"Çocuk yaşta evlilik konusunu çözmesi gerekiyor"

Başbakan Yıldırım: "Çocuk yaşta evlilikler konusu var, bu ara çok fazla istismar ediliyor. İşte onu önlemenin bir yolu da 12 yıl eğitimi getirmektir. Bu da bir tedbirdir. Ülkemizin kanayan bir yarasını görmezden gelmek bize yakışmaz. Bize yakışan böyle bir sorun varsa bunu çözmektir. Bunun üzerine atlayıp buradan ucuz siyaset yapmak eski Türkiye'nin alışkanlığıdır"

19.11.2016 Cumartesi 16:13

Başbakan Binali Yıldırım, çocuk yaşta evlilikler konusunda, "Onu önlemenin bir yolu da 12 yıl eğitimi getirmektir. Bu da bir tedbirdir. Ülkemizin kanayan bir yarasını görmezden gelmek bize yakışmaz. Bize yakışan böyle bir sorun varsa bunu çözmektir. Bunun üzerine atlayıp buradan ucuz siyaset yapmak eski Türkiye'nin alışkanlığıdır." dedi. Başbakan Yıldırım, Tuzla'daki Okan Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin açılış töreninde, son 14 yılda milli eğitimde çok büyük hizmetler yapıldığını, "4+4+4"ün de bu alanda yapılan en büyük reform ve dönüşüm olduğunu söyledi. Çocuk yaşta evlilikler konusunun son dönemde çok fazla istismar edildiğini dile getiren Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Çocuk yaşta evlilikler konusu var, bu ara çok fazla istismar ediliyor. İşte onu önlemenin bir yolu da 12 yıl eğitimi getirmektir. Bu da bir tedbirdir. Ülkemizin kanayan bir yarasını görmezden gelmek bize yakışmaz. Bize yakışan böyle bir sorun varsa bunu çözmektir. Bunun üzerine atlayıp buradan ucuz siyaset yapmak eski Türkiye'nin alışkanlığıdır. Bu alışkanlık artık para etmiyor, piyasası yok. 3 bin mağdur insan seçim kampanyalarında her gün önümüze çıktı. Bugün bunun istismarını yapan anamuhalefet partisinin milletvekillerine de aynı şeyleri söylediler. Şimdi sorun İzmir Milletvekiline, sorun diğer milletvekillerine onlar anlatsınlar ama korkar anlatamazlar. Bir kör dövüşüdür, bir anlamsız yalan rüzgarı, bir siyasi istismar... Cinsel istismar değil bunların yaptığı tamamen siyasi istismar, başka bir şey değil. Kusura bakmasınlar."   - "Şehir hastaneleriyle hastaneye erişim çok daha kolay hale gelecek"   Başbakan Yıldırım, bir yandan Türkiye genelinde sağlık politikalarının geliştirilirken diğer yandan da şehir hastaneleri kurduklarını aktardı. Şehir hastanelerinin sayısının 32'ye kadar çıkacağını, şu anda 20 civarında ilde çalışmaların başladığını, İstanbul'da da 2 hastane yapılacağını anlatan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir tane Samandra eski askeri havalimanında yapılacak. Adeta bir sağlık şehri kuruluyor. Hastane içinde hastane. Hastanenin içinde 10 tane hastane var. Romatizma hastanesi, kanser hastanesi, genel cerrahi var, şu var, bu var. Ben branşları çok iyi bilmem ama aklınıza gelen her türlü sağlık hizmetiyle ilgili ayrı ayrı hastaneler var, oteller var, yaşam alanları var. Başlı başına bir şehir. Toplam 45 bin yatak.Ne olacak? Şehrin içindeki o sıkışık sokak aralarındaki hastaneler buralara taşınacak, hastaneye erişim çok daha kolay hale gelecek. Bu şehir hastanelerinin ilk iki tanesi bitti. Bir tanesi Mersin bir tanesi Yozgat... Her an açılışa hazır halde. Daha sonra Ankara hazırlanıyor, başka şehirler sırayla geliyor. Bunların önemli bir özelliği de bunların her biri 300-500 milyon dolarlık, milyar dolarlık yatırımlar." Bu