Bozdağ: Gülenin iadesini görüşmek için ABD'ye gidebilirim

Adalet Bakanı Bozdağ: "(FETÖ elebaşı Gülen'in iadesi) Gerekirse bizzat yeniden bu konuyu Sayın Bakan (Adalet Bakanı Jeff Sessions) ile görüşmek üzere ABD'ye gidebilirim. Sayın Bakan'ı da Türkiye'ye davet edeceğim. Türkiye'de de bunu

24.02.2017 Cuma 01:58

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in iadesi sürecine ilişkin, ABD'nin yeni Adalet Bakanı Jeff Sessions ile görüşmek üzere bu ülkeye gidebileceğini belirterek, "Sayın Bakan'ı da Türkiye'ye davet edeceğim. Türkiye'de de bunu konuşabiliriz." dedi. Bozdağ, CNN Türk televizyonunda katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Sessions'a bir mektup gönderdiği hatırlatılarak, "Mektubunuzun içeriğinde temelde ne vardı ve nasıl bir karar çıkacağını düşünüyorsunuz bu süreçte?" sorusu üzerine Bozdağ, ABD'nin yeni Adalet Bakanı'na görevinde tebrik ve başarı ileten bir mektup gönderdiğini söyledi. Bozdağ, "Türkiye ve ABD ilişkileri, iki ülke bakanlıkları arasında en önemli gündem olan FETÖ lideri terörist Gülen'in iadesi konusuna Türkiye'nin verdiği önemi, bunun Türkiye-ABD ilişkileri bakımından arz ettiği hassasiyeti ve bunun iadesinin Türkiye-ABD ilişkilerini olumlu etkileyeceğine dair kanaatimi ifade eden bir mektup gönderdim." diye konuştu. Yeni yönetimin bu konuda olumlu adımlar atacağına yönelik bir izlenimi olup olmadığı sorulan Bozdağ, yapılan açıklamalara bakıldığında bir farklılık bulunduğunu dile getirdi. Olumlu anlamda bir değerlendirme gördüklerini anlatan Bozdağ, yeni Adalet Bakanı göreve geldikten sonra gönderdiği mektubun yanı sıra telefonla görüşme talebinin de bulunduğunu bildirdi. Bozdağ, "Gerekirse bizzat yeniden bu konuyu Sayın Bakan ile görüşmek üzere ABD'ye gidebilirim. Sayın Bakan'ı da Türkiye'ye davet edeceğim. Türkiye'de de bunu konuşabiliriz." ifadelerini kullandı. Bozdağ, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'den iadesine ilişkin daha önce gönderilen belgelerin hangi kurumda olduğuna yönelik soruyu da yanıtladı. Bu belgelerin ABD Adalet Bakanlığında bulunduğu bilgisini veren Bozdağ, bunların yargı makamlarına gönderilmesini daha önce bizzat istediklerini ifade ederek, muhataplarınca, "Bu dosyaların yargı nezdinde savunucusu olacağız, Türkiye'nin avukatı olacağız. Elimizi daha güçlü hale getirip öyle gönderelim diye düşünüyoruz." denildiğini aktardı. Kendisinin de bu dosyaların yeterli delil içeren sağlam dosyalar olduğunu ifade ettiğini dile getiren Bozdağ, kararı mahkemenin vermesi için gönderilmesini istediğini anlattı. "O günden bugüne dosya hala gitmedi." diyen Bozdağ, bu süreçte FETÖ elebaşı Gülen'in bir yandan medya yoluyla, bir yandan örgüt üyeleri vasıtasıyla talimatlar vermeye devam ettiğini hatırlattı. Bozdağ, FETÖ'nün "artık hiçbir ülke için kullanışlı" olmadığını ifade ederek, bu örgütün kullanılacak vasfının kalmadığını kaydetti. - FETÖ elebaşı Gülen için Kanada'da çiftlik satın almışlar ABD'nin, terör örgütü elebaşı Gülen'i iade etmeme kararı alması durumunda Türkiye'nin tepkisinin ne olacağı sorulan Bozdağ, bunun iki ülke ilişkilerine onarılması güç, büyük zararlar vereceğine dikkati çekti. Bozdağ, FETÖ elebaşı Gülen'in üçüncü bir ülkeye gidip gitmemesi yönündeki soruya karşılık, örgütün bazı yerlerde çiftlikler satın aldığına dair ciddi istihbaratlar olduğunu bildirdi. Özellikle Kanada'da büyük bir çiftlik alındığına yönelik istihbarat bulunduğunu belirten Bozdağ, bu bilginin ABD adli makamlarına da gönderildiğini ifade etti. Kanada ile Türkiye arasında bir anlaşma