16.03.2017 Perşembe 17:10
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya'daki Demokrasi Meydanı'nda toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap etti. Konuşmasına, Sakarya'nın tüm ilçelerindeki vatandaşları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Sakarya saf çocuğu masum Anadolu'nun, divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun. Evet, sadece ikimiz de kalsak Allah yolunun divanesi olmaya var mıyız Sakarya? Düşmanın dize getiremediği, depremin yıkamadığı Sakarya terör örgütlerine, onların destekçilerine hiç meydanı bırakır mı?" ifadesini kullandı. Erdoğan, Sakarya'nın sadece son bir buçuk yılda 14 şehidinin bulunduğunu belirterek, tüm şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi, gazilere de şükranlarını sundu. "Şehit kaymakamımız Safitürk'ü yad ediyorum" "Sakaryalı şehit kaymakamımız Muhammed Fatih Safitürk'ü özellikle yad ediyorum" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Ne diyor Köroğlu, 'Mert dayanır, namert kaçar.' Terör örgütü kaymakamımızı alçakça, hunharca, ahlaksızca şehit ederek, namert olduğunu ispatlamıştır. Bu namertler istedikleri hainlikleri yapsınlar, bizim valimiz, kaymakamımız, hakim savcımız, öğretmenimiz, askerimiz, polisimiz, korucumuz mertçe mücadelesini vermeyi sürdürecektir. Bunları inlerinden çıkarıyoruz. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar ne dedim, 'peşlerindeyiz.' Kovalıyor muyuz? Ve kovalayacağız. Rabbimiz ne buyuruyor, bir, 'Yapmadıklarınızı ey iman edenler niçin söylüyorsunuz?' diğerinde ne diyor, 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz onlar diridirler ama siz bilemezsiniz.' 15 Temmuz'da biz neyi gördük işte bunu gördük ve o yola çıkanlar, F16'lar bombalarını yağdırırken, helikopterlerden bombalar yağarken, bütün o topların, tankların önündeki gençlerimiz, hanım kardeşlerimiz şehadete yürümedi mi? Onlar bir şeye iman etmişti, (Ölürsem şehit kalırsam gazi.)" "Ey Rutte sen kaybettin" Hollanda'daki seçim sonuçlarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ey Rutte, sen seçimi birinci parti olarak almış olabilirsin ama bilesin ki Türkiye gibi bir dostunu kaybettin. 'Efendim, seçimden sonra başbakanla bir yemek yiyebiliriz.' Bizde öyle bir başbakan yok, geç o işi. Sen kaybettin. Şimdi bunlar vizelerin kaldırılması meselesinde söz verdiler, tutmadılar. Şimdi 'geri kabul' diyorlar. Ne geri kabulü ya geç onları. Sen benim bakanımı Hollanda'ya sokmayacaksın, sen benim Dışişleri Bakanıma uçuş izni vermeyeceksin, benim topraklarım olan başkonsolosluk binasında görüşme yapmak, oraya girmesine fırsat vermeyeceksin, bizden buralara girişi bekleyeceksin. Yok öyle şey. Arapların güzel bir sözü var, 'Men dakka dukka.' Kim dak ederse, ona da dak olur." dedi. "Bunlar yeni Nazizmdir" Erdoğan Hollanda ile ilgili sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Ben diyorum ya 'Bunlar yeni Nazizmdir.' Bundan çok rahatsız oluyorlar. Çünkü Hollanda Nazi tokadı yedi. Peki ey Hollanda, sen Srebrenitsa'da benim Müslüman kardeşlerimi, 8 bin 354 Müslüman kardeşimi katlettiniz, onu neyle ifade edeceksiniz? Bunları biz unutmuyoruz, bunların cibilliyetini biliriz. Orada Boşnak kardeşlerimizi şehit ettiler." "18 Mart Çanakkale Köprüsü'ne de sıkıysa 'hayır' desinler" Cumartesi günü 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelini atacaklarını hatırlatan Erdoğan, "Şimdi sesleniyorum 'hayır' diyenler, Cumartesi günü 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelini atıyoruz, evet mi, hayır mı? Sıkıysa 'hayır' desinler. Diyebilirler mi? Niye? Artık millet bunları yutmuyor. Ve inşallah dünyanın bir numaralı köprüsü olacak." ifadelerini kullandı. "Senin PKK ile yan yana olmanı kim anlatabilir?" Konuşmasında Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu'nu tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hayır