30.03.2013 Cumartesi 14:07
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çözüm süreciyle ilgili, ''Sayıları bin 500'ü bulduğu iddia edilen eşkıyaların ülkemizi terk etmesi bu kadar alengirli, bu kadar netameli midir'' dedi. Bahçeli, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki bir otelde yapılan MHP Belediye Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde 8'i il, 96'sı ilçe, 264'ü belde olmak üzere 368 belediye yönetiminin MHP'de olduğunu belirtti. MHP'li yöneticilerin görevlerini layıkıyla yerine getirdiğini ve getirmeye devam ettiğini ifade eden Bahçeli, ''Mesnetsiz suçlamaları yerle bir ederek bugünlere geldiniz. Asılsız ihbarları, dayanaksız suçlamaları, uydurma şikayetleri yenerek, ters yüz ederek bugünlere ulaştınız. İktidar güdümündeki tetikçi müfettişlerin adrese teslim raporlarına aldırmayarak, zulüm ve zorbalıklara itibar etmeyerek görevinizi yaptınız. Siyasallaşan hukukun eziyetlerine, yargı cinayetlerine direndiniz. Ne mutlu sizlere ki direnmeye devam ediyorsunuz'' diye konuştu. Yerel yönetimlerde gösterilen performansa Türk milletinin duyarsız kalamayacağını dile getiren Bahçeli, MHP açısından belediyeciliğin aşk ve adanmışlık anlamına geldiğini, hedeflerinin milleti mutlu, insanları umutlu ve huzurlu kılmak olduğunu kaydetti. Kimseyi dışlamadan, ayırmadan, ayrı bırakmadan her bir vatandaşı kucaklayacak kararlılıkları ve yerel yönetimlerde şaşmaz iradeleri olduğunu vurgulayan Bahçeli, siyasi görüşü, kökeni, doğduğu yöresi, anasının dili, inancı, mezhebi ne olursa olsun tüm vatandaşları eşit gördüklerini bildirdi. Bahçeli, 30 Mart 2014'te yapılacak mahalli idareler seçimleri için 24 Ocak 2013'te seçim startı verdiklerini hatırlatarak, MHP'nin 44 yıllık şerefli mazisi, deneyimi ve emanetleriyle milletinin hizmetinden bir an olsun ayrılmadığını, bundan sonra da ayrılmayacağını söyledi. -Çözüm süreci- Çözüm sürecine değinen Bahçeli, bugünkü Türkiye manzarasına bakıldığında kaygılanmamanın, karamsarlığa kapılmamanın mümkün olamayacağını ileri sürdü. Vicdan sahibi, milli kimliğini kaybetmemiş, insafını yitirmemiş kim varsa bugünkü gidişattan rahatsız olduğunu iddia eden Bahçeli, sözlerine şöyle sürdürdü: ''Türkiye Cumhuriyeti maalesef bir terör örgütünün, 29 yıldır kan döken, can alan bir cinayet çetesinin eline bakar hale getirilmiştir. İmralı canisinin ne söylediği, Kandil'deki katillerin neyi ima ettikleri, BDP'li aracıların nelerden bahsettikleri herkesin dilinde olup gündem oluşturmakta, manşetlerden kamuoyuna yansımaktadır. AKP hükümeti benimsediği bölücü stratejiyle PKK'yı toplumsal yapıda meşruiyet dairesine sokmaya, militanları da siyasal bir aktör haline getirmeye çalışmaktadır. Medyanın önemli bir bölümü, yandaş yönetim altında bulunan üniversiteler, bazı sivil toplum kuruluşları, niyetleri hepimizin malumu uluslararası çevreler, köşelerinde PKK muhipliğine soyunan kalemşorlar hep bir ağızdan çözüm şakşakçısı kesilmişlerdir.'' Türk milletinin milli ve manevi değerlerine aykırı tutum ve tavırla hareket edildiğini öne süren Bahçeli, Türkiye'nin sorunlar yumağına döndüğünü, korku kuşağına girdiğini savundu. Türk milletinin bin yıllık anılarının, bin yıllık emanetlerinin ve bin yıllık kardeşlik hukukunun ateş altına alındığını ileri süren Bahçeli, ''Türkiye'nin kuruluşunda hiçbir dahli, hiçbir katkısı ve desteği olmayan işgal müdavimlerinin şimdilerde izinde ve yolunda gidenler, yapmadıklarını beraberce yıkmaya yüzsüzce koyulmuşlardır. Türk milletinin bağımsızlığında payı olmayan köhnemiş esir zihinliler dört bir yandan milli ve manevi değerlerimize hançer sallamaya başlamışlardır'' diye konuştu. Çözüm sözleriyle Türk milletinin çözülmenin bataklığına çekilmek istendiğini öne süren Bahçeli, şunları söyledi: ''Hükümet niyeti bozmuş, yoldan çıkmıştır. Hükümet milli ilke ve kurallarla yolunu çoktan