İşte çok konuşulacak Uludere raporu

Uludere raporu açıklandı... Olayda kasıt yok!

22.03.2013 Cuma 14:26

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Uludere Alt Komisyonu'nun, yaklaşık 15 aydır sürdürdüğü çalışmalarını tamamlayarak hazırladığı 84 sayfalık raporda, ''Tüm Türkiye'yi derinden üzen ve sarsan bu olayla ilgili yapılan araştırma ve incelemelerde; olayın kasten yapıldığına yönelik olarak herhangi bir delil elde edilemediği görüş ve kanaatine varılmıştır'' denildi. 28 Aralık 2011'de Uludere'de 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili inceleme yapan Uludere Alt Komisyonu, yaklaşık 15 aydır sürdürdüğü çalışmalarını tamamladı. Raporda, şu ifadelere yer verildi: -Kaçakçı grubun içerisinde teröristlerin olduğu bilgisi var. -İlk bomba 21.40'ta atıldı son bomba 22.24'te atıldı. -Olayın kasten yapıldığına dair bir delil elde edilemedi. -Yeni sınır kapısı açılmalı... - Türkiye'nin yeni sınır kapısını önersine Irak Hükümeti sıcak bakmamıştır. -Kaçakçılık yasal zemine oturtulmalı... -Valiye yapılacak operasyon için bilgi verilmedi. -Operasyon sonuç raporu valiliğe gönderilmedi... -İnsansız hava aracı (İHA) TSK'nın envanterine kayıtlı... -Operasyon sırasında ABD'ye ait insansız hava aracı Kuzey Irak'taydı.    Raporda, şöyle denildi:  ''34 vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan olay, yıllardır var olan sınır güvenliği sorununu görünür kılmıştır. Şırnak'ta 139 kilometre sınır hattı bulunmaktadır. Bu sınır hattının 77 kilometresi Jandarma birlikleri tarafından, diğer kısmı ise Kara Kuvvetleri Birlikleri tarafından tutulmaktadır. Sınır güvenliği için oluşturulan üs bölgelerinin bir kısmı olumsuz hava koşulları ve iskan yetersizliği sebebiyle kapatılmakta ve yazın tekrar açılmakta, sınır güvenliği yaz ve kış tertiplenmesine göre farklı olmakta, bu sebeple sınır güvenliğinin sağlanması bazı bölgelerde süreklilik arz etmemektedir. Sınır güvenliğinin yeterince sağlanamaması ve bu sebeple sınır hattından kolaylıkla geçiş yapılabilmesi, kaçakçılarla birlikte, bölücü terör örgütü mensuplarının da rahat hareket etme imkanı sağlamaktadır. Alınan tüm önlemlere rağmen terör örgütünün Irak'ın kuzeyinden eleman ve patlayıcı madde aktarımı devam ettiği sürece, terör örgütünün şiddeti tırmandırma girişimleri devam edecektir. Terör örgütü mensuplarının sınır geçişlerinde kendilerine kaçakçı süsü vermeleri ve kaçakçıların arasına karışarak ülkemize sızıp eylemlerde bulunması da kaçakçılıkla mücadelenin hem önemini hem de güçlüğünü ortaya koymaktadır.'' ''SINIR HATTINDA ENGELLERİN BULUNMAMASI EN ÖNEMLİ EKSİKLİK''      Sınır birliği kurulmasının, geleneksel kolluk kuvvetleri yerine, görevi sadece sınırları muhafaza etmek olan, bu konuda uzmanlaşmış bir yapı olması bakımından büyük fayda sağlayacağı belirtilen raporda, ''Sınır hattında engellerin bulunmaması, en önemli eksikliktir. Sınırın oldukça sarp arazi kesiminin üzerinde bulunması nedeniyle sadece sınır taşlarıyla bilinmekte, Şırnak'ın konuşlandığı 139 kilometrelik Irak sınır hattında kafes tel, dikenli tel, duvar, iz tarlası vb. herhangi bir fiziki emniyet tedbiri bulunmamaktadır. 139 kilometrelik sınırın yaklaşık 77 kilometresi dağlık araziden oluşmakta, yaz tertiplenmesi doğrultusunda sınır hattını kontrol eden üs bölgeleri arasında 2.7 kilometre ila 5.8 kilometre aralıklarında mesafeler varken, kış tertiplenmesi sırasında bazı üslerin kapatılma zorunluluğu nedeniyle üsler arasındaki mesafenin 16.7 kilometreye çıkmaktadır'' görüşüne yer verildi. Raporda, bu mesafeler söz konusuyken kaçakçılık ve terör faaliyetlerine karşı koymanın oldukça zor olduğu, bu yüzden sınır hattının muhafazası için sınırın düz kısımlarında kafes tel, dikenli tel, duvar ve buna benzer fiziksel engelleri yapmanın, dağlık kısımlarda ise elektronik gözetleme sistemleri oluşturmanın elzem olduğu vurgulandı. Sınır hattının sıkı bir şekilde kontrolünün yanında sınır kapısı açılmasının, Irak'ın kuzeyinde akrabaları olan bölge halkının sınırdan geçişleri ve pek çok kişinin de geçim kaynağını oluşturan kaçakçılık faaliyetlerinin yasal zemine oturtulmasının, sınırdan yasa dışı geçişlerin kontrol edilmesi bakımından gerekli olduğu kaydedilen raporda, ''Tüm Türkiye'yi derinden üzen ve sarsan bu olayla ilgili yapılan araştırma ve incelemelerde; olayın kasten yapıldığına yönelik olarak herhangi bir delil elde edilemediği görüş ve kanaatine varılmıştır'' denildi.