24.07.2014 Perşembe 22:42
Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, “MİT krizi, Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi, şu anda da bir monşerin cumhurbaşkanı adayı olarak tezgaha sürülmesi bir açıdan Filistin meselesiyle Gazze meselesiyle doğrudan alakalıdır. Türkiye de sussun istiyorlar. Türkiye de İsrail zulmüne destek versin istiyorlar. Bu saldırıların hedefi ne AK Parti’dir ne Tayyip Erdoğan’dır. Hedef bizzat Türkiye’dir” dedi. Tevfik Sırrı Gür Stadyumu’nda AK Parti Mersin İl Teşkilatı tarafından düzenlenen iftar yemeğine katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Mersin başta olmak üzere Çukurova bölgesinin yaşadığımız coğrafyanın bir özeti olduğunu belirterek, “Her etnik kökenden, her inançtan, her sosyal tabakadan insanımız burada huzur içinde, birlik ve beraberlik içinde yaşıyor. Çukurova’da tesis edilen kardeşlik iklimi tüm bölgemize, tüm coğrafyamıza ilham kaynağı oluyor. Mersin bu renkli ve zengin yapısıyla aslında yeni Türkiye’nin de adeta aynası olarak önümüzde bir güzel örnek olarak duruyor. Burada Türkmen kardeşlerimiz var, burada Kürt, Arap kardeşlerimiz var, burada Gürcü, Çerkes, Roman kardeşlerimiz var. Her inançtan her mezhepten kardeşlerimiz Mersin’de bir arada yaşıyor. Hiç kimse kimsenin etnik kökeniyle inancıyla siyasi görüşüyle ilgilenmiyor. Mersin bu renkli yapısını, bu hoşgörü iklimini kalkınma için refah için seferber ediyor ve gerçekten güzel neticeler alıyor. Mersin’deki şu atmosfer, şu iklim bizim Türkiye’nin genelinde görmek istediğimiz manzaradır. Farklılıkları bir kenara bırakalım, insanların inançlarıyla değerleriyle kültürleriyle uğraşmayalım. Kimseyi ötekileştirmeden, tahkir etmeden, hor görmeden, insana sadece insan olduğu için değer verelim. Enerjimizi sanayiye, ticarete, kalkınmaya, refaha ve toplumsal barışa sarf edelim. Böylece aydınlık geleceği inşa edelim. 12 yıldır Türkiye’de yapmak istediğimiz işte budur. Allah’a hamdolsun bütün engellemelere rağmen bu yolda önemli mesafeler kat ettik” diye konuştu. “CHP, MHP VE BDP TOPLUMU KUTUPLAŞTIRAMAZSA OY ALAMAZ” CHP, MHP ve BDP’ye yüklenen Erdoğan, şunları söyledi: “CHP eğer bu toplumu kutuplaştıramazsa oy alamaz, MHP eğer toplumu kutuplaştıramazsa oy alamaz, BDP eğer toplumu farklı kutuplara ayırmazsa ayakta kalamaz. Neyle oy alacaklar? Nasıl ayakta kalabilecekler. Plan yok, proje yok, vizyon yok, geleceğe dair bir muhayyile yok. Ekonomiyi nasıl büyütürüz, Türkiye’yi nasıl daha ileri götürürüz, demokrasi nasıl daha ileri standartlara kavuştururuz. Buna yönelik bir yol haritaları yok. Ellerindeki tek malzeme kutuplaştırmak. Toplumu ne kadar korkutur, ne kadar kışkırtır ve kutuplaştırırlarsa o kadar ayakta kalabiliyorlar. Ancak, bu siyaset tarzı eski Türkiye’nin siyaset tarzıdır, bu siyaset tarzı artık hükmünü kaybediyor. Yeni Türkiye ve aziz milletimiz kutuplaştırıcı değil, birleştirici siyaset istiyor. Biz işte bunun için Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ni hayata geçirdik. Çözüm sürecine bunun için önem verdik. Çözüm sürecinin başarıya ulaşması için her şeyi göze aldık. Paralel yapıyla da işte bunun için tavizsiz bir mücadele yürütüyoruz. İnlerine gireceğiz dedik, inlerine giriyoruz. Eğer bu kardeşinizi cumhurbaşkanlığı makamına gönderirseniz bilesiniz ki, bu mücadeleden asla taviz vermem. Yine vermeyeceğim.” “PARALEL YAPIYLA MÜCADELE O MAKAMDA BİRİNCİ DERECEDE GÖREVİMİZ OLACAK” “Bu paralel yapının faaliyetleri ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir