26.01.2017 Perşembe 14:49
Siber güvenlik uzmanları, sosyal medyada milli ve manevi değerlere bağlı, binlerce takipçiye sahip etkin hesapların, çeşitli gerekçeler öne sürülerek kapattırılmasının, Türkiye'ye yönelik saldırıların bir parçası olduğunu bildirdi. Uzmanlar, sosyal medyada hızla yayılan yalan haberlerin ve manipülasyon amaçlı bilgilerin doğru olmadığını ortaya koyan bu hesaplara bilinçli şekilde müdahale edildiğine dikkati çekerek, anayasa değişikliği sürecinde sosyal medyanın bu yolla yönlendirilmek istendiğini belirtti. Sosyal Medya ve Bilgi Teknolojileri Strateji Derneği Başkanı Abdullah Çiftçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de terör örgütlerinin, sosyal medya üzerinden siber ajanlık faaliyetlerinde bulunduğunu, özellikle yeni anayasa referandumu sürecini sabote etmeye çalıştıklarını söyledi. Twitter ve Facebook çalışanları arasında, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının da olduğunu dile getiren Çiftçi, bu kişilerin referandum sürecini etkilemek için devreye girdiğini belirterek, "Özellikle son 20 gündür yoğun, nedensiz hesap kapatılma şikayetleri alıyoruz. Seçimi etkilemek için hesap kapatmalar devam ederse konuyu yargıya taşıyacağız." dedi. Bazı sosyal medya şirketlerinin, yalan habere ve terör örgütlerine karşı da mücadele etme kararı aldığına işaret eden Çiftçi, ancak şimdiye kadar bu konuda ciddi bir adım atılmadığını ifade etti. - "Facebook ve Twitter yönetimi bu konuyu titizlikle araştırmalı." Çiftçi, tüm dünyadaki seçim çalışmalarında kararsız seçmeni etkilemek için sosyal medyanın çok önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bizim endişemiz, yalan haber ve terör bahane edilerek, yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi ve anayasa referandumu sürecinde gizli bir elin sosyal medya platformları üzerinden referandumu etkileme girişiminde bulunmasıdır. Endişemizin nedeni ise sebep belirtilmeden çok takipçili muhafazakar, milliyetçi hesapların sıkça kapatılıyor olmasıdır. Facebook ve Twitter yönetimi bu konuyu titizlikle araştırmalı. Sosyal medya şirketleri, terör örgütleri ile mücadele etme kararı alıyor ama kendi bünyelerinde çalışan FETÖ mensuplarının operasyonlarına dikkat etmiyor. Birkaç gün önce Twitter’da Türkiye gündeminin birinci sırasında #FacebooktaSansur etiketi vardı. Facebook, bunu ciddiye almazsa dünya genelinde ülke seçimlerine müdahale eden şaibeli şirket konumuna düşer." "21. yüzyılda istihbaratın yeni alanı sosyal medyadır." diyen Çiftçi, bu nedenle istihbarat örgütlerinin sosyal medyayı yakından izlediğini ve kontrol etmek istediğini bildirdi. Çiftçi, Türkiye’de geleneksel medya yazarlarının bir hukuki sorumluluğunun olduğunu, sosyal medyada ise böyle bir durumdan söz edilemediğine dikkati çekerek, "Ancak yakın zamanda hükümet, sosyal medya üzerinden sahte, yalan, yanlış haberlerle 'algı oluşturup' kaos ortamı oluşturmaya çalışanlara hukuki yaptırım uyguluyor. FETÖ ve PKK gibi örgütlerin mensuplarından birçok kişi gözaltına alındı. Biraz geç kalınsa da doğru bir adım atıldı. FETÖ ve PKK örgütleri referandum sürecinde özellikle MHP ve milliyetçi oyları etkilemek için, ulusalcı, milliyetçi, ülkücü ve şamanist görünümlü birçok hesap açtı. Bu hesapların tespit edilerek kapatılması gerek." değerlendirmesini yaptı. -"Facebook gibi ağlar, normal bir ticari organizasyon değil" Bilişim Teknolojileri ve Siber Güvenlik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, siber güvenlik uzmanı Yavuz Sultan Selim Yüksel, 90 milyar dolarlık hacme sahip sosyal paylaşım ağının arkasında sadece kurumsal bir zekanın olduğunun düşünülmesinin bile yanlış olduğunu savundu. Yüksel, üst aklın ve istihbarat örgütlerinin başarı hikayesi olarak servis ettikleri bu ağların çeşitli