19.03.2017 Pazar 16:35
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kadınların, gençlerin önündeki engelleri siyasette, bürokraside, ticarette her alanda kaldırdıklarını belirterek, "Bugün kızlarımız başörtüleriyle devlette, akademide, iş hayatının en üst kademelerinde, yargıda, silahlı kuvvetlerde her yerde serbestçe görev yapabiliyor. Nereden nereye... Nerede başladık, nereye geldik. Daha iyi günler var önümüzde inşallah. İşte 16 Nisan aynı zamanda bunun kararının da verileceği gündür. Buna hazır mıyız? Bu önemli. 16 Nisan aynı zamanda bir kırılma günü." dedi. Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen İlim Yayma Vakfı Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, tüm meselenin azim, inançla birlikte, işini de bilmek olduğunu söyledi. Eskiden karşılarında esnafın siftahsız dükkan açıp kapattığı, memurun maaşının borçla ödenmeye çalışıldığı bir Türkiye manzarası olduğunu, o günlerin hatırlanması gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Memurunun maaşını ödemeyen bir Türkiye... Eğitim sistemi çökmüş, sağlık sistemi bitmiş, adalet sistemi alarm veren bir ülke... Nereye elimizi atsak yıllardır birikmiş sorunlar yumağıyla karşımızdaydı. Ülkemizi işte bu vahim tablodan kurtararak, Allah'a hamd olsun bugünlere geldik." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide Türkiye'yi üçe katladıklarını, üç kat büyüttüklerini, demokraside geçmişte hayal dahi edilemeyen reformları hayata geçirdiklerini belirterek, şunları kaydetti: "Ülkemizde vatandaşına tepeden bakan bir devlet anlayışı yerine, ona hizmetkar olan bir yönetim anlayışını hakim kıldık. Biz şunu söyledik, 'Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik.' dedik. Kadınlarımızın, gençlerimizin önlerindeki engelleri siyasette, bürokraside, ticarette her alanda kaldırdık. Bugün kızlarımız başörtüleriyle devlette, akademide, iş hayatının en üst kademelerinde, yargıda, silahlı kuvvetlerde her yerde serbestçe görev yapabiliyor. Nereden nereye... Nerede başladık, nereye geldik. Daha iyi günler var önümüzde inşallah." - "16 Nisan aynı zamanda bir kırılma günü" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İşte 16 Nisan aynı zamanda bunun kararının da verileceği gündür. Buna hazır mıyız? Bu önemli. 16 Nisan aynı zamanda bir kırılma günü." diyerek, şöyle devam etti: "Bu bakımdan çok önemli. Şimdi bu 'hayır diyenlere bakıyoruz. Bunlar 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne de yapıldığı zaman 'hayır' dediler. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne de bu zihniyet 'hayır' dedi. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne de bu zihniyet 'hayır' dedi. Osman Gazi Köprüsü'ne de bu zihniyet 'hayır' dedi. Avrasya Tüneli'ne de bu zihniyet 'hayır' dedi. Marmaray... Üç senede 200 milyon insan geçti Marmaray'dan, ona da bunlar 'hayır' dediler. Dün işte Çanakkale'de söyledim. 18 Mart Çanakkale Köprüsü'ne de bunlarda utanma, arlanma olmasa ona da 'hayır' derler. Demek ki doğru yoldayız. Onlar, bunlara 'hayır' dediğine göre biz istikamet üzereyiz. Öyleyse çok çalışacağız, gayret edeceğiz. Çünkü bunlarda yalan bol. Yalana aldanan da çok. Onun için kararlı bir şekilde adım atacağız." Erdoğan, şu anda Avrupa'da oralara giden bakan ve milletvekillerinin konuşturulmadığını aktararak, "Niye? PKK'yı konuşturuyor, FETÖ'cuları konuşturuyor. Türkiye'den Barolar Birliği Başkanı oraya gidiyor, bu terör örgütünün uzantılarıyla beraber orada toplantılar yapıyor. Kim bu? Barolar Birliği Başkanı. Sözde hukukçu, sözde profesör. Demek ki istikamet üzereyiz ya. İstikamet üzereyiz. Kişi sevdikleriyle beraberdir. Kandil'deki ne diyor? 