09.02.2014 Pazar 15:05
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Alibeyköy Meydanı'nda düzenlenen "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mecidiyeköy-Kağıthane-Alibeyköy-Mahmutbey Metro Hattının Temel Atma ve 201 Erguvan Otobüsünün Hizmete Alım Töreni"ndeki konuşmasında, temeli atılan metro hattının ve hizmete sunulacak otobüslerin İstanbul'a hayırlı olmasını diledi. "Toplu taşım kültürünü yaygınlaştıracağız. Toplu taşım kültürünün yanında inşallah istasyonlarımızda bu dönemde katlı otoparkları yaygınlaştıracağız" ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, "İstanbul'u, dünyanın en uzun metro ağına sahip ikinci kenti yapmak hedefiyle yola çıktığımızda, birileri buna inanmamış, hatta dudak bükmüştü. Fakat biz, hedefimiz doğrultusunda kararlı bir şekilde çalışmaları sürdürdük. Adım adım neticelerini almaya başlıyoruz" dedi. Metro hatlarıyla ulaşımın daha da kolaylaşacağını dile getiren Erdoğan, bu hatlarla birlikte, trafiğin daha da rahatlayacağını belirterek, "İstanbul'un nüfusu, şehirdeki araç sayısı ve yoğunluk sürekli artıyor olmasına rağmen, ulaşım konusunda attığımız bu adımlar sayesinde sıkıntı yaşanmasını bugüne kadar engelledik" şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan, çok kısa zamanda Kanal İstanbul ile ilgili ihalenin de yapılacağını söyledi. İnternet düzenlemesi Erdoğan, internette, kişilik haklarını ve özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayınlara karşı bir düzenleme yapıldığını hatırlattı. Çirkin görüntüler, insanların mahrem konuşmaları, hakaretler vesaire yayımlandığında, "bunlar hemen engellensin, bir yandan mahkeme süreci devam etsin, mahkeme karar verinceye kadar hiç kimse mağdur olmasın" dediklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu paralel yapının yönetimi, bu düzenlemeye karşı çıkıyor. Sayın Baykal'la ilgili o çirkin görüntüleri sergileyen de bu yapıydı, bu yapıydı. Anayasa tartışmalarını yapıyorduk, Ulaştırma Bakanıma dedim ki 'Bunu hemen, anında durdurun.' Talimatı verdim ve hemen o yayın anında, yarım saat içinde durduruldu. Bahçeli'nin yanındaki kişiler için de bunlar yayımlandı. Onları da biz engelledik, biz durdurduk. İşte bu paralel yapıydı bunları yayımlayan. Paralel yapının yönetimi bunları yaparken, şimdi nasıl olur da bunu savunuyorlar anlamıyorum? Peki şimdi sormazlar mı: Ya sizin bu tür yayınları engellemek gibi bir derdiniz yok mu? Sizin milli değerlere saygınız yok mu? Sizin manevi değerlere saygınız yok mu? Biz ne diyoruz? 24 saat burada Telekominikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) müdahale yetkisine sahip olacak ama mahkeme bir taraftan devam edecek. Mahkeme TİB'in aldığı karara uyarsa ne ala, devam eder. Fakat uymazsa, TİB'in kararı ortadan kalkar. Bunların mahremiyete, özel hayata, aileye saygıları yok mu? Bu düzenlemeye karşı çıkmayı neyle izah ediyorsunuz? İşte dün bir grup Taksim Meydanı'na çıkıyor. Ne için? Bununla ilgili olarak. Tabii hiçbir haber verme, böyle bir toplantı... Artık Taksim Meydanı bu tür gösterilerin meydanı, bu tür gösterilerin mekanı değildir. Birileri yasayı anlamadan, dinlemeden, çok çok affedersiniz, kusura bakmayın 'edepsiz görüntülere dokunma' diyerek, edepsizce sokağa çıkıyor. Bu paralel yapı, onları destekliyor. Allah ıslah etsin diyorum, başka da hiçbir şey demiyorum." "Hesabını soracağız" Başbakan Erdoğan, "devletin kılcal damarlarına sızmaya çalışan bu örgüt"e göz yummayacaklarını ifade ederek, katılımcılara şöyle seslendi: "Türkiye'nin çıkarlarını hedef alan bu örgüte fırsat tanımayacağız. Türkiye'nin milli değerlerini, milli kurumlarını, Çözüm Sürecini hedef alan bu örgüte asla imkan tanımayacağız. İçine düştükleri ahlaksızlık batağı, içine düştükleri ihanet tuzağı, bunları zaten bitirecek ve bitiriyor. Biz de yargı yoluyla, bunlara yaptıkları illegal işlerin, yaptıkları