuyor. Gerçekte hiçbir ilgisi yok." dedi. Buna TRT'nin karasal, kablo ve uydu ile birlikte internet üzerinden de yayın yapmasını örnek gösteren Ersoy, üç mecrada denetlenen bir içeriğin internet ortamında denetlenmemesinin söz konusu olamayacağını aktardı. Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu düzenlemeye ihtiyaç nereden kaynaklandı? Kimi yayın kuruluşları karasal, uydu ve kablo üzerinden yaptıkları yayını alıp internet ortamına ilave bazı şeyler ekleyerek taşıyabiliyor. Hatta RTÜK denetiminden kaçmak için internet ortamı için özel içerikler bile yapılıyor. RTÜK'ün kendi yasasına aykırı olan kimi bölümleri internet ortamında verdiklerinin de reklamını yapmaları süreci tetikledi diyebilirim. Başka bir ifadeyle karasal, uydu ve kablo üzerinden 'bip'ledikleri kimi bölümlerin reklamını 'tamamını özgürce internet ortamında izleyebilirsiniz' şeklinde yapmaları izleyiciyi görmemeleri gereken bir içeriğe davet şeklinde algılandı ve RTÜK harekete geçti. Yasal olmayan, çocuklara zararlı olan bu içerikten vatandaşlarımızı korumak adına bu alana da el atmak zorunda kalındı. Temelde tamamen yapılan budur." - "Çocukları, gelecek nesli korumak adına" RTÜK üyesi Ersoy, yasal düzenlemenin ikinci ayağının ise sadece internet üzerinden yayıncılık faaliyeti yürüten Blue TV, Puhu TV, Netflix gibi platformlarla ilgili olduğunu söyledi. Dünyada "linear" ve "nonlinear" olarak adlandırılan “program akışlı olan ve olmayan" ya da "isteğe bağlı yayıncılık" olarak tanımlanabilecek bir yayıncılık sisteminin yaygınlaştığına işaret eden Ersoy, "Bu tip yayıncılık türünde izleyici daha aktif, karar verici ve merkezi pozisyonda. Yayıncı izlenecek içeriği belirlemiyor, izleyici belirliyor. Örneğin film, dizi, spor, müzik gibi içerikler var. Bunlar kataloglar halinde sıralanmış, depolanmış duruyor. İzleyici neyi izlemek istiyorsa istediği zamanda istediği içeriği izleme şansına sahip." diye konuştu. Bu tip yayınların sadece internet ortamından yapıldığını, izleyicinin çok zengin bir içerikten istifade ettiğini fakat bunun karasal, uydu ve kablo mecralarındaki yayıncılar açısından "hem ucuz hem de denetimsizlik nedeniyle" haksız bir rekabet ortamı oluşturduğunu anlatan Ersoy, geleneksel yayıncıları korumak için RTÜK'ün bu alanı düzenlemek zorunda olduğunu bildirdi. Ersoy, çocuk ve gençlerin artık TV'den ziyade internet mecrasından yayınları izlediğini ifade ederek şöyle konuştu: "Bu alanın denetlenmemesi çocukların çok sakıncalı içeriklerle karşı karşıya kalmasını da beraberinde getiriyor. Çocukların korunması Anayasal bir zorunluluk olduğu için (Anayasa 41. madde) RTÜK, çocukları, gelecek nesli korumak adına bu alana el atmak zorundaydı. Yani yeni yasal düzenleme, geleneksel yayıncıların internet ortamına uzanan yayınları ile geleneksel ortamlarda yayın yapmayan fakat onların sahip olduğu içeriğin tamamını hatta ötesini içinde barındıran yayıncıları da denetleme imkanı verecek." - "YouTube, Twitter, Facebook'ta denetleme söz konusu değil" Doç. Dr. Hamit Ersoy, internetten yapılan söz konusu yayıncılık faaliyetlerinin hangi platformları kapsayacağına yönelik şunları söyledi: "Netflix, Blue TV, Puhu TV gibi aslında tamamen yayıncı olan ama sadece internet mecrasından yayın yaptıkları için yayıncı değilmiş, herhangi bir internet kullanıcısıymış gibi algılanan yayıncıları denetleyeceğiz. Yani internet ortamında yayıncılık faaliyeti yapanları denetleyeceğiz. Onların dışında YouTube, Twitter, Facebook ve benzeri, görsel içeriği paylaşan ve fakat yayıncı hüviyeti taşımayanlar için RTÜK'ün herhangi bir denetimi söz konusu değildir. İnternet ortamında 'geleneksel mecralarda yapılan içeriği' paylaşan, şimdilik 'yayıncı' denmeyen ama aslında internet ortamında yayıncılık yapan kuruluşları denetleyeceğiz sadece. Dolayısıyla şu ana kadar gösterilen tepkilerin yersiz olduğunu, endişeye mahal olmadığını, uçsuz bucaksız internet dünyası içinde çok sınırlı bir yetkinin RTÜK'e verildiğinin ve Avrupa Birliği standartlarına göre yayıncı kimliği taşımayan hiçbir kullanıcının içeriğinin denetlenmeyeceğinin bilinmesi