Beşeri sermayemizin kalitesini artırmamız lazım

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, enflasyon ile ilgili, "Bugün toplantıya çağırdım gıda komitesini. Bizim ciddi tedbir almamız lazım. Alacağız inşallah. Bunu net olarak ifade edeyim." dedi.

05.05.2017 Cuma 14:29

Şimşek, bu yıl "Türkiye Geleceğini Yeniden Tasarlıyor" ana temasıyla gerçekleştirilen Forum İstanbul 2017'de, küresel ekonominin uzun süreden sonra ilk defa toparlandığını kaydetti. AB'de bütün göstergelerin büyümenin ivme kazanacağı yönünde olduğunu belirten Şimşek, bunun Türkiye'nin ihracatı ve büyümenin yeniden dengelenmesi için önemli olduğunu dile getirdi. Şimşek, küresel açıdan bakıldığı zaman enflasyonun hala kontrol altında olduğunu kaydetti. Gelecek yıllarda küresel ekonomide satın alma gücü paritesi ile gelişmekte olan ekonomilerin payının büyük olduğunu vurgulayan Şimşek, "Türkiye'nin de bu dönemde katkısı güçlü olacak. 2016 sonrası dönemde, 2022'ye kadar küresel GSYH'da satın alma gücü paritesi ile genişlemede, Türkiye'nin payı yüzde 1,6 civarında olacak." diye konuştu. Şimşek, kısa vadede para politikasının beklenenden daha az sıkılaştırılmasının bir risk olduğunu ama böyle bir şey öngörmediklerini ifade etti. Merkez bankalarının bilançolarının küresel kriz sonrası dönemde muazzam bir şekilde genişlediğine dikkati çeken Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Hala da devam ediyor. Burada acaba hızlı bir duruş, sonra da beklenenden hızlı bir sıkılaştırma olur mu? O soru işareti. Burada Fed çok önemli. Burada 2 faiz artışı öngörülüyor. Haziranda yüzde 100'e yakın bir olasılık, sonrasında da bir faiz artışı... Böyle olursa piyasalar açısından çok büyük bir sürpriz olmaz, zaten öngörülen bir şey. Esas konuştuğumuz risk bundan daha hızlı gitmesi. Ama şu anda da çok olası görünmüyor."   -"Büyümede ufak bir sorunumuz var. İç talep ağırlıklı büyüyoruz" Mehmet Şimşek, gelecek bir iki yılda küresel likiditede bugüne oranla göreceli olarak bir sıkılaşma riski olduğunu söyledi. Küresel siyasi belirsizlik ile piyasadaki volatilite arasında aslında geçmişte yakın bir ilişki olduğunu anımsatan Şimşek, bu ilişkinin son dönemde koptuğunu kaydetti. Şimşek, küresel borçluluk oranlarının baş döndürücü olduğuna işaret ederek, "Son küresel krizden bu yana küresel borç 70 trilyon dolar arttı. Bu inanılmaz bir şey. Küresel milli gelir neredeyse yerinde saydı bu dönemde. Onun için bu bir sorun. Yani bir noktada yüzleşleşmemiz gerekecek. Daha yüksek enflasyonla mı, başka tür mü bilmiyorum, ama bu bir sorun." diye konuştu. Türkiye ekonomisi ile ilgili de değerlendirmelerini paylaşan Şimşek, Türkiye'de bütün kısa vadeli göstergelerin büyümenin hızlanacağına işaret ettiğini dile getirdi. Şimşek, piyasalarda bir normalleşme olduğunu, bunların büyümeyi destekleyici gelişme şeklinde seyrettiğine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Büyümede ufak bir sorunumuz var. İç talep ağırlıklı büyüyoruz. Yeniden dengelenme sürecinin başlaması, güçlenmesi gerekiyor. Ümit ederiz ki dış talepteki büyüme bunu sağlar. Cari açık son yıllarda gerçekten ciddi bir iyileşme gösterdi. Bu kısmen küresel enerji fiyatlarıyla ilişkili ama kısmen biz de biraz çabaladık. Ama bu sene cari açık biraz artabilir. Yani yüzde 4'ün biraz üzerine çıkabilir. Hem petrol fiyatlarında bir miktar artış oldu, hem de büyüme bu kadar hızla gidecekse, takdir edeceksiniz ki kısmen o yansır."   -"Politika çalışır, sabretmek lazım, doğru politikayı kurgulamak lazım" Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin küresel ekonomi içerisinde yüzde 1 ila 1,7 arasında değişik göstergelere göre payı olduğunu söyledi. Enflasyonun daha önce tek haneye indiğini ama şimdi çift haneli rakamların olduğunu belirterek, "Bu kabul edilebilir bir durum değil." değerlendirmesinde bulundu. "Başkan da ben de aynı fikirdeyiz." diyen Şimşek, "Yani bu konuda net bir tavrımız var. Teşekkür ediyorum; ciddi bir sıkılaşmaya gittiler. Millet biraz aceleci, biraz sabretmek lazım. Bunun gecikmeli etkisi ortaya çıkacak. Yani genelde öyle olur. Yani para politikası hemen ertesi gün çalışmaz. Biraz sabır lazım. Politika çalışır, sabretmek lazım, doğru politikayı kurgulamak lazım. Onun için burada kur etkili oldu ama şimdi göreceli istikrar destekleyici noktada. Buradaki esas husus gıda fiyatları. Bugün toplantıya çağırdım gıda komitesini. Bizim ciddi tedbir almamız lazım. Alacağız inşallah. Bunu net olarak ifade edeyim." ifadelerini kullandı. Şimşek, istihdamdaki artışın devam ettiğini ama eski hızında olmadığını kaydetti. 7,3 milyon vatandaşa iş bulunduğunu hatırlatan Şimşek, aslında küresel kriz sonrası dönemde bunun büyük bir başarı olduğunu dile getirdi. Şimşek, işsizlik oranının da yüksek olduğuna dikkati çekerek, "Şu anda geçici olarak zirveyi bulduk diyebiliriz. İşsizlik oranları aşağı doğru inmeye başlayacak ama kalıcı bir şekilde indirmek için reform gerekiyor." diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, teknolojilere destek vermek için banka kurma planları ile ilgili, "Ya bir banka yapılandırmak lazım ya da yeni bir banka kurmak lazım. Ama o konuda kararı önümüzdeki aylarda vermemiz lazım." dedi. Şimşek, bu yıl "Türkiye Geleceğini Yeniden Tasarlıyor" ana temasıyla gerçekleştirilen Forum İstanbul 2017'de, bankacılık sektörünün sağlıklı yapısını koruduğunu vurguladı. Özellikle bu kadar büyük ölçekte kur şokuna rağmen döviz cinsinden tahsili gecikmiş kredilerin oranının yüzde 1'ler civarında olmasının risklerin çok iyi yönetildiğini gösterdiğini belirten Şimşek, "Burada da ufak bir sorun var. O da şu; bizim sistem yeterince büyük değil. Mevduatın yüzde 125'ini kredi olarak vermişiz. Ya tasarruflar artacak ya da dış kaynak gelecek." ifadelerini kullandı. Şimşek, kamu maliyesinin her zaman en güçlü oldukları taraflardan birisi olduğunu anımsattı. Orada ufak bir miktar genişleme olduğunu, onun ölçüsünün önemli olduğuna işaret eden Şimşek, "Onu sınırlamak lazım. Geçen sene gerek darbe, gerek terör, gerek ekonomideki yavaşlama, gerekse de bizim aldığımız bir takım tedbirler nedeniyle açık ciddi bir şekilde arttı. Ama hala Maastricht kriterleriyle uyumlu. Geçen sene genel devlet açığı yüzde 1,6 ve diğer ülkelerle karşılaştırdığınız zaman son derece makul bir oran. Ama burada önemli olan çok açılmamak." diye konuştu. Şimşek, büyümenin tekrar yüzde 5-6 patikasına oturtulması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin gelir dağılımını göreceli olarak iyileştiren dünyadaki nadir ülkelerden birisi olduğunu vurgulayan Şimşek, fakat Türkiye'nin yüksek ve kapsayıcı büyüme için reforma ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.   - "Türkiye'nin geleceği parlak" Mehmet Şimşek, "Her şeyin başı insandır. Beşeri sermayemizin kalitesini artırmamız lazım." dedi. Büyüme ile eğitim düzeyi arasında pozitif bir korelasyon olduğuna işaret eden Şimşek, "2000'li yılların başında 25 yaş üstü nüfus ilkokul mezunu iken, bugünkü okuma çağındaki nüfusu dikkate alırsak Türkiye önümüzdeki 10 yıllarda rahat bir şekilde 15-16 yıllık bir eğitim düzeyine ulaşabilir. Bu da önümüzdeki Türkiye'nin geleceğini parlak olduğunu gösteriyor." diye konuştu. Şimşek, hükümet olarak eğitime öncelik vermelerinin etkisiyle eğitime erişimin hızlı bir şekilde arttığını belirterek, "600 bin civarında öğretmen aldık. Öğretmen ve derslik başına öğrenci sayısı düştü. Bu, eğitimde kalitenin arttığının, artacağının çok güzel bir ifadesi. Bu PISA sınavlarına arzuladığımız düzeyde yansımıyor. Ama onun için de yapacaklarımız var." ifadelerini kullandı. Başbakan Yardımcısı Şimşek, şunları kaydetti: "En önemli konulardan biri 3 yaş ve üzeri okul öncesi eğitim. 