23.10.2017 Pazartesi 16:16
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde, Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenen "Vefatının 14. Yılında Aliya İzetbegoviç'i Anma Programı"na katıldı. Anma programına Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Bakir İzetbegoviç ve eşi Sebiya İzetbegoviç ile geldi. "Aliya, yükselen bir özgüven abidesi" Aliya İzetbegoviç'in sadece bir siyasetçi, düşünür ve aksiyon adamı olmadığına dikkati çeken Erdoğan, "Merhum Aliya, bunların tamamıdır. Hatta çok daha ötesidir, fazlasıdır. O, sırf Müslüman olduğu, Müslümanca düşündüğü için atıldığı zindanda fikrini ilmek ilmek dokuyan genç bir mütefekkirdir. O yüreğinin bir yarısında Bosna'yı, diğer yarısında Fas'tan Endonezya'ya, Türkiye'den Cezayir'e bütün İslam dünyasını taşıyan bir gönül adamıdır." diye konuştu. Erdoğan, 1970'lerin kasvetli ortamında kaleme aldığı İslam deklarasyonuyla İzetbegoviç'in yükselen bir özgüven abidesi olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: Biz Aliya'yı 'Her şeye kadir olan Allah'a hamd olsun ki köle olmayacağız.' haykırışıyla biliyoruz. Biz onu 'Boşnaklar ülkelerinde kendilerini özgür hissetsinler, sadece Allah'tan korksunlar, gururlu olsunlar, çok çalışsınlar, gerçeği konuşsunlar.' vasiyetiyle hatırlıyoruz. Biz o büyük gönül insanını vefatından birkaç gün önce yazdığı 'Dik dur, yıldızların altında nasıl başı eğik durursun. Hangi yoldan gidersen git sonunda ölüm bekliyor. Ve her şey felaketle sonuçlanıyor. Sen de öleceksin, bu dünya da ölecek. Bu yüzden dik dur.' mesajıyla hatırlıyoruz." "Böyle bir rezalet olabilir mi?" Medeni Avrupa'nın göbeğinde, tüm dünyanın gözü önünde tam 3,5 yıl boyunca İzzetbegoviç'in yüz binlerce vatandaşının vahşi bir şekilde katledildiğini kaydeden Erdoğan, "Srebrenitsa aslında bunlardan bir tanesi. O, Srebrenitsa'daki tarihin en utanç verici soykırımlarından birine şahit olur." dedi. Erdoğan, şöyle konuştu: "Birleşmiş Milletler'in güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa'ya sığınan çoğu kadın ve çocuk 8 bin 372 kişi, Hollandalı askerler tarafından onların yamyamlarına teslim edilir. Ne yaptı Batı? Bu olaylar karşısında ses çıktı mı? Hala bu yamyamlar yaşamıyor mu? Hala yaşıyor. İşte son seçimlerde, Hollandalıların o yamyamlarıyla bizim insanlarımıza nasıl saldırdıklarını, hatta hatta bayan bakanımıza varıncaya kadar nasıl saldırdıklarını gördük. Benim Trabzonlu Hollanda'da çalışan işçimin, köpeklerle saldırtmak suretiyle nasıl üzerine çullandırdıklarını gördük. Bakın şimdi yine aynı şey oldu. Türkiye'ye gelecek olan Batı'daki benim vatandaşıma kalkıyorlar, köpeğe üzerini arattırıyorlar. Böyle bir rezalet olabilir mi? Sen kendin arayamıyor musun, kendin arasana. Bayansa, bayan polisine arat. Niye? Çünkü bunların karakterinde var, bunların cibilliyetinde bu var ama bir Müslüman'da bu olamaz çünkü Müslüman zulmetmez, edemez." "Avrupa, Bosna'da ölmüş, Suriye'de gömülmüştür" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa, Bosna'da ölmüş, Suriye'de gömülmüştür. Sahile vuran masum çocuk bedenleri ise Batı medeniyetinin mezar taşlarıdır bunu böyle biliniz. Maalesef son 7 yılda kadim Avrupa değerleri bizzat bu değerlerin sahipleri tarafından itibarsız hale gelmiş, tek tek yok edilmiştir." diye konuştu. "Zulmü tribünden seyredenler değişmedi" Erdoğan, "İnsan hakları, demokrasi, millet iradesi ve özgürlükler dün Boşnaklara çok görülüyordu. Bugün de Suriyelilere, Filistinlilere, Libyalılara lüks görülüyor. Mazlumlar ve zalimler değişse de zulmü tribünden seyredenler değişmedi, değişmiyor." dedi. "İslam karşıtlığı üzerinden iktidar hayali kurmak kimseyi bir yere taşımaz" Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: "Avrupalı liderlerden Türkiye'yi hedef almayı artık bir tarafa bırakıp, sağduyuya, aklıselime dönmelerini bekliyoruz. Yabancı düşmanlığını tırmandırmak, hiç kimseye bir fayda sağlamaz. İslam karşıtlığı üzerinden iktidar hayali kurmak kimseyi bir yere taşımaz. Türkiye'siz bir Avrupa'nın varacağı yer yalnızlıktır, çaresizliktir, iç çekişmelerdir. Türkiye, Avrupa'ya muhtaç değildir. Asıl muhtaç durumda olan Avrupa'dır. Onlar görmek istemese de giderek kronikleşen sorunlarının reçetesi Türkiye'dir, Türkiye'nin tam üyeliğidir." Törenden notlar Konuşmalar öncesinde, Emir Nuhanoviç şefliğinde Lejla Jusic solo performansıyla "Srebrenitsa ve 15 Temmuz Ağıtı", "Sevdalinka", Türkçe ve Boşnakça ilahiler seslendirildi. Ardından Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam eden programda, Aliya İzetbegoviç'in biyografisinin olduğu özel video gösterimi yapıldı.