ayırmıştır. AKP zihniyeti, iktidar gücünü kötüye kullanmış, yıkımın ve çöküşün hizmetine koşmuştur. Aldığı milli emanete hıyanetlik etmiş, bundan da hiç gocunmamıştır. Bunların yanı sıra şehitlerimizin aziz hatıralarını çiğnemiş, gazilerimizin haklarını heba etmiştir. İmralı canisi, pazarlıklarla verilen tavizlerle diriltilmiş, Türk devletine muhatap haline getirilmiştir. Şurası nettir ki Başbakan Erdoğan katille maktulü birbirine karıştırmaktadır. Yine Başbakan yanlışın içinde doğrunun izini sürmekte, kandan, cinayetten ve ölümden başka geçim kapısı olmayan teröristlerle Türkiye'nin geleceğini masaya yatırmaktadır.'' Türkiye'de bugün PKK'nın nasıl sınır dışı yapılacağını konuştuğunu, her kafadan ses çıktığını, bilen bilmeyen herkesin farklı yöntemler sunduğunu ifade eden Bahçeli, AK Parti iktidarının bu süreci nasıl izlediğini takip ettiklerini kaydetti. Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: ''Anlaşılan AKP'nin gözü kararmış, şuuru kapanmış, vicdanı rehin alınmıştır. Bir avuç eşkıya hükümeti köşeye sıkıştırmış, ensesinden yakalamıştır. Bu aşamada sormak lazımdır, PKK terör örgütü nizami ve kanuni bir güç müdür ki çekilmesinden bahsedilmektedir- Sayıları bin 500'ü bulduğu iddia edilen eşkıyaların ülkemizi terk etmesi bu kadar alengirli, bu kadar netameli midir- PKK, nereden gelmiş ve nereye gidecektir- Sınırlarımız kalbura ve yol geçen hanına dönmüşken, vatanımıza ölüm saçmak için koşmuşken, bugüne değin hükümet nerededir, neyle meşgul olmuştur- Madem bu kadar terörist ülkemiz sınırlarındadır, o halde düne kadar terörle mücadeleden nasıl ve hangi yüzle bahsedilebilmiştir- Vatan topraklarımızın bir bölümü bölücü terör örgütü tarafından işgal edilmiştir de defolup gitmesi için yalvar yakar mı olunmaktadır- PKK terör örgütü nelerin karşılığında sözüm ona sınırlarımızdan çıkıp gidecek- Gittiği yerde ne yapacak, mümkün olursa silahlarını neyin karşılığında ve kimlere teslim edecektir- 21 Mart Nevruz Bayramı'nda İmralı canisinin mektubundan sonra teröristlerin sınırlarımız dışına hemen çıkacağını söyleyenler şimdi ne yapacaklar, bahane olarak neyi ileri süreceklerdir- Anlaşılmaktadır ki PKK'nın, AKP'nin kendisine verdiği tavizleri almadan, yüze yüze kuyruğuna getirdiği taleplerini elde etmeden herhangi bir yere kımıldamaya ne isteği ne de niyeti vardır.'' -Adalet Bakanı Ergin'in çözüm süreciyle ilgili sözleri- Başbakan Erdoğan ve hükümetinin havanda su dövdüğünü, Türk milletinin onurunun, itibarının ve varlık haklarının müzakerelerle lekeletildiğini ve ezdirildiğini iddia eden Bahçeli, bunun vebalinin ağır olduğunu, ''bu sorumsuzluğun, art niyetin ve bu kepazeliğin'' karşılığının mutlaka ağır söyledi. ''Başbakan ve hükümeti anayasa suçu işlemekte, ihanete tam teşebbüs etmektedir'' diyen Bahçeli, şunları kaydetti: ''Kaldı ki Adalet Bakanı pervasızca, meydan okurcasına, ''Barışı getirmek suçsa ben suçu işliyorum'' diyebilmektedir. Hukuk devletini savunma ve haklarını koruma makamında bulunan birisi, açıkça adaleti umursamamaktadır. İmralı canisiyle görüşmeleri barış olarak yutturmaya çalışmakta, PKK ile görüşmeleri çözüm diyerek tevil etmeye çabalamaktadır. Adalet Bakanlığı görevini uhdesinde bulunduran bir şahsın, hukuku ciddiye almadığı, zımnen savcılara gözdağı verdiği bir ülkenin ayakta kalması, kamu düzenini sağlaması ve milli güvenliğini sağlama alması şüphesiz imkansız olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devlet olma vasfı bizzat siyasi sorumluluk taşıyanlar tarafından yerle bir edilmekte, azami derecede hırpalanmaktadır.'' Bir devletin varlığını devam ettirmesinin hukukun gücüne ve herkese eşit ölçüde uygulanmasına bağlı olduğuna işaret eden Bahçeli, ancak talan ve yağmanın hukuka sıçradığını, siyasal müdahalelerle adaletin linç edildiğini savundu. Türkiye'nin beka düzeyinde tehdit altında olduğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi: ''Rejim çökmenin sınırında, devlet tükenmenin arifesindedir. AKP zihniyeti Habur hukukunu genelleştirmiş, her tarafa yaygınlaştırmış ve Türkiye'yi can evinden vurmuştur. Hiç kimsenin hukuken ayrıcalığı, hukukun üstünde bir konumu, hukuku görmezden gelecek özelliği yoktur ve olamayacaktır. Anayasa'nın 6'ncı maddesine göre hiç kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacaktır. Aksini yapanlar, aksine cüret edenler tümüyle suç işlemiş olacaklardır. Bu itibarla Anayasa ve yasalara göre İmralı canisiyle, kanlı terör örgütüyle görüşmek, teröristlere gayri meşru sözler vermek suçtur.'' -''Her girişim suçun daniskasıdır''- Türk milletinin bölünmesine dönük her adımın, Türkiye'nin toprak ve idari bütünlüğünü parçalama girişimlerinin, milli değerlerin sabote edilmesinin, milli kimliğin yıkılmasının suç olduğunu vurgulayan Bahçeli, terör örgütüne barış ve çözüm sözleriyle Türk vatanını devretme teşebbüslerinin, özerklik, eyalet yönetimi, federasyon özlemlerine kucak açmanın da hem suç hem de günah olduğunu ifade etti. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bize göre birlikte yaşamamızı kemiren, millet varlığını kazıyan, Türkiye'yi kökünden çürüten her beyan, her açıklama, her girişim suçun daniskasıdır. PKK'ya sınırlarda refakat etme hazırlıkları suça hazırlık aşamasıdır. Mehmetçiğimizi, polisimizi, korucumuzu ve masum vatandaşlarımızı katleden teröristlere uğurlama törenleri düşünülmesi bile büyük densizlik ve kifayetsizliktir. Bununla birlikte TBMM'yi ihanete ortak etme niyetleri bedbahtlık, sakil ve seviyesiz adamlar heyetiyle Türk milletine psikolojik hareket yapma sinsiliği haramzadelikten başka bir şey değildir. Başbakan Erdoğan bize kandan beslendiğimiz iftirasını hayasızca atacağına, kendisinin ve zihniyetinin, elinde ve vicdanında şehit kanını taşıyan canilerden nasıl nemalandığını itiraf etmelidir. AKP değil terörü bitirmek, her tarafa yaymak için mücadele vermektedir. Analarımızın gözünden damlayan tek bir damlanın sorumluluğu dahi bölücü terör örgütüyle tokalaşan, edepsizce pazarlıklara tutuşan AKP'nin üzerindedir.'' Bu nedenle çözümün çöküş, çözülüş olduğunu savunan Bahçeli, barış sözlerinin bitiş, süreç ifadelerinin ise sürgün anlamına geldiğini belirtti. PKK'nın silah bırakmasının, emellerinden vazgeçmesinin, terörü durdurmasının, bölücülükten caymasının söz konusu olmadığına ifade eden Bahçeli, şunları söyledi: ''Başbakan Türk milletini kandırmakta, dağılmaya sürüklemektedir. Başbakan Türk devletini imhaya götürmektedir. Çözüm süreci PKK'nın siyasallaşması ve statü elde etmesine ayarlı melanet bir projedir. İmralı canisiyle militanların genel afla salıverilmesi, Türkiye'nin parçalanması, süreç denilen kabusun bariz amaçlarındandır. Başbakan Erdoğan başkan olabilmek, ilk başta eyalet sistemini kurmak, Türklüğü Anayasa'dan elemek ve milliyetçiliği anlamsızlaştırmak için yapmayacağı kötülülüğün olmadığını iyice göstermiştir. Ne gaflettir ki PKK, AKP'ye anayasa siparişi vermiştir. PKK, Türk milletinin yeniden tanımlanması, milli kimliğin yeniden belirlenmesi, vatandaşlık tarifinin bölücü perspektifle yeni baştan tarifi için AKP'ye mühlet tanımıştır. Bunun için MHP tüm bu olumsuzluklara, kirli propagandaya, kumpaslara, etnik komplekslere ve bölücü tezgahlara tüm varlığıyla direnecek, hainlere geçit vermeyecektir.'' Türk milletinin hak ve hukukunu savunacaklarını, Türkiye'ye sahip çıkacaklarını dile getiren Bahçeli, kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın yollarından, ülkülerinden, milli heyecanlarından birileri istiyor diye dönmeyeceklerini bildirdi. Bahçeli, ''Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış bu aziz vatanı, Allah'ın izniyle hiçbir emperyalist emele, hiçbir küresel plana ve hiçbir bölücü hesaba kurban vermeyeceğiz'' dedi.