Erdoğan'dan Mısır'ın darbecilerine veryansın!

Başbakan Erdoğan, "Bizim derdimiz Mursi falan değil ama ben Mısır'da Cumhurbaşkanı olarak Mursi'yi görüyorum. Niye; Mısır halkına olan saygım sebebiyle bunu böyle görüyorum" dedi.

17.07.2013 Çarşamba 21:08

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Ankara İl Başkanlığınca Altınpark'ta düzenlenen iftar programında yaptığı, başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu ebedi azaptan kurtuluş olan ramazan ayının Ankaralılar, Türkiye, İslam dünyası ve tüm insanlık hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz etti. Ankara Sincan'da 15 Haziran'da gerçekleştirilen "Milli İradeye Saygı Mitingi"nden dolayı partisinin Ankara il teşkilatına, belediye başkanlarına, milletvekillerine teşekkür eden Erdoğan, "O gün Sincan'ı dolduran yüz binlerce Ankaralı hemşehrime, bu mübarek ayda, bu güzel akşamda şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu. Sincan'ı hıncahınç dolduran kadın erkek, çocuk yaşlı, farklı partilerden yüz binlerin demokrasiye, sandığa, milli iradeye sahip çıktıklarını tüm dünyaya net bir şekilde ilan ettiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Ankara'daki muhteşem buluşmanın ardından, İstanbul'da 1,5 milyonu bulan kardeşimizle bir araya geldik. Ardından Kayseri, Samsun, Erzurum'da yüz binlerle kuçaklaştık. Meydanları büyük coşkuyla büyük bir muhabbetle dolduran kardeşlerimizin Türkiye'de oynanan oyunlardan ne kadar rahatsız olduklarını, bu oyunlar karşısında asla susmayacaklarını, sessiz ve tepkisiz kalmayacaklarını gördük ve bundan dolayı çok duygulandık çok da umutlandık. "MISIR'DA İNSANLARI GALEYANA GETİRMEK İÇİN BİR MEYDANI DOLDURDULAR" Bunun en yakın, anlamlı örneğini şu anda kardeş ülke Mısır'da yaşıyoruz. Çok klasik, bayat senaryoyu Mısır'da uygulamak istediler. İnsanları yönlendirmek suretiyle cesaretlendirmek, galeyana getirmek suretiyle bir meydanı doldurdular. O meydanı ülkenin bütün bir fotoğrafı gibi tüm dünyaya servis ederek, bir darbeyi meşrulaştırabileceklerini zannettiler. Mısır'da kimsenin sesi çıkmayacak zannediyorlardı. Dünya bunu görmeyecek, duymayacak, hiç kimse tepki vermeyecek zannediyorlardı. Bir oldubittiyle sandık sonuçlarını çiğneyeceklerini, milletin hakkını ve hukukunu kolayca gasbedebileceklerini zannediyorlardı ama yanıldılar, hem kendileri yanıldılar hem de arkalarındaki güçler yanıldı." "GÜLER MİSİN AĞLAR MISIN?" Erdoğan, Mısır'da darbeyle yönetime gelenlerin, konuşmalarından, açıklamalarından rahatsız olduklarını dile getirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'yi aslında çok takdir ediyorlarmış, 'takdir ettiğimiz bir başbakanları var ama şimdi bazı gerçekleri bilmedikleri için yanlış açıklamaları, beyanları oluyor' diyorlarmış. Hatta 'gerekirse telefonla da konuşabiliriz' diyorlarmış. Şimdi güler misin, ağlar mısın? Bir defa ben, seninle nasıl konuşacağım. Sen seçilmiş değilsin. sen darbe hükümeti tarafından veya darbe yönetimi tarafından atanmış birisisin. Hale bakın, daha da enterasan şimdi yemin merasimi yapıyorlar. Güler misin ağlar mısın? Ben, tüm dünyaya, Batı'ya sesleniyorum: Askeri darbeyi yapan kişi yani Sisi, milli savunma bakanı olmuş ve milli savunma bakanı kendi getirdiği cumhurbaşkanının karşısında el pençe divan yemin ediyor. Böyle bir trajedi olabilir mi? Hangi demokraside böyle bir şey var? Atayacaksın, kaşısına gelip, el pençe divan durup yemin edeceksin. Buna Batı niçin