11.02.2017 Cumartesi 20:50
Ortaköy'deki terör saldırısına ilişkin sevk edildiği mahkemece tutuklanan Reina saldırganı Abdulgadir Masharipov'un, saldırıdan sonra Reina'dan çıkarken mağdur zannedilip bırakıldığı ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü hazırladığı sevk yazısında, hedefin Reina olarak belirlenmesinin ardından Abdulgadir Masharipov'un, ticari taksiyle Zeytinburnu’ndan yanında silah olmadığı halde Reina’ya hareket ettiği, yolculuğu sırasında Reina ile ilgili görselleri internet ortamından araştırdığı, Ebu Cihad kod adlı DEAŞ mensubunca da Reina’nın internet ortamındaki iç mekan görüntülerinin kendisine gönderildiği anlatıldı. Ticari taksiden Reina’nın önünde inen şüpheli Masharipov'un 5 dakika kadar Reina’nın çevresinde dolaşarak gözlem ve keşif yaptığı, kendi beyanına göre Reina’nın önünde ve çevresinde polis ekiplerini görmemesi üzerine eylemi gerçekleştirmeye karar verdiği bildirilen yazıda, "Yaptığı keşif faaliyeti sonrası yine ticari bir taksiye binen şüpheli Masharipov, buradan Zeytinburnu’na hareket etmiş, Ebu Muhammed kod adlı DEAŞ mensubu ile Telegram üzerinden görüşerek içinde silah ve mühimmatların bulunduğu çantaların Zeytinburnu’nda kameraların olmadığı bir yerde kendisine teslim edilmesini söyleyerek bunun için konum bilgisi gönderilmesini istemiştir." denildi. Telegram uygulaması üzerinden Zeytinburnu'nda kendisine atılan konuma giden Masharipov'un, burada önceden tanıdığı Suriye’deki çatışma bölgelerinden gelen DEAŞ mensubu Ebu Nur kod adlı şahıstan silah ve mühimmatların bulunduğu sırt çantası ve diğer çantayı alarak, kendi beyanına göre helalleşip vedalaştığı bilgisi verilen yazıda, Masharipov'un başka bir ticari taksinin bagajına çantalarını yerleştirerek eylem için tekrar Zeytinburnu’ndan Reina’nın bulunduğu Beşiktaş'a doğru hareket ettiği, 1 Ocak saat 01.15 sıralarında Reina'nın önünde giriş kapısına yaklaşık 10 metre mesafede ticari taksiden planlanan eylem için indiği, 3 adet flashbangi montunun yan ceplerine koyduğu, içinde ikişerli bantlanmış olarak hazırlanmış dolu şarjörlerin bulunduğu sırt çantasını sırtına yerleştirdiği, diğer çantada bulunan bantlanmış şekildeki çift şarjör takılmış AK-47 otomatik kalaşnikof tüfeği, namlusuna mermi sürülmüş şekilde, ateşe hazır vaziyette eline alarak Reina’nın giriş kapısına doğru koşarak harekete geçtiği ifade edildi. Yazıda, şüpheli Masharipov'un önce Reina’nın kapısında görevli olmadığı halde ısınmak için ya da başka bir nedenle bulunan o çevrede görevli polis memuru Burak Yıldız ile Reina’nın özel güvenlik görevlisini otomatik silahla ateş ederek öldürdüğü aktarılarak, "Şüpheli Masharipov, savcılıkça alınan ifadesinde, 'Reina’nın kapısında bulunan resmi üniformalı polisin kendisine tabancayla birden fazla ateş etmesi nedeniyle vurmak zorunda kaldığını' söylemişse de şüphelinin yalan söylediği, şehit olan polis memurunun belindeki silahını kullanamadan uzun namlulu otomatik silahla birden fazla kez ateş ederek vurulduğu güvenlik kamerası görüntüleri ile sabittir." denildi. - "Zırh delici mermiyle, soğukkanlı bir şekilde insanların üzerine ateş etti" Reina'nın iç güvenlik kamera görüntülerinin de incelendiği belirtilen yazıda, şu detaylara yer verildi: "Şüpheli Masharipov'un işletmenin içinde yeni yılı