03.08.2013 Cumartesi 19:05
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin geleceğini sadece sandığın belirleyeceğini söyledi. Erdoğan, "Şiddete başvurmuyor diye, polise taş, molotof, demir bilye atmıyor diye hiç kimse milleti yok saymasın. Sokaklara taşmıyor diye, dükkanların camını çerçevesini indirmiyor diye, hiç kimse milleti yok saymasın. Millet eğer bize 'git' derse, boynumuz kıldan incedir, gideriz; millet eğer bize 'kal' derse, milletin emanetini de namus bilir, şeref bilir, son nefesimize kadar o emaneti koruruz. Demokrasinin, bundan başka bir manası yoktur." diye konuştu. Küçükçekmece Belediyesi tarafından yaptırılan Arenamega Gösteri ve Kültür Merkezi’nin açılış töreni Halkalı’da gerçekleştirildi. Açılış törenine Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu katıldı. İlahi konseri ile başlayan törende daha sonra kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, bir konuşma yaptı. Konuşmasında açılışını yaptığı gösteri merkezinden övgü ile söz eden Erdoğan, Küçükçekmece’de yapılan hizmeti takdir ettiğini söyledi. Konuşmasında bütün İslam aleminin Kadir Gecesi’ni tebrik eden Erdoğan, "Bu mübarek gecede, Mısır’da çok zor bir Ramazan geçiren kardeşleriniz için dualarınızı eksik etmeyin. Bu mübarek gecede, Suriye’de, bölgenin en kanlı katliamlarına maruz kalan kardeşlerinizden dualarınızı esirgemeyin. Somali’de, Myanmar’da, Afganistan, Irak, Filistin’de; yeryüzünde haksızlığa, yokluğa, yoksulluğa maruz kalan kardeşlerinizi, dostlarınızı lütfen dualarınızda hatırlayın. Buruk bir Ramazan yaşadık, Kadir Gecesi’ne çok mahzun duygularla giriyoruz ve Ramazan Bayramı’nı da hüzünle karşılıyoruz. Ancak şunu da biliyoruz ki, her karanlık gecenin mutlaka aydınlık bir sabahı vardır. Sabrın, tahammülün sonu, mutlaka ve mutlaka zaferdir. Asla karamsar olmayacağız, kötümser olmayacağız, umutsuz olmayacağız.” ifadelerini kullandı. Konuşmasına açılışını yaptığı gösteri merkezini 'muhteşem' diye nitelendiren Erdoğan, "Küçükçekmece 20 yıl öncesi ile buralar bir felaketti. Buralar çamur deryasıydı. 94’de belediye başkanı olduğumuzda mesafe alamıyorduk. Mesafe almak için dertli olmak gerekiyordu. O zamanlar dertli başkanlar yoktu. Büyükşehir olarak yapmamız gerekenleri yaptık. Bugün, İstanbul’da, Küçükçekmece ilçemizde, gerçekten muhteşem bir eserin açılışını hep birlikte gerçekleştiriyoruz. Şu eserin şuanda Türkiye’de Avrupa’da benzeri yok. Tüm Türkiye’ye hitap edecek, tüm Türkiye’nin gurur kaynağı olacak çok büyük bir yatırımı bugün resmi olarak İstanbullularla, Türkiye ile uluslararası toplantılar ile buluşturuyoruz. 30 dönüm arazi üzerinde, bu muhteşem sahnesi, kendine has mimarisi, dünyaya örnek olacak ışıklandırma ve ses sistemi ile, kapalı spor salonuyla, bu güzel eser, inşallah hem İstanbul’un, hem Türkiye’nin önemli bir sanat merkezi olacak." diye konuştu. BAŞBAKAN’DAN TÜRKÇE İSİM İSTEĞİ Konuşmasında eserlere Türkçe isim verilmesi konusuna değinen Erdoğan şöyle devam etti: "Açılışını yaptığımız kamu ya da özel sektör yatırımlarında Türkçe hassasiyetini kaybettik. Ne yazık ki bizim, son derece zengin bir dilimiz var. Türkçe, bir bilim dili, bir medeniyet dili olduğu kadar, çok geniş bir coğrafyada, yüz milyonlarca insan tarafından konuşulması hasebiyle, uluslararası boyutu da olan bir dildir. Dilimizin bu vasıflarının ötesinde, bizim tarihimizde, isminin yaşatılması, anılması, hafızalarda