25.02.2017 Cumartesi 18:52
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eskiden seçimler olurken siyasi parti liderleri televizyonlara davet edilirdi, bir masanın etrafında otururlardı, soru sorulurdu ve her lider aynı ortamda, aynı gazetecilerin önünde sorulara yanıt verirdi. İnsanlar da evlerinde dinlerlerdi. Sayın Devlet Bahçeli'ye de Sayın Binali Yıldırım'a da çağrı yapıyorum, arzu ederlerse Sayın Recep Tayyip Erdoğan da gelebilir." dedi. Hayırlı Üniversiteliler Platformunun düzenlediği toplantıda gençlerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, halk oylamasına sunulacak anayasa değişiklik paketinde meclisi feshetme yetkisinin cumhurbaşkanına verildiğini ifade ederek, "1921 Anayasasının 1. maddesi 'Hakimiyet, bila kaydü şart milletindir' der. Neden bir anayasada birinci madde olarak 'Hâkimiyet, bilâ kaydü şart milletindir diye yazar?' Çünkü o tarihe kadar hakimiyet saraya aittir." dedi. Cumhuriyetin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1921'de egemenliğin millete ait olduğunu söylediğini, 1924 anayasasında bir tartışma çıktığını ve "Mustafa Kemal'e meclisi feshetme yetkisi verelim" dendiğini ve bunun parlamentoda tartışıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, "O zaman vekiller, 'Mustafa Kemal'i seviyoruz, onun bir kahraman, bir komutan olduğunu da biliyoruz, bütün dünyanın ona saygı duyduğunu da biliyoruz ama millete ait olan bir yetkiyi Gazi Mustafa Kemal kullanamaz, parlamentoyu feshedemez' demişlerdir ve Atatürk'e meclisi feshetme yetkisi verilmez." diye konuştu. Bugün Türkiye'nin tartıştığı anayasa değişiklik paketi ve referandum sürecinin bir benzerini Almanya'nın 1930'lu yıllarda yaşadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Benzer bir anayasa değişikliği şu anda gündemde. Bütün yetkilerin tek kişide toplandığı bir süreci yaşıyoruz. Kendisi cumhurbaşkanı, kendisi başbakan, kendisi yargıç, kendisi savcı, kendisi vali, kendisi kaymakam, kendisi Anayasa Mahkemesi üyesi. Bütün yetkiler bir kişide. Peki, cumhuriyetin kuruluşunda bütün yetkiler bir kişide miydi? Yani Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e mi aitti? Hayır. Erzurum'dan başlayarak, Sivas'a geliyor, Ankara'ya geliyor, meclis var. Bütün yetkiler, meclise ait. Milli iradeye, halka ait, millete ait. Şimdi ne oldu da biz, kendi tarihimizi reddederek bütün yetkileri alıyoruz ve parlamentoyu da dışlayarak bir kişiye veriyoruz bu yetkileri. Ne oldu? Hangi gerekçeyle?" "Vatandaşa demeleri lazım, 'şunun için gideceksin ve evet oyunu kullanacaksın'. Anlatamıyorlar. Anlattıkları bir şey var. 'Hayır verirseniz teröristsiniz'. Bunu söyleyen insanlar, halkını sevmeyen insanlardır." diyen Kılıçdaroğlu, her yurttaşın sandığa gidip oyunu kullanmadan önce düşünüp, vicdanıyla ölçüp, biçmesini istediğini dile getirdi. Kemal Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Eskiden seçimler olurken siyasi parti liderleri televizyonlara davet edilirdi, bir masanın etrafında otururlardı, soru sorulurdu ve her lider aynı ortamda, aynı gazetecilerin önünde sorulara yanıt verirdi. İnsanlar da evlerinde dinlerlerdi. Sayın Devlet Bahçeli'ye de Sayın Binali Yıldırım'a da çağrı yapıyorum, arzu ederlerse Sayın Recep Tayyip Erdoğan da gelebilir. Oturalım hep beraber bu anayasa değişikliği ne getiriyor, ben konuşayım, onlar da konuşsun. Madem ki ben doğruları söylemiyorum, televizyon ekranında beni mahcup etsinler. Cesaret edip gelemiyorlar. Neden? Biz doğruları söylüyoruz. O nedenle sandığa giderken hepimize görev düşüyor. Bayrağımızı, ülkemizi, çocuklarımızı, annemizi, babamızı düşüneceğiz. Bu süreç bir memleket meselesidir, bir Türkiye meselesidir. Ya bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü koruyacağız, düşüncelerimizi özgürce ifade edeceğiz ya da bir kişi gelecek elinde sopayla bizi ıslah edecek, kendi istediği gibi. Bunu izin vermemeliyiz. Niçin Anayasa Mahkemesine gitmedik? Mustafa Kemal Atatürk'ün Amasya Tamimi nedeniyle gitmedik. Ne diyor Amasya Tamimi'nde? 