14.09.2014 Pazar 17:46
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Ertuğrul Gazi’nin huzurunda söz veriyoruz, onun başlattığı yürüyüş, ebediyete kadar devam edecek. Ecdaddan gelen bu miras, kim ne derse desin sonsuza kadar korunacak, gelecek nesillere emanet olarak devredilecek” dedi. Davutoğlu, Bilecik’in Söğüt ilçesinde düzenlenen 733. Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri’nde konuştu. Ahmet Davutoğlu, sözlerine, “Bir tohumdan bir çınar, bir obadan bir beylik, bir beylikten bir devlet, bir devletten bir dünya düzeni, bir nizam-ı alem çıkaran Türkmen obalarının, yörük obalarının yiğitleri, Ahiyan-ı Rum'un, Bacıyan-ı Rum'un torunları, bu mübarek mekanda Ertuğrul Gazi’nin huzurunda, bu kutlu mekanda, devletimizin tohumunun atıldığı mekanda hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum” diyerek başladı. Milletlerin gelenekleriyle, geleneklerin özünü taşıyan ahlaki erdemle yaşadığını vurgulayan Davutoğlu, “Milletler kurdukları düzenlerle tarihe derin izler bırakırlar. İşte bu milletler, tarihin özne milletleridir, öncü milletleridir, lider milletleridir. Bugün huzurunda bulunduğumuz Ertuğrul Gazi’nin attığı tohum, bütün insanlık tarihine göstermiştir ki bizim milletimiz tarihte ancak ve ancak özne olarak var olabilir, nesne olamaz, köle olamaz, müstevliler karşısında baş eğemez. Bizler aldığımız kültürle, aldığımız irfanla hep bu geleneği yaşatmanın mücadelesini verdik” diye konuştu. “ Hangi siyasi görüşten olursak olalım…” “Buraya atılan tohum, 1281 yılından beri, 733’üncüsünü kutladığımız bu kutlu şölen, sadece bir şölen değil, sadece hasat şükrü değildir” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti: “Buraya gelen Oğuz boyları her şükürde, birbirlerine şu sözü vermişlerdir; madem ki rabbimiz bu toprakları mekan kıldı, ebediyete kadar bu mekan bir vatan olarak özgür olacaktır. Ahitleşme budur. 733 yıldan beri her yıl, Oğuz boyları, Türkmen boyları buraya gelirler ve birbirlerine söz verirler, Allah huzurunda, tarih huzurunda söz verirler, Ertuğrul Gazi huzurunda söz verirler ve derler ki; 'biz ahlakın, irfanın, nizamın sözcüleri olacağız. Kaosun, kargaşanın, karşılıklı fitnenin ya da bozgunculuğun değil.' Şimdi bizler bugün bu geleneği yaşatmak için varız. Hangi siyasi görüşten olursak olalım, hangi partiye mensup olursak olalım, buraya geldiğimizde, bir tek bu ahit için geleceğiz. Her seferinde diyeceğiz ki biz bu topraklarda var oldukça bu topraklar ebediyyen hür ve özgür olacaktır. Bu al bayrak, bu topraklarda gururla, onurla dalgalanacaktır. Aziz Söğütlüler, Türkiye’nin her yerinden gelen Türkmen yiğitler, yörük yiğitler, Ertuğrul Gazi, obası, dedesi yola çıktığında, kendisine bir ufuk çizilmişti, rahmani bir ufuk çizilmişti. O ufku çizen, Hoca Ahmed Yesevi’nin getirdiği kültürdü. O ufukla buraya yürüdüler, sadece Ertuğrul Gazi, sadece Şeyh Edebali değil, Karslı Harakani, Bursa’da Geyikli Baba, Sarı Saltuk, Demirci Baba, Hacı Bektaşi Veli ve daha niceleri bir yola, bir yürüyüşe çıktılar, Allah için yürüdüler. Kendilerine amanet edilen bir miras için yürüdüler ve hala onun çocukları yürüyorlar, yürüyecekler, ebediyete kadar da yürüyecekler.” “ Biz bu mirasın takipçileriyiz” “Ertuğrul Gazi’nin huzurunda söz veriyoruz, onun başlattığı yürüyüş, ebediyete kadar devam edecek. Ecdaddan gelen bu miras, kim ne derse desin sonsuza kadar korunacak, gelecek nesillere emanet olarak devredilecek” diye konuşan Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: “Biz bu mirasın takipçileriyiz. Aşık Paşazade Tarihi der ki; Ertuğrul Gazi’nin, Oğuzhan’ın 7. göbekten torunudur, yine Hoca Ahmet Yesevi’yi bilenler bilirler ki, onun erenleri, bu yiğitlerin önlerini açtılar. Benim rahmetli babaannem, ‘Oğlunla ordu kızınla oba olasın’ diye dua