24.02.2017 Cuma 14:39
Başbakan Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Çevre Projeleri Açılış Töreni'ne katıldı. Türkiye'ye yakışan 120 tesisin açılışını gerçekleştireceklerini dile getiren Yıldırım, "AK Parti hükümetlerinin bir sıkıntısı var, iş çok, açılış için zaman yok. Onun için yüzer yüzer, 2 yüzer 2 yüzer paket, demet yapıyoruz öyle açıyoruz. Eskiden, o zayıf iktidarlar döneminde 'Ya bir şey bulun da açalım, bir çeşme yok mu? Bir şey bulun, oraya geleceğim.' Valiyi, kaymakamı behuzur ederlerdi ama Allah'a şükür şimdi zaman yok. O kadar çok eser, o kadar çok proje var ki hamd olsun." diye konuştu. 81 ile 955 milyon liralık yatırım Yıldırım, sokakları süpüren temizlik araçlarına ilişkin şunları söyledi: "Eskiden bizim sokağın çöpçüleri vardı. Çalı süpürgesi, bir kürek sapına takılmış vaziyette, süpürürken ortalık toz duman. Temizlik yapayım derken, etrafı toz duman içinde bırakırdı. Şimdi makinenin üzerinde keyfini bozmadan süpürüyor. Kaldırımlarla yol arasında biriken ne var ne yok toplayıp, deposuna atıyor. Ayrıca 20 bin çöp konteynerinin dağıtımı da yapılacak. 81 ilde açılışı ve dağıtımı yapılan bu projelerin, hizmetlerin, araçların ve diğerlerinin toplam bedeli 955 milyon lira. Kaba taslak 1 milyar liradan bahsediyoruz. Şehirlerimize, ilçelerimize, beldelerimize helali hoş olsun. Yeter ki çevremiz temiz, şehirlerimiz daha yaşanabilir marka şehirler olsun." "184 ova tarımsal sit alanı ilan edildi" Başbakan Yıldırım, 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman yaptıklarını belirterek, "Artık diyoruz ki 'Sen şurayı al, burayı ağaçlandır. Buradan da bir şeyler üret, nemalan. Şimdi en son aldığımız karar, bu çok önemli, millet şimdi gidiyor, mümbit, bereketli topraklara bina yapıyor, fabrika yapıyor. Yazık günah, oradaki yamaçlar, meralar, kıraç yerler boş duruyor. Şimdi Tarım Bakanlığımız bir karar aldı. Türkiye genelinde 184 tane ova var. Bu ovaları tarımsal sit alanları ilan ediyoruz, ettik. Bunun dışında bir amaçla kullanılmayacak. Bu çok önemli bir şey tarım ve verim için." dedi. "Mavi bayraklı sahip salısı 444'e çıktı" Konuşmasında daha önce gemilerin çöplerinin toplanmadığına da değinen Yıldırım, "Atıkları alınmıyordu, onlar ne yapıyordu? Limanda denize boşaltıyordu. Şimdi bu da yasaklandı. 269 limanda atık toplama, tesisi var. Bunlar alınıyor, kimisi enerjiye dönüştürülüyor, kimisi gübreye dönüştürülüyor. Hepsi cins cins ayrılıyor. Bu şekilde bir işlemden geçiriyor. Denize kıyısı olan şehirlerimize mavi bayrak veriliyor. Bu neye göre veriliyor? Oradan denize lağım akıyor mu, atık sular akıyor mu, yağ bırakılıyor mu? Bunlara göre değerlendiriyorlar, bayrak veriyorlar. 15 yılda, mavi bayraklı sahil sayımızı 127'den 444'e çıkardık, dünyada ikinciyiz." "Tek mücadeleyi veren Türkiye" Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki vatandaşlara seslenen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siz kimliğinizle gurur duyun. Kürtsünüz, Kürtlüğünüzden iftihar edin ama PKK terör örgütünün sizinle ilgili hiçbir derdi yok. Bunların işi gücü size hayatı zehir etmek. Yaşlı, çocuk demez. Viranşehir'de 11 yaşında çocuğu alçakça şehit ettiler. Oradaki bir bekçiyi şehit ettiler. Bunların Kürtler diye bir sorunu yok. Asıl Kürt vatandaşlarımızın terör örgütü gibi bir sorunları var. Bu sorunu gündemden kaldıracağız. Allah'a şükür kalkmaya başladı." Başbakan Yıldırım, dünyada aynı anda üç tane terör örgütü ile mücadele eden başka bir ülke olmadığını ifade ederek, Türkiye'nin FETÖ, PKK ve DEAŞ terör örgütüyle amansız mücadele ettiğini söyledi. Yıldırım, şunları kaydetti: "Dünya DEAŞ ile mücadele ediyormuş gibi davranıyor. Gerçekte mücadele eden yok. Tek mücadeleyi veren Türkiye. Fırat Kalkanı ile elhamdülillah Bab'ı da hallettiler ve oradaki insanlar normal hayatlarına döndüler. Bir yandan 5 yıldır 3 milyonu bağrımıza bastık, bununla sınırlı değil. Ege adalarından gitmek için denize açılan 5 yılda 50 bin insanı ölümden döndürdük. Bizim inancımıza göre bir kişiyi yaşatsan bile bütün cihanı yaşatmış gibi oluyor." "Nereden nereye geldiğimizi milletimiz görüyor" Bu alanda iktidarları döneminde yaptıkları bazı çalışmalara da değinen Yıldırım, şunları kaydetti: "15 yılda memleketin bir ucundan diğer ucuna uzanan yeni bir Türkiye inşa ettik. