"İhalelerde iş güvenliği maliyeti kalemi de olacak"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İNTES ve YOL-İŞ Sendikasının ortaklaşa düzenlediği “Çalışma Hayatında Son Gelişmeler” konulu toplantıya katıldı

24.09.2014 Çarşamba 00:02

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “Günah keçisi aranıyorsa buyurun Çalışma Bakanına. Hiçbir mahsuru yok. Ben bundan gocunmam. Eksiği gediği bırakmama konusunda gecemizi, gündüzümüzü harcıyoruz ama sen kömürü 1 buçuk milyon ton üretecekken eğer yılda 3 milyon ton üretirsen hesabını vereceksin öyle yağma yok. Asansörü yükseltirken 50 liralık durdurucuyu takamıyorsan yapmasan daha iyi bu inşaatı" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İNTES ve YOL-İŞ Sendikasının ortaklaşa düzenlediği “Çalışma Hayatında Son Gelişmeler” konulu toplantıya katıldı. Swiss Otel’de gerçekleşen toplantıda bir konuşma yapan Çelik, çalışma hayatında önemli başarılar yaşandığına değinerek, 2002 yılından günümüze kadar gerçekleşen reformları anlattı. 1 Mayıs’ın çalışanlar için son derece önemli olduğunu belirten Çelik, "1 Mayıs’ın tatil ilan edilmesi gibi son derece önemli bir görevi de Çalışma Bakanlığı olarak ifa ettiğimiz inancı içerisindeyim. 1 Mayıs’ın bir Taksim konusu var. Taksim konusu ortadan çıktıktan sonra tartışma konusu olmaktan çıkardık. Her yıl 1 Mayıs konuşulur idi. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü artık. Keşke sendika konfederasyon başkanlarımız buradalar keşke 1 Mayıs’ı amacına uygun bir şekilde nerede kutlandı değil de haklar konusunda 1 Mayıs’ı bir anlamlı güne dönüştürebilsek. Ben inanıyorum ki bundan işveren de, bundan işçiler de çok ciddi şekilde yararlanacaklardır" şeklinde konuştu. “ASGARİ ÜCRETİ GEÇİM ÜCRETİNE DÖNÜŞTÜRME ANLAYIŞI KABUL EDİLEBİLİR BİR ANLAYIŞ DEĞİLDİR” Yargıya iş dünyasından çeşitli sorunların iletildiğini bildiren Çelik, iş dünyasının serzenişi olduğunu anlattı. “Ücret sendikacılığı anlayışını artık mutlak suretle Türkiye geride bırakmalı” diyen Bakan Çelik, tahripkar sendikacılık anlayışının da geride bırakılması gerektiğine dikkati çekti. Bakan Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü: “‘Asgari ücret, geçim ücreti’ diyor işveren. El insaf… Asgari ücret koruma ücretidir, geçim ücreti değil ki. Asgari ücrete hele hele çok tehlikeli işlerde inşaatta olsun, madenlerde olsun, nakliyede olsun asgari ücreti geçim ücretine dönüştürme anlayışı kabul edilebilir bir anlayış değildir. Çünkü asgari ücret bir taban ücrettir. Bundan aşağı teklif edilemez anlamına gelen bir ücret olduğunu burada belirtmek istiyorum. Çalışma hayatı son derece önemli. ” “YABANCILARIN ÇALIŞMA İZİNLERİ YASASIYLA BİRLİKTE KISA ZAMAN İÇERİSİNDE PARLAMENTOYA TAŞIYACAĞIZ” İş Sağlığı Güvenliği Yasasının da bu dönemde yasalaştığını anlatan Çelik, şimdi AB standartlarında bir iş sağlığı güvenliği yasasının çıktığını bildirerek, “Şimdi önümüzde de yabancıların çalışma izinleri ile ilgili düzenlemeyi tamamladık. Sosyal taraflarla henüz görüşemedik. Önümüzdeki dönem içerisinde görüşeceğiz. Yabancıların çalışma izinleri yasasıyla birlikte kısa zaman içerisinde parlamentoya taşıyacağız. Bu dönem içerisinde Türkiye’nin 3 kat büyüdüğünü ifade etmek istiyorum. Türkiye her alanda 3 kat 4 kat büyüdü. 