"Bunu söylemeye gücümüz de yetiyor''

08.02.2013 Cuma 02:54

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AB süreciyle ilgili, ''Biz artık Sarkozy'nin, Merkel'in veya bir başkasının Türkiye'ye karşı aldığı tavırlarla işi yavaşlatma eylemlerine karşı onlara bir şey söylüyoruz; tavrınızı açıkça ortaya koyun. Karar verecek noktadayız. Bunu söylemeye gücümüz de yetiyor'' dedi.      Arınç, SKY Türk 360 televizyonunda yayınlanan Siyaset Meydanı programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.      Terör sorununun çözümü sürecinde ''empati yapma anlamında'' sarf ettiği bazı açıklamaların hatırlatılması üzerine Arınç, BDP'lilerin teröristlerle kucaklaşması konusunda en ağır eleştirileri yaptığını, diğer yandan da insan hakları ihlallerini yaşayan ''genç bir kadın'' hakkında düşüncelerini ifade ettiğini söyledi. Bunların birbirinden ayrılmasının zorunlu olduğunu belirten Arınç, terörü meydana getiren sebeplerin ortadan kaldırılması gerektiğini dile getirdi.      Sadece şiddet kullanarak çözüme gidilemeyeceğinin altını çizen Arınç, ''Biz Sri Lanka'daki Tamil gerillalarını öldürecek bir zihniyete sahip değiliz. Hukuk içerisinde bu mücadeleyi yapıyoruz. Bu mücadele hukuk içerisinde olmaya devam edecek'' dedi.      Geçmişte bu konuda hatalar yapıldığını da kaydeden Arınç, ''1980-90'lı yıllara bakıyorum, aslında çok küçük, çok lokal bir olayken, önlenmesi çok kolayken bugün devasa bir sorun haline getirilmiş. Biz onunla karşı karşıyayız. Ejderha olmuş, biz ejderhayla mücadele ediyoruz'' diye konuştu.      Arınç, terörle mücadelede, halkı kazanma, kültürel haklarını verme, anayasal güvenceye kavuşturma konusunda çalışmalar yapıldığını anlatarak, son 1 yılda terörle mücadeledeki başarının temelinde bunun olduğunu söyledi.      Bir insanın bile burnunun kanamasını istemediklerini vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:      ''Bu sorunu kökünden çözebilecek, aklımız neye yetiyorsa onu yapmak üzere hazırlıklarımızı yaptık. İşe bir yerden başladık. Halkımız da bize güveniyor. Seçimlerde yüzde 50 oy verdi. Bugün de bu yüzde 50'nin arkasında. Aslında çok oy kaybettirecek, çok büyük bir risk bu. Gözyaşlarının sel olduğu, herkesin travma yaşadığı, herkesin kamplaştığı, herkesin nefret içerisine girdiği bir Türkiye'de siz bu adamla görüşmeyi bir şekilde MİT'e başlattırıp, 'bir arkasından bakalım inşallah sonu hayırlı olur' diye yola çıkıyorsunuz. Millet size 'biz güveniyoruz, bunlar yaparsa doğru yapar' diye destek veriyor. Bakmayın Oktay Vural'ın, bir başkasının söylediklerine. Bunları, kimse kulağını açıp da bir gramına bile değer vermiyor.''      ''Toplumun bir kesiminde karşılığı var'' denilmesi üzerine Arınç, ''Elbette var ama o insanlar bile 'inşallah bu işte başarırsınız, ülke bu sorundan kurtulur' diyor. Şehit aileleri de buna yakın. Mutlaka gazilerimiz ve diğerleri de 'yeter ki bu iş bitsin' düşüncesindeler. O yüzden başarılı olmaya mecburuz'' değerlendirmesinde bulundu.           -''Kürt işadamlarına yönelik değil''-           Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Yasa'ya yönelik, eleştiri ve endişelerin dile getirilmesi üzerine Arınç, konunun yanlış anlatıldığını söyledi.      BM'nin, Avrupa Konseyi'nin uluslararası terörle mücadelede aldığı kararlar olduğunu belirten Arınç, ''Bu Türkiye içine yönelik tedbirlerden ziyade, uluslararası bir ilişkidir. Biz bunu bir süre içinde kabul etmediğimiz takdirde belli konularda Türkiye dışlanacaktı. Bunu göze alamayız. İkincisi zaten doğru bir düzenleme. Bunu yapmak zorundayız'' ifadesini kullandı.      