gerekiyor." Ersoy, yasanın çıkması sonrasında düzenlemenin bu ayağının hemen değil Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı (BTK) ile gerçekleştirilecek çalışma sonucunda yürürlüğe konulacağını anımsattı. BTK ile herhangi bir rekabet veya anlaşmazlığın söz konusu olmadığının altını çizen Ersoy, şu değerlendirmeyi yaptı: "Ortak çalışma eşyanın tabiatı gereğidir. Akademik alanda disiplinler arası çalışmalar olduğu gibi frekansların, internetin kullanımında data paylaşımı ya da görsel-işitsel yayıncılık el ele, yan yana gitmekte. Dolayısıyla BTK ile ortak bir çalışma yapacağız. Bu çalışma süreci netleştirmek, görev alanlarını belirlemek ve neyin yayıncılık, neyin yayıncılık dışındaki faaliyetler olduğunu tespit etmek adınadır. Bu konuda BTK ile gayet uyumlu ve makul bir çalışmamız var." - Uyarı yapılmadan yaptırım uygulanmayacak RTÜK üyesi Ersoy, düzenlemenin yasalaşması durumunda Netflix, Blue TV, Puhu TV gibi platformlara nasıl bir yaptırım uygulanacağına ilişkin de şöyle konuştu: "Bu tip yayıncıların mecra değişikliği dışında içerik olarak diğer yayıncılardan bir farkı olmadığı için yaptırımlar açısından da herhangi bir fark olmayacaktır. Fakat internetteki bu yayınlarda içeriklerin zaten kataloglarda olduğu ve izleyici o içeriği istediği takdirde izlediği için izlendikten sonra denetleme durumu burada söz konusu olmayacak. Var olan görsel içeriği uzmanlarımız tarayıp, izlediğinde yasamıza aykırılık yoksa zaten aynı şekilde devam edecek. Eğer bir aykırılık varsa da 'Yapılan incelemede şu yayınlarınızın RTÜK yasasına aykırılık teşkil eden içeriklere sahip olduğu, dolayısıyla o bölümlerin kaldırılması' şeklinde bir uyarı yapılacak. Küfür, hakaret gibi ifadelerin olmasında da tıpkı geleneksel yayıncılarda olduğu gibi 'bip'lenmesini talep edeceğiz ya da 'bip'lenmemiş halinin bu platformda da izleyiciye gösterilemeyeceğini hatırlatacağız. Bu bölümleri 'bip'ledikleri takdirde herhangi bir sorun yaşanmayacak. Yani uyarıda bulunmadan doğrudan yaptırım uygulamamız söz konusu değil." Ersoy, söz konusu mecraların yayınladığı içeriğin hangisinin aykırılık teşkil ettiğine ilişkin mutlaka bilgilendirileceğini anlatarak sadece uyarılara karşın uygunsuz içerikte yayın yapmaya devam edenler için yaptırımların gündeme geleceğini vurguladı. - Ülkelerden "internet düzenlemesi" talebi Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde de internet alanının düzenlenmesine yönelik bir eğilimin hakim olduğunu belirten Ersoy, "Bu yaz döneminden itibaren AB üyesi birçok ülke de internetten yapılan yayıncılığı denetlemeye başlayacak. Şu anda çalışmaları son safhada. Bu ayın 23'ünde RTÜK’ün de katılacağı Avrupa Birliği Görsel İşitsel Medya Hizmetleri Avrupa Düzenleyici Otoriteler Grubu'nda (ERGA) muhtemelen netliğe kavuşacağını düşünüyorum." dedi. İslam İşbirliği Teşkilatı Yayıncılık Düzenleyici Otoriteleri Forumu'nun (IBRAF) geçen hafta Benin'de gerçekleştirildiğini ve buradaki toplantılarda Türkiye'nin internet alanında yapmayı planladığı düzenlemelere ilişkin bilgi paylaşımının gerçekleştirildiğini aktaran Ersoy, şunları kaydetti: "Şu anda komisyondan geçen ve Meclis'te bekleyen, internet ortamında yapılacak yayıncılıkla ilgili RTÜK'ün düzenleyici otorite olarak sorumlu hale geleceğini söylememiz IBRAF'a katılan ülkelerde büyük bir heyacan yarattı. Ülkeler, bu düzenlemeye çok ilgi gösterdi. Düzenlemenin nasıl yapılabileceği, kimlerin yayıncı olup kimlerin olmadığına nasıl karar verileceği gibi konularda kendilerinin çok yetersiz olduklarını, bu konuda RTÜK'ten teknik yardım almak istediklerini ve düzenleme uygulanmaya başlandığında Türkiye'ye gelerek görmek istediklerini birçok ülke söyledi. Bunu başardığımız takdirde ki başaracağımıza eminim, birçok ülkenin RTÜK'e ziyarete geleceğini söyleyebilirim. Buradaki uygulamayı 'iyi uygulama' olarak alıp, kendi ülkelerinde de zaten şikayetçi oldukları, denetleyemedikleri, aciz kaldıkları bu konunun RTÜK sayesinde üstesinden gelebileceklerini düşünüyorlar. Biz de birçok alanda olduğu gibi bu konuda da öncülük edebileceğimize inanıyoruz."