anlayışla devam etmiştir” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Onun için buna karşı mücadele birinci derecede o makamda bizim görevimiz olacaktır. Demokrasiyi, hak ve özgürlükleri bunun için sürekli geliştiriyoruz, genişletiyoruz. Ekonomide istikrara, büyümeye, refahın artışına ve gelir dağılımındaki adalete bunun için özel önem veriyoruz. Bunun için savunma sanayimizi güçlendiriyoruz, ordumuzun ihtiyaçlarının mümkünse tamamının milli imkanlarla ülke içinde karşılamak için çalışıyoruz. Biz gelmeden önce acaba savunma sanayimizde Türk Silahlı Kuvvetlerimize ihtiyaçları için Amerika ne gönderir, batı ne gönderir diye bakarken, şimdi artık bu ihtiyacımızın yüzde 50’den fazlasını yerli üretimle karşılar hale geldik. Eğitimde, sağlıkta, bilim ve teknolojide, ulaştırmada ve diğer alanlarda gerçekleştirdiğimiz sürmekte olan hamlelerimizin gerisinde bu anlayış var. Türkiye’nin 2023 hedeflerinin gerisindeki vizyon işte budur. Bununla da yetinmedik, 2053, 2071 vizyonumuzu gelecek nesillere bir kılavuz olarak, bir rehber olarak işte bu sebeple gündeme getirdik. Şu anda küçük yavrularımızı görüyorum. Bu yavrularımız bugün attığımız temellerin inşallah inşa edildiği bir Türkiye’de yaşayacaklar.” “HALA OLUP BİTENLERİ ANLAMAYANLAR VAR” Türkiye’nin her alanda güçlü olmak zorunda olduğunun altını çizen Erdoğan, “Her alanda güçlü olmak, her alanda kendi tasarımlarımızı, kendi üretimlerimizi gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Türkiye bugün bir Suriye, bir Mısır, bir Ukrayna değilse bizim bu gerçeği görerek son 12 yılda hayata geçirdiğimiz reformlar, hayata geçirdiğimiz hizmetler sayesindedir. Ülkemizi de aynı kervana katmak için çok uğraştılar, çok oyunlar kurdular, çok teşebbüslerde bulundular. Attığımız her adımda önümüzde bir engel bulduk. Başlattığımız her hamlenin karşısında setler örüldüğünü gördük. Sadece dışarıdan değil, içeriden de engellemelere maruz kaldık. Kimi zaman partimizi kapatmak istediler, kimi zaman hükümetimizi yıkmak istediler, kimi zaman yatırımlarımızı engellemek istediler, kimi zaman iftiralarla yalanlarla montajlarla bizzat bizi hedef aldılar. Bugün artık milletimiz de görüyor ve biliyor ki, bu saldırıların hedefi ne AK Parti’dir ne Tayyip Erdoğan’dır. Hedef bizzat Türkiye’dir. Hedef milletimizin ta kendisidir. Allah’ın izni ve yardımıyla, sizlerin desteğiyle tüm bu oyunları bozduk, tüm tezgahları yıktık. Ülkemizin 2023 yolunda kararlılıkla ilerlemesini sağladık. Elbette hala olup biteni anlamayanlar var. Hala 17-25 Aralık darbesini bizim kişisel meselemiz sananlar var. Hala 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarımıza yapılan operasyonun manasını kavrayamayanlar var. Daha da geriye gidersek hala 27 Nisan bildirisine karşı 28 Nisan 2007 yılında hükümetimizin ortaya koyduğu dik duruşun önemini göremeyenler var” şeklinde konuştu. Gazze, Suriye, Irak, Mısır, Libya meselesini bugün hala yerel olarak görenler olduğunu vurgulayan Erdoğan, “İçeride ve dışarıdaki gelişmeler Türkiye’nin dış siyasetiyle olduğu kadar iç siyasetiyle, özellikle de bağımsızlığıyla yakından ilgilidir. Bize Gazze ile ilgilenmeyin, Suriye ile Irak ile ilgilenmeyin diyenler, aslında içeride tasarım yapmak için, içeride vesayeti güçlendirmek için bunu savunuyorlar. Şunu unutmayın, Mısır’da gençlerin tahrik edilerek sokağa çıkarılması ve kanlı bir askeri darbe yapılması Gazze ile ilgilidir. Sayın Mursi’nin ilk icraatlarından biri Refah Kapısını açmak olmuştu. Darbecilerin ilk işi de