toplumların analizini yapmak üzere işletildiğini belirterek, "Arap Baharını sosyal medya üzerinden tetiklediler. Buna hazır olmayan toplumlar da buradaki zokayı yuttu. Facebook gibi ağlar, normal bir ticari organizasyon değil. Arkasında bir istihbarat örgütü ve ülkenin olduğu yapılanmalardır. Bunun amacı da bilgiye sahip olup, bunun üzerinden çıkarımlar yapıp, kendi faydalarına yönelik işleri yönlendirmektir." diye konuştu. -"Bazı medya grupları çok sayıda yalan haber üretiyor" Türkiye'nin Gezi Parkı odaklı olaylar ve sonrasında yaşanan gelişmeler ışığında, Avrupa'nın sosyal medyayı en etkin ve yoğun kullanan toplumu haline geldiğini, milli hassasiyetleri olan bazı kişilerin de sosyal medyayı etkin kullanmaya başladığını kaydeden Yüksel, şöyle devam etti: "Örneğin 'Türkiye'nin herhangi bir yerinde bomba patladı' diye sosyal medyada bir fotoğraf paylaşıldığı zaman 10 dakika içinde refleskle artık 'bu, şu tarihte Uganda'daki patlamanın fotoğrafıdır' deniliyor. Böylece yalan anında çürütülüyor. Bazı medya grupları çok sayıda yalan haber üretiyor. Sosyal medyada da gördüğümüz kadarıyla çok doğru olmayan içerikler oluşturuluyor. Algıyı yönlendirmek için doğru olmayan haberler yapılıyor. Bunlar da çok hızlı aksiyon alınarak, sosyal medyada çürütülüyor. Mütedeyyin diyebileceğimiz, sağ tandanslı, özellikle 'başkanlığa evet' çatısı altında toplanmış kişilerin ciddi rakamlara ulaşmış takipçilerinin olduğu, etkili sosyal medya sayfaları var. Burada bir haberin doğruluğuna ilişkin bir şey paylaştıkları zaman çok hızlı bir şekilde ilerliyor." Yüksel, doğru bilgiyi kullanıcılara ulaştıran etkin bazı hesapların sosyal medya yönetimleri tarafından kapatıldığını, özellikle sosyal medyadaki kanaat önderlerinin sayfalarına direkt müdahale edildiğini savundu. Türkiye'nin her alanda saldırıya uğradığına, Alman televizyon kanalındaki bir programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için düşük seviyedeki parodiler yapıldığına dikkati çeken Yüksel, "Bizimle topyekun uğraşıyorlar. O yüzden 'bize operasyon yapılıyor' fikri çok doğru. Sosyal medyadaki sayfa kapatmaları da direkt bununla alakalı. Ülkemizi siber güvenlik, sosyal medya, klasik medya organları üzerinden sürekli vuruyorlar." görüşünü dile getirdi. - "Çözüm kendi teknolojimizi üretmekte" Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Yönetim Kurulu Üyesi ve Medya-İletişim Danışmanı Ümit Sanlav da milli menfaatleri gözeten, koruyan ve bu doğrultuda yayın yapan bazı sosyal medya hesaplarının kapatıldığını hatırlattı. Facebook'taki hesapların kapatılmasının ilk kez yaşanmadığının da altını çizen Sanlav, şöyle konuştu: "Dün Twitter ve Youtube'da da benzer sıkıntılar yaşanmıştı, yarın da yaşanacak. Bu sosyal medya mecralarının teknik destek birimleri, 'hesapların birleştirilmesi, sayfaların birleştirilmesindeki teknik hatalar' gibi bazı bahanelerle kendisini savunacaklardır. Gerek teknik bir bahane ile gerek FETÖ'cülerin bazı girişimleriyle kapatılmış olsunlar, dini, milli, vatansever ve demokratik kaygılar güden bu tür hesaplara saldırılar hep oldu ve olacak." Sanlav, sosyal medyada bu hamlelere karşı Türkiye'nin 2023 vizyonunda yer alan teknolojik bağımsızlığa bir an önce kavuşturulması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin bilişim alanında kendi ürünlerini oluşturmasının önemine değinen Sanlav, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye'nin kendi yazılımlarını, tarayıcısını, arama motorunu ve sosyal medya ağını hayata geçiremediğimiz sürece bu gibi maksatlı saldırılara sürekli maruz kalacağız. Dün Twitter'ı konuştuk, Youtube'u konuştuk, resmi ve devlet sitelerimize yapılan siber saldırıları konuştuk. Bugün de Facebook'u konuşuyoruz. Çözüm kendi teknolojimizi üretmekte."