kutlayarak eğlenen, kutlama yapan insanların üzerine soğukkanlı bir şekilde, otomatik tüfekle, öldürmek kastıyla ateş ettiği, mermisi bitince çift şarjörleri değiştirmeden önce insanların üzerine flashbang bomba attığı, bombanın güçlü ışık ve ses etkisiyle insanları panik ve dehşete düşürdüğü, görüşlerinin çıkan ani ışık nedeniyle kapandığı, sırt çantasından aldığı dolu çift şarjörün silaha takarak ateş etmeye devam ettiği, mermisi biten çift şarjörden sonra tekrar flashbangi kaçışan insanların kümelendiği yere atarak son çift şarjörünü silaha monte ettiği, soğukkanlı bir şekilde tüm mermilerini yerde yatan yaralılar dahil insanların üzerine boşalttığı görülmüştür. Olay yerinden elde edilen mermi çekirdeklerinin incelenmesinde, şüphelinin zırhlı hafif taktik araçlara karşı geliştirilen zırh delici etkisi bulunan çelik çekirdekli mermi kullandığı, bu şekilde kalabalık grup içinde, bir arada bulunan birden fazla insanın tek atışla da yaralandığı anlaşılmıştır." - "Flashbangi el bombası sanarak yüzünde patlattı" Mermilerin tamamını kullanan şüpheli Masharipov'un üzerinde bulunan montu ve beresini de çıkardığı ve son flashbangin pimini çekip yüzüne doğru tutarak elinde patlattığı vurgulanan yazıda, neden böyle davrandığı sorulan şüphelinin ifadesinde, "Sonradan flashbang olduğunu öğrendiği bombaların kendisine DEAŞ mensubunca Amerikan malı kaliteli el bombaları olduğunun söylenerek verildiği, son bombayı intihar eylemi için kendisine sakladığı, tanınmaması, cesedinin teşhis edilememesi için yüzüne yakın bir şekilde patlattığı" beyanında bulunduğu ifade edildi. Flashbangi yüzüne yakın bir şekilde tutarak patlatması nedeniyle şüpheli Masharipov'un elinden yaralandığı, yüzünde, saçlarında, kaş ve kirpiklerinde yanıklar oluştuğu kaydedilen sevk yazısında, "Yüzünde patlayan flashbangin sersemliğini üzerinden atan şüpheli, ölü ve yaralıların arasından soğukkanlı bir şekilde çıkış kapısına doğru yürümüş, çıkış kapısı yakınlarında yere yatıp yaralı taklidi yaparak sürünerek Reina'dan dışarıya saat 01.21 sıralarında çıktığında, Reina'nın kapısına gelen özel hareket polislerince yakalanmış, eylemin mağdurlarından zannedilip kollarından çekilerek kaldırıma oturtularak bırakılmıştır ve sonrasında özel hareket polisleri tekrar Reina'nın giriş kapısına dönmüşlerdir." değerlendirmesi yer buldu. - Kendisini durduran polise, "İçeride bomba patlatıldı" demiş Serbest kalan Masharipov'un bu kez sekerek, yaralı numarası yaparak Reina'dan uzaklaşmaya başladığı sırada yaklaşık 10 metre kadar ilerde sivil polis memurlarınca durdurulduğu ve beyanına göre kendisine, "Reina'nın içinde neler olduğunun" sorulduğu kaydedilen yazıda, "Şüphelinin, 'İçeride bomba patlatıldığını' söylemesi üzerine serbest bırakılmış, yürüyerek 100 metre mesafede ticari bir taksiye binerek olay yerinden uzaklaşmıştır." denildi. Reina'nın içinde çıkardığı montunun cebinde parasını unutması nedeniyle Masharipov'un 3 ticari taksi kullanarak Zeytinburnu'nda kendisine barınması ve saklanması için yardım edecek DEAŞ mensuplarının bulunduğu Möcer Dağ Cafe isimli yere gittiği, buradaki şüphelilerden geldiği ticari taksinin parasını aldığı ve geceyi bu kafede şüphelilerle birlikte geçirdiği anlatılan yazıda, yoğun aramalar sonucu Zeytinburnu'nda barınmayacağını