ettiğinde arkasında şunu eklerdi; bir tarih bilinci olarak şunu eklerdi, 'Horasan’dır bizim ilimiz, İsfahan’dan geçti yolumuz.' O Oğuzboyları bizim soyumuzdur. Biz o tarihi kültür bilincini yaşatmak için Söğüt’te toplanıyoruz. Bir olmak, diri olmak için Söğüt’te toplanıyoruz. Hiçbir manzara bunu engelleyemez. Hep bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Yine Hoca Ahmet Yesevi’nin irfanı bizim yol göstericimizdir, rehberimizdir. Dedem rahmetli bana Ahmed-i Sani ismini verdiğinde büyük dedeme atfen verildiğini zannediyordum. Öğrendik ki o Hoca Ahmed Yesevi’nin adı, Ahmed-i Sani’ydi. Tüm Türkmen boyları doğan çocuklarına Ahmed-i Sani derken, Hoca Ahmed Yesevi’nin yolundan gitsin söylerlerdi. Ahmedi San-i, bu Türkmen boylarına İslam ahlakını öğreten Ahmed Yesevi’dir. Bizler bu topraklar şahit olsun, Allah şahit olsun ki hem Ahmed-i Evvel'in hem Ahmed-i Sani'nin takipçileriyiz. Hem Hira Mağarası'nın, hem Hoca Ahmed Yesevi'nin çilehanesinin o atmosferinden beslenmişiz. Dünyaya ve insanlığa çağrımız birlik çağrısıdır, barış çağrısıdır. Türkiye'deki her bir kardeşimize, 77 milyon kardeşimize çağrımız birlik çağrısıdır, barış çağrısıdır ve geleceğe ümitle bakma çağrısıdır." Türkiye Cumhuriyeti'nin, 20. yüzyılın konjonktürel şartlarında çıkmış nevzuhur bir devlet olmadığının altını çizen Davutoğlu, "Burada, 733 yıl sonra bir devletin tohumunun atılışını kutlamışsak ve o devletin tohumunu atan Ertuğrul Gazi'ye bu emanet Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad tarafından verilmişse, biz biliriz ki 1071'den bu yana Anadolu toprakları, Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti devleti çizgisinde hür ve bağımsız bir milletin aziz vatanı olmuştur" ifadesini kullandı. "Bu vatanda, her bir baş şehrimiz, her bir tohum atılan mekanımız bizim için azizdir" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti: "6 Eylül'de, 62. Hükümet'in Başbakanı olarak büyük bir onurla bu emaneti TBMM'den devraldığımda, güven oylamasını tamamladığımda önce Konya'ya, Selçuklu'nun başkentine gittim. Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinden güvenoyu almış olan bir Başbakan olarak Hz. Mevlana'nın huzuruna, Sultan Alaeddin Keykubat'ın huzuruna gittim. Anlamı şuydu, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara, Selçuklu'nun payitahtı Konya ile kardeştir ve Konya'dan esinlenmiştir. Dün ve geçen hafta İstanbul'a o kutsal, o mübarek şehre giderek, Eba Eyyüb El Ensari'nin huzuruna çıktım, ondan destur aldım. Ahmed-i Evvel'i misafir eden Eba Eylüb El Ensari'den destur aldım. Şimdi de Söğüt'teyiz ona irfanı veren bu mübarek zata, Ertuğrul Gazi'ye irfanı veren Ahmed-i Sani'nin Hoca Ahmedi Yesevi'nin manevi huzurunda Ertuğrul Gazi'nin mübarek mekanının huzurunda ondan destur almaya geldim. Hoca Ahmed Yesevi'den bu yana gelen o kültürel sürekliliği korumak için Selçuklu'dan Malazgirt'ten beri gelen siyasal sürekliliği korumak için izin almaya, selam vermeye geldik. Selam olsun Ertuğrul Gazi'ye, onun yiğitlerine, öncülerine, Ahiyan-ı Rum'a, Baciyan-ı Rum'a selam olsun." "Kim gelirse gelsin Söğüt kucak açacaktır" Tarihi unutan milletlerin geleceği bakamadıklarını, maziyi anlamayanların istikbali göremediklerini belirten Davutoğlu, "1281 hasat şükrünün ve bu güzel şenliklerin başladığı tarih, bir beylik bir oba, daha beylik bile değil. 1381, bu oba Kosova önlerinde artık bir devlet. 1481 Fatih Sultan Mehmet Han. İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han, devleti imparatorluğa dönüştürdükten sonra Hakk'a yürüdü. 