hiç unutulmaması gereken çok sayıda bilim, sanat insanımız, gönül insanımız, kahramanlarımız, devlet adamlarımız var. Eserlerimize isim koyarken, asla yokluğunu ve yoksunluğunu hissetmeyeceğimiz bir tarihimiz, kültürümüz, medeniyetimiz var. Bir çocuğa, ya da bir çocuk kadar değerli olan bir büyük esere isim koyarken, başka dillere, başka simge ve sembollere hiç ihtiyaç duymadan, kendi dilimizi ve kendi medeniyetimizi yaşatacak bir anlayışı sürdürmemiz gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla, bugün açılışını yaptığımız, Türkiye’nin ve Avrupa’nın her açıdan bu büyük eserine, Aziz kardeşim inşallah Arenamega yerine daha bizden daha bizim kültürümüzden isim düşünülmesini de sizlerin takdirlerine ve fikirlerine sunuyorum." Son aylarda yaptıkları açılışları hatırlatan Erdoğan şunları söyledi: “Ağustos ayının ilk 3 gününde, Yüksek Askeri Şura toplantılarımızı yaparak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeni komuta kademesini belirledik. Ardından, bugün, Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın en büyüklerinden olacak bir gösteri merkezinin açılışını gerçekleştiriyoruz. Yarın, inşallah, Marmaray’da incelemelerde bulunacak, test sürüşlerini gerçekleştireceğiz. Test sürüşlerinin tamamlanmasıyla, inşallah 29 Ekim’de, dünyanın büyük şaheserlerinden biri sayılan Marmaray’ı hizmete açacağız. Aynı tarihte Ankara İstanbul Yüksek Hızlı Tren Hattı'nı da bitirmiş olacak, bir aksaklık olmazsa İstanbul’u hızlı trenle kesintisiz olarak Ankara’ya bağlamış olacağız. Açıkçası, Nisan ayından beri, Cumhuriyet tarihimizin her alanda en parlak aylarını, en parlak dönemlerini yaşıyoruz. Ekonomide olsun, yatırımlarda olsun, reformlarda olsun, Türkiye’ye çok büyük eserler, çok büyük başarılar, büyük düzenlemeler kazandırıyoruz. Bakın Nisan ayında, Türkiye ekonomisinin 2012 büyüme rakamları açıklandı. Dünyanın birçok ülkesi, gelişmiş ekonomiler, Avrupa ülkeleri, Avrupa Birliği ekonomide daralırken, ya da çok cüzi büyümeler kaydederken, biz yüzde 2,2 büyüme oranıyla çok farklı bir yerde durduk. Mayıs ayı, hatırlayacağınız gibi, gerek ekonomik başarılar, gerek yatırımlar noktasında çok parlak bir ay oldu." "İÇERİDE VE DIŞARIDA TÜRKİYE'NİN GELİŞMESİNİ ENGELLEMEK İÇİN ÇABA SARFEDELİYOR" İçeride ve dışarıda Türkiye’nin gelişmesini engellemek için çaba sarf edildiğini belirten Erdoğan, "Biz hiç durmuyoruz. Yatırımlarımıza, hizmetlerimize, reformlarımıza hiç durmadan, hiç duraklamadan, hiç ara vermeden devam ediyoruz. Sanal gündemlere takılmadan, yapay gündemlere aldanmadan, Türkiye’nin gerçek gündemiyle ilgileniyor, Türkiye’yi belirlediğimiz hedeflere ulaştırmak için çok yoğun şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye, üst üste böyle büyük başarılar elde ederken, üst üste büyük sevinçleri yaşarken, en kronik sorunlarını çözüm yoluna koyarken, elbette, içerde ve dışarıda Türkiye’nin hasımları da boş durmuyor. İçerde ve dışarıda, Türkiye’nin bu kutlu yürüyüşünü engellemek, yavaşlatmak, akamete uğratmak için yoğun çaba sarf edildiğini de çok net olarak görüyoruz. Şunu açık yüreklilikle ifade ediyorum. Türkiye, 2002 sonunda başlattığı kutlu yürüyüşünü hız kesmeden sürdürüyor ve kararlılıkla sürdürecek. Buna hiç kimse mani olamaz. Hiç kimse, Türkiye’nin büyümesini, yükselmesini durduramaz, yavaşlatamaz. Bundan 10 yıl önce, bir Anayasa kitapçığı fırlatıldığı