2004 yılından bugüne istihdamda 7 milyon artış var Türkiye’de. Bütün dünya bize gıpta ile bakıyor. İnşaat sektöründe 2002’lerde 700 bin olan istihdamın 2 milyonlara ulaştığını da ifade etmek istiyorum. Bütün bunlar istikrar ortamında ve güven ortamında oldu” ifadelerini kullandı. “TEDBİRİ ALMADAN TAKDİRE HAVALE ETMEK KOLAYLIĞINA KAÇMA LÜKSÜNÜZ OLAMAZ” Sosyal güvenlikte reformların gerçekleşmesinin çok güzel olduğunu belirten Çelik, “Bu başarılarımıza adeta bir sünger çeken Soma olayı ve asansör faciası karşısında dilimizin tutulduğunu, söylenecek bir şeyin kalmadığını da ifade etmek istiyorum. Bu kadar başarılara önemli gelişmelere sahne olan Türkiye’ye yakışmayan görüntüler olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum. Büyüyelim mi? Büyüyelim tabi ama önlemlerle büyüyelim. Takdir Allah’tan efendim ama tedbir insandan. Tedbiri almadan takdire havale etmek kolaylığına kaçma lüksünüz olamaz. Bizim görevimiz gerekli önlemleri almaktır. Hiçbir maddi kazanç insan hayatından daha değerli değildir” diye konuştu. “BU KAZALARIN DEVAM ETTİĞİ BU FOTOĞRAFLARIN GAZETELERİN MANŞETLERİNİ SÜSLEDİĞİ BİR ÜLKE KALKINMIŞ ÜLKE OLAMAZ” 2012 yılında İş Sağlığı Güvenliği Yasasının yürürlüğe girdiğini anlatan Bakan Çelik, şöyle konuştu: “167 ve 176 sayılı İLO Sözleşmelerinin de Bakanlar Kurulu olarak imzalar tamamlandı. Ekim ayı ile birlikte yüce Meclise gelecek. Maden kanununa göre maden mühendisi bulunmayı getirmişiz 24 saat orada duracaklar. İnşaat açısından bakarsanız Şehircilik Bakanlığı bünyesinde yapı denetim firması onun teknik olarak temelden çatıya kadar yapılması sorumluluğunu üstlenen yapı denetim firması var. Herkes var. 24 saat orada olanlar var ama karşımıza çıkan tablo kazaya baktığımız zaman kazalar devam ediyor Türkiye’de. Bu kazaların devam ettiği bu fotoğrafların gazetelerin manşetlerini süslediği bir ülke kalkınmış ülke olamaz. Günah keçisi aranıyorsa buyurun Çalışma Bakanına. Hiçbir mahsuru yok. Ben bundan gocunmam. Ben işimi en iyi şekilde yapmanın mücadelesini veriyorum. Eksiği gediği bırakmama konusunda gecemizi gündüzümüzü harcıyoruz ama sen kömürü 1 buçuk milyon ton üretecekken eğer yılda 3 milyon ton üretirsen hesabını vereceksin öyle yağma yok. Asansörü yükseltirken 50 liralık durdurucuyu takamıyorsan yapmasan daha iyi bu inşaatı. Bu olaylar da bizi kendimize getirmiyorsa bizi ne uyandıracak. Birçok kesimde sorumluluk var ama farkındalık yok.” “İHALELERDE İŞ GÜVENLİĞİ MALİYETİ KALEMİNİ DE KOYALIM DİYORUZ” Çalışma hayatında insanın önemine vurgu yapan Çelik, insanların mutluluğunun, huzurunun ve yattığı koğuşun önemli olduğunu kaydederek, “İşçinin o ortamda yatmasını denetlemiyorsanız siz onları gezip o odaları görmüyorsanız inanın yanlış yapıyorsunuz. Size bir maliyeti yok. Zaten şimdi düzenleme getiriyoruz. İhalelerde iş güvenliği maliyeti kalemini de koyalım diyoruz. O da bir eksiklikse