Erdoğan'dan yurt dışındaki vatandaşlara 'sandığa gidin' çağrısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışındaki vatandaşlara hitaben, "Hangi engeli koyarlarsa koysunlar, sizler, sizler için ilan edilen tarihler içerisinde sandığınıza giderek oylarınızı muhakkak kullanın." dedi

08.03.2017 Çarşamba 23:38

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yurt dışındaki vatandaşlara hitaben, "Hangi engeli koyarlarsa koysunlar, sizler, sizler için ilan edilen tarihler içerisinde sandığınıza giderek oylarınızı muhakkak kullanın ve kullanacağınız oylar Batı'daki tüm ülkelere, dünyadaki tüm ülkelere en güzel cevap olacaktır. Sizin iradenizi kimsenin ketmetmeye, kimsenin engellemeye hakkı yoktur. 16 Nisan inşallah Batı'da, tüm dünyada önüne engel konulan vatandaşlarımın da sevindiği günler olacaktır diye düşünüyorum." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınındaki "Cumhurbaşkanı Özel" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine neden ihtiyaç duyulduğunun sorulması üzerine Erdoğan, nerelerde sıkıntı yaşandığını, nerelerde rahat çalışma zeminin yakalandığını 14 yıllık sürede öğrenme fırsatı bulduklarını bildirdi. "Mevcut sistem ülkede istikrarı tehdit ediyor" AK Parti'nin girdiği ilk seçimde yüzde 34,4 oy oranına ulaştıklarını, neredeyse anayasayı değiştirebilme noktasına gelindiğini hatırlatan Erdoğan, "Buna rağmen birçok sıkıntıyla karşı karşıya kaldığımız için orada da bunu başaramadık. Çünkü zaman oluyor içinizden de fire verebiliyorsunuz, böyle bir durumla da karşı karşıya kalabiliyorsunuz." ifadesini kullandı. İkinci seçimde oy oranlarının arttığını ancak milletvekili sayılarının düştüğüne değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü seçimlerde yüzde 50 oy oranına yaklaştıklarını ama milletvekili sayısının biraz daha düştüğünü anlattı. Anayasa değişikliğini hedefleri olmasına rağmen gerçekleştiremediklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:  "Muhalefet şöyle bir yaklaşım tarzı içinde bulunuyor: Siz, beyaza 'Beyaz' diyorsunuz, muhalefetin huyudur özellikle bizde, siz 'Beyaz' diyorsanız o 'Siyah' diyecektir. Bunun yolu nedir? Bunun yolu sadece Parlamentoda bu işi tartışmak, konuşmak değil. Hemen bazı bakanlarımız hakkında bakarsınız bir-iki hafta içinde gensoru gelir. Bu gensoruyla siz tabii Parlamentoda tıkanıyorsunuz, sizi çalıştırmıyorlar. Biliyor ki 'Bu sayım benim yeterli değil, bu geçecek' ama buna rağmen o gensoruyu vermek suretiyle orada bir tıkanmayı, patinajı meydana getiriyor. Aradan bir müddet geçiyor bakıyorsunuz tekrar bir gensoru. Güven oylaması olaylarında benzer sıkıntılar yaşanıyor. Bütün bunların yanında ülkede istikrarı tehdit ediyor mevcut sistem. İstikrar ve güven aslında kalkınmanın, başarının olmazsa olmazıdır. Eğer biz bugün başarılı olabilmişsek, başarılı olabilmemizin arkasında yatan gerçek şudur, o da biz, yani aynı ekolden gelen insanlar olarak gerek Sayın Gül ve benim başbakanlığım dönemim, Sayın Davutoğlu ve Sayın Binali Bey dönemi, biz tabii aynı ekolden geldiğimiz için bizde sıkıntı söz konusu değil." "Sisteme bağlı bir istikrar 16 Nisan müjdesiyle bence rayına oturacaktır" Yapılan yatırımlara ilişkin örnekler veren Erdoğan, sağlıkta ciddi reformun yapıldığını, bunun dünyaya örnek olduğunu, Avrupa'nın değişik ülkelerinden hastaların Türkiye'ye tedavi için gelmeye başladığına da dikkati çekerek, sağlıkta devletçilik anlayışına teslim olan yapıyı da ortadan kaldırdıklarını bildirdi.  