07.02.2017 Salı 13:55
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye Varlık Fonu'nun denetime tabi olmadığı iddiaları üzerine, "Bağımsız denetim var, ardından Başbakan tarafından görevlendirilen konusunda 3 uzman merkezi denetim elemanının yine uluslararası denetim standartlarına uygun yapacağı denetim var. Bir de Meclis denetimi var.” dedi. Maliye Bakanı Naci Ağbal, CNN Türk televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Programda, Türkiye Varlık Fonu'na ilişkin eleştirilere yanıt veren Ağbal, Fonun, Türkiye için büyük bir kazanım olduğunun altını çizdi. Ağbal, varlık fonlarının birçok ülkede uygulandığına işaret ederek, "Türkiye de burada önemli bir inisiyatif aldı, Varlık Fonu'nu kurdu ve bu Varlık Fonu sayesinde önümüzdeki dönemde potansiyelini kullanmak suretiyle çok ciddi kaynak üretilecek, varlıklar ekonomiye kazandırılacak ve burada yapılan eleştirilerin tersine bu varlıkların bir araya getirilmesiyle oluşturulacak sinerji sayesinde de Varlık Fonu hem piyasalarda hem de Türkiye'nin uluslararası veya ulusal projelerinde önemli bir aktör haline gelecek.” diye konuştu. Gerek Hazinenin gerekse de Özelleştirme İdaresi Başkanlığının kontrolündeki şirketleri Türkiye Varlık Fonu'nun altına aldıklarını aktaran Ağbal, bunların hepsinin beraber oluşturduğu yeni bir varlığın bulunduğunu ve bu varlığın daha etkin yönetileceğini bildirdi. Bakan Ağbal, Fon'un, böylece Türkiye'nin hem sermaye piyasalarında oynaklıklarının engellenmesi, hem sahip olduğu potansiyelin açığa çıkarılması, hem de büyük altyapı projelerinin harekete geçirilmesi veya devam ettirilmesine önemli bir ivme sağlayacağını kaydetti. Fon konusunda, "Düyun-u Umumiye"yi örnek gösterenlere 2001 yılını hatırlatmak gerektiğini belirten Ağbal, şöyle konuştu: "Oralara gitmeye gerek yok. 2001'de bu ülkenin bankaları batırılmış, kamu disiplini alaşağı edilmiş, kamu müthiş bir şekilde IMF'ye muhtaç edilmişti. Bugün Türkiye Varlık Fonu'nu kurduğumuz ortamda Türkiye mali disipliniyle dünyada örnek olan bir ülke, bankacılık sistemi son derece güçlü ve her şeyden önemlisi bu siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde Türkiye bir çekim merkezi. Tabii ki bu çekim merkezi olunan noktada da Türkiye Varlık Fonu sahip olduğu yetkiler ve güç sayesinde ekonomide oluşturduğumuz bu başarı hikayesine yeni başarılar katacak. Bundan hiç kimsenin tereddüdü olmasın.” - "Fon'un şeffaf ve hesap verilebilir olmasına önem veriyoruz" Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Önümüzdeki süreçte Varlık Fonu'na devredilebilecek, ilave edilebilecek başka kurumlar da olabilir mi?” sorusu üzerine de şunları söyledi: “Varlık Fonu Kanunu çok açık söylüyor, ekonomiye kazandırılabilecek ve Varlık Fonu tarafından daha etkin bir şekilde yönetilebilecek bütün varlıklar... Bunun içerisinde gayrimenkuller de şirketler de diğer asset dediğimiz varlıklar da olabilir. Burada çok rasyonel bir anlayışla kamu varlıklarından hangileri burada bir araya getirildiğinde nasıl bir sinerji oluşturulur ve bu varlıklar çok daha stratejik düzeyde nasıl yönetilir? Bunu çalışıyoruz.” Varlık Fonu'nun hiçbir denetime tabi olmadığı yönündeki eleştirileri hayretle karşıladığını dile getiren Ağbal, Fon'un kredibil, şeffaf ve hesap verebilir olmasına özel önem verdiklerini ifade etti. Ağbal, bu kuruluşun uluslararası kredibilitesinin olabilmesi bağımsız denetime tabi olması gerektiğine dikkati