21.01.2017 Cumartesi 11:51
Hatay'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimiyle ilgili hazırlanan iddianamede, 2. Hudut Alay Komutanlığı'nda 15 Temmuz'da yapılan sancak ve devir teslim törenine katılan tam teçhizatlı askerlerin törenin ardından sınır birliklerine gönderilmediği belirtildi. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında asker ve polislerin de olduğu 44'ü tutuklu biri firari 45 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 5 yıldan 10 yıla kadar çeşitli hapis cezaları istemiyle hazırlanan ve Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 112 sayfalık iddianamede, 15 Temmuz günü 2. Hudut Alay Komutanlığı'nda yaşanan olaylara yer verildi. İfade tutanakları ve bilgi sahiplerinin beyanlarının da yer aldığı iddianamede, tutuklu sanıklardan eski 2. Hudut Alay Komutanı Kurmay Albay Mehmet Ali Tuna ile görevi o gün devralan Albay Necmi Eroğlu'nun darbe girişiminden önceden haberdar oldukları ve bu kapsamda çeşitli planlamalar yaptıkları belirtildi. 2. Hudut Alay Komutanlığı'nda 15 Temmuz gündüz saatlerinde Tuna'nın görevini Eroğlu'na devrettiğini hatırlatılan iddianamede, 2014 ve 2016 yıllarındaki sancak devir teslim törenlerine ait belgelerin incelendiği aktarıldı. İncelemede bir önceki devir teslim töreninin daha sade planlandığı, 15 Temmuz 2016 tarihindeki törenin ise daha detaylı ve katılımlı olarak kapsamlı şekilde hazırlandığı belirlendi. İddianamede, 15 Temmuz tarihinde yapılan devir teslim töreni sonrası tam teçhizatlı olarak törene katılan askeri personelin görevli oldukları sınır birliklerine gönderilmediği ve kışlada hazır bekletildiği tespitine yer verildi. Bir önceki devir teslim töreninde yer alamamasına rağmen 15 Temmuz'daki törende askeri ambulansların ve askeri sağlık personelinin de detaylı olarak törene dahil edildiği aktarıldı. Konuyla ilgili Hatay Emniyet Müdürlüğünde bilgisine başvurulan bir piyade binbaşı da iddianamede de yer alan ifadesinde şunları kaydetti: "15 Temmuz günü 2. Hudut Alay Komutanlığı sancak devir ve teslim töreni yapılacaktı. Törenin sunumunu ben gerçekleştirdim. Tören saat 18.00'da başladı ve 18.55 gibi normal olarak sona erdi. 2. Hudut Alay Komutanlığı sancak ve görev devir teslim töreninin yazısını ben hazırlıyorum, bu tören yazılarını da ben hazırladım. Önceki devir teslim törenlerinde ne yazıyorsa büyük çoğunluğu aynıdır. Önceki tören yazılarıyla arasındaki farklar olarak, önceki törenlerde iştirak edecek birlikler prova günlerinde sabahtan alay merkezine gelip, akşam olunca prova bitince tekrar birliklerine geri dönüyorlardı. Yine önceki törenlerde törenlerin yapıldığı günün akşamında da törene katılan personel birliğine geri dönüyordu. Bu tören öncesinde eski Alay Komutanı Mehmet Ali Tuna 'Birlikler 10 Temmuz günü alaya gelsinler, törenden sonra giderler' diye yazdırmıştı." İddianamenin değerlendirme bölümünde ise Mehmet Ali Tuna tarafından 11 Temmuz 2016 günü yapılması gereken devir teslim töreninin geciktirildiği ve darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz tarihine denk getirildiği ifade edilirken, tören bahanesiyle görevli oldukları sınır birliklerinden çağrılan tam teçhizatlı askeri birliklerin ise tören sonrası sınırdaki görev yerlerine gönderilmeyerek bekletildiği ve darbe amaçlı kullanılmalarının amaçlandığı da kaydedildi. - Suriye sınırı bahanesiyle bilgi almaya çalışmışlar O gece yaşananlarla ilgili iddianamede bilgisine yer verilen bir üsteğmen de 15 Temmuz saat 22.00 sıralarında Alay Komutanı Necmi Eroğlu'nun kendisini makam hattından aradığını belirterek, şunları söyledi: "Bana görevli olduğum muhabere kısmına özel mesajların nasıl geldiğini sordu, telefonda bilgi vermeye çalışırken makamına gelmemi emretti. Ben de yanına gittim. Alay komutanının makamının önüne geldiğimde içeriden 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hasan Polat'ın, eski alay komutanı Mehmet Ali Tuna ve yeni atanan komutanımız Necmi Eroğlu'nun birlikte çıktıklarını gördüm. Eski ve yeni alay komutanlarımız Polat'ı uğurladıktan sonra bana özel işlem mesajlarının nasıl geldiğini, nasıl alındığını sordu ben de kendilerine izah ettim. Bana Türkiye-Suriye hudut hattında özellikle bizim bölgemizde önemli gelişmelerin yaşandığını, bunlarla ilgili özel mesajların gelebileceğini bu nedenle sistemlerin faal olduğunu kontrol etmemi istedi ve gelen mesajları kendisine ulaştırmam için bir arkadaşımızın kışlada kalmasını emretti. Ben de arkadaşımı arayarak durumu bildirdim ve kışlaya gelerek geceyi orada geçirdi." İddianamede, Eroğlu ve Tuna'nın darbe girişiminden önceden haberdar oldukları için Genelkurmay Başkanlığının darbeciler tarafından ele geçirilmesinin ardından, gönderilecek mesajların nasıl geldiği, bunlara bakmaya kimin yetkili kılındığı konusunu öğrenmeye çalıştıklarıyla ilgili bilgiler de yer aldı.