Erdoğan, tüm bunları değiştirdiklerini, tüm illerde, büyük ilçeleri hastaneye kavuşturduklarını belirterek, şehir hastanelerini de yapmaya başladıklarını, bunlardan Yozgat ve Mersin'dekinin tamamlandığını hatırlattı. İlk etapta 30 büyük şehirde söz konusu hastanelerin kurulacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan adalet ve emniyet saraylarını anımsattı. Enerjide önemli kazanımların sağlandığını, barajlar ve göletlerle ülkenin donatıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün bunları, bu kadar istikrarlı bir şekilde sürdürmenin en önemli yolu, tabii bunu şahsa bağlı olarak konuşmuyorum, sisteme bağlı hale getirirsek bu çok daha ideal bir şekilde gidecektir. Onun için sisteme bağlı bir istikrar, sisteme bağlı bir güven inşallah bu 16 Nisan müjdesiyle bence rayına oturacaktır diye düşünüyorum." dedi. "15 Temmuz kararlılığı devam ediyor" Gerek 15 Temmuz ve sonrası, gerekse 1970'ten bu yana yaşanan sürecin halihazırdaki cumhurbaşkanlığı sistemi önerisine nasıl yansıdığının sorulması üzerine Erdoğan, 15 Temmuz'un çok önemli şeyler öğrettiğini belirtti. FETÖ'nün darbe girişiminin olduğu gece her şeyin belli olduğunu, milletin ak süt içindeki o ipliği ayırır duruma geldiğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "O kararlılık hala devam ediyor, bitirmedi işi. Şimdi nereye gidersek, hangi meydana gidersek gidelim artık 10 binler, 50 binler bakıyorsunuz o meydanlarda. Daha büyük meydanlara gitmedik oralarda da inanıyorum ki yüz binler bizi bekliyor. Çünkü bir şeyin kararını veriyor şimdi. '15 Temmuz'un anayasal bir teminat altına getirilmesini istiyoruz' diyor. Niye diyor bunu? Şimdi kim 'hayır' diyor, bakıyor. Kandil'deki teröristler 'hayır' diyor. Kim bunlar, PKK. Beyanatlarını veriyorlar ve diyorlar ki 'hayır' deyin. Kim diyor? Feto'cular 'hayır' diyor. Bunlar değil miydi 15 Temmuz'da milletime karşı bu darbe girişiminde bulunanlar. Benim vatanımı parçalamak isteyenler bunlar değil miydi? Şimdi hesaplaşma günü ne zaman? Hesaplaşma günü inşallah 16 Nisan. Demokratik hakkını o gece nasıl demokrasiye sahip çıkarak benim vatandaşım koruduysa şimdi o gecenin devamı anlamında inşallah 16 Nisan'da da sandıkta demokratik hakkını çok daha güçlü bir şekilde kullanacaktır diye düşünüyorum." "Milletim bizi mahcup etmeyecek" Erdoğan, tavandan ümidini kestiği için tabana hitap ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yenikapı ruhunu teessüs ettirelim istiyorum. Onun için AK Parti, MHP, CHP, HDP, Saadet Partisi ve BBP'ye gönül vermiş kardeşlerime diyorum. Gelin liderlerin gerçekleştiremediği bu reformu hep birlikte inşallah 16 Nisan'da sandıkta gerçekleştirelim. 