getirip onu da koyacağız” dedi. “TABİİ Kİ CAN TABİİ Kİ ÖNCE VİCDAN” Farkındalık konusunda gevşekliği hayretle izlediklerini bildiren Çelik, “Yalnız cezayla bu işleri çözmek doğru değil. O zaman başka türlü kayıt dışılıklar çıkıyor. Cezanın da amacı müfettişin de amacı farkındalığı oluşturmaktır. İş Sağlığı Güvenliği konusu sadece bir kanun değil, yasal bir konu değil insani ve vicdani bir sorumluluk olduğunu bilmemiz gerekir. Vicdan mı? Cüzdan mı? Mal mı? Can mı? Böyle mukayeseleri ben doğru bulmuyorum. Tabii ki can tabii ki önce vicdan. Biz biliyoruz ki kefenin cebi yok. İş sağlığı güvenliğine harcanan her kuruş iş yerinin itibarını arttırır. Kanunlar bize uymaz değerli dostlar biz kanunlara uymak durumundayız. Şimdi idare olarak bizler mevzuatı hayata geçirmek, denetimi yapmakta görevliyiz. İş verenler mevzuatın gerekli gördüğü tedbirleri almakta yükümlüdürler. Çalışanlar ise tedbirlere harfiyen uymak zorundadırlar. Şimdi bu önümüzdeki düzenlemelerde, ceza geliyor ama teşvik de getiriyoruz” diye konuştu. “İnsanı ruhsuz bir makine ile eş değer görmek bizim medeniyetimize yakışmaz” diyen Çelik, şöyle devam etti: “Önce insan ve vicdan diyen bir çalışma hayatının vazgeçilmezi haline getirmemiz gerekiyor. Ayın 10’u ile 20’si arasında sayın Başbakanımızın İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde katılacağı ağırlıklı olarak tehlikeli işlerin, sektörlerin iş adamları ile bir araya geleceğiz. Her kesimin taleplerini alacağız.” “ÇALIŞMASI DURDURULAN OCAĞI FAALİYETE DEVAM ETTİRENE KESİNLİKLE HAPİS CEZASI GELECEK” Zonguldak’ta maden ocağında mühürlenen madenin mührünün sökülüp girildiğini anlatan Bakan Çelik, “Daha önce çalışması durdurulmuş. Sen misin çalışması durdurulan ocağı faaliyete devam ettiren kesinlikle hapis cezası gelecek. Yani durdurulmuş şunları düzelteceksin şunları yapacaksın dediğimiz halde bu konudaki kanun dinlemem diyen mührü sokup bu iş yerine işçiyi sokan bir işveren varsa buna da başka türlü bir çare kamu görevlisi olsa bile durdurulmuş ama devam ettiriyorsa karşılığının mutlaka olması gerekiyor. İnşallah alınacak bu tedbirlerle maden ocakları mezar olmaktan inşaatlar da işçiye mezar taşı olmaktan çıkar temennisinde bulunuyorum” ifadelerini kullandı. “İNŞALLAH 3-4 AY İÇERİSİNDE 600’Ü VE 2015 İÇERİSİNDE 750 MESLEK STANDARDINI BELİRLEYECEĞİZ” Çelik, “Ulusal mesleki yeterlilik konusu Türkiye’nin biraz gecikmeli, arkadan takip ettiği bir olay. İnşaatta depocu mu var kalıpçı mı var… Hangi unsurlar varsa çalışan işçi kardeşlerimizin MYK sertifikası olmak şartını 1 Ocak 2015 itibaren getiriyoruz. Yeni mesleki yeterlilik belgesi konusu çok önemli. Bugün 569 meslek standardını belirlemiş bulunuyoruz. 750 hedefimiz. İnşallah 3-4 ay içerisinde 600’ü ve 2015 içerisinde 750 meslek standardını belirleyeceğiz arkasından da sertifikalandırmayla birlikte çok daha nitelikli elemanlarla geleceğe yürüyeceğiz. Kalkınmada bu sertifikasyon ve bu eğitim son derece önemli. Yurt dışındaki işçilerimizi yasal zemine kavuşturduk. Kapımız açık yaşadığınız sorunları iletmeniz gerekiyor” dedi.