orayı kapatmak oldu. Şu anda Gazze’de gıda, ilaç yok ve şu anda ilaç olmadığı için yavruların kolları, ayakları kesiliyor. Refah Kapısını Mısır hala açmıyor. İnsani yardım ya, aç kapıyı, bu insani yardımlar girsin. İşte darbe hükümetlerinin durumu, sıfatı budur. Sayın Mursi, İsrail zulmü karşısında dimdik duruyordu, darbeciler ise çıtlarını çıkarmıyor. İşte aynı durum Türkiye için de geçerlidir. MİT krizi, Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi, şu anda da bir monşerin cumhurbaşkanı adayı olarak tezgaha sürülmesi bir açıdan Filistin meselesiyle Gazze meselesiyle doğrudan alakalıdır. Türkiye de sussun istiyorlar. Türkiye de İsrail zulmüne destek versin istiyorlar. Türkiye de tepkisiz kalsın istiyorlar. Türkiye, zalimin karşısında, mazlumun yanında duruca da işte böyle kirli ve haince girişimlerle Türkiye’yi oyalamak, değiştirmek, bağımsızlığının özellikle bir mesele olarak ortadan kaldırmak istiyorlar” ifadelerini kullandı. “İSRAİL’E LOJİSTİK DESTEK SAĞLAMAK İÇİN KENDİLERİNE VERİLEN ROLÜ OYNUYORLAR” Erdoğan, “Şu anda CHP’nin, monşer cumhurbaşkanı adayının, Pensilvanya’nın, Pensilvanya medyasının, diğer bazı medya kuruluşlarının Gazze’deki zulmü perdelemek için gösterdikleri çabalara dikkat edin. Gündemi değiştirmek, hükümeti oyalamak, hükümetin dikkatini başka yerlere çekmek için hep birlikte çırpınıyorlar. Aslında İsrail’e lojistik destek sağlamak için kendilerine verilen rolü oynuyorlar. Milletim bu tezgahı, bu tuzağı çok iyi görüyor. Milletim meselenin Gazze olmadığını, meselenin Türkiye’nin bağımsızlığı meselesi olduğunu görüyor ve zaten bunun için de bize destek veriyor. İşte 10 Ağustos bu yönüyle de önemli. 10 Ağustos Türkiye’nin gücüne güç katacak. 10 Ağustos yeni Türkiye’nin kapılarını ardına kadar aralayacak. 10 Ağustos inşallah bir kez daha tam bağımsız Türkiye’nin zaferi olacaktır. Eski Türkiye’nin tartışmalarını, kutuplaşmalarını, sanal sorunlarını artık geride bırakacağız. Türkiye’nin enerjisini heba eden nice sanal meseleyi gündemden kaldırdık. Önümüzdeki süreçte de 77 milyonu kucaklayan reformlarla toplumsal barışı daha da güçlendireceğiz. Şucu bucu demeden, Türk, Kürt, Arap demeden, Alevi, Sünni demeden 77 milyonu bir olarak görecek, hedeflerimize kilitleneceğiz. Mersin’deki bu iklimi inşallah diğer 80 vilayette de hakim kılacak, bütün enerjimizi sanayiye, ticarete, demokratikleşmeye, öncü Türkiye’ye sarf edeceğiz. İnşallah 10 Ağustos bir milat olacak. Önümüzde 16 gün kaldı. Teşkilatımızın bu önemli dönüm noktası için var gücüyle çalışmasını istiyorum. Mersin’den inşallah farklı bir sonuç elde edeceğiz. Mersin dayatma adaya oy vermeyecek. Ben buna inanıyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ülkemiz, milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Mersin’e gelip de buradan KKTC’ye selam göndermemenin olamayacağını dile getiren Erdoğan, Lefkoşa’yı, Gazimağusa’yı, Girne’yi, Güzelyurt’u, Dipkarpaz’ı selamlayarak, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 40. yıldönümünü kutladı. “12 yıldır daha önce hiç olmadığı kadar Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olduk” diyen Erdoğan, şu anda Mersin’den KKTC’ye su götürmek için çok büyük bir projenin devam ettiğini ve Eylül gibi bitmesinin planlandığını kaydederek, “Denizin altından şu anda borular inşa ediliyor. Kıbrıs davasını en güçlü şekilde savunuyoruz. Güney Kıbrıs’a tankerlerle su geliyor. Kuzey Kıbrıs da artık denizin altından döşenen borularla bizim içtiğimiz suyu içecek. Artık Kuzey Kıbrıs’ın su sıkıntısı olmayacak. Hatta isterlerse Güney Kıbrıs’a da su verebiliriz. Çünkü veren el alan elden üstündür biz bunu biliyoruz" diye konuştu. “BUNLAR KAFATASI MİLLİYETÇİSİ” Göreve geldiklerinde Türkiye’nin milli gelirinin 230 milyar dolar olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: “Şimdi Türkiye’nin milli geliri 820 milyar dolar. 