3 yaşta biz çok zayıf konumdayız. Ama 4 yaşa çıktığımızda hızlı bir iyileşme var. 5-6 yaş şimdi zaten zorunlu hale geldi. Dolayısıyla okul öncesi eğitim, eğitimde kalite açısından çok kritik. Bunu kendi deneyimimden de görüyorum. Düşünebiliyor musunuz; 12 yıl okul okuyorsunuz, hatta üniversiteyi de katın 16 yıl okuyorsunuz, ama yabancı dil konuşamıyorsunuz; 3 yaşındaki çocuk yabancı dili şakır şakır konuşuyor. Onun için okul öncesi eğitim çok kritik bir değişken. Bence bizim hükümetin yakın dönemde aldığı en önemli, en doğru kararlardan biri okul öncesi eğitimi zorunlu hale getirmesidir. Bütçenin yaklaşık yüzde 20'sini, vergi gelirlerinin yaklaşık 4'te 1'ini eğitime harcıyoruz. Öğretmenleri yeniden eğiteceğiz. Çünkü her şey öğretmenle başlıyor. Onların performansını ölçmemiz lazım; hem okul bazında hem öğretmen bazında. Ondan sonra teknik ve mesleki eğitimi önceliklendireceğiz. Okul bazlı bütçelemeye gideceğiz. Biz artık özel sektörle birlikte eğitim sistemini geliştirmek istiyoruz. Yabancı dil eğitimini önceliklendireceğiz. İnşallah 4. sınıftan sonra bir yıl herkese hazırlık sınıfı olması gerekiyor. Yapabilir miyiz bakacağız. Yaşam boyu eğitim yeni dönemde çok kritik olacak."   - "Doğru yoldayız ama ilave çaba gerekiyor" Mehmet Şimşek, yatırım ikliminin de önemli olduğunu vurgulayarak, "Yatırım varsa üretim, verimlilik, istihdam vardır. Aslında yatırımların milli gelire oranında gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altındayız. Ama fena bir rakam değil, yüzde 28-29 civarında. İyi noktadayız ama arzuladığımız seviye bu değil. Keşke bunun büyük bir kısmı makine teçhizatı olsa ama değil. Kompozisyonu iyileştirmemiz lazım. Yatırım iklimini iyileştirmemiz lazım. Çünkü hem dünyadan yatırım çekmemiz hem de Türkiye'deki yatırımcıları harekete geçirmemiz lazım." görüşlerini aktardı. Küresel rekabet liginde de arzuladıkları noktada olmadıklarını ifade eden Şimşek, şöyle devam etti: "Onun için sürekli reform diyoruz. Ama şunu da kabul edelim; son 14-15 yıllık dönemde büyük bir başarı hikayesi var. Küresel doğrudan yatırımlarda eskiden Türkiye neredeyse hiç pay almazken şimdi yüzde 1'in de üzerinde bir pay alıyor. Bu önemli. 2003'ten bu yana 181 milyar dolarlık küresel doğrudan yatırım çekmişiz. Halbuki ondan önceki 20 küsur yılda 15 milyar dolar çekmişiz. Türkiye'de faaliyet gösteren küresel sermayeli şirket sayısı 5 binden 54 bin civarına çıkmış. Cazibe merkezlerinden KOBİ'lerin finansmana erişimine, yeni yatırım teşviklerinden yatırım ikliminin iyileştirilmesine kadar birçok adım attık. Ama daha çok yapmamız gereken iş var. Ar-Ge harcamalarımızın milli gelire oranı yüzde 0,9 civarı. Bu ciddi bir şekilde artmalı. Aslında biz özel sektöre teşvik veriyoruz fakat bu konuda yeteri kadar farkındalık yok. Farkındalık gerekiyor ve şu anda onun üzerinde de çalışıyoruz. Ar-Ge harcaması tek başına yeterli değil. Ürün geliştirilmesi ve bunu ticarileşmesi de önemli. OECD ülkeleri arasında Ar-Ge harcamalarında arzuladığımız noktada değiliz. Fakat ona rağmen son yıllarda gerek patent başvurusu gerek endüstriyel tasarım gerek markalaşma konusunda hızlı