26.03.2017 Pazar 14:14
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziosmanpaşa'daki toplu açılış törenindeki konuşmasına, üstat Necip Fazıl Kısakürek'in, "Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar / Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar / Gecesi sümbül kokan, Türkçesi bülbül kokan İstanbul, İstanbul." satırlarıyla başladı. Bugün resmi açılışlarını yapacakları, belediye tarafından inşa edilen 725 konutluk Sarıgöl ve özel sektör tarafından yapılan 785 konutluk Essenora projeleriyle ilçenin daha da güzelleştiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Yine bugün açılışını yapacağımız olimpik yüzme havuzu, okullar, paklar ve sosyal tesisler de Gaziosmanpaşa'yı geleceğe hazırlayan önemli yatırımlardır. Açılışını yaptığımız 528 trilyon lira tutarındaki bu yatırımların ilçemize, tüm Gaziosmanpaşalılara hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyorum. Bu yatırımların Gaziosmanpaşa'ya kazandırılmasında emeği geçen Bakanlıklarımızı, Büyükşehir Belediyemizi, Gaziosmanpaşa İlçe Belediyemizi ve özel sektör kuruluşlarımızı huzurunuzda tebrik ediyorum, alkışlıyorum." "Bu milleti, vatanı bölmek isteyenler bunun bedelini ödeyecekler" İlçeye ismi verilen Gaziosmapaşa'nın, Osmanlı'ya "hasta adam" muamelesinin yapıldığı bir dönemde, savaş meydanlarında gösterdiği başarılarla, bu sözü, söyleyenlerin ağızlarına tıkayan bir kahraman olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Cennet mekan Abdülhamit Han'ın en güvendiği, en itibar ettiği komutanlardan biri olarak, Girit isyanında, Sırp isyanında, Osmanlı-Rus ve Osmanlı-Yunan savaşında büyük hizmetlerde bulunmuştur. Düşmanlarının dahi saygısını kazanacak kadar güçlü bir askeri kabiliyete ve kişiliğe sahip Gaziosmanpaşa'yı buradan bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Hamdolsun, Türkiye her dönemde Gaziosmanpaşa gibi dirayetli ve cesaretli komutanlara, askerlere sahip olmuştur. Bugün de terör örgütlerine dağları ve şehirleri dar eden, sınırlarımız dışında destan yazan bir orduya sahibiz. İşte dün Hakkari'de 19, bu sabah Kutu Deresinde 15 terörist etkisiz hale getirildi. Niçin? Çünkü bu milleti bölemeyecekler. Bu milleti bölmek isteyenler, bu vatanı bölmek isteyenler bunun bedelini ödeyecekler." "FETÖ mensuplarının ayıklanmasıyla ordumuzun operasyon kabiliyeti daha da arttı" Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda güvenliğin, İçişleri Bakanlığının Gaziosmanpaşalı Süleyman Soylu'ya emanet olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Trabzon'dan selamı var size. O da bu sabah Trabzon'daydı. 15 Temmuz gecesi darbe girişiminde bulunan FETÖ ihanet çetesi mensuplarının ayıklanmasıyla ordumuzun operasyon kabiliyeti daha da artmıştır. Şu anda Silahlı Kuvvetlerimiz, polisimiz ve korucularımız el ele, omuz omuza terör örgütlerine karşı inlerine girdiler, gereğini yapıyorlar. Ordumuz, emirleri siyasi iradeden ve komutanlarından değil, başka yerlerden alan mankurtlardan temizlendi. Fırat Kalkanı Operasyonu ile Suriye'deki oyunu tam ortasından bozduk. Şimdi sıra diğer bölgeleri derleyip, toparlamaya geldi. Kilis'in güvenliğini sağlamışken, Amanosları boynu bükük bırakamayız. Karkamış'ın güvenliğini sağlamışken Suruç'u, Akçakale'yi, Ceylanpınar'ı, Nusaybin'i, Cizre'yi sahipsiz bırakamayız. Kandil'i terör örgütünün başına yıkarken, Sincar'da, Mahmur'da yeni fitne ocakların yakılmasına izin veremeyiz. Telafer'deki, Musul'daki, Kerkük'teki kardeşlerimizi tek başlarına bırakamayız. Biz burada güven içinde yaşamak istiyorsak, önce Suriye'deki, Irak'taki kardeşlerimizin güvenliğini de sağlamak zorundayız." "Üzüleceksiniz ve daha bu işin başı" Erdoğan, Türkiye'nin afra tafra yapılacak bir ülke olmadığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Her ne kadar içeride de bu tipler var. Televizyonları izliyoruz. Bakıyorum çok enteresan, Kendi