05.09.2019 Perşembe 14:24
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, Suriye'deki gelişmelere değinerek, Türkiye'de bulunan ve sayıları 3 milyon 650 bini bulan Suriyeli sığınmacıya 8 yıldır ev sahipliği yaptıklarını söyledi. Muhalefetin ise "geldiğimiz anda bunları kovacağız." dediğini ifade eden Erdoğan, "Bazı illerde de hatta bu tür Suriyeli sığınmacıları illerden kovanları da görüyoruz değil mi? Hangi zihniyet bu? İşte bunlar mandacı zihniyet. Biz ensar olmaya talip olduk. Allah göstermesin muhacir de olabilirdik. Ama biz şu anda böyle bir makamdayız." diye konuştu. Varil bombalarından kaçıp sığınan insanlara kucak açtıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz Batı'daki bazı ülkelerin yaptığı gibi 50 tane, 100 tane, 200 tane mülteciye ancak kapı açabilenler değil, tam aksini yaptık. Bize şimdi bazı yerlerde bunlar teşekkür ediyorlar vesaire... Teşekkür edilen olmak da hiçbir destek vermeseler bile bizim için büyük bir onurdur. Şu ana kadar bizim yaptığımız harcamalar 40 milyar doları buldu. Şu ana kadar AB'den bizim bütçemize gelmiyor. Nereye geliyor? Uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla AFAD'a, Kızılay'a geliyor. Ne kadar? Eh işte 3 milyar avro gibi bir destek şu ana kadar geldiği ifade ediliyor. Ama bizimki şu anda çok daha farklı bir konumda. Verilen sözlerini bunlar tutmadılar. Biz ise verseler de vermeseler de bu adımı atmaya devam edeceğiz." "Kapıları açmak zorunda kalırız" Erdoğan, güvenli hale getirilen bölgelere dönen Suriyeli sayısının 350 bini bulduğunu ama bunu yeterli olmadığını ifade ederek şunları kaydetti: "Biz diyoruz ki öyle bir güvenli bölge oluşturalım ki bunu Sayın Trump'la, Sayın Putin'le de konuştum. Aynı şekilde Almanya'da Merkel ile konuştuk. İngiltere ile bunları aynen konuştuk. Böyle bir güvenli bölgede 'gelin' dedik, buralarda bizler Türkiye'de çadır kentler var ve biz burada adeta konut yapıyoruz ve bu konutlara da bu güvenli bölgede bunları taşıyalım. Eğer böyle bir şey yapacak olursak Türkiye olarak biz de rahatlamış oluruz. Şimdi düşünün bizde konteyner kentler, çadır kentler, bunlar var ama buralarda insanca yaşama diye bir durum söz konusu değil. Bir taraftan insanca yaşamak ve yaşatmaktan bahsedeceksiniz, diğer yandan güvenli bölge teklifimize, 'çok güzel bir teklif'... Bunu Sayın Obama'ya da söylemiştim. 'Çok güzel bir teklif.' Tamam güzel bir teklifse gelin konutların yapımını sağlayalım. Sizler bize mali destek verin, bir taraftan lojistik destek verin. Buraları hemen süratle yapmak suretiyle Suriye bölgesinde, Suriye'nin kuzeyinde işte Sayın Trump'ın yani '20 mil' dediği, 30 kilometre derinlik o bölgede ve bizim sınır boyunca ki 910 kilometre biliyorsunuz buralara, bu konutları yapalım. Böylece insanca yaşama imkanını onlara sağlayalım. Yani 250 metrekarelik yerel mimarisiyle onlara konutlar yapsak, 300 metrekare olabilir vesaire. Bir de çevresinde şöyle bir ufak 100, 150 metre bahçesi olsa, onu da ekip biçse bu insanlar hiç olmazsa hazır balık değil, balık tutmayı da orada öğrenmiş olur. Bunu yapalım. 