1581, bu devlet yedi iklime hükmeden bir cihan devleti oldu. İşte biz bu çizgide Türkiye Cumhuriyeti devletini bir cihan devleti yapana kadar maziden aldığımız bu ilhamı Hoca Ahmed Yesevi'nin, Hz. Mevlana'nın, Emir Sultan'ın, Hacı Bayram-ı Veli'nin, Akşemseddin'in irfanını yeryüzünün her bir köşesine taşıyana kadar, bıkmadan usanmadan çalışacağız" diye konuştu. Bu gayrette bütün kardeşlerin ve obaların kendileriyle birlikte olacağını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti: "Hangi siyasi görüşten olursa olsun, bugün MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'de burada, ümit ederiz ki gelecek sene bütün siyasi liderler gelsin, kim gelirse gelsin Söğüt ona kucak açacaktır. Ertuğrul Gazi'den ilham almaya gelenler birlik ve beraberlik çağrısı yaparlar. Çağrımız o dur herkes Söğüt'e gelsin gelecek sene kucaklaşalım. Bir olalım, iri olalım, diri olalım. Aramızda görüş ayrılıkları olsa bile bunları zihnimizin ötesinde tutarak gönlümüzü birbirimize açalım. Emin olun, gönlümüzü birbirimize açtığımızda göreceğiz ki, aslında 77 milyonun her bir ferdi Türkiye'nin her bir köşesinde aynı inançla bakıyor, aynı yürekle yürüyor. Onun için bir kez daha Ertuğrul Gazi'yi rahmetle anıyoruz." "Şahitliğe şimdiden hazır olun" "Şükürler olsun ki bu mübarek mekan, bize vatan kılındı, işgal tehdit altına gelip Osman Gazi'nin mübarek türbesi, makamı tekmelendiğinde işgal orduları tarafından bu Türkmen obaları ve diğer bütün milletimizin unsurları ayağa kalktılar ve İstiklal bilincini ayağa kaldırdılar" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şükürler olsun ki bu hasat dönemi sadece maddi bir hasat dönemi değildir, manevi, kültürel bir hasat dönemidir. Şükürler olsun Rabbimize bu aziz mekan vatan kıldığı için ve rahmet olsun her bir ecdada, bu topraklara aziz kanlarını dökmüş olan. Ertuğrul Gazi'ye, Şeyh Edebali'ye, Dursun Fakih'e, Osman Gazi'ye ve onun ahfadından gelen bütün Osmanlılara rahmet olsun. Selam olsun Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti devleti çizgisi içinde tarihi süreklilik içinde 2023 yılında cumhuriyetimizin 100. yılında aynen bu şenliklerin 100. yılında bir oba devlete dönüştüğü gibi, 200. yılında bir devlet, bir imparatorluğa dönüştüğü gibi Türkiye Cumhuriyeti devleti de Ahiyan-ı Rum'un, Bacıyan-ı Rum'un torunları, sizlere selam olsun ki hep beraber Türkiye Cumhuriyeti devletinin 100. kuruluş yıl dönümünde burada, Söğüt'te buluşacağız ve bir cihan devletinin doğuşuna hep beraber şahitlik edeceğiz. Bu şahitliğe şimdiden hazır olan Türkmen boylarına, Oğuz obalarına selam olsun. Gittiğiniz dağlara, buluştuğunuz kardeşlerime siz de selamlarımı ilettin. Allah'a emanet olun. Allah yar ve yardımcımız olsun." Destici protokolden ayrıldı Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri’nin düzenlendiği Söğüt Stadı’na, eşi Sare Davutoğlu ile geldi. Stada girişinin ardından, tribünlerdeki vatandaşları selamlayan Davutoğlu, statta kurulan yörük çadırlarını ziyaret etti ve bir yörük çadırının önüne Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu temsil eden bayrak dikti. Başbakan Davutoğlu, protokoldeki yerine geçerken, burada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve diğer protokol üyeleriyle tokalaştı. Daha sonra, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam eden etkinlikler kapsamında, Başbakan Davutoğlu, Söğüt’ün toprağını, Çanakkale’ye ulaştırmak üzere protokol önüne gelen bisikletçilere teslim etti. Bu arada, etkinliklerde zaman zaman farklı siyasi partilere mensup vatandaşlar arasında gerginlik yaşandı. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, kendisine etkinliklerde konuşma hakkı verilmemesi üzerine organizasyonu yapan görevlilerle tartıştı ve tören alanını terk etmek istedi. Başbakan Davutoğlu'nun görüştüğü Destici, bir süre protokole ayrılan koltuklarda oturdu. Destici, kendisine söz verilmeyince, protokol koltuğundan kalkarak, statta başka bir yere oturdu. Başbakan Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, şenlikler kapsamında düzenlenen gösterileri de izledi. Törenlere Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam ve çok sayıda vatandaş katıldı. Osmanlı tarih havzası ve birlikte entegre proje Başbakan Davutoğlu, Bilecik’te Şeyh Edebali’nin türbesini ziyaret etti. Davutoğlu, ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, bugün bir kez daha tarihi bir gün yaşadıklarını, milletin tarihinde çok özel siyasi ve manevi önem taşıyan Bilecik’te, Ertuğrul Gazi’yi anma ve yörük şenliklerinin 733’üncüsünü gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu şenliklerin dünyada en uzun süreyle devam eden etkinlik olduğuna işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti: "Bu aynı zamanda bu topraklarda, devletimizin tohumlarının atıldığı bir dönemdir. Biz, bir kez daha bunu yad ederken, hatırlarken, Ertuğrul Gazi’yi, bütün bu diyarı, bize vatan kılmış olan büyüklerimizi, ecdadımızı hatırladık. Bu çerçevede sadece Söğütlüler ile değil yurdumuzun her bir köşesinden gelen kardeşlerimizle kucaklaştık. Bir kez daha Ertuğrul Gazi’nin huzurunda, bu toprakların ebediyen yurdumuz olacağına dair ahdimizi, sözümü tekrarladık.” Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Sayın valimizle, belediye başkanımızla, milletvekilimizle, ilgili arkadaşlarımızla konuştuk. Dursun fakih, Ertuğrul Gazi ve Şeyh Edebali arasındaki bölgenin tümünü bir tarih havzası haline dönüştürmek ve ayrıca buradan Yenişehir’den Bursa’ya, İznik’e olan havzayı da bir Osmanlı tarih havzası ve birlikte entegre proje halinde hem iç turizme hem dış turizme açacak adımları atma kararındayız. Çünkü bu dağlar, bu tepeler 600 yıl süren bir imparatorluğun, devletin tohumunun atıldığı tepeler. Her bir vatandaşımızın, genç neslin buralara gelerek bu hatıraları yaşaması, biçim için önem taşır. Dolayısıyla hem Söğüt’te Ertuğrul Gazi’nin huzurunda ve şimdi Şeyh Edebali’nin huzurunda bunu yad ederken bu havzanın, bütün dünyanın ilgisini çekecek bir nitelikte bir kültür havzası haline dönüşmesi için gerekli olan ne varsa yapılacak." Davutoğlu, ayrıca il müftüsü ile konuştuğunu, gerek Ertuğrul Gazi gerekse Şeyh Edebali’nin huzurunda her cuma, sabah namazından cuma namazına kadar sürede, aralıksız Kur'an-ı Kerim okunması kararı aldıklarını bildirdi. Söğüt Şenlikleri döneminde de bir hafta boyunca aralıksız hatimler indirilmesi ve bu konuda hafızların görevlendirilmesiyle ilgili karar verdiklerini anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Yine Bilecik’in çok yakından takip ettiği iki önemli projeyle ilgili bilgi aldım. Bu konuda da Ulaştırma Bakanımızı talimatlandırdık. Birisi, Bilecik’te hızlı tren istasyonunun bulunduğu hattın çevre yoluyla irtibatının sağlanması. En kısa zamanda bu programa, projeye alınacak. İnşallah gelecek sene Söğüt şenliğine geldiğimizde bu tamamlanmış olacak. Yine uzun zamandır Bileciklilerin takip ettiğini bildiğim, Bilecik-Yenişehir yolunda bazı yasal sorunlar çıkmıştı. Onun da bir an önce tamamlanması için gerekli talimatları verdik. Tekrar ihaleye çıkılacak, en kısa zamanda. Bilecik-Yenişehir hattı da tamamlanmış olacak." Buraya gelerek sadece tarihi yad etmekle, Ertuğrul Gazi ve Şeyh Edebali’ne manevi borcu ödemekle kalmadıklarını vurgulayan Davutoğlu, "Bilecikimizle ilgili sorunları da dinleyip bu sorunlarla ilgili adımların, süratle talimatlarını verdim. Allah, bu topraklarda her zaman ebediyen, bu değerlerin yaşamasını nasip eylesin. İstiklal Harbi’nin hemen öncesinde burada yaşanan işgal gibi işgali bir daha göstermesin. Kuruluşun ve kurtuluşun beşiği olan Bilecik’in taşıdığı değerleri korumayı da nasip etsin istiyorum" görüşünü paylaştı. Başbakan Davutoğlu, daha sonra türbe önünde toplanan vatandaşlarla tek tek tokalaştı ve hatıra fotoğrafı çekindi.