ajanlığın, casusluğun hesabını soracağız. Şimdi buradan bir çağrı yapmak istiyorum: Biz, demokrasiden, hukuktan, meşruiyetten hiçbir zaman ayrılmadık, ayrılmayacağız. Bu süreçte de asla ayrılmak gibi bir şey düşünemeyiz. Soğukkanlılığımızı muhafaza edeceğiz, sağduyumuzu muhafaza edeceğiz. Tahriklere karşı son derece dikkatli olacağız. İftiralara, yalanlara, atılan çamurlara karşı her zaman uyanık olacağız. Şunu unutmayın: Kapınıza gelen olursa, hiçbir partiye oy istemeyip, sadece 'AK Parti'ye oy vermeyin' talebinde bulunanlar olursa; bu siyaset dışı aktörlere, 'Gidin partinizi kurun, öyle gelin' deyiniz, bu cevabı veriniz." "İzmir, Ak belediyeye, Binali Yıldırım'a muhtaç" Geçmişte, bu şehri anlayamayan, bu şehrin maddi ve manevi mirasının manasını kalplerinde hissedemeyenlerin İstanbul'a çok büyük zarar verdiğini, şehri gecekonduya mahkum ettiklerini, çöpe, kire, pise boğduklarını ifade eden Erdoğan, bu "dünya, tarih ve medeniyet şehrinin" adeta "kimliksiz bir köy gibi" yönetilmeye çalışıldığını söyledi. Bu yüzden şehrin o yöneticileri bünyesinden attığını, reddettiğini, yerine kendisine layıkıyla hizmet edebilecek kişileri seçip işbaşına getirdiğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: "İstanbul'u CHP belediyesinden aldık. Hatırlayın biz göreve geldiğimizde bugün ilk sandığa gidecek gençlerimiz o zaman yoktular, daha yeni doğmuşlardı. Şimdi ilk defa oy kullanacaklar. Onlar İstanbul'daki çöplükleri, çöp dağlarını, İstanbul'un susuzluğunu, hava kirliliğini bilmiyor olabilirler. Ümraniye Hekimbaşı çöplüğünün CHP'li belediyede vahşi depolama sebebiyle nasıl patladığını ve orada 39 kişinin öldüğünü bilmiyor olabilirler. Kim vardı? CHP belediyesi vardı. Ey CHP, sen önce bunların hesabını ver bakalım. CHP belediyesi olarak büyükşehir de Ümraniye de sendeydi ama siz bir modern depolama getiremediniz ve Ümraniye çöplüğü patladı, 39 vatandaşımız orada öldü. Bunu tabii o gün doğanlar, 23-24-25 yaşında olanlar bilmiyor olabilirler. Bunu şöyle bir büyükler hatırlatırsa kendilerine, CHP zihniyetinin kirli bir zihniyet olduğunu bilirler. Şimdi ben buradan Türkiye'ye sesleniyorum: Bugün İzmir'de modern çöp depolamasının olmadığını biliyor musunuz? Bugün İzmir gibi bir şehirde modern depolama yok. Hala vahşi çöp depolaması yapıyorlar. Onun için orası da Ak belediyeye muhtaç, orası da Binali Yıldırım'a muhtaç. İnşallah İzmirimiz'de de bu modern depolamaları İstanbul'da yaptığımız gibi yapacağız ve oralardan nasıl kompost gübre üretiliyor, oralardan nasıl enerji üretiliyor, bunları halkımız daha yakından görmüş olacak. Bu iş bizim işimiz, bu işi biz başarırız. Deneyimimiz, tecrübemiz her şeyimiz artık buna yetiyor." "Vatandaşlarımızın gecekondulardan kurtulmasını istiyoruz" Kentsel dönüşüm-değişim projelerini başlattıklarını hatırlatan Erdoğan, "Biz halkımızın, vatandaşımızın şu gecekondulardan kurtularak modern konutlara, binalara kavuşmasını istiyoruz. Bunu biz yaparız. Bütün bunlar yapılırken asla vatandaşlarımızı mağdur etmeyiz. Onlara asla bu noktada bir mağduriyet yaşatmayız. İstiyoruz, bütün bunları yapmak suretiyle, Allah göstermesin bir yangın afeti çıktığında rahatlıkla buralara araçlar girebilsin ama şu anda girmesi de mümkün değil" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, alanda bulunanların yoğun tezahüratları sırasında bir süre konuşmasını kesti. Bu sırada ön sıralarda bulunan bir vatandaşı dinleyen Erdoğan, "Bak bir hanımefendi bana bir şikayette bulundu: 'Kocam sigara içiyor, ne olur buradan bir seslenin de sigarayı bıraksın'. Bak hanımlar rahatsız görüyorsunuz. Ben de buradan sigara içen beylere diyorum ki; lütfen hanımları rahatsız etmeyin, sigaranızı bırakın. Çünkü aktif içicilerden çok, pasif içiciler, yani içmeyen daha çok rahatsız oluyor. Biz halkımızı çok seviyoruz, dolayısıyla zarar görmesini istemiyoruz" ifadelerini kullandı.