Erdoğan, eleştirilen sanatçılara sahip çıktı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Vizyon Belgesi’ni açıkladığı toplantıya katıldığı için eleştirilen sanatçıları savundu.

15.07.2014 Salı 13:52

Sanatçılara yönelik eleştirileri "Medyada, sosyal medyada sanatçılarımıza karşı son derece edep dışı, insaf dışı, insanlık dışı saldırılar yaptılar." diye anlatan Erdoğan, "Sanatçılarımızın da bundan mağdur olmalarına müsaade etmeyeceğiz." şeklinde konuştu. Erdoğan, AK Parti'nin TBMM'deki Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada cumhurbaşkanlığı seçimlerine değindi. Bu konuda muhalefete yönelik eleştirilerini sıralayan Erdoğan, "Tabanda özellikle CHP ve MHP’ye yönelik çok büyük bir tepki var. CHP kendi siyasetiyle, dünya görüşüyle uzaktan yakından alakası olmayan sanal ithal bir adayı, halkla hiçbir irtibatı olmayan bir zatı CHP seçmenine adeta dayattı. CHP genel müdürü ne diyor, adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz. Kendi seçmenine bir de kaba bir dille emir veriyor. Kendi seçmenine tıpış tıpış sandığa gideceksiniz diyen kişi utanmadan bize diktatör yakıştırması yapıyor. Eğer diktatör aranıyorsa senden daha güzel diktatör olmaz." dedi. Erdoğan, eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Kendi mesai arkadaşlarıyla bir kez adayın istişaresini yapmayan, sonra da seçmenine tıpış tıpış sandığa gideceksiniz diye kükreyenden daha başka bir diktatör olamaz. Biz meydanlarda milletimizden ricada bulunuyoruz, aman ha sandığa mutlaka gidin, bu tarihi anı kaçırmayın. Çocuklarınıza anlatacak bir hatıranız olsun diyoruz. Yeni Türkiye'nin harcına sizin de katkınız olsun diyoruz. Ama CHP genel müdürü masaya yumruğunu vurarak kaba bir şekilde seçmenine talimat veriyor. İnanıyorum ki CHP seçmeni de hem dayatmaya hem de kaba üsluba sandıkta gereken cevabı verecektir." MHP SEÇMENİNE SESLENDİ Erdoğan, MHP'yi de eleştirdi: "Tabi MHP’nin durumu daha da içler acısı. MHP içinde yer aldığı bu kirli ittifakları, pasif ve edilgen tavrı artık seçmenine izah edemez bir noktaya geldi. 1999'da MHP kendisine yapılan onca hakarete rağmen gitti DSP ve ANAP’la hükümet kurdu. Üç buçuk yıl boyunca MHP'nin genel başkanı en küçük bir itiraz sergilemedi, dik duruş emaresi göstermedi, kendisine ne söylendiyse harfiyen yaptı. Meclis’te 10’ncu cumhurbaşkanı seçileceği zaman, DSP ve ANAP bir aday buldu, MHP hiç ikiletmeden oyunu verdi. Hatta kendi içlerinde çıkan cumhurbaşkanı adayını Meclis’te dövdüler ve bu Bahçeli çıtını dahi çıkarmadı. 3 Kasım 2002'de bu edilgen pasif tavra tepkisini koydu ve MHP'yi Meclis'in dışında tuttu. 2007 yılında yeniden Meclis'e girdi ama bakıyorsunuz aynı edilgen tavır devam ediyor. MHP, CHP’nin kuyruğuna takılıyor, CHP'nin gölgesinde durumu idare ediyor. Tekrar soruyorum; MHP vekillerinin arasından aday olabilecek bir tek kişi bile yok muydu? MHP Genel Başkanı o kadar aciz durumda ki adayın kendilerine dayatıldığını her cümlesinde kırdığı bir potla yaptığı gafla ortaya koyuyor." HİZMET HAREKETİ'NE YÖNELİK İDDİALARINI YİNELEDİ Erdoğan, her konuşmasında olduğu gibi Hizmet Hareketi'ne yönelik asılsız ve mesnetsiz iddialarını sürdürdü: "30 Mart seçimleri öncesinde MHP gitti Pensilvanya ile ittifak yaptı. Pensilvanya'nın dizinin dibine oturdu. Pensilvanya'nın MHP'nin geçmişinde manidar bir yeri var. 12 Haziran seçimleri öncesinde adayların çirkin görüntülerini kaydeden ve servis eden işte bu Pensilvanya’dır. MHP il başkanlıklarını dinleten, MHP vekillerini taciz eden işte bu Pensilvanya'dır. Türkiye’nin milli