14.08.2013 Çarşamba 14:06
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik Mısır'da yaşanan olaylar için "Darbecilere karşı halkın yanında olmaya devam edeceğiz" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, darbecilerin, Mısır halkına uyguladığı katliamı şiddetle ve nefretle kınadıklarını belirterek, "AK Parti olarak başta BM olmak üzere ,etkili ve yetkili tüm uluslararası kuruluşları ve camiaları, Mısır'daki bu vahşeti, bu katliamı, bu insanlık dramını sona erdirmek için acilen müdahil olmaya, Mısır'ın gayrimeşru yönetimine gereken tavrı takınmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı. "BÖYLE GİDERSE MISIR DEMOKRASİYLE BULUŞAMAZ" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mısır’da meydana gelen saldırılarla ilgili, “Korkarım ki böyle giderse Mısır’ın uzun süre demokrasiyle buluşması zor olacak. Bu yolun yol olmadığını bir kez daha hatırlatmak isterim.” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve beraberinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türk Konseyi 3. Zirvesi’ne katılmak için Azerbaycan’a gitti. Yolculuk öncesi Gül, Devlet Konukevi’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Mısır’da meydana gelen olaylarla ilgili soruları cevaplandıran Gül, “Korktuğumuz olaylar gerçekleşiyor Mısır’da. Olup bitenler tabi ki kabul edilemez. Sivil insanlara silahlı müdahale. Gösteri yapan insanlara silahla müdahale asla kabul edilemez, gerekçesi ne olursa olsun. Bunlar çok tehlikeli kapıları açar. Bütün Mısır halkına hem başsağlığı hem de geçmiş olsun diyoruz. Olayların büyüklüğü ortada. Korkum şu ki Mısır içerisinden çıkılmaz bir kaosa girer bu gidişle. Bu yol çıkmaz bir yol Mısır için. Hemen komşumuzda olup bitenler nasıl başlamıştı? Sivil halka silahla müdahale olayları bu noktaya getirmiştir. Mısır’daki olaylar sadece Arap dünyasını değil bütün Müslüman dünyasını ilgilendirecek ve etkileyecek bir gelişme gösterdi. Herkesin aklı selimle hareket etmesinin zamanı çoktan geçmiştir. Herkesin bir araya gelmesi gerekir. İlk iş Cumhurbaşkanı'nın serbest bırakılması. Sonra herkesin katılacağı, şeffaf ve düzgün seçimlerin yapılmasıdır. Korkarım ki böyle giderse Mısır’ın uzun süre demokrasiyle buluşması zor olacak. Bu yolun yol olmadığını bir kez daha hatırlatmak isterim. Mısır halkının tamamı bizim kardeşimizdir. Bu söylediklerimiz de Mısır’a duyduğumuz dostluklardandır.” ifadelerini kullandı. BAŞBAKANLIK'TAN TEPKİ Başbakanlık, Mısır’da yönetimin barışçıl gösterilere karşı şiddete başvurmasının en sert şekilde kınandığını duyurdu. Başbakanlık'tan yapılan açıklamada, “Açıkça görülmektedir ki uluslararası toplumun Mısır’da demokrasiye ve anayasal meşruiyete sahip çıkmak yerine, askeri darbeye destek vermesi ve bundan önceki katliamlara sessiz kalması, bugünkü müdahale için mevcut idareyi cesaretlendirmiştir. BM Güvenlik Konseyi ve Arab Ligi başta olmak üzere uluslararası topluluk, bu katliamın durdurulması için derhal harekete geçmelidir. Mısır’da darbe yönetiminin bugün yaptığı katliamla ilgili Başbakanlık’tan yapılan açıklama şöyle: “Mısır’da bu sabah güvenlik güçlerince sivil ve barışçıl gösterilere karşı başlatılan kanlı müdahalede halihazırda yüzlerce insanın hayatını kaybetmesinden ve binlerce kişinin yaralanmasından Türkiye olarak büyük üzüntü duyuyoruz. Müdahale nedeniyle hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Can kayıplarının artma ihtimalinden derin endişe duyuyoruz. Tüm uyarılara rağmen Mısır’daki yönetimin barışçıl gösterilere karşı bir kez daha şiddete başvurmasını en sert şekilde kınıyoruz. Hiç bir şiddet olayına karışmayan sivil halkın üzerine ateş açılması ve keskin nişancılar vasıtasıyla sivil halkın hedef alınması ağır bir suç teşkil etmektedir. 30 Haziran’dan bu yana, kardeş Mısır halkının yaşadığı can kayıplarından darbe yoluyla demokratik ve sivil yönetime el koyan mevcut idare sorumludur. Can kayıplarına yol açan bu müdahalenin de, daha önceki müdahaleler gibi, kardeş Mısır'ın iç barışına ve huzuruna büyük zarar verdiği ortadadır. Demokrasiye sahip çıkan ve barışçıl tutumlarını ilk günden beri muhafaza eden kitlelerin üzerine ateş açılması insanlık vicdanını bir kez daha yaralamış ve büyük bir infiale yol açmıştır Mısır güvenlik güçlerinin sivil ve barışçıl göstericilere yönelik bu kanlı müdahalesi, kardeş Mısır’ın kapsayıcı bir geçiş süreci sonucunda demokrasiye yeniden dönüşü yönündeki ümitlere ciddi bir darbe vurmuştur. Bu müdahale, mevcut yönetimin bütün tarafların katılımıyla demokrasiye geçiş sağlanması konusunda nasıl bir tavır içinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Bu durumu, kardeş Mısır halkının barış ve huzuru için son derece endişe verici buluyoruz. Açıkça görülmektedir ki uluslararası toplumun Mısır’da demokrasiye ve anayasal meşruiyete sahip çıkmak yerine, askeri darbeye destek vermesi ve bundan önceki katliamlara sessiz kalması, bugünkü müdahale için mevcut idareyi cesaretlendirmiştir. BM Güvenlik Konseyi ve Arab Ligi başta olmak üzere uluslararası topluluk, bu katliamın durdurulması için derhal harekete geçmelidir. Türkiye olarak bu konuda yaptığımız uyarılar ve çağrılar, tüm Mısır halkının barış ve huzuru içindir. Bu çerçevede Sayın Başbakanımız geçtiğimiz günlerde BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-mun ve BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri ile ayrı ayrı görüşmüş, Mısır’da demokratik sürecin başlaması ve muhtemel bir katliama karşı ortak tavır alınması çağrısında bulunmuştur. Türkiye bu girişimlerini bundan sonra da devam ettirecektir. Mısır’daki geçici yönetimi kendi halkına karşı kanlı eylemlerde bulunmaya son vermeye, 30 Haziran 2013 tarihinden bu yana yaşanan katliamları gerçekleştirenler hakkında inandırıcı ve şeffaf adli soruşturma yürütmeye, başta Muhammed Mursi olmak üzere tüm siyasi tutukluları serbest bırakmaya ve gerçek ve kapsayıcı bir siyasi geçiş süreci başlatmaya davet ediyoruz. Türkiye, kardeş Mısır halkının mevcut kaos ortamından bir an evvel kurtulması için her türlü desteği vermeye devam edecektir.” denildi.