23.01.2014 Perşembe 14:10
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki işkence fotoğrafları ile ilgili olarak, "Rejim o fotoğraflarla ilgimiz yok diyemedi" değerlendirmesinde bulundu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsviçre'nin Davos kasabasında CNBC-e'nin sorularını yanıtladı. Dün İsviçre'nin Montrö kentindeki Suriye Barış Konferansı'ndan başlayalım. Nasıl bir başlangıç oldu? Gerçketen de barış yönünde bir adım atıldığını söylemek mümkün mü? 'Açıkçası bizim için çok sürpriz olmadı. Ancak olumlu tarafından bakıldığında üç önemli olumlu yönü var. Birincisi Cenevre 2 efsane haline dönüşmüştü yapıldı ve önemliydi. İkincisi ilk defa taraflar belli oldu karşılıklı oturdular konuştular. Rejim belli ama karşı tarafın muhatabı kim sorusunu hep sordular rejim yanlıları. Karşılıklı iki tarafın oluşması çözüm için ana şartlardan birini gerçekleştiriyor. Üçüncüsü görünüşte olumsuz ama sürece olumlu katkı yapacak şeylerden biri Suriye rejimi adına Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'in yaptığı konuşma bir çok maskenin düşmesine yol açtı. Dikkat edin hep rejim her şeyi görüşmeye hazır barışçıl bir yaklaşımı var deniyordu. Ama dün iki konuşmayı yan yana koyduğunuz Muallim bütün konuşmasında olumlu kavram kelime kullanmadı geçiş süreci demedi, halkın iradesi demedi. Sadece ve sadece o salonda bulunan bütün ülkelere Rusya dışında muhalefete de suçlamalarda bulundu bize de. Bu da hala rejimle ilgili umut besleyenler açısından çok açık bir tablo ortaya koydu. 'RUSYA VE ÇİN BİLE 'ESAD KALMALI' DİYEMEDİ' Onu destekleyen ülkelerin dahi bir hayal kırıklığı vardı böyle konuşacaksan niye buraya geldin gibi. Bu tablonun ortaya çıkması da bir kazanımdır. Bir kaç ülke hariç 'Esad kalmalı' diyen yok. Rusya ve Çin bile 'Esad kalmalı' diyemedi. Yarın tekrar başlayacaklar iki taraf dolaylı görüşmelerle. Dün ben muhalefetle gece uzun bir görüşme yaptım. Onların dünkü konuşması gayet vizyonerdi şimdi de bu tutumlarını sürdürmeleri ve Suriye'nin geleceğinde üstlenecekleri rol konusunda uluslararası toplumun daha da ikna olması açısından pozitif bir dil kullanmaları yönünde tavsiyelerde bulunduk. Siyasi çözüm olmasa bile insani yardım konusunda uzlaşmaya varmaları mümkün mü? İnsani yardımları müzakere etmeye bile gerek yok BM'nin sorumluluğundadır. Şu anda orada aç bırakarak öldürme taktiği uyguluyor rejim. Bunun müzakere konusu dahi yapılmaması lazım. Bizim teklifimiz eğer insani konulara sadece yoğunlaşılırsa geçiş hükümeti kurulması ertelenir ve rejimin istediği zaman kazanma taktiğine boyun eğilmiş olunur. Hükümetin kurulması taktiğine yoğunlaşılırsa insani yardımlar gecikir. Bizim teklifimiz ayaklı bir müzakere yürütülsün. Bunu hem sabah BM Genel Sekreteri Ban Ki moon'a söyledim hem de ABD Dışişleri Bakanı sayın Kerry'e hem de bütün ülkelere söyledim. Bazı konular var ki herhangi bir aktörün muhalefet etmesine gerek olmaması lazım. Resimleri gördünüz insanlar nasıl sistematik bir işkenceye maruz kalmışlar. SURİYE'DE İŞKENCE FOTOĞRAFLARI Rejim dün bu resimler bana ait değil diyemedi. Bunu çeken kişi uluslararası hukukçular önünde ifade verdi. Rejim bir şey yaptığında ve bu ortaya konduğunda nedense bazıları rejimi nasıl kurtaracağım Türkiye'yi nasıl zora sokacağım bunu içeride de söyleyenler için söylüyorum. 55 bin resmin üretilmesi için ortada bir vaka olmadan nasıl üretilir. Bu resim orada değil şurada çekildi desin ama ispat etsinler. Bu komite dünyanın en saygın komitesi. Katar'ın sadece uluslararası hukuk firması ile ilgili bir sponsorluktur. Bu heyeti dünyada herkes tanıyor bunları maddi bir şeyle ikna etmek mümkün mü? Dolayısıyla hala bu resimlerden infial duymayıp bunun arkasında ne var diye sorgulayanlara ben hayret ediyorum. Bu resimler Pazartesi akşam yayınlandı kamuoyunda bir infial var ama muhalefet partilerimizde bir ses bir yakarış yok. Onların bütün derdi Türk hükümeti sayın başbakanımız bizler zor durumda olalım. Bu resimler gündemdeyken onlar TIR'larla ilgili iddiaları gündemde tutmaya çalıştılar. Başbakanımız Zürih'teyken dünya kamuoyuna kendi hükümetini böylesine zalim bir rejimi meşru kılacak şekilde kendi hükümetini ihbar etmek muhbirlik yapmak yakışır mı? ADANA'DA TIR'LARIN DURDURULMASI Bu kampanyayı yapanlar Muallim'in ağzını kullanıyor. Teröre destek veren ülke gibi göstermek istiyorlar. Herkesin farkında olması lazım sınırımızın hemen ötesinde bir savaş yürüyor. O TIR'larda insani yardım iletemezseniz o zaman sınırınıza yığınılıyor. Sınır ötesine yiyecek, içecek, ilaç her türlü yardımı gönderiyoruz. Bunun planlaması çok önce yapıldı. Bu yardımlar 2 senedir gidiyor. Bunu yapanlar Türkiye'yi mahkum ettirmek istiyorlar. PYD'NİN ÖZERKLİK İLANI Suriye'nin geleceğini etkilemez. Cenevre'de Kürtler dışlanmadı. Suriye-Kürt Ulusal Konseyi Cenevre'de. Kürtlerin dışlanması söz konusu değil buna biz izin vermeyiz. PYD'nin rejimle yaptığı işbirliğini biliyoruz. BAĞDAT'LA PETROL GERGİNLİĞİ Bölgemizde en büyük potansiyeli barındıran ülke Irak'tır. Bu potansiyelden komşu olup da uzak kalmamız mümkün değil. Irak'taki kutuplaşmaların son bulmasından yanayız. -Başbakan ile birlikte Brüksel'deydiniz. Başbakan'ın 5 yıl aradan sonra gerçekleştirdiği ziyareti nasıl değerlendiriyorsunuz? AB yetkilileri Türkiye'deki gelişmeleri nasıl izliyor? Değerlendirmeleri ne yönde? Sadece 17 Aralık'a indirgemek doğru değil. 17 Aralık 2004 Türkiye'nin müzakerelere alınma tarihi bizim için budur. Yargı tartışmaları ele alınan konulardan biriydi.'