05.08.2013 Pazartesi 15:44
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, darbeye teşebbüsten müebbet hapis cezası aldı. Başbuğ, karar okunduktan sonra tepki göstererek salonu terketti. Başbuğ, kendi internet sitesinde de ''Son sözü millet söyleyecektir. Unutulmasın ki ilahi adalet vardır'' yorumunda bulundu. Mahkemenin suç duyurusu üzerine hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 6 Ocak 2012'de tutuklanan Başbuğ hakkındaki Türk Ceza Kanunu'nun 312/1. maddesi gereğince, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle düzenlenen iddianame, 15 Şubat 2012'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Başbuğ hakim karşısına ilk kez 26 Mart 2012'de çıktı. Kısa bir konuşma yaparak savunma yapmayacağını söyleyen Başbuğ, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ün tanık olarak dinlenilmesi sırasında ve esas hakkındaki savunma olmak yapmak üzere bazı duruşmalara katıldı. Av. Dağıstan Sincar, 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 107/4 Maddesi, gereği, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişilerin 36, müebbet hapis cezası alan kişilerin ise 30 yıl yatacağını kaydetti. Denetimli Serbestlik Hükümleri gereği cezanın bitimine 1 yıl kala serbest kalabilirler. BAŞBUĞ'DAN İLK DEĞERLENDİRME: SON SÖZÜ MİLLET SÖYLEYECEKTİR Müebbet hapis cezasına çarptırılan İlker Başbuğ, kendi adını internet sitesinde şu değerlendirmeye yer verdi: ''Son Sözü Millet Söyleyecektir Anayasanın amir hükmüne göre, hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar. Ve hâkimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Eğer bir ülkede, toplum hâkimlerin bağımsızlığını sorguluyorsa, verilen hükümlerin Anayasaya, kanunlara ve hukuka uygun olduğuna ilişkin şüpheler taşıyorsa -ki toplumu şüphelere sevk eden o kadar çok yaşanmış olay vardır ki, bunun en son örneği de yasaya göre duruşmaların kapalı yapılmasına ilişkin gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada alınması gerekirken, bu yasa hükmünün yok sayılmasıdır- o ülkede hukukun üstünlüğünün var olduğu ileri sürülemez. Bu ise, o ülkenin başına gelebilecek en büyük felakettir. Bu durumda yargılananlar için son sözü Millet söyleyecektir. Ve Millet yanılmaz ve aldanmaz. Bir de unutulmasın ki ilahi adalet vardır. İlahi adaletin varlığını yüreğinde hissedenler ve er geç bir gün tecelli edeceğine inananlar: “Bir topluluğa karşı duymakta olduğunuz kin sizi adaletten ayırmasın! Hep adaletten yana olun.”1 şeklindeki Yüce Allah’ın buyruğuna da uymak zorundadırlar. Her zaman doğruların, hak ve haklının yanında, yani adaletin yanında olanların, vicdanları rahat olur. Ben öyleyim. Ve inanıyorum ki, hak hiçbir zaman yerde kalmaz.'' KARARDAN ÖNCE BAŞBUĞ ŞU MESAJI YAYINLAMIŞTI İlker Başbuğ kararın açıklanmasına saatler kala Başbuğ'un Twitter hesabından yapılan değerlendirmede öncelikle ailelere konulan duruşma yasağına değinildi ve şu görüşler savunuldu: "Sıkıyönetim dönemlerinde bile görülmemiş, ailelerin dahi gelmesi yasaklanmış bir ortamda 'mahkeme' kararını açıklayacak..Peki niye? Çünkü aklı selim kimsenin itibar etmeyeceği bir mütalaa üzerinden karar verecekler ..Çünkü kamu vicdanını rahatsız edeceklerini, masum insanların cezalandırılmasını kamunun kabul etmeyeceğini biliyorlar....Çünkü Türk Devleti ve Ordusunun şanlı tarihine bugüne kadar görülmemiş bir kara leke süreceklerini biliyorlar "