339 milletvekili AK Parti ve MHP'den olmak üzere bu halk oylaması kararını aldı. Parlamentoda bu iki partinin omuz omuza vermesiyle böyle bir adım atıldı. Tabii bu yeterli değil. Yeterli olan 367 idi. Onu sağlayamadığımıza göre şimdi iş asillere kaldı. O da millet. Milli irade zaten en önemlisi. Meclis'te de başkanın arkasında 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' yazıyor. Biz bu hakimiyetin gerçek sahibi olan milletimize diyoruz ki gelin siz tabanda el ele millet olarak 'Ey parlamentodakiler siz yapmadınız ama şimdi biz bu anayasanın en azından cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik olan boyutunu halledeceğiz'. Burada anayasanın tümüyle bir değişikliği söz konusu değil. Sadece cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik boyutu söz konusu. Onu biz yapacağız. Onun için de ben milletime inanıyorum. Milletim bu eksik kalan kısmı inşallah 16 Nisan'da sandıkta gerçekleştirecektir. Bu güvenim var. Bunu gittiğim her yerde, meydanlara okuyorum. Milletim bizi mahcup etmeyecek diye de inanıyorum." "16 Nisan'a kadar ömrümün olduğunu bana kimse garanti edemez" Şahsıyla alakalı sorunun cevabının çok önemli ama değerler silsilesi içinde çok da basit olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Benim 16 Nisan'a kadar ömrümün olduğunu bana kimse garanti edemez. Burada olan arkadaşlarımın, aynı şekilde garanti edemez. Bugün 7 hanım kardeşim, Ankara'daki kadınlar gününü anmak için geliyorlardı ama onları kaybettik.  Samimi olmamız lazım. Bunlar samimiyetsiz yaklaşımın bana göre ifadesidir. Biz kendimize bir sistem yapmıyoruz. Biz ülkemizin geleceği için bir sistem inşa ediyoruz. Bu sistem geleceği kurtarmak, geleceği sağlama almak için kurulan bir sistemdir. Parlamenter demokrasi ile ülkemiz yönetilmedi mi? Yıllar yılı parlamenter demokrasi içinde koalisyonlar, darbeler görmedik mi? İstikrar, güven var mıydı? Sürekli olarak hükümetlerin değiştiği dönemler yaşadık ve sık sık hükümetlerin değişmesi, ülkemizde istikrarsızlığın en önemli boyutu oldu." "Türkiye'nin artık rejimle ilgili attığı bir adım yok" Türkiye'de sık sık hükümetlerin değiştiği dönemler yaşandığını, bu durumun ülkede istikrarsızlığın en önemli nedeni, boyutu olduğunu belirten Erdoğan, 1950'den bu yana 67 yılda 48 hükümet kurulduğunu söyledi. Erdoğan, bu süre içerisinde İngiltere'de 15, Almanya'da 24 hükümet kurulduğunu, ABD'de 17 başkan seçildiğini, Fransa'da 11 cumhurbaşkanının görev yaptığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: "İtalya'da da 41 hükümet kurulduğu için çözümü, tek parti iktidarını zorunlu kılmakta buldular son yaptıkları seçimde. Bu iş bir gerçeği gösteriyor. Artık, bu iş böyle yürümez. Bizim ne yapıp yapıp, burada bu sistem değişikliğini, dikkat edin, bunlar ne yapıyor? CHP, işi saptırıp 'Bunlar rejim değişikliğine gidiyor.' diyor. Bizim, böyle bir derdimiz falan yok. Bu iş 1923'te bitmiş. Türkiye'nin artık rejimle ilgili, alakalı attığı bir adım yok. Artık sadece bir sistem değişikliğiyle biz ülkemizde geleceği inşa etmenin adımını atıyoruz. Yapılan iş bu. Biz de faniyiz. Dolayısıyla fani olan değil, baki olan bir yapıyı oluşturalım. O da nedir? Sistemdir. İnşallah bu devletin, bu milletin bekayı