çekerek, kimsenin bir kamu otoritesinin yaptığı denetime bakmadığını, herkesin uluslararası standartlarda yapılmış bağımsız denetimi dikkate aldığını ifade etti. "Sayıştay gibi bir denetim mekanizmasının dışında olmasının denetim sorunları yaratabileceği" yönündeki eleştirilerin tamamen haksız olduğunu vurgulayan Ağbal, şöyle devam etti: "Neden? Türkiye Varlık Fonu ve Varlık Yönetim Şirketi Sermaye Piyasası Kurulunun belirlemiş olduğu bağımsız denetim standartlarına uygun olarak bağımsız denetçiler tarafından denetlenecek. Siz bugün bir kamu otoritesinin yapmış olduğu denetim raporunu uluslararası yatırımcıların önüne koyun, kusura bakmasın kimse, aynı güvenilirliği ve teminatı veremezsiniz ama bugün Sermaye Piyasası Kurulu tarafından, Kamu Gözetimi Kurulu tarafından standartları belirlenmiş bir bağımsız denetim raporunu nereye koyarsanız koyun, onların hepsinin uluslararası geçerliliği vardır. Sonra denetim sadece bağımsız denetimden değil ki, 3 aşamada denetim var. Bağımsız denetim var, ardından Başbakan tarafından görevlendirilen konusunda 3 uzman merkezi denetim elemanının yine uluslararası denetim standartlarına uygun yapacağı denetim var. Bir de bakın, eleştirilerde çok yanlış bir bilgi veriliyor. Bu fonla ilgili, şirketle ilgili Meclis denetimi var. Özel olarak bunu zamanında komisyonda beraber arkadaşlarla dizayn ettik. Meclis denetimi var. Her sene yıllık bağımsız denetim raporu ve Başbakana sunulan bağımsız denetim raporu, birlikte Meclise gidecek, Plan Bütçe Komisyonu özel olarak bu fonu ve şirketleri denetleyecek. Dolayısıyla Meclis denetimiyle birlikte 3'lü bir denetim var. Plan Bütçe Komisyonu her sene hem fonu, hem şirketi, hem alt fonları, hem de şirketin kurduğu şirketleri teker teker denetleyecek. Bundan daha önemli bir denetim olabilir mi? Hiç kimse tereddüt etmesin. Her türlü siyasi denetim dahil, hukuk denetimi dahil hepsi yapılacak." Maliye Bakanı Naci Ağbal, Varlık Fonu'na devredilen şirketlerin çalışanlarının ve yönetimlerinin bu devirden etkilenip etkilenmeyeceğine ilişkin soru üzerine de "Kimsenin tereddüt etmesine gerek yok." dedi. Ağbal, Türkiye Varlık Fonu'na devredilen bütün şirketlerin mevcut stratejik ve operasyonel faaliyetleri ve yönetimleri ve personelle ilgili düzenlemelerinin bugün olduğu gibi aynen devam edeceği bilgisini verdi. "Varlık Fonu'nun yönetimi, Fon'a devredilen varlıkların ait olduğu şirketlerin yönetimlerine müdahale edebilecek mi?" sorusu üzerine de Ağbal, Fon'a hissedarlığı devrettiklerini, her şirketin genel kurulu, yönetim kurulu ve diğer yönetim organlarının bulunduğunu söyledi. - Atamalara liyakat şartı Ağbal, "Nasıl ki Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Türk Hava Yollarının yönetimine karışamıyor, sadece genel kurulda hissedarlıktan kaynaklanan hakları kullanıyorsa, aynı şekilde yine şirketlerin hissedarı sıfatıyla sadece hissedarlıktan kaynaklanan yönetim organlarını oluşturma yetkisi kullanılacak." diye konuştu. Ağbal, "Yönetim veya icra kurullarına müdahale hakkı söz konusu olmayacak mı?" sorusunu da "Hayır, öyle bir şey asla söz konusu değil." diyerek yanıtladı. Fon'a devredilen şirketlerin uluslararası yükümlülükleri, uluslararası stratejik işbirlikleri ve ileriye dönük uzun vadeli vizyonlarının Hükümet tarafından alınmış, oluşturulmuş karar olduğunu belirten Ağbal, hükümetin bunlara bugüne kadar nasıl sahip çıktıysa, bundan sonra da sahip