ülkesinin Cumhurbaşkanına karşı Avrupa'da terör örgütleri pankartlarla, resmin yanı başına silah koyuyor. Ve onların solak partileriyle, Türkiye'nin oradaki terör örgütü, beraber yürüyorlar. Neresi burası? İsviçre. Neresi burası? Hollanda. Neresi burası? Belçika. Neresi burası? Almanya. Bunları da söylediğimiz zaman beyefendiler rahatsız oluyor. Rahatsız olmayın. Men dakka, dukka. Siz bizi üzüyor musunuz? Üzüleceksiniz ve daha bu işin başı. Şimdi ben diyorum ki 16 Nisan'da lider ülke Türkiye için evet mi? Güçlü ülke Türkiye için evet mi? Büyük Türkiye için evet mi? Allah sizlerden razı olsun. Öyleyse kaç günümüz kaldı? Durmak yok, kapı kapı dolaşacağız değil mi? Hele hele hanımlar, sizin işiniz çok önemli. Kapıları çalacaksınız. Tamam? 18 Maddeyi kendilerine anlatacaksınız." "Faşistsiniz, faşist" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanına 'diktatör' diyeceksin, bunlara 'faşist' dediğimiz zaman beyler rahatsız oluyor, 'nazi' dediğimiz zaman rahatsız oluyor. Bak belgeyle konuşuyorum. Camilerimizin duvarına gamalı haç işaretlerini koyan siz değil misiniz? Onlara karşı verilmiş bir mücadeleniz var mı? Camilerimizi yakıp yıkmadınız mı? Solingen faciasını biz bir kenara koyabilir miyiz? NSU davasını bir kenara koyabilir miyiz? Hala çözmediniz , hala sürüncemede bekletiyorsunuz. Faşistsiniz, faşist." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem içeride hem dışarıda 16 Nisan'da 'evet' çıkmasının önünü kesmek için adeta seferberlik ilan edilmiş durumdadır. Anayasa değişikliğiyle ilgisi olmayan öyle yalanlar ortaya atılıyor ki insanın aklı havsalası almıyor. Yurt dışında birtakım ülkeler bu konuda öylesine açık taraf olmuş durumdalar ki ortada ne uluslararası anlaşmalar, ne diplomatik teamüller, ne nezaket kaldı. Sanki seçim Almanya'da yapılıyor, sanki Belçika'da, sanki İsviçre'de, sanki Hollanda'da yapılıyor. Size ne? Terör örgütleri Avrupa şehirlerinde polis koruması altında eylem yaparken, 'hayır' kampanyası yürütürken, 'Evet' diyenlerin üzerine atlarıyla itleriyle saldırıyorlar. İçeride de dışarıda da telaş büyük olduğuna göre ülke ve millet olarak doğru yoldayız demektir. Bunun için diyoruz ki 16 Nisan, Türkiye'nin bir daha koalisyon günlerine dönmeyeceğinin ilanıdır. 16 Nisan, Türkiye'nin ekonomik krizlere yol açan çatışma ortamlarına kapılarını kapattığının ilanıdır. 16 Nisan, daha çok büyüyecek, daha çok üretecek, daha çok istihdam edecek, daha çok ihracat yapacak bir Türkiye'nin yolunun açıldığı günün adıdır." diye konuştu. "Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişinin ayak sesleri gümbür gümbür geliyor" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti: "16 Nisan'da kullanacağı oy konusunda hala tereddüdü olanlara sesleniyorum, şöyle çevrenize bakın. Kimler 'evet' diyor, kimler 'hayır' diyor, bir mukayese edin. Geçmişten beri, bu sistemi kimler istemiş, ona bir bakın. Gerek Demirel, gerek Özal, gerek Erbakan, gerek Türkeş, gerek Muhsin Yazıcıoğlu, bütün bu siyasiler 'evet' demişler. Orada acaba 'hayır' diyenler var mı? Kim var? Sorumluluk üstlenmiş ne kadar devlet adamı varsa hepsi de sonunda gelip bu sistemde karar kılmışlar. "7 Haziran 2015 seçimlerinde hiçbir parti tek başına iktidar olamayınca neler olduğunu hatırlıyorsunuz değil mi? Terör örgütlerinden faiz baronlarına kadar milletimizin cebindeki parayı çalan bu hırsızların hepsi de ellerini ovuşturmaya başlamışlardı. Ama biz Türkiye'yi işte bu vampirlere bırakmamak için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini getiriyoruz. 16 Nisan'dan sonra artık ülkemizi soyamayacaklarını bilenler şimdi tüm güçleriyle olumsuz bir netice çıkması için uğraşıyorlar. 16 Nisan'da değişim kaçınılmazdır. Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı sistemine geçişinin ayak sesleri gümbür gümbür geliyor. Ben bunu görüyorum. Milletimiz kararını vermiş durumda."