07.04.2017 Cuma 18:35
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Sanayi Odası (ADASO) tarafından bir otelde düzenlenen "50. Yıl Onur Gecesi"nde, iş adamları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. "Türkiye'nin ortaya koyduğu başarıyı kabul etmek zorunda kalıyorlar" Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili yaptıkları açıklamalarda yaşadıkları hayal kırıklığının çok açık şekilde görüldüğünü vurgulayarak, "Onlar tamamiyle hissi, 'Türkiye'yi nasıl köşeye sıkıştırırız' mantığıyla yaptıkları açıklamalarda, her zaman söylemişimdir, bu açıklamalar siyasidir, objektif değildir. Bunlar ısrar dahi edememişlerdir ama hepsi de ters köşe olmuşlardır. Bu kuruluşlar hiç istemeseler de Türkiye'nin ortaya koyduğu başarıyı kabul etmek zorunda kalıyorlar." dedi. "Birçok ülkesinin gözünde inandırıcılıklarını kaybetmişlerdir" Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Malum kuruluşlar artık bizim ve dünyanın birçok ülkesinin gözünde inandırıcılıklarını kaybetmişlerdir. Örneğin, komşumuz, batmış, bitmiş, hali ortada. 400 milyar avro Avrupa'ya borcu var. Bütün bunlara rağmen bakıyorsunuz, kredi derecelendirme kuruluşları buna öyle bir not veriyor ki bizi geçiyor. Nasıl oluyor bu iş? Böyle bir şey olabilir mi? Sipariş üzere not veriyorlar. Türkiye'nin bunlara ihtiyacı yok." Türkiye'nin ekonomideki başarılarıyla kredi derecelendirme kuruluşlarının hegemonyasına son vereceğine ve çarpık sistemin değişmesine öncülük edeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, Türkiye ekonomisini kısa sürede toparlayabilmesinin en önemli sebebinin, son 14 yılda tesis ettikleri güven ve istikrar olduğunu dile getirdi. "Yük olan değil, hizmet eden bir ekonomimiz var" Bugün insanına, memuruna, emeklisine, işçisine yük olan değil, hizmet eden bir ekonomi olduğunu aktaran Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti: "Krizlerle yatırımcısına sürekli bedel ödeten değil, kazandıran, kar ettiren bir ekonomimiz var. Bizim sadece şu Suriye'de bize maliyet nedir biliyor musunuz? Toplam maliyeti bize şu ana kadar, STK'larla beraber yaptığımız 25 milyar dolardır. 'Peki Avrupa Birliği size bir şey vermedi mi?' söyleyeyim, Avrupa Birliği'nin bize verdiği 725 milyon dolardır. Bunlar dürüst değil, işte Avrupa Birliği Bakanı burada. Söz verdiler '3 milyar avro ödeyeceğiz' diye 2016'nın Temmuzunda, ne yazık ki ödemediler, rakam 725 milyon dolarda kaldı. Hatta daha sonra ikinci bir taksit 3 milyar avro daha söz konusu oldu. Hiçbirisi dürüst değiller. Bunların dünyası başka." "Sağlanan istikrar sistemden değil, ülkeyi yöneten kadrodandır" "Battı, bitti, Türkiye'nin ekonomisi çöktü" şeklindeki eleştirileri hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte buyurun 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelini attık. Kaça bunun ihalesi? Buranın maliyeti inşallah yaklaşık 10 milyar 500 milyon TL. Kimler yapacak bunu? Yüzde 50 Türk firması, yüzde 50 Kore, beraber yapıyorlar." dedi. Erdoğan, köpürüyü kısa zamanda bitirmeyi temenni ettiklerini belirterek, "Hani batmıştık, hani bitmiştik eser ortada ve çok kısa zamanda inşallah bunu bitirecekler ama biz durmuyoruz, yola devam. Bugün artık küresel krizler bile bizler tarafından rahatça atlatılabilen bir ekonomik güçle oluşuyor." diye konuştu. Şimdi bu tablonun kalıcı hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Recep Tayyip Erdoğan, "Çünkü 7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan manzara bize şu gerçeği açık ve net olarak göstermiştir, 2002'den bu yana sağlanan istikrar sistemden değil, ülkeyi yöneten kadronun kendi içindeki uyumundan kaynaklanıyordu, çünkü biz aynı ekolün insanlarıydık. 7 Haziran'da küçük bir sarsıntı geçirince ülkemizin son yıllarda elde ettiği kazanımların nasıl bir anda tehlikeye girdiğini hep birlikte gördük. Hemen ertesinde Diyarbakır'da 53 vatandaşımız öldürüldü. Ölen Kürt, öldüren de Kürt. Bunu yaşadık, çünkü bunların derdi başkaydı." değerlendirmesinde bulundu. "Bunun devamı gerekir diye düşünüyorum" Gaziantep'te DEAŞ'ın kına merasiminde gerçekleştirdiği saldırıyla da 56 vatandaşın öldürüldüğünü hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Dedik ki; 'Artık durmayacağız', hemen ziyarete gitmiştik, döndük, oturduk, konuştuk ve Cerablus'a girdik, Cerablus'un arkasından El Rai, arkasından Dabık, arkasından El Bab, işin, Fırat Kalkanı Harekatı'nın birinci etabını böylece tamamladık. Şimdi bu süreç inşallah bu gece olan, malum, Amerika Birleşik Devletleri'nin o sarin gazlarını kullanan, klor gazını kullanan o katil Esed'in attığı adım ilk cevabını buldu ama yeterli mi? Değil. Bunun devamı gerekir diye düşünüyorum, çünkü 1 milyona yakın insanı öldüren bu adam bunun bedelini ödemeli, yoksa yazık olur. Biz 'meşru bir zeminde Suriye siyasi iktidarını bulmalıdır' diyoruz. Yapılması gereken bunun sağlanması. Şu anda biz görüşmelerimizi yapmaya devam ediyoruz, ilgili arkadaşlarımın hepsi çalışmalarını sürdürüyor, aynı şekilde bizler de liderlerle görüşmelerimizi inşallah yapacağız ve üzerimize ne düşüyorsa onu da çekinmeden ifa edeceğiz."