kurumlarına milli iradelerine kazanımlarına savaş açan bu Pensilvanya’dır. 30 Mart’ta da MHP seçmenin hem Pensilvanya’ya hem de Pensilvanya ile iş tutan MHP yönetimine gereken dersi vermiştir. Ama Bahçeli bu dersi, mesajı alamadı. Şu anda bir kez daha bu ihanet şebekesinin ardına takıldı gidiyor." BAHÇELİ'YE ÜSLUP ELEŞTİRİSİ YAPTI Erdoğan, konuşmasında Bahçeli'nin üslubuna yönelik de eleştirilerde bulundu: "Bu acziyetini gizlemek için de Devlet Bahçeli sabah akşam edebe, ahlaka, aile terbiyesine sığmayacak hakaretler yapıyor. Ağzını istediği kadar bozsun, içinde bulunduğu acziyeti gizleyemeyecek. Ben MHP’ye oy vermiş kardeşlerime soruyorum, Bahçeli’nin bu üslubu MHP’ye gönül veren kardeşlerimi yansıtan bir üslup olabilir mi? Edepten ahlaktan aile terbiyesinden nasibini alamamış bu üslup, MHP tabanına hoş gelebilir mi? Bahçeli'deki bu hırçınlık boyun eğmenin, acziyetin, zilletin örtülmesi için sergileniyor. MHP’ye gönül veren kardeşlerim bu çirkinliğe izin vermeyecektir. 10 Ağustos inşallah halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçildiği gün olduğu kadar MHP'de de değişimin başlayacağı gün olacaktır. MHP’li seçmen kendisine dayatılan, dokunun uyuşmadığı bu adayı reddedecek, partisine gereken cevabı çok güzel biçimde verecektir. 10 Ağustos eski Türkiye kapılarının kapandığı, eski muhalefet tarzının da hükmünü yitirdiği bir tarih olacaktır. Milletimiz bizim karşımızda kurulan bu şer ittifakını da, bu ittifakın Türkiye’yi nereye götürmek istediğini de çok iyi biliyor." ELEŞTİRİLEN SANATÇILARI SAVUNDU Erdoğan, cuma günü vizyon belgesini açıkladıkları programın ardından yaşanan tartışmalara değindi. Erdoğan, toplantıya katıldıkları için eleştirilen sanatçılara sahip çıktı: "Vizyon belgesini açıkladığımız toplantının ardından ortaya çıkan bir tartışma aslında Türkiye'de kimin uzlaşmadan kimin de kutuplaşmadan yana olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. O toplantıya toplumun her kesiminden kişileri çağırdık. Sanatçıları da çağırdık. Bir sanatçının ülkesini geleceği ile ilgili bir toplantıya katılmasından daha tabii bir şey olabilir mi? Biz geçmişte de milli birlik ve kardeşlik projesi kapsamında terörün sona erdirme çabalarımız çerçevesinde sanatçılarımız, sporcularımız, aydınlarımızla bir araya geldik ve çok verimli sonuçlar elde ettik. Akil insanlar heyetimizde sanatçılar yer aldılar. Çok önemli görevler ifa ettiler. Bu çok önemli meselenin çözümüne katkı veren sanatçılarımız ağır eleştirilere maruz kaldılar. Bizi mahalle baskısı yapmakla itham edenler, alasını kendi çevresine yapıyorlar. Bu mahalle baskısını toplantının ardından da gördük. Medyada sosyal medyada sanatçılarımıza karşı son derece edep dışı, insaf dışı, insanlık dışı saldırılar yaptılar. Şunu burada hatırlatmak isterim. Bazen şer gördüğümüz şeylerde hayır vardır. Kılıçdaroğlu’nun davetine gidiyorsa alkış, Erdoğan’ın davetine gidiyorsa yuh. Böyle bir mantık olabilir mi ya? Sen ne zamandan beri sanatçının iradesine ambargo koyma kabiliyetini kendinde bulabiliyorsun? Sanatçı dostlarımız yapılan bu saldırıyı, mahalle baskısını kimin yaptığını, kimin dikta, faşizm yanlısı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Hem o sanatçılarımız hem de Türkiye bu vesileyle düşen maskeleri görme ve tanıma fırsatını buldu. Sanatçılarımıza buradan bir kez daha sesleniyorum. Hiç tedirgin olmasınlar, çekinmesinler, rahatsız olmasınlar. Eski Türkiye'nin kapıları kapanırken o eski tekerler de artık tek tek tarihe karışıyor. Sanat hiç kimsenin tekelinde değildir."