23.07.2013 Salı 14:00
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçen haftaki faiz artış sinyalinin ardından kritik Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını gerçekleştirdi. Buna göre, gecelik faiz oranları olan TCMB borçlanma faiz oranı yüzde 3,5'te sabit bırakılırken borç verme faiz oranı yüzde 6,5'ten yüzde 7,25'e çıkarıldı. Alt bant ise yüzde 3,5'te kaldı. Kurul, politika faizini değiştirmeyerek yüzde 4,5'te bıraktı. Ekonomistler, faiz koridorunun üst bandında ortalama 75 baz puan artış bekliyordu. Merkez Bankası, doların 1,9735 ile rekor kırmasının ardından geçtiğimiz hafta faiz koridorunda artış sinyali vererek piyasaları rahatlatmıştı. EK SIKILAŞTIRMA GÜNLERİNDE DÖVİZ SATIM İHALESİ YOK Bu arada TCMB, 24 Temmuz 2013 tarihinden itibaren ek parasal sıkılaştırma uygulaması yapılan günlerde, döviz satım ihalesi ve bankalara piyasa yapıcısı repo imkanı üzerinden fonlama yapılmayacağını bildirdi. Yurt içi nihai talep sağlıklı bir toparlanma sergilendiğini açıklayan Merkez, ihracatta ılımlı bir büyüme gözlemlendiğini belirtti. TCMB, mevcut politika çerçevesinde cari işlemler açığındaki artışı sınırlandırdığını ancak altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığının yatay seyrettiğini vurguladı. Merkaz’in yaptığı açıklamada, şöyle denildi: "Mayıs ayından bu yana küresel düzeyde para politikalarına ilişkin artan belirsizlik nedeniyle sermaye akımlarında zayıflama gözlenmiştir. Öte yandan kredi artış oranları referans değerin üzerinde seyretmeye devam etmektedir. Kurul, böyle bir konjonktürde para politikası duruşunun sıkılaştırılmasının finansal istikrarı destekleyeceği değerlendirmesinde bulunmuştur. Enflasyonu artıran birden fazla unsurun aynı dönemde ortaya çıkması enflasyon beklentilerini olumsuz etkilemiştir. İşlenmemiş gıda grubundaki fiyat artışları, petrol fiyatlarındaki yükseliş ve döviz kurunda gözlenen oynaklık kısa vadede enflasyonu olumsuz etkilemeye devam edebilecektir. Kurul, bu gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkilerinin büyük oranda geçici olacağını öngörmekle birlikte, fiyatlama davranışları üzerindeki olumsuz etkileri sınırlamak amacıyla ölçülü bir parasal sıkılaştırmaya gidilmesinin gerektiğini belirtmiştir."