sessiz kalıyor, neden hale seslerini çıkarmıyorlar? Omurgalı bir duruş niçin sergilemiyorlar? Eğer demokrasi diyorsanız, dünyada darbelere hayır diyorsanız..." Başbakan Erdoğan, kendisiyle telefonda görüşme arzusunda bulunan Mısırlı yetkilinin birkaç hafta önce darbeye karşı olduğunu söylediğini ancak şimdi başbakanlık, cumhurbaşkanlığı hevesiyle hareket edip, cumhurbaşkanlığı yardımcılığına gelince de kendisiyle görüşme talebinde bulunduğunu anlatarak, "O işi geç, sen seçimlerde yüzde 1,5 oy aldın ama Mursi yüzde 52 oy aldı. Yüzde 52, yüzde 1,5'tan herhalde büyüktür, önce ona saygı göstermesini bileceksin" diye konuştu. Erdoğan, "Bizim derdimiz Mursi falan değil ama ben Mısır'da Cumhurbaşkanı olarak Sayın Mursi'yi görüyorum. Niye? Çünkü, Mısır halkına duyduğum saygı dolayısıyla. Eğer Baradey seçilmiş olsaydı, bugün bu ifadelerimi onun içinde kullanırdım ama o seçilmedi, yüzde 52'yi Mursi aldı" şeklinde konuştu. "EN BÜYÜK MEYDAN SANDIK MEYDANIDIR" Mısır’da darbecilerin ve onların destekçilerinin Tahrir Meydanı’nı gösterip bu darbeyi meşrulaştırmaya ve bu meselenin üzerini örtmeye çalıştıklarını belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Adeviye Meydanı bu hesabı bozdu. Kahire’deki birçok meydan, İskenderiye’nin meydanları, Mısır’ın tüm şehirlerindeki meydanlar işte bu tuzağı alt üst etti. Kardeş ülke Mısır için, kardeş Mısır halkı için en kısa sürede barış, huzur, istikrar temenni ediyoruz. Gerek Mısır’da gerek bu coğrafyada bir şey çok net ortaya çıktı. Bu coğrafyada eline silah alan, ardına güç alan, ardına medyayı alan, ardına sermayeyi alan öyle keyfi dayatmalarda bulunamaz. Eskiden olduğu gibi 'darbe yaptım' diyerek milleti, millet iradesini, demokrasiyi susturamaz. O dönemler artık geride kalmıştır. Kimin ne rahatsızılğı varsa o rahatsızlığını yasalar çerçevesinde dile getirir. Unutmayın, en büyük meydan sandık meydanıdır. O rahatsızılğını sandıkta dile getirir. Sandık belli bir süre zarfında milletin önüne geliyorsa herkes o sandıktan çıkan sonuca uymak, ona saygı göstermek zorundadır. Seçim sandığı en başta azınlığın çoğunluğa dayatmalar yapmasının önüne geçer. Bakınız, altını çizerek söylüyorum: Seçim sandığı çoğunluğun azınlığı yönetmesi için değil azınlığın çoğunluğa dayatmalar yapmaması için vardır. Sandık demokrasi dışı arayışların panzehiridir. Sandık azınılğın zulmetmesinin engelidir.” "SANDIKTAN HITLER ÇIKABİLİR’ DİYEREK SANDIĞI ORTADAN MI KALDIRALIM" "Şimdi diyorlar ki Hitler de sandıktan çıkmıştı. Peki ne yapalım? ‘Sandıktan Hitler çıkabilir’ diyerek sandığı ortadan mı kaldıralım" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye’de 1946 yılına kadar sandık yoktu ama ülke, adı Führer değil de Milli Şef olan birisi tarafından yönetiliyordu. 1950’deki temiz seçimlerden bugüne kadar Türkiye hiçbir zaman sandıktan Hitlervari bir yönetim çıkarma riskini yaşamamıştır. Asla da yaşamaz. 'Sandıktan Hitler çıkabilir' diyerek sandığa sorgulamak, bunu gündeme taşımak, gündemde tutmak, demokrasiye yönelik hasmane tutumdan, art niyetten başka bir şey değildir. Bugünler de yavaştan yavaşa sandık sonuçlarına ilişkin tartışmalar başladı. Eskiden seçim sandıkları açılınca yenilenler 'hile var' diyerek ortalığı velveleye verirlerdi. Şu anda seçime 8 ay varken yenileceğini anlayanlar, çok erken şekilde yaygara koparmaya başladılar. Daha ortada sandık yok, sonuç yok. Ne diyorlar? Şimdi seçimde hile var. Ortaya dökülmeye başladılar."