07.12.2013 Cumartesi 19:44
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkenin dirliği, düzeni, gücü, itibarı herkesten önce bizim meselemizdir. Bu ülkenin zararına olacak hiç bir adımı atmayız, atılmasına da göz yummayız. Biz hangi işin içerisindeysek onu milletimizin, ülkemizin yararına gördüğümüz için yaparız" dedi. Erdoğan, Tekirdağ Valiliği tarafından onuruna verilen yemekteki konuşmasında, Türkiye'de hükümetin attığı her adımın, yapacağı her reformun karşısına 10-20 bazen de 100 yıllık korkular çıkarıldığını söyledi. "Bölünüyoruz, parçalanıyoruz, dağılıyoruz" dendiğini ifade eden Erdoğan, "Bunları söyleyenlerin görüp de bizim göremediğimiz hiç birşey yok. Biz bu vatanın evladıyız, bu milletin hep beraber gururlu mensuplarıyız. Bu ülkenin birliği bütünlüğü, herkes kadar bizim de meselemizdir" diye konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu ülkenin dirliği, düzeni, gücü, itibarı herkesten önce bizim meselemizdir. Bu ülkenin zararına olacak hiç bir adımı atmayız, atılmasına da göz yummayız. Biz hangi işin içerisindeysek onu milletimizin, ülkemizin yararına gördüğümüz için yaparız. Bakın, korku beceriksizliğin ve tembelliğin mazereti olabilir. Yakın siyasi tarihimize bakın, korkunun gerçekten de iş görmezliğin, işbilmezliğin, beceriksizlik ve tembelliğin mazereti olduğunu görürsünüz. Ülke bölünecek, dağılacak, zayıflayacak korkusu ile adım atmayanlar, reform yapmayanlar, Türkiye'ye en büyük zararı verdiler. Benim her zaman bir ifadem var. Ekonomi risktir, siyaset risktir, yaşam da risktir. Risk alamayan bunların hiç birisini başaramaz. Risk almaya mecbursunuz. Eğer risk alırsanız başarıyı yakalarsınız. Ülke tehlike, tehdit altında diye demokrasiyi ortadan kaldıranlar, Türkiye'ye, ekonomiye, demokrasiye, kardeşliğimize en ağır zararı verdiler." Aynı zihniyetin, şu anda da yapılan her reforma aynı tepkiyi verdiğini belirten Erdoğan, Büyükşehir Yasası'nı hatırlattı. Şu anda Tekirdağ'ın büyükşehir olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, buna anamuhalefet partisinin karşı çıkarak Anayasa Mahkemesi'ne götürdüklerini anımsattı. Anayasa Mahkemesi'nden istedikleri neticeyi alamadıklarını belirten Erdoğan, "Neden 'Efendim, köy tüzel kişilikleri kalkıyor' şimdi ufku olsa, buna karşı çıkmaz" dedi. İstanbul ve Kocaeli örneğini veren Erdoğan, buradaki büyükşehir belediyeciliğinin, mülki sınırları kapsayan büyükşehir belediyeciliği olduğunu söyledi. "Acaba buradaki uygulamada İstanbul, Kocaeli kazandı mı kaybetti mi? Bir bak" diyen Erdoğan, "Bunu dahi yapamayacak kadar acz içindeler" ifadesini kullandı. Şu anda İstanbul'un Çatalca'ya, Silivri'ye, buranın köylerine kadar hizmet götürdüğünü anlatan Erdoğan, Kocaeli'nin aynı şekilde olduğunu kaydetti. Bu büyükşehir anlayışı olmasaydı, büyükşehirin ellerini oraya uzatamayacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Hala bakarsınız, Köye Hizmet Götürme Birlikleriyle iş yürütürsünüz. Şu anda diyelim Edirne, öbür tarafta Kırklareli, sadece muhtarın eline kalmıştır, kaymakamların imkanları dahilinde ne yapılacaksa, o yapılacaktır. Ama orada bir belediyenin imkanları yoktur. Köy tüzel kişiliği dediğinizde orada mimar mı var? Orada mühendis mi var? Orada bir muhtar, bir ihtiyar heyeti var" değerlendirmesini yaptı. -"Ben en ücra köye ulaşırım derse valim ben inanmam" Tekirdağ Valisinin söylediklerini yaşadığını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi: "Ben en ücra köye ulaşırım derse valim ben inanmam. Niye? Ulaşamaz, sadece gider gezer dolaşır veya muhtarlarla yaptığı toplantılarda