'Çok güzel bir teklif.' Tamam güzel teklifse hadi verin, başlayalım bu işe. Ama yok. Biz tabii yine kovalamaya devam edeceğiz." İdlib tehdidi Türkiye'de 3 milyon 650 bin Suriyeli'nin yaşadığı bilgisini veren Erdoğan, şimdi İdlib tehdidinin bulunduğunu anlattı. Bunun dışında Afganistan'tan gelenlerin bulunduğunu anımsatan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir taraftan geliyor, bir taraftan geri gönderiyoruz. Bunlar var ama bu yolculuk bizi farklı yere doğru götürebilir. Onu da söyleyeyim. Farklı yer nedir? Böyle oldu oldu, olmadı biz de kapıları açmak zorunda kalırız. Yani ya destek vereceksiniz verin, vermeyecekseniz kusura bakmayın bir yere kadar bu işi katlandık, katlanıyoruz. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz? Bu insanlara bu tür zulme, kusura bakmayın biz vesile olamayız. Siz de bakalım nasıl taşınırmış bunu bir görün. Misafir ettiğimiz sığınmacıların yükünün paylaşımı konusunda AB başta olmak üzere bugün buradan söylüyorum dünyadan olması gereken desteği alamadık, almak için de bunu yapmak zorunda kalabiliriz. Bunu söylüyorum. Tabii bu işleri yoluna koyana kadar biz bu desteğimizi vermeye devam edeceğiz." ABD ile mutabakata varma çabası İdlib'deki gelişmelerin Türkiye'ye yönelik sayıları milyonları bulacak yeni bir sığınmacı akını tehlikesini ortaya çıkardığına işaret eden Erdoğan, Rusya ile yakın iş birliği içinde İdlib'i güvenli halde tutarak, insanların kendi evlerinde yaşamalarını temin etmeye çalıştıklarını vurguladı. Erdoğan, Türkiye'deki Suriyelilerin önemli bir bölümünün yaşadığı Fırat'ın doğusu ile Irak sınırı arasındaki Suriye topraklarını da güvenli hale getirecek adımlar attıklarını, ABD ile bu konuda bir mutabakata varmanın çabası içerisinde olduklarını aktardı. "Fırat'ın doğusundaki duruma daha fazla seyirci kalma şansı yok" Geçmişteki tecrübelerin bu tür konularda kendilerini ihtiyatlı davranmaya ittiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Tüm gelişmeler bizim istediğimiz güvenli bölge ile muhataplarımızın kafasındaki güvenli bölge arasında çok ciddi farklar olduğunu gösteriyor. İdlib tarafında milyonlarca yeni sığınmacı tehdidiyle karşı karşıya bulunan Türkiye'nin Fırat'ın doğusundaki duruma daha fazla seyirci kalma şansı yoktur. Geçtiğimiz günlerde de ifade ettiğim gibi, Eylülün son haftasına kadar Fırat'ın doğusundaki güvenli bölge oluşumunu kendi istediğimiz şekilde fiilen başlatmakta kararlıyız. Bunu Amerikalı dostlarımızla birlikte yapmak hepimiz için en ideal yoldur ama böyle bir zemin oluşmazsa hazırlıklarımız tamam, kendi imkanlarımızla bu işe başlayacağız. Hedefimiz ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizden en az 1 milyonunu 450 kilometrelik sınır hattı boyunca oluşturacağımız güvenli bölgede iskan etmektir. Gerekirse dostlarımızdan alacağımız desteklerle yeni şehirler inşa ederek bu bölgeyi Suriyeli kardeşlerimiz için yaşanabilir hale getirmektir. Önümüzdeki günler ve aylar bu çerçevede vereceğimiz büyük mücadeleyle geçecektir." Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatlardan bu mücadeledeki haklılığı millete anlatmalarını, kamuoyu desteğinin en yüksek düzeyde tutulmasını istedi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu dolayısıyla bu ayın sonunda ABD'de olacağını hatırlatan Erdoğan, burada görüşmeler yapacağını belirtti. TBMM'nin yeni yasama yılının açılışının da ekim ayında yapılacağını anımsatan Erdoğan, 4-6 Ekim'de Kızılcahamam'da Genişletilmiş İstişare Toplantısı düzenleneceğini sözlerine ekledi.