24.04.2014 Perşembe 23:01
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 olaylarına ilişkin mesajının bir çağrı olduğunu vurgulayarak, "Umut ederim bu çağrı karşılığını bulur" dedi. NTV'de yayınlanan Bugün Yarın programına katılan Davutoğlu, yarattığı etkiler ve tartışmaların, Erdoğan'ın mesajının iyi kaleme alınmış ve üzerinde titizlikle çalışılmış bir metin olduğunu gösterdiğini vurgulayarak, metnin kavramsal haritasına bakıldığında ortada felsefi bir boyut olduğunu belirtti. "Adil ve insani bir duruş diyoruz. Adil hafıza diyoruz. Kavramsal haritayı çıkarmadan bir metni okumak çok zor. Konjonktürel değerlendirirseniz o kavramsal haritadan kopuk olur ve metnin ne olduğunu anlamak zorlaşır" diyen Davutoğlu, konjonktürle kavramsal harita yan yana getirildiğinde metinde, "evrensel ve insani bir dil, empati, hoşgörü, kadim ve eşsiz coğrafya, bir taraftan geçmişe doğru bir atıf, diğer taraftan zamanın ruhu diyerek bugüne atıf ve geleceği birlikte inşa edebiliriz fikrini birlikte işleyerek bu şekilde geleceğe bir atıf" bulunduğunu kaydetti. "Felsefi olarak kavramsal haritayı öyle bir dokumaya çalıştık ki dünyanın neresinde olursa olsun, kim olursa olsun bu metni okuduğunda onun sadece aklına değil, gönlüne de hitap etsin" diyen Davutoğlu, öteden beri "dünyadaki her bir insan bireyine hitap etmeyen bir dilin politika olarak da kalıcı olamayacağını, konjonktürel kalabileceğini" ifade etti. "HEDEFIMIZE ULAŞTIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM" Davutoğlu, "Bu metin üzerinde son 24 saat içinde dünyanın değişik yerlerinden gelen, kimisi bizzat telefon açarak ifade edilen sözlere baktığımızda aslında hedefimize ulaştığımızı düşünüyorum" diyerek, bu metnin özünün daha önceden de mevcut olduğuna işaret etti. Bakan Davutoğlu, "Bu metnin ön izlerini 2005 yılında TBMM'de alınan kararda, daha sonra Başbakanımızın değişik açıklamalarında görebilirsiniz. Protokoller imzaladığımız gün, bizim önceden anlaştığımız gibi Ermenistan Dışişleri Bakanı dostum eğer vazgeçmemiş olsaydı, ben orada adil hafıza etrafında bir açıklama yapacaktım. İki taraf da bir açıklama yapacaktı. Bu metnin özü olabilecek bir açıklamayı orada yapmayı tasavvur ediyordum. Aralık ayında Ermenistan'a giderken yaptığım açıklamalarda bu öz var" diye konuştu. Davutoğlu şöyle devam etti: "Ermenilerin bir hafızası var, Türklerin bir hafızası var. Şimdi bu iki hafızayı çatıştırırsak oradan bir fikir çıkması çok zor. Halbuki iki hafızayı da anlarsak, iki hafızayı da objektif biçimde paylaşırsak, gönlümüzü açarak iki insan olarak, geçmişte ihtilaf yaşamış iki ulusun karşılıklı hesaplaşması gibi değil insan olarak bu meseleye yaklaşırsak işte ben adil hafızayı orada görüyorum." Ermenistan ve Türkiye arasında yaklaşık bin yıllık ortak tarih, ortak kültürel miras olduğunu belirten Davutoğlu, buna bazı örnekler vererek, "O acıları biz paylaşabilirsek, o geçmişte dokuz yüz yılı aşkın ortak mirasımızı da kadim ve eşsiz coğrafyada inşa ettiğimiz ortak mirası da değerlendirebiliriz. Ama gözümüz o acıların tek taraflı anlatımına dayalı olursa bu sefer onu da inşa edemeyiz" ifadesini kullandı. "TAZIYE BIZIM KÜLTÜRÜMÜZÜN BIR PARÇASI" "Yöntemde anlaşırsak, zamanın ruhunu kavrarsak geleceği birlikte inşa ederiz" diyen Davutoğlu, Anadolu'da ne sebeple olursa olsun, küs bile olunsa taziye günü taziye dilendiğini vurgulayarak, "Bu bizim kültürümüzün bir parçası, taziye dilemek bir zaaf değildir. Aslında bir şekilde karşı tarafa 'ben senin hissiyatını anlıyorum, saygı duyuyorum' demek insani bir görev" diye konuştu. Davutoğlu şunları kaydetti: "Bu bir çağrıdır. Tek taraflı bir deklarasyon değildir. Biz zihinlerimizi ve gönüllerimizi birbirine yaklaştıracak biçimde, hani el sıkışmak için uzatırsınız ya elinizi birbirinize, biz burada hissiyatımızı, Sayın Başbakanımız gönlünden geçeni karşı tarafa iletiyor. Bu karşılık görürse birlikte bir yol yürünebilir. Umut ederim bu çağrı karşılığını bulur."