kampanyası yapmak üzere PKK ile beraber Avrupa'da dolaşan ki bunlardan bir tanesi de Türkiye Barolar Birliğinin Başkanıdır. Sen nasıl Barolar Birliği Başkanısın? Senin PKK ile yan yana olmanı kim anlatabilir? Şu anda Kandil, PKK'nın başı, bölücü terör örgütlerinin yandaşları 'hayır' diyor mu? Kişi sevdikleriyle beraberdir, unutmayın." şeklinde konuştu. "Avrupa İkinci Dünya Savaşı öncesi günlere yuvarlanıyor" Avrupa Birliği Adalet Divanının başörtüsü kararını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa Birliği'nin Adalet Divanı bir açıklama yaptı, işverenlere diyor ki 'İsterseniz iş yerlerinizde başörtülü çalışmak isteyenlere müsaade etmeyebilirsiniz.' Hani inanç, din özgürlüğü? Bunlar haçla hilal mücadelesini başlattılar. Başka bunun izahı olamaz. Açık söylüyorum, Avrupa hızla İkinci Dünya Savaşı öncesi günlere doğru yuvarlanıyor." değerlendirmesinde bulundu. "Parlamenter sistemi savunup, parlamentoya hakaret ediyor" Kemal Kılıçdaroğlu'nun milletvekili sayısıyla ilgili söylediklerini de eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün ilk defa meydana çıkmış, orada milletvekilleri için diyor ki; '550 milletvekili bile fazla, 600'e ne gerek var. Ballı maaşlarını alıp yatacaklar.' diyor. Bu zatın Meclise, milletvekillerine, milletin iradesini temsil eden insanlara bakışı bu. Hakaret ediyor. Hem parlamenter sistemi savunuyor hem de parlamentoya ve milletvekillerine hakaret ediyor." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Diyor ki 'Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda sanki muhtarlara hitap ediyor'. Sen hayatında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda hitap ettin mi? Orada kimlerin oturduğunu biliyor musun? Önce bir haddini bil. Kendi Cumhurbaşkanına durup dururken hakaret etme, saygısızlık etme. Burada ne konuşulursa orada o konuşulmazmış. Biz omurgalıyız. Ülkemde başka, orada başka, bizde böyle bir şey yok. Bir konuda gerçek neyse, onu burada nasıl konuşuyorsak orada da öyle konuşuruz. Öyle yalpalama yok. Dürüst siyaset budur." "Milli olanın karşı çıkması için bir sebep yok" Anayasa değişikliğini milletin faydasına olduğu için istediklerini ifade eden Erdoğan, "Eğer bugün cumhurbaşkanlığı sistemi için sizlerden destek istiyorsak ülkemizin ve milletimizin faydasına olduğuna inandığımız için istiyoruz. Görüyoruz ki milli demokratlar cumhurbaşkanlığı sisteminin yanında, bölücüler ve dış güçler ise karşısında yer alıyor. Milli olan, demokrat olan, yerli olan hiç kimsenin bu anayasa değişikliğine karşı çıkması için sebep yoktur." şeklinde konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin büyük ve güçlü olmak için istikrarlı bir yönetime ihtiyacı olduğunu belirterek, "Hiç uzağa gitmeye gerek yok. 1991 yılından 2002 yılına kadar süren 11 yıllık koalisyonlar döneminin ülkemize maliyeti nedir biliyor musunuz? Tam 850 milyar dolar. Niye mi? Şayet Türkiye 1991 yılından beri istikrarlı bir yönetimle idare edilseydi bugün büyümemiz iki kat fazla olacaktı. Bu da demektir ki şu anda ülke olarak 1,7 trilyon doların üzerinde bir zenginliğe sahip olacaktık." diye konuştu. "Milletvekilleri de herhangi bir vatandaşımızla aynı yaşta emekli olacak" "Herhangi bir vatandaşımız nasıl, hangi şartlarda, yaşta emekli oluyorsa milletvekilleri de aynı yaşta emekli olacak" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yani bir dönem milletvekilliği yaptı, bundan sonra eğer milletvekilliği devam etmiyorsa, ne iş yapıyor, herhangi bir kurumda mı çalışıyor, oradan sigortası, vesairesi ödenecek veya kendisi ödeyecek. Ne zamana kadar? İşte o emeklilik yaşı gelene kadar. Önce bunları bir öğren. Ben bu yalanlara cevap vermeyi kendime zul addediyorum ama güya bu ülkenin anamuhalefetinin başındaki zat bu yalanları söylemekten hala geri durmuyor. Buna üzülüyorum." ifadelerini kullandı.