17.06.2014 Salı 08:23
Önce Türk tır şoförlerini kaçırdılar ardından Musul Başkonsolosluğumuza baskın yapıp konsolos ve konsolosluk personelini rehin aldılar. Şimdi de Irak'ta etkinliklerini artırdılar ve ülkede terör estiriyorlar. IŞİD ile ilgili en büyük soru işaretlerinden biri de Türkiye'den bu örgüte katılım olup olmadığıydı. Haberturk gazetesi Güngören'de IŞİD'in izlerine rastladı ve IŞİD'e katıldığı iddia edilen gençlerin aileleri ile görüştü. Gazetenin haberine göre, Suriye'ye yardım kampanyalarının yanı sıra, uyuşturucuya karşı mücadele ilanlarıyla da dikkat çeken Haznedar İslami Araştırma Yaşatma ve Yardımlaşma Derneği'nin (HİSADER) tabelasında IŞİD sembolü yer alıyor. HİSADER'in faaliyetleri hakkında bilgi almak amacıyla dernek aranıyor önce yetkili olmadığı söyleniyor ardından da bir daha telefona cevap verilmiyor. BAŞKA BİR DÜKKAN Yine Güngören'de bir tabelacı dükkanının girişinde de IŞİD sembolü dikkat çekiyor. Çevre sakinleri, dükkana geçen haftalarda bir kadının gelerek taş attığını ve ''çocuğumu verin'' diye bağırdığını iddia ettiler. Konuyla ilgili bilgi almak istediğimiz dükkan sahipleri, yetkilinin bulunmadığını söylemekle yetindi. IŞİD bayrağında üst tarafta Arapça "La ilahe illallah" yazısı, altında ise Hz. Muhammed'in mührü yer alıyor. "ÖNCE UYUŞTURUCUYA ALIŞTIRIYORLAR, SONRA SİZİ KURTARACAĞIZ DEYİP SAFLARINA KATIYORLAR" IŞİD'e katılan 2 Türk'ün babası, IŞİD'in seçtiği gençlerin ortak yanları var. Genellikle gelir düzeyi düşük, 18-25 yaş arası, ailesiyle sorunları olan gençler hedef alınıyor. Örgütün merkezleri daha çok muhafazakar semtlerde kuruluyor. Güngören, Bağcılar ve Fatih bu ilçelerin başında geliyor. İsimlerini vermekten ve fotoğraf çektirmekten kaçınan 2 babadan birinin oğlu 7 aydır Suriye'de, diğeri ise birkaç ay kaldıktan sonra kaçıp geri dönmüş. İstanbul'da yaşayan baba, 21 yaşındaki oğlunun 7 aydır Suriye'de IŞİD saflarında olduğunu söyledi. Oğlunun, annesini kaybettikten sonra asileştiğini söyleyen baba, oğlunun örgüte katılım sürecini şöyle anlattı: "Oğlum eskiden yaşam tarzını İslami kurallara göre belirlemiyordu. Uyuşturucu kullandığını öğrendim. Bir grup gençle bir araya geliyordu. Sonra kendini namaza verdi. Sonra bizi kafir olmakla suçladı. Camide namaz kılmayacağını söylüyordu. Bir hafta sonu ayrıldı ve dönmedi. Oraya gittiğini arkadaşlarından öğrendim. 15 kişi gitmişler. Dönmesi için yalvardım ama 'Dönemem, bir cihat için buradayız' dedi. Oğlumdan sonra psikolojim bozuldu. Aklım hep onda." "SONRA BİR GÜN DÖNDÜ" Yine İstanbul'da yaşayan bir başka baba ise IŞİD'e katılan oğlunun geri dönmesinin mutluluğunu yaşıyor. Geri kalanlara ise üzülüyor. Oğlunun Suriye'ye gittiğinde henüz 19 yaşında olduğunu söyleyen baba, şunları anlatıyor: "Maddi durumumuz iyi değil. Oğlum kardeşleriyle çalışıyordu. Bir grup arkadaşları vardı. Bir gün namaz kılmaya başlamış, sonra da sakal bırakıp şalvar giymeye. Sorunca 'Muhammed'i yaşamak istiyorum' dedi. Sonra fark ettik ki, camiye değil apartman altlarındaki mescitlere gidiyor. Sonra ortadan kayboldu. Suriye'ye gittiğini öğrendik. Oraya gidince fikirleri değişmiş, dönmek istemiş. 'Ben insan öldürmek için gelmedim, yapamam' diyordu. Sonra bir gün döndü. Oraya gittikten sonra eğitimden geçiyorlar, sonra yemin ettiriyorlar. Oğlum yemin öncesinde biraz da kaçarak geldi." Örgütün bir grubunun önce çocuklara uyuşturucu verdiğini, diğer grubun da "Uyuşturucu kötü, bize gelin" diyerek onları kandırdığını söyleyen baba, "Ardından da onları ikna edip savaşa götürüyor. Dini duyguları kullanıyorlar. Oğlum geri döndü ama psikolojisi hala bozuk" dedi. IŞİD EN ZENGİN TERÖR ÖRGÜTÜ MÜ?