çıkacağını vurguladı. Türkiye Varlık Fonu'na ve Türkiye Varlık Yönetim Şirketine atanacak kişilerle ilgili gerek mesleki tecrübe, gerek uzmanlık sahasıyla ilgili aranacak koşulları kanuna dercettiklerini belirten Ağbal, "Başbakanımız tarafından yapılan atamalardaki bütün arkadaşlar kendi alanlarında tecrübeleriyle, bilgi birimleriyle, uluslararası deneyimleriyle bu operasyonu, bu yönetimi yapabilecek kabiliyetlerde arkadaşlardır." diye konuştu. - "1 milyon lirayı aşmamak üzere yüzde 5 indirim" Ağbal, vergi borcunu zamanında ödeyen mükelleflere getirilecek indirim konusunda da bilgi vererek, konunun dün Bakanlar Kurulu'nda görüşüldüğünü bildirdi. Ağbal, geçmiş 3 yılda tüm beyannamelerini ve vergilerini zamanında beyan eden ve ödeyen, yapılmışsa bir inceleme, bu incelemede de bir hata bulunmayan, "tam uyumlu" mükelleflerin söz konusu indirimden yararlanacağını söyledi. Söz konusu ödülün detaylarına ilişkin de bilgi veren Ağbal, mükellefin tüm kazancına göre hesaplanan, örneğin 100 liralık verginin 5 lirasının alınmayacağını ifade etti. Ağbal, uygulamadan büyük ölçüde KOBİ'lerin yararlanacağı bilgisini verdi. Uygulama için bir parasal tavan konulduğunu aktaran Ağbal, "Şu anda üzerinde çalıştığımız rakam 1 milyon lira. Yani indirilecek, alınmasından vazgeçilecek vergi 1 milyon lirayı aşmamak üzere yüzde 5'e kadar bir oranda verginin alınmasından vazgeçiyoruz. İnşallah vergiye gönüllü uyumu arttıran, gönüllü mükellefleri de gerçekten ödüllendiren bir sisteme Türkiye'de kavuşmuş olacağız." diye konuştu. - Yabancıya konut satışı Yabancılara konut satışına yönelik yaptıkları düzenlemelere ilişkin soruları da yanıtlayan Ağbal, inşaat şirketlerinin yabancı bir gerçek kişiye veya bir şirkete bir iş yeri veya konut sattığında, bunun örneğin yüzde 18 KDV’si varsa, bu KDV'yi istisna edeceklerini söyledi. Ağbal, "Dolayısıyla yabancı, Türkiye'de konut veya iş yeri satın almak istediğinde KDV ödemeyecek." dedi. Bunun Türkiye'ye olan talebi ve ilgili artıracağını dile getiren Ağbal, inşaat şirketlerinin de bu şekilde sattıkları konutlardan dolayı üzerlerinde kalan vergi yükünü adeta ihracatmış gibi döviz kazandırıcı işlem saymak suretiyle bu iadeleri, üzerindeki vergi yükünü kendilerine iade edeceklerini ifade etti. Ağbal, bu düzenlemenin özellikle son yıllarda büyük bir sıçrama yapan inşaat sektörüne çok ciddi bir dinamizm getireceğini kaydetti. Maliye Bakanı Ağbal, en son yapılan vergi düzenlemeleriyle piyasada büyük bir hareketliliğin başladığını da söyledi. Geçen hafta yapılan düzenlemeyle konutta da vergi indirimini eylül sonuna kadar uzattıklarını hatırlatan Ağbal, "Şu anda ne var gündemimizde? Özellikle inşaat sektöründe vergi maliyetlerini aşağı çekmek için, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı inşaat sözleşmeleri, inşaat taahhüt sözleşmeleri, yapı denetimi hizmet sözleşmelerinde vergi oranlarını aşağı çekebilecek bir yetkiyi Bakanlar Kurulu'ndan aldık. Yine tapu harcı diye bildiğimiz harcı farklılaştırıp oran farklılaştırabilmesi, yapması yetkisi de aldık." dedi. Ağbal, "Otomotiv sektörü için de düzenlemeniz olacak mı?” sorusu üzerine de tüm sektörlerle her zaman istişare ettiklerini söyledi. Bakan Ağbal, "Her zaman söylüyorum, onlarla da konuşuyoruz şu anda. Otomotiv sektöründe de aldığımız tedbirlere ilaveten ekonomiyi canlandıracak birtakım tedbirler alınması gerekiyorsa onu da beraber konuşur yaparız." diye konuştu.