28.11.2014 Cuma 20:00
Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis, “Dini dayanak arayan şiddet, daha büyük bir yargıyı hak etmektedir, mahkum edilmelidir. Uygun çözümler bulmak üzere ortak çalışmaların izlenmesi gerekir. Bunun herkesin işbirliğimi gerektirdiği kaçınılmazdır” dedi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında dini önderler arasındaki diyalogların önemine dikkat çeken Francis, bunların ilgili cemaatlere açık mesaj verdiğini ve farklılıklara rağmen dostluğun mümkün olduğunu ortaya koyduğunu gösterdiğini ifade etti. Papa Francis, "Bu dostluk kendi içinde bir değer taşımasından öte bugün olduğu gibi kriz dönemlerinde özel bir anlam ve büyük bir önem kazanır. Bu krizler dünyanın belli bölgelerinde olmakla birlikte bütün halklar tarafından ıstırabı hissedilmektedir. Kurbanlar ve yıkım, milletler ve dinler arasında gerilim, açlık ve yoksulluk yaratan savaşlarla karşı karşıyayız. Milyonlarca insan bunlardan etkileniyor. Doğayı, havayı, suyu ve toprağı mahvediyorlar" ifadelerini kullandı. Ortadoğu’daki Irak ve Suriye’deki durumun trajik olarak tanımlayan Papa Francis, şunları kaydetti: "Çatışmalardan dolayı herkes adı çekmekte ve insani durumda dehşet vermektedir. Bebekler, acılar içinde anneler, yaşlılar, göçmek zorunda kalmaktadır. Sığınmacıları, her türlü şiddeti kaydediyorum. Bunların yanı sıra aşırı ve kökten bir grup sebebiyle dinsel kimliklerinden dolayı insanlık dışı şiddete maruz kalmış ve hala bu şiddetin içinde acı çeken toplulukların durumu da özel bir kaygı kaynağıdır. Bu topluluklar özellikle Hristiyan ve Yezid’i olmakla beraber bir yer bundan ibaret değildir, evlerinden barklarından kovuldular, havyarlarını ve imanlarını inkar etmemek için her şeyi terk ettiler. Şiddet kutsal binaları, anıtları, dinsel simgeleri, kültür mirasını yok etti." Dinsel otoriteler olarak her türlü şiddeti kınamak zorunda olduklarını söyleyen Francis, "İnsan hayatı yaradan Allah’ın armağanıdır, kutsal bir niteliği vardır. Dini dayanak arayan şiddet, daha büyük bir yargıyı hak etmektedir, mahkum edilmelidir. Uygun çözümler bulmak üzere ortak çalışmaların izlenmesi gerekir. Bunun herkesin işbirliğini gerektirdiği kaçınılmazdır. Hükümet yetkilileri, dini önderler, sivil toplum temsilcileri bütün bay ve bayanlar, kendi geleneklerinde var olan değerlerle eşsiz bir katkıda bulunabilirler. Bizler, Müslümanlar ve Hristiyanlar olarak paha biçilmez hazinelerin, ruhani hazinelerin emanetçisiyiz. Kendi geleneklerimize göre yaşasak da, bunlar arasındaki öğelerimizi biliyoruz” diye konuştu. Francis şunları kaydetti: “Ruhani ortaklığı tanımanın ve geliştirmenin dinler arası diyalog aracılığıyla ve toplum hayatında ahlaki değerleri, barışı ve özgürlüğü savunmaya ve teşvik etmeye yardım eder. İnsan varlığının kutsallığının her iki tarafça da tanınması, en çok acı çekenler nezdinde ortak merhamet, dayanışma, yardımlaşma gerektirir. Bu bağlamda, çatışmaların etkisindeki ülkelerden kaçan yüz binlerce insanlara yönelik yaptıklarından dolayı Müslüman ve Hristiyan bütün Türk halkına duyduğum takdiri ifade etmek isterim. 2 milyon kişi. Bu başkalarına hizmet için nasıl çalışılacağına somut bir örnektir, cesaret ve destek için örnektir.” (İHA)