15.02.2017 Çarşamba 13:09
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul Üniversitesindeki (İÜ) akademik yapılanmasına ilişkin aralarında profesörlerin de bulunduğu 13'ü tutuklu 45 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması başladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce büyük salonda yapılan duruşmaya, 13'ü tutuklu 29 sanık ile avukatları katıldı. Duruşmada, yoklama yapılmasının ardından sanık avukatları söz aldı. Duruşma, sanık avukatlarının usule ilişkin taleplerinin ardından tutuksuz sanıkların savunmalarının yapılmasıyla devam ediyor. - İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar Doç. Dr. Ahmet Edip Müftüoğlu, Prof. Dr. Ferah Armutçu, öğretim görevlileri Enis Güney, Halim Taşkaya, Hasan Fehmi Erol, Hasan Hakan Ulutin, Prof. Dr. Lütfi İlhan Yargıç, Prof. Dr. Metin Halaç, Yrd. Doç. Mustafa Selçuk, Doç. Dr. Osman Abalı, Yrd. Doç. Savaş Açıkkaya, Yrd. Doç. Erol Önen ve Prof. Dr. Vedat Demir'in tutuklandığı, bu şüphelilerden 8'inin örgütün şifreli haberleşme programı olan ''ByLock''u kullandığı belirtiliyor. İddianamede, tüm sanıkların "silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7 yıl altışar aydan on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor. İddianamede, ''FETÖ elebaşısının talimatıyla tüm kamu üniversitelerini ele geçirmeye çalışan örgüt, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) örgütlenmesine paralel bir yapı olarak kendi örgütlenmelerini her üniversitede oluşturmuşlardır. Üniversitelerde; üniversite, fakülte, yüksekokul ve enstitü imamları olarak yapılanmış olup, bu bünyeler içerisindeki örgüt üyeleri bu imamlara bağlı örgütsel faaliyet yürütmüşlerdir.'' denildi. Örgütün, hakimiyetinin etkin olduğu taşra üniversitelerinde açılan akademik kadrolara yerleştirdikleri üyelerinin daha sonra büyük üniversitelere geçişini sağladığı, böylece tüm kamu üniversitelerinin adeta örgütçe kuşatıldığı vurgulanan iddianamede, örgütün yapılanmasına ilişkin şu bilgilere yer veriliyor: ''Örgüt için üniversite yönetimi çok önemlidir. Üniversitenin akademik kadrosunun yanında idari kadrolarını da elinde tutmak istemiştir. Üniversiteler yüksek bütçeli kurumlar olup, bu bütçelerin örgüt mensuplarınca örgütün amaçları doğrultusunda kullanılması hedeflenmiştir. FETÖ'nün Bank Asya'yı kurtarmak için 'himmet akademisini' kullandığının ortaya çıktığı, 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra bankaya, 5 bin akademisyen üzerinden yaklaşık 5 milyar lira fon yönlendirildiği, bir araştırma görevlisinin hesabından 42,5 milyon lira çıktığı tespit edilmiştir." Üniversiteye giren bu öğrencilerin örgütün üniversite imamları tarafından korunduğu ve örgüt hiyerarşisi içerisinde ileride tayin edilecek görevler için özel olarak yetiştirildiği anlatılan iddianamede, ''Üniversite sonrası yüksek lisans, doktora, yurt dışı eğitimleri almak için her türlü hukuk dışı yollar kullanılmıştır. Örgüt akademik kadrolara kendi üyelerini yerleştirmek için Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı'nda (ALES) soruları ele geçirerek örgüt üyelerine sızdırmıştır. Yüksek lisans ve doktora sınavları ile ALES'te çaldığı sorular sayesinde üniversitelere 2002-2013 yılları arasında 8 bin 500 civarında akademisyen yerleştirildiği tahmin edilmektedir.'' ifadelerine yer veriliyor. ÖSYM verilerine göre 2005'te ALES'e 226 bine yakın adayın girdiği, bu adayların yüzde 0,1'inin soruları tam ya da 2 eksikle tamamladığı, 2005'te ALES'te tam yapanların sayısı 100 iken, bu rakamın 2009'da 200 kat arttığına dikkati çekilen iddianamede, 2009'da sınava giren 226 bine yakın adayın yüzde 9'unun tam puan aldığı, FETÖ/PDY silahlı örgütünün neredeyse bütün sınavlarda hırsızlık yaptığı, 2009'da ALES'te yalnızca 2 yanlışı olan aday sayısının 20 bin 290 olduğunun tespit edildiği kaydediliyor. Sanık tüm akademisyenlerin ya meslekten ihraç edildiği ya da açığa alındığı belirtilen iddianamede, şüphelilerin Bank Asya'daki hesap hareketleri, "ByLock", 1 dolar, sosyal medya paylaşımları ve WhatsApp yazışmaları delil olarak gösteriliyor.