için, Türkiye tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşamış, milletimiz çok ağır faturalar ödemişti. Türkiye’yi, hala o günlerdeki kadar zayıf, çelimsiz, en küçük rüzgarda savrulan bir ülke zannedenler varsa, onlar çok büyük bir yanılgının içindeler. Şu anda, ekonomisiyle küresel ölçekte büyük bir Türkiye var. Şu anda, dış politikasıyla, küresel ölçekte söz sahibi, aktif, hakkı savunan, mazlumların yanında duran bir Türkiye var. Şu anda, içerde kardeşliğini pekiştiren, sosyal dokusunu güçlendiren, refahını artıran, geleceğe her zamankinden çok daha güvenle bakan bir Türkiye var. Bizi güçlü kılacak bir sır söyleyeyim mi? Bir olacağız,beraber olacağız. Kardeş olacağız. Büyük Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Bizi, hedeflerimizden uzaklaştırmak için her türlü senaryoyu uygulamaya çalışacaklar ve çalışıyorlar. Bize, 2023 hedeflerine ulaşmayalım diye, her türlü tuzağı kuruyorlar ve tuzağa düşmemiz için gayret gösteriyorlar. Biz bunların hiç birine aldanmayacağız. Biz, bütün bu senaryoları boşa çıkaracak, bütün bu tuzakları Allah’ın izniyle hep birlikte alt üst edeceğiz. Şunu bir kere herkesin bilmesini, herkesin her an hatırında tutmasını özellikle rica ediyorum. Biz, partimizi kurarken, 3 Kasım seçimlerine girerken bir şey söyledik. 10,5 yıllık iktidarımız süresince, demokrasiyi, milli iradeyi, milletin söz ve kararını yüceltmek, güçlendirmek için sürekli, ama sürekli gayret gösterdik. Türkiye’de artık buradan geriye gidiş yok." şeklinde konuştu. "TÜRKİYE'NİN İSTİKAMETİNİ MİLLİ İRADE BELİRLER" "Türkiye’nin istikametini milli irade belirler. Türkiye’nin rotasını sadece ve sadece millet çizer. Ne medya, ne sosyal medya, ne sermaye, ne de terörize edilen sokaklar değil; Türkiye’nin geleceğini sadece millet, sadece sandık belirler." diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Şiddete başvurmuyor diye, polise taş, molotof, demir bilye atmıyor diye, hiç kimse milleti yok saymasın. Sokaklara taşmıyor diye, dükkanların camını çerçevesini indirmiyor diye, hiç kimse milleti yok saymasın. Manşetlere çıkmıyor diye, uluslararası gazetelerde, kirli mektupların altına imza atmıyor diye, hiç kimse milleti yok saymasın. Bu millet her zaman vakarla, ağır başlılıkla, aklıselimle hareket etmiştir. Bu millet, manşetini sandıkta kendisi atmış, mektubunu, mesajını sandıkta kendisi her zaman başarıyla vermiştir. Millet sandıkta neyi, kimi işaret ediyorsa, herkes buna boyun eğmek, bunu kabullenmek, bunun gereğini yapmak zorundadır. Millet eğer bize ‘git’ derse, boynumuz kıldan incedir, gideriz; millet eğer bize ‘kal’ derse, milletin emanetini de namus bilir, şeref bilir, son nefesimize kadar o emaneti koruruz. Demokrasinin, bundan başka bir manası yoktur. Dünyanın her yerinde gerçek demokrasi böyle tecelli eder, sandıkta tecelli eder. Demokrasi, birbirinin hakkına, hukukuna, yaşam tarzına olduğu kadar, birbirinin tercihine saygı gösterme rejimidir. Birileri bizi Mısır yapmak istiyorsa eyvallah mı diyelim. Asla. Mısır’da gasp edilmiş bir millet var. Buna saygı duyulabilir mi? Benim buna saygı duymam mümkün değildir. Türkiye askeri darbelerden çok çekti. Biz bu bedeli ödedik istiyoruz ki başka kardeşlerimiz bu bedeli ödemesin. Aynı vatan toprağı üzerinde, aynı bayrak altında, 76 milyon biriz, beraberiz, hep birlikte Türkiye’yiz." Konuşmasının ardından Erdoğan açılış kurdelesini kesti.