230 milyar dolar nire, 820 milyar dolar nire? Devletin borçlanma faizi neydi biliyor musunuz, yüzde 63. Şimdi tek hanelere kaldık. Türkiye’nin borcu neydi biliyor musunuz? Milli gelire oranı itibariyle yüzde 73. Şimdi yüzde 35. Yani bizden önce bu MHP, bu CHP’nin yavrusu DSP, bunların borç miktarı oranı milli gelire oranı, yani 100 liranın 73 lirası borçtu, şimdi 100 liranın 35 lirası borç. MHP, IMF’ye 23 milyar dolar borcu vardı, öyle bıraktılar bize. 23 milyar doları biz geçen yıl sıfırladık mı? Şu anda IMF’ye borcumuz var mı? Yok. Şimdi bizden onlar borç istiyor, 5 milyar dolar. Vereceğiz, veren el alan elden üstündür. Ayrıca, bunlar milliyetçiyiz diyorlar değil mi? Bunlar kafatası milliyetçisi. Bunlar millet için, devlet için, ülke için bir şey yapmadılar. Bakın millet bunlara bir fırsat verdi, 3,5 yıl iktidarda kaldılar, kaçıp gittiler. 5 yıllığına gelmişlerdi. Niye kaçıp gittin? Niye 5 yılı doldurmadın? Çünkü Gölcük depreminin altında ezildiler, Sakarya depreminin altında ezildiler, Düzce depreminin altında ezildiler, ayağa kalkamadılar. Merkez Bankası’nın döviz rezervini 27,5 milyar dolarla aldık, şimdi 135 milyar dolar. Milli olmak bu, milliyetçi olmak bu. Ama kafatası milliyetçisi değil ha. Vatanını, milletini seveceksin, devletini diğer devletlere karşı güçlü kılacaksın, mesele bu.” “12 YILDA MERSİN’E 11 KATRİLYON YATIRIM YAPTIK” 12 yılda Mersin’e 11 katrilyon yatırım yaptıklarını söyleyen Erdoğan, Mersin’in 17. Akdeniz Oyunları’na ev sahipliği yaptığını, Akdeniz Oyunları için Mersin’e 500 trilyon yatırım gerçekleştirdiklerini ifade etti. Bu kapsamda 11 yeni tesis yaptıklarını, söz verdikleri gibi Mersin’e 25 bin kişilik modern bir stadyum kazandırdıklarını anlatan Erdoğan, “Şu anda Türkiye’nin dört bir yanını yüksek hızlı demiryolu ağlarıyla örüyoruz. Karaman-Konya hızlı tren projesinin yapımı devam ediyor. Bu hızlı tren hattı Mersin’e gelecek. Mersin ile kalmayacak Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin’e kadar gidecek. Şimdi Mersin Limanı için Tırmıl’da bir yük merkezi yaptık. Mersin’e Yenice’de Türkiye’nin en büyük lojistik merkezini yapıyoruz. Çukurova Bölgesel Havalimanı inşaatı devam ediyor. Müteahhit firmanın bir takım kredi problemleri var. Bu nedenle inşasında bir aksama oldu ama firma sorunlarını çözüp vaat edilen sürede inşallah bu havalimanını bitirecek. İlk aşamada 15 milyon yolcu kapasitesine sahip olarak faaliyette olacak ama daha sonra bunu 30 milyon çıkaracağız. Aynı şekilde Kazanlı bölgesinde hayata geçireceğimiz 10 bin yatak kapasiteli turizm bölgesiyle ilgili olarak kamulaştırma sorunları var. Bunları aşıp, projemize başlayacağız” şeklinde konuştu. Tevfik Sırrı Gür Stadyumu’nun yıkılarak TOKİ tarafından AVM yapılacağı iddialarına da yanıt veren Erdoğan, “Şu stadyumla ilgili bazı dedikodular üretiyor muhalefet, ‘burada AVM yapacaklar’. TOKİ’nin burayla ilgili henüz vermiş olduğu bir karar yok. Tabi bunların hayatı hep iftirayla yalanla takiyyeyle geçmiş. Şimdi burada da böyle bir ifade kullanarak, ‘acaba biz AK Parti iktidarını nasıl zayıflatırız?’ Statla ilgili verilmiş bir karar yok, söylenen yalan. Bu yalanlara kulak asmayın. Biz ihtiyacı neyse o şehir için onu yaparız” ifadelerini kullandı. Akdeniz Sahil Yolu’nun büyük bir kısmının tamamlandığını belirten Erdoğan, Boğsak tünelinin yapımını bitirdiklerini, Mersin-Karaman karayolu bağlantısını büyük bir kısmını bölünmüş yol olarak tamamladıklarını söyleyerek, “Kalan kısmını da iki yıla kadar tamamlıyoruz. Toroslar ilçesindeki Korukant Mahallesi’nde inşa ettiğimiz ve toplamda 6 ihtisas alanından oluşan şehir hastanemizin inşası sürüyor. Burası tamamlandığında her türlü ihtiyaca cevap veren bir sağlık kampüsü olarak hizmet sunacak” dedi. “HANGİ YÜZLE ADAYIMIZA OY VERİN DİYECEKLER” Yaptıklarıyla, eserleriyle konuştuklarını, muhalefetin ise sadece laf ürettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti. “Allah nasip eder de milletimin teveccühüyle cumhurbaşkanlığına seçilirsem Mersin’de devam eden tüm yatırımların, tüm projelerin takipçisi olacağım. Hiçbir yatırım, hiçbir proje atıl kalmayacak. 10 Ağustos’ta Türkiye’de bir ilk yaşanacak. 10 Ağustos’ta sandıklar tarih yazacak. Çünkü tarihimiz boyunca milletin seçtiği bir cumhurbaşkanı yok. İlk defa seçiyoruz. Buna CHP, MHP karşı çıktı, şimdi hangi yüzle milletin karşısına çıkıp da ‘adayımıza oy verin’ diyecekler. Siz, millete güvenmiyorsunuz ki, milletin egemenlik hakkını tarih boyunca elinden aldınız. CHP, bu demektir.” Erdoğan ayrıca, AK Parti Mersin Milletvekili ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın, geçirdiği bir rahatsızlık sebebiyle yurt dışında ameliyat olduğunu ve bugün Türkiye’ye döndüğünü, kendisiyle telefonla görüştüğünü aktararak, Mersinlilerden Çağlayan için dua etmelerini istedi. “PARALEL DEVLET YOK, DEVLET İÇİNDE DEVLET YOK” Tek millet, tek bayrak, tek vatan vurgusu yapan Erdoğan, “Ve dördüncüsüne geliyorum, paralel devlet yok, devletin içinde devlet yok. Sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti var. Paralel devletin aktörleri ortaya çıkmaya başladı, Başbakanı dinleyenler ortaya çıkmaya başladı, bakanları dinleyenler ortaya çıkmaya başladı, uluslararası görüşmeleri dinleyenler ortaya çıkmaya başladı, Dışişleri Bakanlığı’ndaki toplantıda bakanımı ve ilgili arkadaşları dinleyenler ortaya çıkmaya başladı. Sonuna kadar devam edeceğiz. Bunların okullarında çocuklarını okutanlar varsa alsın, bunların dershanelerinde çocuklarını okutanlar varsa alsın, sakın bunlara teslim etmeyin. Ramazan-ı şerif kutlu, mübarek olsun. Artık o bize veda ediyor, biz de ona veda ediyoruz. Ramazan Bayramınız şimdiden hayırlara vesile olsun” ifadelerini kullandı. “İSRAİL ULUSLARARASI MAHKEMELERDE YARGILANACAK” İnsanlığın Filistin’deki katliamını, orada şehit edilen yavruları görmediğini belirten Erdoğan, “700’e yakın insan öldürüldü şu ana kadar, 4 bine yakın yaralı var, hala ses çıkmıyor. Türkiye’nin sesi çıkıyor, Katar’ın sesi çıkıyor, Güney Amerika’dan sesler çıkıyor. İsrail bu kafayla giderse kesinlikle uluslararası mahkemelerde yargılanacaktır. Bunu da göreceğiz. Bunun mücadelesini Türkiye olarak vereceğiz. Dualarınızda Filistin’i, Gazze’yi, Suriyeli mazlumları unutmayın, Irak’taki Türkmen kardeşlerimizi, Libya’daki kardeşlerimizi, Mısır’daki kardeşlerimizi unutmayın, Myanmar’daki kardeşlerimizi unutmayın. Allah bizi millete hizmet yolundan ayırmasın, Allah bizi utandırmasın, mahcup etmesin. Bize Allah yeter, bize millet yeter, bize Türkiye yeter. Milli irade, milli güç, hedef 2023. 10 Ağustos ülkemiz, milletimizi demokrasimiz için hayırlara vesile olsun” diyerek sözlerini tamamladı.