onların dertlerini dinler. Ama eli altyapısıyla üstyapısıyla buna ulaşmaz. Siz, kalkıpta içme suyu veya kanalizasyonu bu köylerde yapamazsınız, ne yaparsınız foseptik çukuru yaparsınız, o da varsa biraz gücü. Ama öyle köylerimiz var ki bizim, 20-30 haneli. Yani orada bir kanalizasyonun yapılması mümkün değil, dolayısıyla kendimizi aldatmamıza gerek yok. Şehir, medinedir. Diğer tanımıyla medeni olmaktır. Onun için bizim köylerimizin şehirleşmesi lazım, bunu başardığımız zaman medenileşmenin sırlarını yakalamış olacağız. İşte biz hükümet olarak bunları açtığımız için Türkiye'yi büyütüyoruz. Korkmadığımız için 16 büyükşehirden, 30 büyükşehire çıktık. Daha sonra burada imar bütünlüğü gelecek, artık her isteyen, köyde istediği gibi ev yapamayacak. 5 binlik, 25 binlik, 50 binlik planlara uyacak. Tekirdağ, şimdi bu güzelliği inşallah yakalayacak." "Türkiye'nin, pasaportumuzun, bayrağımızın, paramızın itibarını bu dönemde artırabildik" diyen Erdoğan, Türk parasının 6 sıfırlı olduğunu anımsattı. -"Bu sıfırı koyanları tarih affeder mi?" Erdoğan, "Bu sıfırı koyanları tarih affeder mi? Paramız delik deşik oldu. Eskiden tuvalete 2,5 kuruşa 5 kuruşa giderdik öyle zaman oldu ki 1 milyona tuvalete gider hale geldik. Zengin, milyonere denirdi. Eğer bir kişi milyonerse zengindi. Ama öyle hale geldik ki milyoner artık tuvalete o parayla gider hale geldi" dedi. Kendilerinin "Altı sıfırı atacağız" dediğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bazı köşe yazarları bize ağır bindirdiler. 'Attığınız zaman, enflasyon patlar' dediler. Ne oldu enflasyon patladı mı? Çatladı çatladı, ne patlaması. Ortada her şey. Çok ilginçtir bunların içerisinde çok ağır bir şekilde, 'Bu halledilsin, Taksim Meydanı'nda anırırım' diyenler oldu. Ama meydanı bulamadılar, herhalde. Bu vakalar var. Ne oldu? Biz geldiğimizde enflasyon 30'du. Şimdi 6-7 buralarda dolaşıyor. Bu enflasyon canavarından ülkeyi kurtaran biz olduk. Mesele ufuk meselesi. Mesele, ekonomide özellikle bu işin inceliklerini yakalama meselesi. Paramız şimdi itibar kazandı. Bakın biz şimdi Rusya ile karşılıklı olarak, kendi paramızla alışveriş yapabiliyoruz. Anlaşmalarımız var. Son gidişimde yeni bir adımı daha attık, şimdi merkez bankalarımız arasında yapılacak bir anlaşma ile dövizde swap uygulamasına geçeceğiz. Rus parası ile Türk parası karşılıklı olarak diğer paraların kur baskısından ciddi manada kurtulmuş olacak. Çin'le, İran'la da yaptık bu anlaşmayı. Bunlar bizim aramızdaki ekonomik ilişkilerde, hem fiyatların düşmesinde çok ciddi imkan sağlayacak, hem de ticari ilişkilerimizdeki inanıyorum ki rakamı dış ticaret hacmini daha da artıracaktır. Biz bu kararlılıkla 81 vilayetimizde, eserlerimizi de meydana getirmeye devam edeceğiz." Türkiye'nin çehresini değiştirmeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, Trakya'nın bu seferberlikten ayrı kalmasını, geriden takip etmesini içlerine sindiremeyeceklerini söyledi. Trakya'nın korkuları olmadığını, ancak korkutanları olduğunu bildiren Erdoğan, "Trakya bölgemizi, bölünme, parçalanma tehdidi ile yaşam tarzlarına müdahale tehdidi ile korkutanlar, bundan rant sağlayanlar var. Bakıyorsunuz anamuhalefetin genel başkanı geliyor buralarda konuşuyor, 'Hani bunlar hayvan getirmeyecekti' diyor. Arkadaşlar, biz iki kurbandır hayvan ithal etmiyoruz, tam aksine şu anda yanılmıyorum kasım ayı itibarıyla biz ihraç etmeye başladık. Hayvan ihracına başladık. İnsan biraz dürüst olur. Doğru konuş. Böyle bir şey yokken, bunu gelip Trakya'da burada bu konuşmayı yapıyor. Dürüst, doğru olalım" diye konuştu.