bir gelişme var. Demek ki Ar-Ge'yi biz yüzde 2-3'e çıkarırsak bunun bir karşılığı olacak. Bu da Türkiye'yi çok iyi bir şekilde katma değer zincirinde yukarı çıkaracak. Aslında doğru yoldayız. Birazcık ilave çaba gerekiyor." Şimşek, Türkiye'deki üretim ve ihracatın 3'te 2'sinin düşük ve orta-düşük teknoloji olduğu bilgisini vererek, bunun 3'te 2'sinin orta-yüksek ve yüksek, 3'te 1'inin de orta-düşük ve düşük teknolojiler olması gerektiğini söyledi. Bunun Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en önemli dönüşüm olduğunu vurgulayan Şimşek, Ar-Ge personelinde de ciddi bir artış olduğunu söyledi. İhracatın avro cinsinden kilogram değerinin 1,2 avro olduğunu aktaran Şimşek, burada da kat edilmesi gereken yol olduğunu bildirdi.   - "Kıdem tazminatı konusu düzeltilmeli" Başbakan Yardımcısı Şimşek, geçen yıl yeni bir patent yasası çıkarmalarının ve bir Ar-Ge paketinin mecliste kabul edilmesinin önemli adımlar olduğunu dile getirdi. Yeni dönemde yapacaklarına değinen Şimşek, "Kitle fonlaması önemli bir düzenleme. Gelecek vadeden yüksek teknoloji şirketlerine doğrudan destek verecek yeni bir yatırım hamlesi. İstihdamı artırmamız lazım. Özellikle kadınların iş gücüne katılımını artırmamız lazım. Bunu iş gücü piyasasını esnek hale getirerek ve insanımıza yatırım yaparak gerçekleştireceğiz." diye konuştu. Eğitimli kadınların arasında iş gücüne katılım oranının yüzde 70'in üzerinde olduğuna dikkati çeken Şimşek, "Şu anda Türkiye'de 5 milyonun üzerinde genç insanımız ne eğitimde ne de iş başında. Bu Türkiye için önemli bir kaynak. Bunu harekete geçirmemiz lazım. Genç işsizlik maalesef son dönemde biraz arttı. O nedenle bizim reform yapmamız lazım." ifadelerini kullandı. Şimşek, geçen yıl özel istihdam bürolarının önünü açtıklarını ve iş başı eğitimde önemli uygulamaları hayata geçirdiklerini belirterek, Ar-Ge projelerinde çalışmak üzere nitelikli eleman çekmek ve kadınların iş gücüne katılımını artırmak için ciddi adımlar attıklarını fakat daha yapmaları gereken çok şey olduğunu bildirdi. Mehmet Şimşek, şöyle konuştu: "Türkiye'de uzun süredir konuşulan kıdem tazminatı konusunun bir şekilde iş gücü piyasasının esnekliğini, mobilitesini artıracak şekilde düzeltilmesi lazım. OECD ülkelerini alın; kıdem tazminatının olduğu ülkeler, olmayan ülkelere oranla yaklaşık 1,5-2 kat daha yüksek işsizlik oranına sahip. OECD ülkelerinde haftalık ortalama çalışma saati 38 saat. Türkiye'de ise 49 saat. Türkiye'de 38 saat olsaydı istihdam yüzde 20 daha yüksek olurdu. Çünkü işe alma ve işten çıkarma kolay olması lazım. İş imkanları olduğunda alacaksınız; iş imkanları azaldığında da işsizlik fonu devreye girecek ve piyasayı esnek bir şekilde çalıştırmanız lazım. İş gücü mevzuatında en katı mevzuatlardan biri bizde. Bizim o kadar genç nüfusumuz var ki, o kadar part time çalışacak kadın var ki... Maalesef sınırlayıcı mevzuat nedeniyle arzu ettiğimiz performansı ortaya koyamıyoruz. Bizim hedefimiz istihdamı artırmak. İstihdamı artırmak için de iş gücü piyasasının daha esnek olması lazım. Dolayısıyla hem iş gücü mevzuatının gözden geçirilmesi hem de diğer düzenlemelerin yapılması lazım."   - "Büyüme kamu üzerinden olmaz" Türkiye'nin iş davaları süreleri, sözleşmelerin uygulanabilirliği ve yargı sürecinin kalitesi açısından fena bir yerde olmadığını, ancak bunların da iyileştirilebileceğini belirten Şimşek, geçen yıl bilirkişi reformu yapmalarının ve istinaf mahkemelerini kurmalarının da önemli adımlar olduğunu kaydetti. Bundan sonra bütün davaların yüzde 70-80'inin istinaf mahkemelerinde bölgesel olarak görüleceğini anlatan Şimşek, "Yani Yargıtayda, Danıştayda milyonlarca dosya birikmeyecek. arabuluculuk ve ihtisas mahkemeleri de önemli adımlar." dedi. Şimşek, Türkiye'de vergi tabanının oldukça dar olduğunu ifade ederek, "Bir anlamda dolaylı vergilere sırtımızı dayamışız. Bütçe esnekliği arzuladığımız düzeyde değil. Personel giderlerinin bütçe içindeki payı yüzde 18'lerden yüzde 30'lara çıkmış durumda. Türkiye'nin mutlaka vergi tabanını genişletecek basit mevzuata ihtiyacı var. Yani mükellef haklarını koruyacak ama bir o kadar da vergi tahsilatını, vergi gelirini etkinleştirecek çok kapsamlı bir reforma ihtiyaç var. Bu reformun aslında tüm bileşenleri de hazır. Harcama reformunu önceliklendirmeye ve performansa dayalı bütçeye ihtiyacımız var. 'Geçen sene 100 lira vermiştik, bu sene 110 verelim' doğru bir yaklaşım değil. 'Geçen sene 100 verdik 50 liralık iş yaptınız, kusura bakmayın bu sene 25 lira veriyoruz' diyebilmeliyiz." yorumunu yaptı. Kamu idari reformunun da önemli olduğunu aktaran Şimşek, burada da personelin performansının ölçülmesi, performansa dayalı bir kültürün oluşturulmasının hedeflendiğini dile getirdi. Şimşek, uzun vadede iş gücü ve sermayenin ne kadar verimli çalıştırıldığının ve kurumların kalitesinin önemine işaret ederek, bunlar iyiyse hızlı ve kalıcı refah artışının sağlanabileceğini söyledi. Mehmet Şimşek, "Büyüme kamu üzerinden olmaz. Kamu eliyle büyüme arzulanan sonuçları doğurmaz. Bunun net olarak altını çizmek istiyorum. En iyi büyüme özel sektör eliyle, yüksek verimli ve ticarete konu olan sektörlerdeki büyümedir. Dolayısıyla verimliliği artırmak için reform yapmamız lazım. Altyapı, beşeri sermaye, Ar-Ge ve inovasyonun önceliklendirmesi doğrudur. Önceliklerimiz doğru. Doğru yoldayız. Daha çok koşmamız lazım." diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Şimşek, şunları söyledi: "Türkiye'deki girişimcilik ruhu çok güzel. Küresel sıralamalarda 36'ncı sıradayız. Finansmana erişim, sermaye piyasaları derinleştirilirse ilk 15’e ilerleyebiliriz; Türkiye zıplar. Burada sınırlayan finansmana erişim. Bu da enflasyonun kalıcı olarak yüzde 5’in altına düşürülmesiyle sağlanır. Yani sermaye piyasalarındaki derinleşme sadece bir temenniyle, kanunla, fiziki yapıyla olmaz. Sermaye piyasalarının gelişmesi için enflasyonun kalıcı şekilde yüzde 5'in altına inmesi lazım. Bu da bizim sıçramamıza yol açar."   - Teknolojilere destek vermek için banka kurma planı Konuşmasından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şimşek, teknolojilere destek vermek için banka kurma planlarına yönelik bir soru üzerine, "Ya bir banka yapılandırmak lazım ya da yeni bir banka kurmak lazım. Ama o konuda kararı önümüzdeki aylarda vermemiz lazım." dedi. Uzun bir süredir Türkiye Kalkınma Bankasını yeniden yapılandırmak için çalıştıklarını aktaran Şimşek, şimdi tamamen piyasa perspektifiyle, risk sermayesi türüyle bir yapı ile yola mı çıksak diye bir konu olduğuna işaret ederek, "Ama o konu mayıs sonrasında oturulup, tartışılıp, karar verilecek bir konu." diye konuştu. Şimşek, gıda komitesi ile yapacağı toplantıda ne gibi önlemler üzerinde konuşacaklarının sorulması üzerine, "Daha konuşmadığımız için size anlatamam. Yorum yapmam, komite toplanacak, herkes fikirlerini ortaya koyacak. Ona göre adım atacağız." değerlendirmesinde bulundu. Bölgedeki DEAŞ saldırıları sonrası Ortadoğu'da ihracat oranlarının düştüğünün hatırlatılması üzerine Şimşek, "Biz Türkiye olarak bölgemizin huzur, istikrar ve refah içerisinde büyümesini istiyoruz. Bu Türkiye'nin menfaatine. İşte bölgede çalkantı olunca ister istemez Türkiye'ye yansıyor." dedi.