01.04.2017 Cumartesi 23:54
Başbakan Binali Yıldırım, CNN Türk - Kanal D ortak yayınında, Van'da muhteşem bir miting yaptıklarını, yarın Ankara ve Kayseri'de mitingi yapacaklarını anlattı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'deki birçok gücün, tek bir kişinin elinde toplanmasıyla ilgili eleştirisi olduğu ve bunun ciddi sorunlar yaratabileceğini söylediği hatırlatılarak, "Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının yeni anayasayla birlikte fesih yetkisi olacağını ifade ediyor. Eski mevcut sistemde bunlar TBMM'nin yetkisinde ancak kanun çıkması gerekiyor. Yeni düzende bunun tek bir kişinin elinde toplanacağını ve bunun da demokrasi açısından sorun teşkil edeceğini ifade ediyor. 'Bir kişiyi satın alırsanız, Türkiye'yi ele geçirirsiniz'. diyor." ifadeleri üzerine Başbakan Yıldırım, şunları söyledi: "Ne demek o? Bir kişiyi satın almak ne demek? Nasıl ikna edeceksiniz? Bir kişi dediğiniz insan, halkın yüzde 50'sinden fazlasının oyuyla iş başına geliyor. Tek adam nerede olur? Tek adam padişahlıkta, monarşide, diktatörlükte olur. Orada da zaten halkın oylarıyla gelmiyor. Çeşitli şekillerde ya soydan ya da darbelerle geliyor. Parlamentoyu, demokratik sistemleri ortadan kaldırıyor. Bir takım güçleri kullanarak yani silahlı güçleri kullanarak, vesayet odaklarını kullanarak iktidarda olmaya devam ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu herhalde bu anayasanın görüşmelerinde neler konuşulduğunu, neler yapıldığını Mecliste takip etmedi. Bütün bunlar konuşuldu Mecliste. Milletvekillerini ikna etmek için her yolu denediler. Bizim grubumuza, MHP grubuna yönelik duygusal mesajları verdiler. Her şeyi yaptılar. Hatta olmadı kaba kuvvete de işi götürdüler. Kürsü işgalleri oldu, oy verme kabinlerinin önü işgal edildi. Tüm bunlar yaşandı. Komisyon çalıştırılmamaya gayret edildi. Milletin seçtiği Meclis, milletin seçtiği vekiller çalıştırılmamaya gayret edildi. Bütün bunların sonunda milletin seçtiği Meclis, milletin seçtiği vekiller bu anayasa değişikliğine Mecliste 'olur' verdi. Şimdi de milletten onaya gidiyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu, bunu darbeyle karıştırıyor." Anket sonuçlarına ilişkin soru üzerine Yıldırım, "Anket sonuçları var tabii ama paylaşmayacağım. Ben vatandaşlarımıza biraz saygısızlık olarak görüyorum. Çünkü gerçek anket, gerçek sonuç vatandaşlarımızın 16 Nisan'da sandığa gidip vereceği oylardır. Ondan önce tahmin yapılabilir. Çalışma alanlarını, nereye yoğunlaşmak gerektiğini, hangi alanlarda daha fazla gayret göstermek gerektiğini anlamak için çalışmaları partimiz yapıyor, çeşitli sivil toplum kuruluşları yapıyor. Ama benim bir prensibim var, anketlere inanırım ancak kendim yaparsam." yanıtını verdi. "Anketlerde beklediğiniz neticeleri görebiliyor musunuz?" sorusuna karşılık Yıldırım, "Allah'a şükür biz rahatız, bir problem yok. Vatandaşımız bugüne kadar hiç yanlış yapmadı. Biz de yanlış bir iş yapmıyoruz. Yanlış yapmadığımıza inanıyoruz. Bu yaptığımız değişiklik MHP ile beraber, eminim ki vatandaşımız tarafından da onaylanacak. 'Evet' oylarıyla, bu halk oylaması 16 Nisan'da sonuçlanmış olacak." dedi. "Cumhurbaşkanının, fesih yetkisi yok" Başbakan Binali Yıldırım, gündemdeki fesih tartışmasına ilişkin, şunları anlattı: "Cumhurbaşkanının fesih yetkisi yok. Fesihler, darbe anayasalarında olur. 15 Temmuz başarılı olsaydı, Meclis feshedilecekti, parlamento kapatılacaktı. Nitekim 1980, 1960'da Meclis feshedildi. Darbelerde meclisler feshedilir. Ne var? Fesih yok ama bir şey var. O da seçimlerin yenilenmesidir. Seçimlerin yenilenmesi bir tıkanmaya karşı, krize karşı bir tedbirdir. Mevcut anayasanın 116. maddesinde Cumhurbaşkanı Meclisi seçime götürebiliyor. Seçime götürme ayrı bir şey, kapatmak ayrı bir şey. Fesih, Meclisin kapatılmasıdır. Seçime götürebiliyor. Hangi şartla götürüyor. Diyelim ki seçim oldu. 7 Haziran'ı hatırlayalım. Tek başına bir parti iktidara gelmedi. Hükümet kurma görüşmeleri de sonuç vermedi. 5,5 ay sonra Türkiye'de tekrar seçim yapıldı. Bu şekilde bir yetki bunu değiştiriyor. Bu kalkıyor. 116. maddeye değişiklik yapılıyor. Deniyor ki 'Cumhurbaşkanı seçim kararı alabilir.'. Aynı şekilde TBMM de seçim kararı alabilir. Karşılıklı seçim yenileme yetkisi veriliyor. Ama burada bir ince nokta var, diyelim ki Meclis seçime gitme kararı aldı herhangi bir nedenle, kendi seçimini de yeniliyor, cumhurbaşkanını da seçime götürüyor. Otomatik olarak iki güç birden seçime gidiyor. Veya Cumhurbaşkanı seçime gitme kararı aldı, kendisi gittiği gibi Meclis de seçime gitmek zorunda. Çünkü seçimler aynı gün yapılıyor, 5 yılda bir yapılıyor. O yüzden alınacak seçim kararı, her iki iradeyi, meclis iradesini de cumhurbaşkanlığı iradesini de bağlıyor."