'Milletin istiklalini, milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.' Şimdi aynı süreci yaşıyoruz. Milletin istiklalini, milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır. Ben bu milletin sağduyusuna güveniyorum." Değişiklikle Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12'sini, HSYK üyelerinin yarısını başkanın tayin edeceğini, yarısını da kendi parlamentosundan çıkaracağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bir parti başkanı yargı üyelerini atıyorsa o ülkede bağımsız yargıdan, yargının tarafsızlığından söz edilemez." dedi. Kılıçdaroğlu, milletvekili sayısının arttırılmasını da eleştirerek, "Parlamentoda 550 milletvekili var. Sayıyı 600'e çıkarıyorlar, niçin? Niye 600'e çıkarıyorsun? 550 de fazla, normali 450'dir. Ve hepiniz ödüyorsunuz o 600 vekilin vergisini. Vergi veriyorsam hesap verecekler. Peki bu değişiklikle kurulacak hükümet hesap veriyor mu? Hayır vermiyor." diye konuştu. Meclis'in aynı zamanda 15 Temmuz darbe girişimini savuşturan Meclis olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu değişiklik gerçekleşirse ne olacak biliyor musunuz? OHAL sürekli hale gelecek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bal gibi rejimi değiştiriyorlar. Demokratik parlamenter sistemden tek adamın egemen olduğu otoriter sisteme geçiyoruz." dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığının Bakırköy'deki Leyla Gencer Kültür Merkezinde düzenlediği "Genişletilmiş İstanbul 3. Bölge Toplantısı"nda, herkesin ülkeye, bayrağa, tarihe karşı sorumluluğu olduğunu aktardı. Partililerden, gittikleri yerlerde "Milli Kurtuluş Savaşı'nı yöneten bir Meclis, bir gazi Meclis, 15 Temmuz darbe girişiminde bombalar altında, kurşunlar altında püskürten bir Meclis neden ve hangi gerekçeyle ikinci sınıf Meclis konumuna düşürülüyor?" diye sormalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Ne eksiği var bu Meclis'in? Neden Meclis'in yetkilerini alıp bir kişiye devrediyoruz?" dedi. Devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili yetkilerin bir kişiye devredilmeye çalışıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Başkanı seçtik, yeni anayasa değişikliği yürürlüğe girdi. Başkan hastalandı, -Allah uzun ömür versin- veya vefat etti veya yurtdışına geziye gitti. Kim vekalet edecek başkana? Seçimle gelmeyen birisi. Seçimle gelmeyen birisi ne zaman yönetmiştir Türkiye'de? Askeri darbe dönemlerinde. Şimdi Anayasa değişikliğiyle seçimle gelmeyen birinin Türkiye'yi yönetmesine imkan sağlıyoruz.TBMM'den intikam almak istiyorlar adeta. Meclis Başkanı neden cumhurbaşkanını temsil etmesin?" diye konuştu. Değişiklikle cumhurbaşkanının Meclisi fesih yetkisi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Sokaktaki, kahvedeki, hastanedeki, tarladaki vatandaşa sorun, evdeki kadına sorun. 'Madem bir kişi Meclisi feshedecek niye biz bu milletvekillerini seçiyoruz? Niye bize gidin oy kullanın parlamentoya milletvekillerini gönderin' diyorsunuz, nasılsa bir kişinin canı sıkılacak diyecek ki 'Ben meclisi feshediyorum'. 'Evet'i savunanlar Türkiye'de rejim değişmiyor diyor. Bal gibi rejimi değiştiriyorlar. Demokratik parlamenter sistemden tek adamın egemen olduğu otoriter sisteme geçiyoruz." değerlendirmesini yaptı.