temadisi bu kurulacak olan sistemle devam eder." "Görülmemiş operasyonlar zinciri devam ediyor" Halk oylaması sonucunda cumhurbaşkanlığı sisteminin kabul edilmesi halinde, terörle mücadele ve ekonomik büyüme kapsamında neler yapılacağına ilişkin soru üzerine Erdoğan, terörle ilgili olarak son birkaç ay içerisinde devletin, hükümetiyle, askeriyle, polisiyle, güvenlik korucularıyla bugüne kadar görülmemiş operasyonlar zincirini devam ettirdiğini vurguladı. "İnanıyorum ki, bu yeni cumhurbaşkanlığı sistemi ile biz terörle mücadelede çok daha seri neticeler alacağız. Niye? Şu ana kadar arkasında bölücü terör örgütlerini gören eş başkanlar vardı. Çıkıyor, açık açık 'Bizim arkamızda PKK var. Bizim arkamızda YPG var, bizim arkamızda PYD var, bizim arkamızda DHKP-C var.' diyor. Ne kadar terör örgütü varsa, bunları söylüyor. Bütün bunlar sayılıyor ama öyle bir yapı var ki bu yapı içerisinde bunlara anında bir müdahaleyi yapamıyorsunuz. Ama başkanlık sisteminde olay, böyle olmaz. Başkanlık sisteminde bunun kararını net, hemen kesin verir ve adımı atarsınız. Çünkü, bu işler öyle gecikmeye tahammülü olan işler değil." "Cumhurbaşkanlığı ile başbakanlık birleştiriliyor" "Bu sistemle Cumhurbaşkanlığı çok güçlenecek. Acaba Meclis zayıflayacak mı?" sorusu üzerine Erdoğan, bu noktada yeni anayasa maddelerini doğru okumayan bazı siyasiler olduğunu ifade ederek yeni sistemin çift başlılığı ortadan kaldırdığını söyledi. Yeni sistemde karar mercinin tek olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: "Sayın ana muhalefet başının arka arkaya yaptığı gafları gördünüz. İşte 'Başbakan bir partiden cumhurbaşkanı bir başka partiden olursa burada doğacak çelişkiler millete niye anlatılmıyor' gibi böyle, bu tür maalesef saçmalıklarla karşı karşıya kaldık. Gel şunu bir oku ya, 18 maddeyi bir oku, burada ne var. Burada bir defa cumhurbaşkanlığı ile başbakanlık birleştiriliyor. Artık başbakan yok. Artık sadece cumhurbaşkanı var ve cumhurbaşkanının da takdir edeceği bir kabinesi var. Bu kabine de tamamen dışarıdan. İçeriden olması halinde milletvekilliği düşüyor."  "Parlamentonun denetim gücü artıyor" Yeni sistemle yürütmenin cumhurbaşkanında olacağını kaydeden Erdoğan, bu konuyla ilgili tarihçi Halil İnalcık'ın Söyleşiler ve Konuşmalar kitabından bir bölüm okudu. Erdoğan, parlamentonun yasama yapma yetkisinin ortadan kalktığına dair ciddi bir gündem oluşturulmaya çalışıldığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Böyle bir şey yok. Tam aksine güçlendiriyor. Parlamentonun denetim gücü daha da artırılıyor. 'Buna hiç dokunma' diye bir şey yok. Öyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Aynı şekilde bir seçim kararı mı alma noktasında adım atmak ister, parlamentonun yetkisi yine aynen var. Ama böyle bir karar alındığı zaman cumhurbaşkanlığı seçimiyle aynı günde yapılacaktır. Cumhurbaşkanlığı böyle bir adım atacak olursa tabii burada bir oran var, o oranın olması lazım. Aynı şeyi cumhurbaşkanı yapacak olursa, yine aynı günde hem cumhurbaşkanlığı seçimi hem de parlamento seçimi olacak. Bu konuların bir kenara atılması insanı ciddi manada üzüyor."