'Hayır deyin.' Kandil'deki 'hayır' diyorsa onlarla beraber hareket edilir mi? İmralı'daki 'hayır' diyorsa, bunlar bizim ülkemizi bölenler değil mi? Bunlar ülkemizde katiller değil mi? Öyleyse bunlarla beraber hareket etmek düşündürücü değil mi?" ifadelerini kullandı. - "Siz de bunun karşılığını alırsınız" Şu anda Türkiye'den Daily Sabah'ı Avrupa Parlamentosu'na sokmak istemeyenler olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Önerge veriyorlar. Bunlar neyi getiriyor biliyor musunuz? Karşılığını getiriyor. Ha onlar buradan mili, yerli olan bir gazetemizi oraya sokmuyorsa, ha o zaman siz de bunun karşılığını Türkiye'de göreceksiniz. Arapların güzel bir sözü var; 'Men dakka, dukka'. Karşılığını göreceksiniz." dedi. Erdoğan, "Her yarışın, her mücadelenin kazananı olduğu gibi, bir de kaybedeni vardır." diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletimiz zenginleşirken, gariplerin yüzü gülerken elbette birileri de büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Peki kimdir bunlar? Son 14 yılın kaybedenleri kimler? Bugünümüzü ve yarınımızı planlamak için bunun tespitini çok iyi yapmalıyız. Kurdukları faiz düzeni üzerinden milletin ekmeğine, emeğine, çocuklarının rızkına ortak olanlar kaybetti. Darbecilerin hazırladığı anayasalar tarafından korunan, kollanan, hiçbir yetkileri olmadığı halde milletin iradesine ortak olan vesayet odakları bu süreçte kaybetti. Sandık yoluyla iktidara gelmek yerine tankların ve tankların namluları, bunlarla iktidar hayali kuran kifayetsiz muhterisler kaybetti. Kürt kardeşlerimizin hayatlarını hendekle, çukurla, silahla karartan, onların evlatlarının kanı üzerinden kendilerine sefahat düzeni kuran terör baronları kaybetti. Ekonomisi çökmüş, maliyesinde para kalmamış üç kuruş için boynunu bükmek zorunda olan eski Türkiye'yi sömürenler kaybetti." Türk yazar, akademisyen ve fikir adamı Nurettin Topçu'nun, "Zaferin değerini kazananlar bilmez. Onu asıl mağluplara sorun." sözünü hatırlatan Erdoğan, "Yıllardır bu ülkenin kıt kaynaklarını hortumlayanlar, Türkiye üzerinden istedikleri gibi at koşturanlar emin olun son 14 yılın anlamını çok iyi biliyor." değerlendirmesinde bulundu. - "Biz bu saldırılarla ilk defa karşılaşmıyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi kahramanlıklarla dolu bu milleti "takunyacı", "gerici", "makarnacı", "göbeğini kaşıyan" diye aşağılayanların son 14 yılda yaşanan değişimin manasının çok iyi farkında olduklarını söyledi. Hükümetler değişse de iktidarlarını koruyanların, 2002'den bu yana gerçekleşen sesiz devrimin manasını gayet iyi anladıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Yarım asırdır Avrupa kapılarında sığıntı gibi bekleyen, pısırık, güçsüz bir Türkiye arzulayanlar, hem son 14 yılın hem de Cumhurbaşkanlığı sisteminin ne demek olduğunun çok iyi farkındalar. Bunun için var güçleriyle üzerimize geliyorlar. Esasen biz bu saldırılarla ilk defa karşılaşmıyoruz. 40 yıllık siyasi hayatımız boyunca, 14 yıllık iktidarımız süresince suikast girişiminden darbe teşebbüsüne, ihanetten ekonomik sabotajlara kadar birçok tehdide maruz kaldık. Sizlerle beraber yürüdüğümüz bu zorlu yolculukta vesayet güçleriyle, manşetlerle, iftiralarla çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Gece yarısı internete konan bildirilerin, hukukun ayaklar altına alındığı, kapatma davalarının bizi yıldırmasına asla izin vermedik."