BDP'lilerin yasanın ''Kürt işadamlarına'' yönelik olduğu itirazlarında bulunduklarını kaydeden Arınç, ''İşin özü o değil'' dedi. Dünyada terörle ortak mücadele edilmesi, ortak kararlar alınması gerektiğini vurgulayan Arınç, ''Yerelde de Türkiye söz sahibi olacak, Amerika istediği için Türkiye aynı şeyi uygulamak zorunda değil. O talebi alacak, kendisi değerlendirecek ve bir karar verecek. Ne Kürt işadamlarına yöneliktir, ne El-Kaide'dir, ne şudur, ne budur ama belki hepsidir. Yeter ki terörle bağlantısı açık delillerle ortaya konulmuş olsun'' diye konuştu.      Bütün terör örgütlerinin maddi kaynaklarının kurutulması gerektiğini vurgulayan Arınç, ''Terörle ortak mücadele edilirse dünyada işimiz daha da kolaylaşır'' dedi.      ABD'nin Ankara Büyükelçiliği girişindeki saldırıyla ilgili güvenlik zafiyeti olup olmadığı yönündeki soru üzerine Arınç, emniyet ve istihbaratın geçmişe göre çok daha iyi çalıştığını belirtti. Arınç, ''Ama herkesin başına bir polis, jandarma koymak mümkün değil. Herkesi her an 24 saat takip etmek mümkün değil. Kılık değiştirebilirler, sahte pasaport kullanabilirler. Esasen bu insan daha kapıdayken patlatmayı amaçlamış. Yoksa ABD Büyükelçiliği'ne girmek mümkün mü-'' diye konuştu.      Eylemlerin yüzde 90'ının gerçekleştirilmeden önlendiğini anlatan Arınç, güvenlik güçlerinin kutlanması gerektiğini söyledi.      Saldırıda yaralanan gazeteci Didem Tuncay'ı ziyaret ettiğini de anlatan Arınç, Tuncay'ın durumunun iyi olduğunu, kendisiyle çok iyi konuştuğunu belirtti.           -''Kara sevdalı değiliz''-           Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AB ile ilgili ''Bir yere kadar bekleriz. Ondan sonra noktayı koyarız'' ifadesi hatırlatılarak, ''Türkiye gerçekten noktayı koyar mı-'' sorusu üzerine Arınç, ''Koyar. Biz şu anda çok güçlüyüz. AB kendi dünyasında, kendi açmazları içerisinde. Eskiden sanki biz AB'ye muhtaçmışız gibi biraz daha aşağılarda durabiliyorduk, onlar da biraz tepelerde duruyordu. Ama biz bir standart olarak gördük AB'yi, hukuk ve demokrasi standardı'' dedi.      Arınç, Türkiye'nin bugün daha iddialı olduğunu dile getirerek, ''Biz artık Sarkozy'nin, Merkel'in veya bir başkasının Türkiye'ye karşı aldığı tavırlarla işi yavaşlatma eylemlerine karşı onlara bir şey söylüyoruz; tavrınızı açıkça ortaya koyun. Karar verecek noktadayız. Bunu söylemeye gücümüz de yetiyor'' ifadesini kullandı.      Avrupa'daki ekonomik sıkıntıya değinen ve İngiltere'de David Cameron'un iktidar olması halinde 2015'te AB'yi referanduma götüreceğini söylediğini dile getiren Arınç, ''Biz Cameron'dan daha ciddiyetsiz değiliz. İşi bu noktada daha ciddi koymak... 'Bizim hedefimiz bu. Hedefimizden dönmedik ama bizi oyalamayın. Bize karşı bu hareketiniz küçültücü bir harekettir. Ayağınızı denk alın' deme noktasındayız. Sayın Başbakan bunu çok güzel ifade ediyor'' diye konuştu.      ''Var mı başka bir dünya arayışı'' sorusuna Arınç, ''İkili ilişkilerimizi veya çok ortaklı çalışmalarımızı devam ettiririz ama bunlar AB'nin alternatifi değil. Şangay'dan bahsediyorsanız'' karşılığını verdi.      Türkiye'nin çok taraflı diplomasiyle iyi sonuçlar aldığını ve Avrupa'daki talep daralmasına karşın ihracatının sürekli arttığını vurgulayan Arınç, ''AB hedefimiz bu şartlar altında değil, biraz daha hızlanarak... Türkiye gerçekten bir ortak kabul edilmek suretiyle... Çünkü biz kara sevdalı değiliz. Sözleşme yaptık. Ahdi bir ilişkimiz var. O sözleşmeye göre kriterleri yerine getireceğiz. Getirdiğimiz anda da bizi almak zorundalar. İmtiyazlı ortaklık yok artık. Bir süre ağızlarında gevelediler ama doğrusu bu Türkiye için küçültücü olur. Ya tam üyelik ya tam hiç'' değerlendirmesinde bulundu.