21.11.2016 Pazartesi 13:21
TBMM AB Uyum Komisyonu Sözcüsü ve AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, İstanbul'da gerçekleştirilen NATO PA 62. Genel Kurulu'nda AA muhabirine yaptığı açıklama, kurulun "Güvenliğin Siyasi Boyutu Komitesi"nde delege olarak görev aldığını anımsatarak özellikle mültecilerle ilgili sorunlara Avrupalı delegeler tarafından sessiz kalındığını ya da sorunların görmezlikten gelindiğini söyledi. Avrupa Birliğince kurulan Avrupa Polis Ofisi'nin (EUROPOL) mültecilerle ilgili bu yıl hazırladığı bir rapora dikkati çeken Taşkesenlioğlu, raporun açıklanmasının ardından ise hiçbir şey yapılmamasını eleştirdi. Taşkesenlioğlu, "Son bir sene içerisinde EUROPOL kayıtlarına göre 10 bin mülteci çocuk Avrupa'da kayboldu. Şu anda ise bu çocukların hakları, durumları hatta nerede oldukları ile ilgili herhangi bir bilgi dahi yok. Çocuklardan 5 bini İtalya topraklarına girdikten sonra, 3 bin 500'ü de Almanya topraklarında kayboldu. Yine rapora göre bu çocuklarımız 13 ila 16 yaş arasında değişiyor." diye konuştu. "Rakamın daha fazla olmasından endişe ediyoruz" Avrupa'da kayıp olan 10 bin mülteci çocuğun akıbetini bütün ulusal ve uluslararası platformlarda sormaya devam edeceklerini aktaran Taşkesenlioğlu, rakamın resmi bir rakam olduğunu ve kayıt altında olmayanlarla birlikte bu rakamın çok daha fazla olmasından endişe ettiklerini dile getirdi. Uzmanların, çocukların organ mafyası ya da uyuşturucu işiyle ilgilenen diğer illegal örgütler tarafından da kaçırılmış olma ihtimalinin yüksek olduğuna vurgu yaptıklarını dile getiren Taşkesenlioğlu, kayıp çocukların DEAŞ ve buna benzer terör örgütlerince de kullanılma durumlarının söz konusu olduğuna işaret etti. EUROPOL kayıtlarıyla konuştuklarına dikkati çeken Taşkesenlioğlu, şöyle devam etti: "Buna rağmen halen Avrupa'dan gelen mevkidaşlarımız bunlarla ilgili en ufak bir şey söylemekten ya imtina etmekte ya da reddetmekte. Demokrasiyi, insan haklarını tüm dünyaya öğretmeye nam salmış olan bir Avrupa maalesef hala bu konuda sessiz. Çünkü suçlular. Bunların akıbetleriyle yüzleşmekten kaçıyorlar. Bu 10 bin çocuğu koruyamadıkları için insan hakları sözleşmesine aykırı davranmış oldular. Uluslararası camiadan ceza almaktan korktukları için de bu anlamda sessiz kalıyorlar."