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizi, şehirlerimizi, insanımızı ihya etmek üzere önemli bir hamle başlattık. Cemil Meriç'in ifadesiyle kökü derinlerde olan bir çınarı yaşatmak için kolları sıvadık ve bugünlere geldik. Yaşanabilir marka şehirler bizim AK Parti iktidarının şehircilikteki en önemli hedefidir. Şehirlerimizi 7'den 70'e herkesin huzur içinde, hayatını sürdüreceği bir hale getirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Nihai hedefimiz bu. Buna uygun adımlar kararlılıkla atılıyor. Elbet her şey bir anda olmuyor. Bu bir dönüşüm, bu bir ihya hareketi ve zaman içerisinde daha ideal hale gelecek." "Bu alçaklara anlayacakları dilden en güzel cevabı verdik" Uzun bir seçim kampanyası döneminden sonra tek başına iktidar olma şansını yakaladıklarını, ancak Ankara'ya geldiklerinde birilerinin, "Hoş geldiniz, biz sizin yeni ortaklarınızız." dediğini aktaran Yıldırım, "Siz kimsiniz, biz sizi hiç görmedik?" dediklerinde ise "Bizi göremezsiniz biz bu devletin bekçileriyiz, siz yanlış yaparsanız biz düzeltmeye memuruz.' yanıtını aldıklarını anlattı. Yıldırım, şunları söyledi: "Kim verdi size bu yetkiyi? Cevap yok. Öyle diyenler AK Parti iktidarında gereken cevabı aldılar. 27 Nisan Bildirgesi, hemen iade ettik. 'Milletin iradesi üzerinde güç tanımayız' dedik. Olmadı, 17-25 Aralık. Yine aynı şeyi söyledik. Olmadı kapatma davası. Olmadı ve en son 15 Temmuz. 15 Temmuz'da bu sefer tankları ile toplarıyla bombalarıyla geldiler. Ama vatandaştaki iman gücü, memleket sevgisi her şeyin üzerinde. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla o gün cumhurbaşkanının, başkomutanının çağrısı ile meydanları doldurdu ve bu alçaklara anlayacakları dilden en güzel cevabı verdik." "Orada da Ali Cengiz oyunları başlıyor" Bu işlemin en az 2-3 ay sürdüğünü belirten Yıldırım, tek başına iktidar yoksa, bazen kurulan hükümetlerin güvenoyu dahi alamadan yok olup gittiğini söyledi. Başbakan Binali Yıldırım, şunları kaydetti: "Yani millet sandıkta memleketi kimin yöneteceğine karar veremiyor. Veremediği için orada da Ali Cengiz oyunları başlıyor. Milletin seçtiği değil, vesayet odaklarının uygun gördükleri birbiri ile hükümet kuruyor. Hatırlayın 1995 seçimlerini hatırlayın. Orada Refah Partisi ile önce zannediyorum Anavatan Partisi koalisyon kuracaktı. Son dakikada birileri birinin kulağını çekti, vazgeçtiler. Bu sefer diğeri kuruldu Doğru Yol ile Refah ama onları da rahat bırakmadılar. 28 Şubat postmodern darbesi, cumhurbaşkanı orada vesayet odakları ile birlikte hareket etti ne yazık ki." "Rejim falan değişmiyor, onların kimyası değişiyor" Başbakan Yıldırım, "Rejim falan değişmiyor, onların kimyası değişiyor. Bu değişime ayak uydurmak mecburiyetinde. Ama bunların böyle bir derdi yok. Çalışıp çabalayarak iktidar olmak diye derdi yok." ifadelerini kullanarak, şöyle devam etti: 'Ömürleri boyunca terlemeden, yorulmadan ya ihtilaller öncesi ya ihtilal sonrası iş çıkarmışlar. Artık yağma yok, davetsiz misafirlere geçit yok. İşin adını millet koyuyor, sandıkta hükümeti kuruyor, sandıkta da hesabını soruyor. İki sandık arasında vekillere de cumhurbaşkanına da yetkiyi veriyor. Olay budur. Bunun dışında söylenenler hep lafı güzaf, kafa karıştırma, tamamen yanlış yalan beyanlarla milleti ifsat etme. Bizim milletimiz bunların hepsini bilir, basiretli, engindir, ariftir. Neyin yapıldığını, neyin yapılmadığını millet çok iyi bilecektir ve inşallah milletimiz 16 Nisan'da Türkiye'nin 2023 hedeflerine giden, aydınlık Türkiye'nin yolunu açacak, sürekli istikrar, tek başına iktidar dönemini başlatacak ve böylece artık zaman israfının önüne geçeceğiz, projeler gecikmeyecek, belirsizlikler ortadan kalkacak, her şey tıkır tıkır çalışacak. Meclis kendi işini yapacak, hükümet de kendi işini yapacak. Meclis kanunları yapacak, hükümeti denetleyecek millet adına. Tam bir demokratik erklerin denge ve kontrol sistemi içerisinde çalışması gerçekleşmiş olacak."