olmadığı için bu ülkenin biraz daha tercih edildiğini dile getiren Bozdağ, örgütün Mısır'ın yanı sıra Güney Afrika, Brezilya gibi bölgelerde de arayışlarının olduğunu vurguladı. Sürecin siyasi ayağının yanı sıra "ByLock" kullanan bir siyasetçi tespiti olup olmadığı sorulan Bozdağ, "Soruşturmalar içinde şüpheli olan ve sanık olanlara baktığınızda onların içinde geçmişte siyaset yapmış pek çok kişi var." yanıtını verdi. Bozdağ, "ByLock"la ilgili çalışmaların da devam ettiğini belirtti. - Görevden alma ve meslekten ihraç kararları Adalet Bakanı Bozdağ, görevden almalar ve ihraçlar konusunda daha hassas bir mekanizma kurulup kurulamayacağı sorusu üzerine, şu anda kamudan uzaklaştırılan binlerce kişi bulunduğunu anımsattı. Devletin hem kendisini hem de milletini korumakla yükümlü olduğuna işaret eden Bozdağ, Almanya'da yaklaşık 500 bin kişinin Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesi sonrası kamudaki görevlerinden uzaklaştırıldığını hatırlattı. Bozdağ, şöyle konuştu: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi verdiği değişik kararlarda şunu açıkça ifade ediyor; 'Her devlet çalıştırdığı kişilerde sadakat arar. Devletin bu hakkıdır. Sadakatinden şüphe ettiği veya sadakatsizliği ortaya çıkan kişilerle de çalışmama hakkına sahiptir.' Şimdi bir şirket için biz bunu söylüyoruz, şirkete ihanet eden birisini kapıya koyuyorlar. Devlete birisi ihanet ettiği zaman, sadakati ortadan kaldıran eylem ve söylemler içine girdiği zaman devlet de bu konuda gereken adımları atmak durumundadır. Atmazsa kendi varlığı için tehdit olur." Son çıkan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile olağanüstü hal işlemlerini incelemek üzere 7 kişiden oluşan bir komisyon kurulduğunu anlatan Bozdağ, bütün itirazların buraya getirileceğini söyledi. Bozdağ, Yargıtay, Danıştay, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığından birer, Başbakanlıktan üç kişinin yer aldığı komisyonun müracaatları değerlendireceği ve talepler kabul edildiğinde KHK'ya gerek kalmadan göreve iadelerin gerçekleşeceği bilgisini paylaştı. Komisyon talepleri reddettiğinde ise yargı yolunun açılacağını anlatan Bozdağ, "Hiç eksiklik olmamıştır demek doğru değil çünkü sonuçta insan yapıyor bunu." değerlendirmesini yaptı. Bozdağ, görevden almaların sadece FETÖ ile ilgili olmadığını belirterek, bazılarının başka örgütlerle irtibatı nedeniyle uzaklaştırıldığına değindi. Bozdağ, komisyonun 7 kişiden oluşması nedeniyle teknik olarak bunun altından kalkıp kalkamayacağı sorusu üzerine, komisyona çalışmalarında yardımcı olacak uzmanlar bulunacağını bildirdi. - "Kararsızların fazla yüksek olduğunu düşünmüyorum" Anayasa değişikliğini içeren halk oylamasına ilişkin tahmini de sorulan Bozdağ, bir oran veremeyeceğini, hiçbir seçim ve referandumda oran vermediğini dile getirdi. Bir fikrinin olduğunu ve bunu kamuoyuyla paylaşmayı doğru bulmadığını, bir oran yazıp arkadaşlarına verdiğini belirten Bozdağ, "Bir iddia mı söz konusu?" sorusuna karşılık, şunları söyledi: "Ben hayatta iddiaya girmem. Böyle büyük bir reformu iddia konusu yapmak hiç doğru değil. Benim gördüğüm şey, halkın büyük bir çoğunluğu buna 'evet' diyecek. Bıçaksırtı bir durum görmüyorum ama bunun oranı nedir söyleyemem. Oran vermek halkın iradesine sınır koymak olur. Kamuoyunda 'hayır' propagandası yapanlar 'hayır önde', diğer çevreler 'evet önde' şeklinde kendi cenahından söylüyor ama işin realitesi çok açık. Yapılan anketler var. Bazı anket firmaları da oranları yakın göstererek biraz müşteri kızıştırıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımızın katıldığı toplantılara, gittiği illere ben de gittim. Bundan önceki büyük toplantılardan daha büyük bir katılım var. Halkın kafası çok net. Kararsızların fazla yüksek olduğunu düşünmüyorum. Seçim süreci başladığında vatandaşın bir kararı var. Karar vermeyen az bir grup var, onlar da süreç içinde kararını oluşturuyor. Kararsız kalanlar, 'evet' oyunu yüzde 56'nın altına düşürecek bir oran değil, 'hayır' oylarını da yüzde 50'nin üzerine çıkaracak bir oran hiç değil." - "Bu millet Halaçoğlu'ndan çok daha akıllı" MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, "Hükümet halk oylamasına bir hafta kala 'çatışma ve savaş var' diyerek sandığı iptal edebilir." iddiasının hatırlatılması üzerine Bakan Bozdağ, böyle bir şeyin söz konusu olmayacağını dile getirdi. Halaçoğlu'nun bir propaganda yaptığını, bunun da propagandanın bir parçası olduğuna dikkati çeken Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu: "16 Nisan'da milletimiz sandığa gidecek ve sandıkta kararını söyleyecek. Hepimiz o karar saygı duyacağız. CHP'nin Anayasa Mahkemesine gitmekten vazgeçmesi de bir başka propaganda. Samimi bir yaklaşım değil, taktik bir hamle. Anayasa Mahkemesi bu talebi reddedecek, çok açık. Bunun böyle olduğunu bilmek için Anayasa Mahkemesi üyesi olmaya gerek yok. Şimdi bunu Halaçoğlu söylüyor, yarın başkaları da başka şeyler söyleyecektir. Bilerek bu tür operasyonları daha çok yapacaklar. Operasyonlarla süreci olumsuz etkileyeceklerini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Bu millet Halaçoğlu'ndan çok daha akıllı." Bozdağ, ilerleyen süreçte genel af ve bedelli askerlikle ilgili bir gelişme olup olmayacağına yönelik sorulara karşılık, her iki konuda da bir çalışmanın söz konusu olmadığını açıkladı. İdam tartışmalarına ilişkin soruya da Bakan Bozdağ, "İdam konusu anayasa konusu. Şu anda gündemimizde değil. Gündemimizde referandum var. Bu parlamentonun takdir edeceği bir konu. Anayasa değiştirilmeden idam cezası gelemez. Anayasa, idam cezasının verilemeyeceğini dair hüküm içermektedir. Bu çok açık." yanıtını verdi. - Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin düşürülmesi "(HDP Eş Genel Başkanı) Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin düşürülmesi hemen referandum öncesine denk geldi. Bu durumda 'Acaba AK Parti milliyetçi oyları yükseltmek için mi böyle bir hamle yaptı?' sorusu akıllara geliyor. Bu konuda değerlendirmeniz nedir?" denilmesi üzerine Bozdağ, milletvekillerinin dokunulmazlıklarıyla ilgili karar alındığında referandum konusunun gündemde olmadığını hatırlattı. Yüksekdağ ile ilgili kararın çok önceden verildiğini de anımsatan Bozdağ, "Karar, Yargıtay aşamasından geçmiş kesinleşmiş bir karar. Kararın Meclis'te okunması tamamen bu döneme rastlamasıyla alakalı. Yüksekdağ'ın vekil olması nedeniyle yargılama süreçleri, anayasa gereği durduğu için karar çıkmadı. Anayasa sürecin önünü açınca bu süreç işledi ve karar kesinleşti. Meclis Genel Kurulu'nda karar okunduğu an milletvekilliği düşer. Bunun referandumla uzaktan yakından alakası yok." açıklamasını yaptı. Adalet Bakanı Bozdağ, "Halk oylamasında CHP ve HDP seçmeninden oy alabileceğinizi düşünüyor musunuz?" sorusuna, "CHP'ye oy veren bazı seçmenler 'evet' diyeceğini söylüyor. Çok büyük bir rakam değil ama bize göre de önemli bir rakam. HDP'ye oy verenlerden de 'evet' diyecekler var. Ben 'evet'lerin diğer partilerden gelecek oylarla da artacağını düşünüyorum. Meclis'te olmayan partilerden de oy gelebilir." karşılığını verdi.