anlayan Masharipov'un Telegram uygulaması üzerinden Ebu Cihad kod isimli DEAŞ mensubu ile haberleşerek 2 Ocak'ta başka bir Yabancı Terörist Savaşçıları (YTS) evine naklini yaptırdığı dile getirildi. - Trafik polislerinden de kaçmış Sefaköy'deki yoğun aramalar sonucu şüpheli Masharipov'un, tekrar Telegram üzerinden Ebu Cihad ile iletişime geçtiği ve "Sefaköy'de barınamayacağını, yakalanacağını" bildirerek başka bir yere naklini istediği, bulunduğu adresin konum bilgisini Ebu Cihad'a attığı aktarılan yazıda, "Ebu Cihad'ın, Masharipov'un konum bilgisi attığı Sefaköy'deki konutun önüne bir araç ve iki tabanca gönderdiği, Masharipov'un konutta kendisi ile birlikte bekleyen DEAŞ mensubuyla gönderilen araca Anadolu Yakası'na geçmek üzere bindirildiği, aracın 3 Ocak'ta gece saatlerinde Sefaköy'den E-5 karayoluna katılacağı sırada trafik polislerince yapılan uygulamaya takıldığı, polis memurlarının aracın arka koltuğunda oturan Masharipov'u tanımaları üzerine, şüphelinin içinde bulunduğu aracın E-5 üzerinden 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne doğru kaçmaya başladığı, takibe başka bir polis aracının katılmaması, E-5 karayolunun trafiğe kapatılmaması, şüphelinin takip eden polis aracına aracın arka camından tabancayla ateş açması sonucu polis aracının takibi bırakması nedeniyle şüpheli ve beraberindeki 2 örgüt mensubuyla bulundukları Beyoğlu Piyalepaşa yokuşunda terk ederek kaçtığı" bilgisine yer verildi. MİT İstanbul Bölge Başkanlığı ve müsteşarlık seviyesinde Ankara karargahından gelen bilgiler üzerine yapılan operasyonlarda şüpheli Masharipov'un naklini sağlamaya çalışan ve 2 Ocak'ta eşi Zarina Nurullayeva ile iki çocuklarını nakleden DEAŞ mensubu Bakhtiar Abdurashidov'un yakalandığı anlatılan yazıda, "Sonrasında devam eden operasyonlarda Pendik'te şüpheli Zarina Nurullayeva ve kızları ile şüpheli Masharipov ile irtibatlı diğer DEAŞ terör örgütü mensubu şüpheli Adili Salimu ve İslam Magomedov da bu konutun çevresinde gözcülük yaptıkları sırada yakalanmışlar ve soruşturma kapsamında tutuklanmıştır." ifadesi kullanıldı. Masharipov'un 3 Ocak'ta polis takibinden kaçtıktan sonra tekrar Sefaköy'e döndüğü, buradan da Esenyurt'taki bir YTS evine nakledildiğinin tespit edildiği anlatılan yazıda, yapılan istihbari çalışmaların operasyona dönüştürerek şüpheli Masharipov'un barındırdığı YTS evinin tespit edildiği ve şüphelinin 16 Ocak'ta beraberindeki diğer DEAŞ üyesi şüphelilerle birlikte, MİT ve İstanbul TEM görevlilerince yakalandığı aktarıldı. Savcılık sevk yazısında, şüpheli Masharipov'un 4 Ocak'ta savcılıkta alınan ifadesi de yer buldu. Masharipov'un, "DEAŞ terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti devletini kafir olarak görmesi nedeniyle, devlete cihat ilan ettiği, düşman olarak gördüğü DEAŞ'ın sözde halifesi Ebu Bekir Bağdadi ve örgütün sözde sözcüsü Ebu Hasan Muhacir'in de Türkiye devletine karşı cihat ilan edip, medya üzerinden açıkladıkları, DEAŞ'ın Türkiye'deki eylemlerinde sorumlu Ebu Cihad kod adlı örgütü mensubunun görevlendirilmesi ve talimatı üzerine intihar eylemini Reina'da gerçekleştirdiği" yönünde beyanda bulunduğu da ifade edildi. Bu arada Masharipov'un, tutuklanmasının ardından Silivri Cezaevi İnfaz Kurumları Kampüsüne götürüldüğü öğrenildi. (Son)