Kurtulan işçiler: "Canlı canlı mezarda durduk"

Zonguldak’ta yaklaşık 14 saat mahsur kaldıkları maden ocağından sağ kurtarılarak ambulanslarla hastanelere kaldırılan 9 işçi ve ailesi, birbirlerine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.

12.08.2014 Salı 19:10

Zonguldak’ta yaklaşık 14 saat mahsur kaldıkları maden ocağından sağ kurtarılarak ambulanslarla hastanelere kaldırılan 9 işçi ve ailesi, birbirlerine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı. Eşinin ocakta mahsur olduğu saatlerde gözyaşı döken Funda Kilit, "Eşim her sabah ocaktan çıkınca ilk beni arardı. Bu sabah aramayınca iş yerini aradım, çavuşuyla görüştüm. Olayı öyle öğrendim" dedi. Ocaktan kurtulan Muhammet Kilitli isimli işçi ise "Korktuk. Canlı canlı mezarda durduk resmen" ifadesini kullandı. CHP’Lİ AKKAYA: BU OLAYLAR SIK OLMAYA BAŞLADI Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınan işçileri ilk olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya ile Zonguldak milletvekilleri Mehmet Haberal ve Ali İhsan Köktürk ziyaret etti. Hastane çıkışında gazetecilerin sorusunu cevaplandıran Akkaya, "İlk duyduğumda 13 Mayıs’taki Soma olayını hatırladım. Sonra genel başkanımızın talimatıyla bölgeye geldim. Çok şükür ki işçi kardeşlerimiz sağ çıktı. Ancak bu tür olayların sıkça yaşandığı görülüyor. Olay yerine gidip bilgi aldıktan sonra değerlendirme yapacağız" dedi. İŞÇİLER VE AİLELERİ KAVUŞTU Hastane servisinde müşahede altında tutulan işçilerden Ferhat Mankır, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Biz ilk önce elektrikler gitti zannettik. Sonra ana yolun göçtüğünü fark ettik. Bu defa kendi tarafımızdan da göçüğü açmaya çalıştık. Biz çalışmasaydık belki birkaç saat daha geç çıkabilirdik. Aşağıda zaten hep aynı arkadaşlarla çalışıyoruz. Birbirimizle maçtan ve farklı şeylerden konuştuk." şeklinde konuştu. 'Ocakta mahsurken aklınıza ne geldi?’ diye soran gazetecilere, Mankır şu cevabı verdi: "Ben tiryakiyim. Sigara ve ailem geldi. Biz tehlikede olduğumuz halde madenin ne olduğunu biliyoruz. Dışarıdakiler bizim ne durumda olduğumuzu bilmiyorlar. Biz kendimizden çok dışarıdaki ailelerimizi düşündük. Perişan olmuştur diye onları düşündük." AİLELERİN SEVİNCİ Ayhan Günbeli, "Çalışmalara ara verilince ses kesildiğinde bir ara umutsuzluğa kapıldık. En büyük sıkıntı üşümemizdi. Durduğumuz yerden hareket etmemiz lazımdı. Uykusu gelen arkadaşları uyandırdık. Omuz omuza durarak birbirimizi ısındırmaya çalıştık. Eşim sürekli dua ederdi. O duaların kabul olacağına inandım." diye konuştu. Eşinin başından bir an olsun ayrılmayan Selda Günbeli ise "Tek istediğim sağ salim çıkmasıydı. Çok şükür çıktı." dedi. 4 yıllık madenci Cüneyt Karagünlü, "Saatler ilerledikçe umudumuz azalıyordu. Dışarı çıkınca her şey farklı oluyor. Biz kendimiz de açılsın diye çalıştık." ifadesini kullandı. Eşi Murtaza Pazarcık’ın ocakta olduğu saatlerde gözyaşlarına boğulan Erman Pazarcık, "Allah'ıma bin şükür. Başta umudum yoktu, çok üzülmüştüm. Ümidimi kesmiştim." dedi. 'CANLI CANLI MEZARDA DURDUK' Muhammet Kilitli’nin anlattıkları ise ocaktaki ortamı gözler önüne serdi. Kilitli "Ocakta korktuk. Canlı canlı mezarda durduk resmen. Kurtarılmayı bekledik." şeklinde konuşurken 2 yıllık eşi Funda Kilitli, "Sabah umutsuzdum. Polisler gelince çalışmaya başladılar. Eşim her sabah ocaktan çıkınca beni arıyordu. Bu sabah aramadı. Hemen çavuşunu aradım, ondan öğrendim. Hemen ocağa geldim" dedi. Müslüm Bayraklı da şunları söyledi: "Ben daha yeni gridm. 6 aylık işçiydim. İlk önce arkadaşları sakinleştirdik. Dışarıdaki elemanların bizi kurtarmasını bekledik."