hastanelerin maliyetlerinin genel bütçeden karşılanmadığını, devlet-özel sektör iş birliğiyle yapıldığını bildiren Yıldırım, "Vatandaş hastaneyi yapıyor, devlete kiralıyor, belirli bir süre. Her sene bir kira ödüyor, senenin sonunda hastane de devlete kalıyor yapan da yaptığı maliyetin karşılığını alıyor. Aynen kat karşılığı veya arsa paylaşımı, mülkiyet paylaşımı gibi bir model. Bunu şimdi yurtlarda da uyguluyoruz. Mesela Osmangazi Köprüsü de böyle Yavuz Sultan Selim Köprüsü de böyle, 20 Aralık'ta açacağımız Avrasya Tüneli de böyle. Havalimanlarının bir çoğunu bu modelle yaptık. Sabiha Gökçen, Sayın Başbakan döneminde yapıldı ama ondan sonraki büyütme, genişletme de aynı şekilde gerçekleşti." dedi. Yıldırım, Tuzla'da Sağlık Bakanlığının 400 yataklı bir hastane daha yaptığını ifade ederek, "O da açıldığı zaman artık Tuzla'da sağlıkla ilgili bir hizmet açığı kalmayacak. Daha birçok belki başka ilçelerden de buraya gelenler olacak. Bu hastaneler oralara da destek verecekler. Biz hep bir şey söylüyoruz, 'İşimiz hizmet, gücümüz millet'. Bu düşünceyle hep çalışıyoruz" diye konuştu.   - "Durmayacağız, gayret edeceğiz, çalışacağız"   Yıldırım, Türkiye'nin geçen bir yıl içinde bazı sıkıntılar yaşadığını ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti: "Şimdi küresel bazı sıkıntılar var. Bu sıkıntılardan Türkiye de bağımsız değil ama her şeye rağmen Türkiye'nin yarını bugünden daha güzel olacak. Buna inanmanızı istiyorum. Frene basmayın. Durmak yok, yola devam. Durduk mu aynen bisiklet gibi, ani fren yaparsak tepetaklak oluruz. Durmayacağız, gayret edeceğiz, çalışacağız, ülkemizin kaynakları güçlü, ülkemizin imkanları fazla. Türkiye'nin stratejik konumu ve yetişmiş genç nüfusu en büyük kaynağımız. Bir çok ülkenin mukayeseli üstünlüğü olabilir, petrolü olabilir, o olur bu olur ama genç, dinamik nüfus insan gücü her ülkenin elinde olan bir şey değil." Başbakan Yıldırım, ülkenin birliği için her türlü terör örgütüyle içeride ve dışarıda amansız bir mücadele verdiklerini vurguladı. Diğer yandan Türkiye'nin kalkınması, gelişmesi, büyümesi için her türlü çabayı, gayreti gösterdiklerini söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu: "Güzel olan bunu sadece devlet eliyle yapmıyoruz. Devlet eskiden daha çoğunu yapardı şimdi daha azını yapıyor. Siz daha fazlasını yapıyorsunuz. Şimdi bakın bir müteşebbisimiz muazzam bir hastane yapıyor. Bunun gibi onlarca, yüzlerce var. Türkiye'nin en büyük projelerini Türk müteahhitleri yapıyor. Dünyada yaprak kıpırdamıyor. Böyle büyük köprüler nerede? Hiçbir yerde yok. Dünyada böyle projeler yok ama her şeye rağmen Türkiye, 2023 hedeflerine, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma yolunda var gücüyle çalışıyor. Bir ülkede eğer istikrar varsa, siyasi istikrar ve güven varsa her şey olur. Türkiye 14 yıl, bu bir Türkiye, 3 Türkiye olduysa bunun arkasında bu iki sihirli kelime saklı. Güven ve istikrar."     - "Anayasa değişikliğini yapalım"   Başbakan Yıldırım, artık, "Gelin şu anayasa değişikliğini yapalım, güven ve istikrarı kalıcı hale getirelim" dediklerini söyledi. "Başkanlık sistemi tutturdular, hadi vazgeçtik, cumhurbaşkanlığı.... Madem sizi rahatsız ediyor, cumhurbaşkanı diyelim. Cumhurbaşkanlığı... Korkacak ne tarafı var?" diyen Yıldırım, şöyle devam etti: "Ülke bölünürmüş... Peki ülkede belediye başkanlığı seçiliyor aynı şey. Belediye var, meclis var. İkisi aynı gün seçiliyor. Meclis, başkanı denetliyor, bütçesini onaylıyor, kararlarını alıyor, başkan da kamuoyuna, şehrine verdiği hizmetleri iki seçim döneminde yapmanın gayreti içinde oluyor. İyi yaparsa bir daha seçiyorlar. Şadi (Yazıcı) başkanın ikinci dönemi, tekrar seçiliyor, beğenmezse yolcu ediyor. Aynen başkanlık sistemi de bu. Tek farkı mutlaka iktidar var. Koalisyon yok. Koalisyonlarla Türkiye maalesef hak ettiği mesafeyi alamıyor, hızı yavaşlıyor ve kazanımlarını da muhafaza edemiyor. Bu bakımdan bu işi muhalefet partileri... Tabii Milliyetçi Hareket Partisini burada ayrı tutuyorum. Milliyetçi Hareket Partisi her zaman ülke menfaatini, siyasetin üzerinde tutmuştur, bu anlayışını bugün de sürdürüyor ama anamuhalefet partisini biraz daha ölçülü, izanlı, uzun vizyonlu, Türkiye'nin geleceğini, Türkiye'nin gerçeklerini, karşı karşıya bulunduğu tehditleri dikkate alarak değerlendirmesinin ülkemiz için milletimiz için anamuhalefet partisi için de daha faydalı olacağını düşünüyorum. Anamuhalefet partisi demek iktidar alternatifi demek. Getirilecek bir düzenlemeden uzak durmak, ona karşı olmak bir iktidar alternatifi olamayacağı düşüncesinin hakim olması demektir. Bu da anamuhalefete yakışan bir iş değildir."   - "15 Temmuz, uzlaşma, birlik ve kardeşliği öğretti"   Yıldırım, 15 Temmuz'un uzlaşma, birlik, beraberlik ve kardeşliği öğrettiğini belirterek, "15 Temmuz nasıl 79 milyonu kenetlediyse, biz bu birlik ruhunu, sonuna kadar muhafaza etmek için bütün vatandaşlarımızın, birlik ve beraberlik içerisinde, ülkemizin geleceği, kardeşliği için var gücümüzle çalışacağız, gayret edeceğiz." dedi. Acil servislere başvuran hastaların sorunlarına da değinen Yıldırım, konuşmasını şöyle tamamladı: "112 marifetiyle gelen hastalardan yani acil olarak gelen hastalardan ayrıca para alınıyormuş. Bunun alınmaması lazım. Uygulamada bazı şikayetler var. Bu geliyor kulağıma, bu konuya dikkat edilmesi lazım. 112 çağrısı ile gelen bütün hastaların, baştan sona tedavilerinin yapılıp ayrıca para alınmaması lazım. Bu husus çok önemli. Diğer bir husus da kanser hastalarının ilaçlarından fark alınıyor. Bunun da alınmaması lazım. Bu ilaçlardan da fark alındığı yönünde bilgiler var, buna da dikkat etmemiz lazım. Bir başka konu da hanımefendileri ilgilendiriyor. Sezaryen oranları, özel hastanelerde yüzde 40-60 arasında değişiyor. Dünya standardı yüzde 15. Buna da dikkat etmek lazım. Anne sağlığı her şeyin önünde geliyor. Kamu hastanelerinde de yüksek, yüzden 20'den aşağı değil. Ama dünya standardı yüzde 15'tir. Yani en sağlıklı doğum, normal doğumdur. Müdahaleli doğum, tıbbi bir zorunluluksa yapacak bir şey yok ama benim anamın 10 tane çocuğu var hepsini de kendi doğal şekilde doğurmuş. Hiç bir şekilde hastaneye bile gitmemiş." Başbakan Yıldırım, hizmete açılan hastanenin ülkeye hayırlı olmasını diledi. Konuşmaların ardından Başbakan Yıldırım'a hediye takdim edilen tören, aile fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Daha sonra Yıldırım ve beraberindekiler hastaneyi gezdi. Törene, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş ve eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz da katıldı. (Bitti)