13.11.2014 Perşembe 16:09
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Kıratlı, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili "Gerek bitmiş gerekse devam etmekte olan inşaatımız usulüne uygun olarak yapılmıştır" dedi. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Metin Kıratlı, çeşitli meslek örgütleri tarafından Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın bulunduğu alanla ilgili açılan davaların üst mahkemelerde lehlerine sonuçlandığına işaret ederek, inşaatın hukuka aykırı olduğuna ilişkin gerek idari gerek yargı mercileri tarafından verilmiş herhangi bir karar bulunmadığını bildirdi. Kıratlı, Beştepe'de yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayının kaçak olduğuna ilişkin iddialarla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Son günlerde kamuoyunda Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili tartışmalar yapıldığını hatırlatan Kıratlı, "İnşaatımızın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'mızın kaçak bir inşaat olduğu hakkında bir takım yargı kararları bulunduğu yönünde iddialar var. Bu iddialar tamamıyla gerçek dışı iddialar. Binamıza ilişkin inşaat iznini teşkil eden ruhsatımız, ayrıca 8 Ekim 2014 tarihli yapı kullanma izin belgemiz mevcuttur. Dolayısıyla idari açıdan herhangi bir şekilde bir sıkıntı söz konusu değildir" diye konuştu. Konuyla ilgili idari yargı mercilerine açılmış bazı davalar olduğunu hatırlatan Kıratlı, davaların temelde iki dosyada toplanabileceğini söyledi. Kıratlı, davalardan birinin Türkiye Mimar ve Mühendis Odalarına bağlı bir kısım odalar tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Başbakanlık aleyhine açıldığını hatırlattı. Metin Kıratlı, Ankara 11. İdare Mahkemesi'ndeki bu davada, mülkiyeti Atatürk Orman Çitfliği müdürlüğüne ait 2100 ada 16 parsel ve yine mülkiyeti Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü ile Ankara Büyükşehir Belediyesine ait 13 bin 585 ada, 12 parsel sayılı 2 taşınmazın doğal ve tarihi sit alanı statüsünün değiştirilmesine ilişkin Ankara Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunun kararlarının iptaline ilişkin olduğunu kaydetti. İptal kararları Danıştay'dan döndü Mahkemenin 17 Şubat 2014'te toplam 7 hektarlık alanın tarihi sit statüsünün kaldırılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verdiğini söyleyen Kıratlı, ancak kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Danıştay 14. Dairesinin 11 Haziran 2014 tarihli kararıyla anılan mahkemenin iptal kararının yürütmesinin durdurulduğunu hatırlattı. Ankara 11. İdare Mahkemesinde açılan ikinci davanın da yine aynı davacılar tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Başbakanlık aleyhine açıldığını söyleyen Kıratlı, bu davanın da Atatürk Orman Çiftliği içinde yer alan Gazi Tesislerinin birinci derece doğal ve tarihi sit şerhinin kaldırılmasına ilişkin Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 10 Ağustos 2011 tarihli kararının iptali istemiyle açıldığını belirtti. Bu davada da Ankara 11. İdare Mahkemesinin, 17 Şubat 2014'te birinci derecede doğal sit statüsünün kaldırılarak 3. derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine ilişkin kısmının konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, alanın tarihi sit statüsünün kaldırılmasına ilişkin kısmının ise iptaline karar verdiğini hatırlatan Kıratlı, bu kararın da temyiz edildiğini bildirdi. Yapılan temyiz incelemesi sonucu bu iptal kararının da Danıştay 14. Dairesinin 22 Mayıs 2014 tarihli kararıyla yürütmesinin durdurulduğunu belirten Kıratlı, "Söz konusu inşaatın hukuka aykırı olduğuna dair gerek idari gerek yargı mercileri tarafından verilmiş bir karar bulunmamaktadır. Gerek yapılmış ve bitmiş olan inşaat gerekse devam etmekte olan inşaatımızla ilgili tüm yasal süreç tamamlanmıştır. Usulüne uygun olarak yapılmıştır" diye konuştu. AA yapı kullanma izni ve ruhsatına ulaştı Bu arada, Anadolu Ajansı (AA), Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın yapı kullanma izin belgesine ve ruhsatına ulaştı. Ankara Büyükşehir Belediyesi, AOÇ içinde yer alan Cumhurbaşkanlığı Sarayı binasının yapımı için 17 Temmuz 2012'de ruhsat verdi. Ankara Büyükşehir Belediyesince verilen ve 8 Ekim 2014 tarihinde onaylanan yapı kullanma izin belgesinde de yapının tüm bölümlerinin İmar Kanunu'na, yapı denetimi hakkındaki mevzuata, imar planına, yönetmeliklerine, ruhsat ve eklerine, bilimsel ve teknik kurallara, Türk standartlarına, yapı ruhsatı duyuru hükümlerine uygun olduğu belirtildi. Belgede, kullanılmasında fen ve sağlık bakımından sakınca görülmediği tespit edilerek, İmar Kanunu ve yapı denetimi hakkındaki mevzuat uyarınca yapı kullanma izni verildiği ifade edildi. Ruhsat ve yapı kullanma izin belgesinde, parselin kullanma amacı "resmi kurum alanı", parselin alanı 487 bin 941 metrekare olarak yer aldı. -Sit alanlarına kamu hizmet binası yapılması Kültür ve Turizm Bakanlığının 18 Şubat 2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kararı doğrultusunda sit alanlarına kamu hizmet binası yapılmasının önü açıldı. Tarihi Sitler Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı ile 1996 tarihli ilke kararı değiştirilerek, tarihi sit alanlarının koruma ve kullanma koşulları yeniden belirlendi. İlke kararı ile sit alanlarının koruma ve kullanma koşullarına, "Milli park bulunan yerlerde uzun devreli gelişim planı, milli park bulunmayan yerlerde alanın tarihi ve kültürel değerlerini koruyan koruma amaçlı imar planları, ilgili koruma bölge kurulunca uygun görülünceye kadar zorunlu alt yapı uygulamaları ve kamu hizmet yapıları dışında bitki örtüsünü, topografik yapıyı, siluet etkisini bozabilecek tahribata yönelik hiçbir inşai ve fiziki uygulamada bulunulamayacağı" düzenlemesi eklendi. Bina inşaat projeleri de onaylı Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, alan içinde yapılacak projeleri de inceledi. Projeler, Taşınmaz Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararındaki "Milli park bulunan yerlerde uzun devreli gelişim planı, milli park bulunmayan yerlerde alanın tarihi ve kültürel değerlerini koruyan koruma amaçlı imar planları, ilgili koruma bölge kurulunca uygun görülünceye kadar zorunlu alt yapı uygulamaları ve kamu hizmet yapıları dışında bitki örtüsünü, topografik yapıyı, siluet etkisini bozabilecek tahribata yönelik hiçbir inşai ve fiziki uygulamada bulunulamayacağına" ilişkin hüküm kapsamında değerlendirildi. Cami dışında kalan yapıların projelerinin bu hüküm kapsamında uygun olduğu sonucuna varan kurul, cami yapısının ise Selçuklu ve Osmanlı cami, medrese ve türbe görünüşlerinin karıştırılarak eklektik bir görünüm sağlanmış olması, herhangi bir dönemi yansıtmaması nedeniyle yeniden etüd edilerek alternatifli projelerin iletilmesine karar verdi.